• o kadar yoğun yaşanabilir ki dikkat edilmediği takdirde pms e dahil olduğunun anlaşılması zor olabilir. çünkü tipik canın tatlı istemesi, zırt kavga pırt ağlama nın ötesindedir. ne kadar ötesindedir, şöyle ki;

    # feelings of sadness or despair, or possibly suicidal thoughts (umutsuzluk ve üzüntü hissi diyor, ya da belki intihar düşünceleri )

    # feelings of tension or anxiety ( anksiyete ya da gerilim sinir hiddet diyor)

    # panic attacks (panik atak )- (beni es geçen tek semptom hayretler içerisindeyim. bi dahaki aylara artık, neye niyet kime kısmet )

    # mood swings, crying (ani mod değişiklikleri, haleti ruhiyede salınımlar bir oraya bir buraya, ağlamak ki ikinci kez izlenen charlie'nin rose a bana yardım et demesine , kate'in maket uçağına bile)

    # lasting irritability or anger that affects other people ( sürekli bi hırçınlık, terslik, herkese her şeye gıcık olma durumu, ya da başkalarını etkileyebilen kızgınlık vs.)

    # disinterest in daily activities and relationships (günlük aktivitelere ya da ilişkilere ilgisizlik )

    # trouble thinking or focusing (düşünmede ya da odaklanmada zorluk)

    # tiredness or low energy ( yorgunluk veya az enerji hatta yok enerji falan genelde)

    # food cravings or binge eating ( turşu, dolma, zeytinyağlı yaprak sarması, künefe, tantuni :( ya da "yemicem bi şey " durumu)

    # having trouble sleeping ( uyumada zorluk çekme)

    # feeling out of control ( deliriyo muyum? niye böyleyim? vs)

    # physical symptoms, such as bloating, breast tenderness, headaches, and joint or muscle pain (fiziksel semptomlar, ben bunları önemsemiyorum diğerlerinin yanında o yüzden özet, başağrısı, eklem ağrısı falan)

    bu semptomlar kadından kadına değişiklik gösteriyormuş. o kadarını bilemicem ama eğer pmdd den muzdarip olduğunu söyleyen bi hatunla yakın ilişki içerisindeyseniz, rica ediyorum ;

    su gibi olunuz.
  • hayatımın yarısını cehenneme çeviren şey. basit bir gerginlik hali, kadınsal bir huzurluk dönemi değildir pmdd; bildiğiniz pms'nin çok daha ağır halidir. dakikada bir basan ağlama krizleri belki de sendromun en masum sürecidir. hiçbir suretle önüne geçemediğiniz öfke nöbetleriyle hayatı hem kendinize hem de yakınlarınıza zindan edersiniz. benim durumumda adetten yaklaşık 15 gün önce başlamakta ve adetin ilk gününde bıçak gibi kesilmektedir. devasa boyutlara ulaşan öfke, umutsuzluk, kırgınlık, değersizlik hisleri ile kendimi yerden yere attığım, saatlerce ağladığım, hırsımı alamayıp kendimi duvardan duvara vurduğum, kendime kendi kendimi pataklamak suretiyle zarar verdiğim, erkek arkadaşımın canını yaktığım, eminönü'nden ataşehire kadar sesim kısılana dek mütemadiyen böğürdüğüm (altını çiziyorum; ağlamak, haykırmak değil, böğürmek) bu pmdd şeysinden nefret ediyorum. bazen bu patlamalardan öyle yorgun düşüyorum ki, yorganı başıma çekip "allah'ım al canımı, al n'olursun, al" diye içli içli ağlıyorum. ve bütün bunlar olup biterken, belki tam anlamıyla yardım edemeyen ama her türlü pisliğime rağmen beni bırakmayan -ki bırakmaması bile mucize sayılır- bir sevgiliye sahip olmak, tutunduğum tek dal. en çok zararı önce kendime, sonra ona veriyorum; en çok da ona verdiğim zarara üzülüyorum. bu ay itibariyle prozac kullanmaya başlayacağım. benim düşüncelerimden yana sıkıntım yok; benim sorunum tepkilerimin zıvanadan çıkması. dolayısıyla ilaçtan beklentim tepkilerimi makul seviyede tutabilmeme yardımcı olması. ben de normal insanlar gibi hayatımı kısmen dengeli bir bütünlük içinde yaşamak istiyorum. çok şey mi istiyorum?
  • pms kadınların 30-80% i arasında görülürken, pmdd kadınların 3-8%'inde görülür.reglin ilk gününden önceki 5-14 günü kapsayan bir bunalım sürecindeyseniz bundan şüphelenmelisiniz. bazı belirtileri aşağıdaki gibidir:
    mutsuzluk, karamsarlık, sürekli ağlama
    ölme isteği, intihar fikirleri
    çaresizlik hissi
    anksiyete
    duyguların birden değişmesi
    öfke kontrolsüzlüğü, aşırı sinirlilik, tahammülsüzlük
    daha önce yapılan aktivitelere artık ilgi duymama
    enerji yoksunluğu, sürekli yorgunluk
    iştah kapanması, aşırı yeme, belli başlı yiyecekleri aşerme
    uykusuzluk, aşırı uyku
    unutkanlık
    boğulma hissi, kontrolden çıkmış gibi hissetme...

    arkadaşlarıma her zaman, bir gün intihar edersem bunun pmdd yaşadığım bir anda olması muhtemel derim.
    siz siz olun başa çıkamayacak durumdaysanız bir doktora görünün.
  • kendisinden muzdarip olduğum rahatsızlık. düzenli spor yaptığım dönemlerde hiç kendini göstermiyordu. sanırım en azından benim bünyem için tek çaresi düzenli egzersiz.

    http://lokman.cu.edu.tr/…x/apd/fulltext/2001/15.pdf
  • cahil kalınmaması gereken bir konu. o sebeple:

    http://www.psychguides.com/dinw pmdd.pdf
  • pms sendromunda gorulen, istem disi sinirsel ve ruhsal degisimlerin guclu bir sekilde kendini belli etme durumu. (bkz: dysphoria)
  • alper mumcu'nun başa çıkma önerileri

    adet öncesi gerginlik sendromu ya da bilimsel adı ile premenstrüel sendrom kadınların hemen hepsini az ya da çok etkilemektedir. belirtiler hafif sıvı tutulumu ve şişkinlikten şiddetli mizaç değişikliklerine hatta depresyona kadar değişebilir. pms ile başa çıkmak için birkaç basit önlemi deneyebilirsiniz.

    1. pms'nin en şiddetli formu premenstrüel disforik bozukluk adı verilen mizaç bozukluğudur. bu durumun varlığında doktor konrtolü altında bazı antidepresanlar kullanılmaktadır.
    2. araştırmalar günde 1200 miligram kalsiyum alımının hafif şiddetteki belirtileri nerdeyse yarı yarıya azalttığını göstermektedir.
    3. pms ile başa çıkmanın oldukça etkili bir yolu düzenli egzersiz yapmaktır. egzersiz şikayetleri azaltmakla kalmaz çoğu zaman tamamen ortadan kaldırır.ayrıca egzersiz stresle mücadele etmek açısında da oldukça etkili bir yöntemdir.
    4. adet öncesi dönemde memelerde hassasiyet olması durumunda günlük 600 iu e vitamini alımı şikayetleri azaltabilir. e vitamini aynı zamanda dolşım sistemi üzerinde de koruyucu etkiye sahiptir.
    5. beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişiklikler şikayetlerin şiddetini azaltabilir. düşük yağ içerikli beslenme ve rafine şeker, tuz, kırmızı et, alkol ve kafein tüketiminin azaltılması yararlıdır. yeşil sebze, meyve ve bakliyat tüketiminin arttırılması gerekir.
    6. adet öncesi dönemde çukulata, şeker isteği artan kadınların günde 300-500 miligram magnezyum alması bu isteklerini azaltabilir. magnezyum aynı zamanda meme hassasiyetinin tedavisinde de yararlıdır.
    7. bazı kadınlarda günlük 50-300 miligram b6 vitamini alınması şikayetleri gidermektedir.
    8. günlük 1500 miligram primrose yağı yada doğal progesteron kremi gibi alternatif tedaviler de denenebilir ve bir zararı yoktur.
    9. bazı durumlarda doğum konrtol hapı kullanımı şikayetleri önemli ölçüde azaltmaktadır.
    10. ibuprofen, naproksen gibi anti enflamatuar ağrıkesiciler premenstrüel şikayetlerin azaltılmasında kullanılabilir. aspirin kanama süresi ve şiddetini arttırabileceğinden bu amaç için uygun bir seçim değildir.
  • klasik bir pms'den çok daha ötesidir. halihazırda kaygılı ve depresif bir yapınız da varsa ölüm gibi bir şeydir. yaşamak istemezsiniz. öfkeniz her yeri darmaduman etmek ister. sesiniz hep yüksek, konsantrasyonunuz diptedir. her ay "acaba bu ay ki dalgalanma nasıl olacak?" diye öncesinden düşüncelere dalmanıza, daha o döneme girmeden tedirgin olmanıza sebep olur. yorucudur. hem kendiniz hem de sevdikleriniz için çok yorucudur. fiziksel belirtileri bir kenara koyarsınız da ruhsal olanlarla baş edemezsiniz. bu dönemde antidepresan ve magnezyum kullanmak bir nebze rahatlık sağlayabilir.
  • pms'nin bölüm sonu canavarına dönüşmüş hali.
    öncelikle hayatınızın hangi döneminde sizi bulacağı kesinlikle belli olmuyor diyerek başlayayım. bu sebeple regl olmaya başlanan tarihten itibaren bir regl takvimi tutulması şart. bakın burası çok önemli çünkü teşhisinde önemli bir rol oynayacak. kullandığınız regl takviminde duygu durum değişikliklerini, semptomları vs. işaretliyor olabilmeniz lazım (bkz: flo). normal şartlarda düzenli sporunu yapan biriydim ta ki bu illet ile tanışıncaya kadar. evet, sporun faydaları sayesinde etkileri gerçekten de azalıyor ama pmd dönemine girdiğinizde yataktan çıkabilmek mümkün olmadığı için spora da ara veriyorsunuz. yine pmd döneminde hayatınıza 10 günlük bir ara verdiğiniz için işleriniz o kadar çok birikiyor ki spora ayıracak vaktiniz kalmıyor ve hooop yine kendinizi pmd içerisinde buluveriyorsunuz. anlayacağınız bu bir kısır döngü. zaten pmd'yi bence en iyi özetleyen şey 'kısır döngü'. hayatınız bir loopa giriyor sanki: 10 günlük kayıp- 5 günlük kendine karşı duyduğun pişmanlık, serzeniş, niye böyle dipleri görüyorum diye kendini suçlama hali- 2 günlük kendini affetme dönemi- 13 günlük biriken işleri toparlama, kırılan kalpleri onarma hali- 10 günlük kayıp ... şeklinde devam eden bir kısır döngü işte. hani regl takvimi önemli demiştim ya, şimdi ona geri dönüp bendeki teşhis sürecini anlatayım. normalde regl dönemini bile hissetmeyen, ne tatlı krizine giren ne ağlaklaşan bir bünyem vardı. lakin günlerden bir gün, kendimi gökyüzünün bile görünmediği en ufak bir aydınlığın içeriye sızmadığı korkunç bir kuyunun içerisinde buldum. yataktan yemek yemek için bile çıkamıyorum. tek yaptığım şey telefonun ekranından saçma sapan haber kurcalamak, sözlük okumak ve ardından uyuyakalmak. sonrasında uyanmak ve yine telefon ekranına bakmak ve tekrar uyumak. anlayacağınız yine bir kısır döngü. herhangi bir abartı olmamaksızın günün 23 saatini yatakta bu şekilde geçirdiğimi bilirim. bu o kadar berbat bir hal ki, ne olduğunu da bilmemek ve öncesinde regllerin hep uysal geçmesi sebebiyle hiç değişen hormonal durumdan şüphe etmiyorsun. telefonun çaldığında açmıyorsun, yataktan kalk(a)madığın için seni görmeye gelen birine kapıyı bile açmıyorsun. fena, çok fena. sonrasında regl olmaya başlayınca yavaş yavaş kara bulutlar dağılıyor. benim deneyimimde regl olur olmaz bıçak sırtı gibi bir anda kesilmiyor. yavaş yavaş gidiyor ama üçüncü günde bir şey kalmıyor (genelde). durumun iyiye gitmediğini bu dibi görme halini deneyimlediğim dördüncü ayda fark ettim, o da ev arkadaşımın 'bak sen iyi değilsin, bir psikoloğa görünmelisin' demesiyle oldu. kendimi suçluyordum, çok kızıyordum böyle bir ruh haline büründüğüm, tırnak içerisinde güçsüz olduğum için ama (görece) kısa süreli düşüşler yaşadığımdan psikoloğa gitmem gerektiğini düşünmemişim. bir dış ses bunu tavsiye edince ben de bir çözüm bulmam gerektiği konusunda hemencik ikna oldum en nihayetinde. sanırım reglmin beş ya da altıncı günüydü, oturdum psikoloğun karşısına. nasıl ağlıyorum kadının karşısında anlatamam. giydiriyorum kendime: "ben neden böyle malım, bana neden böyle oluyor, her zaman olmuyor, belli zamanlarda mahvoluyorum, sonrasında bir şey kalmıyor ama bu dönemler geldiğinde kendimden geçiyorum" vs. e tabi kadın yakalamış konuşmamda belli dönemselliklerle kötü olduğumu ve her ay bu dönemselliğin beni ziyaret ettiğini. neyse lafı çok uzattım. psikoloğun sormasıyla beraber regl takvimine bakmayı akıl ettik ve dedim ki "vaaaaay anasıııını". telefonun ekran kullanma süresinin arşa yükseldiği dönemler, regl döngüsünde hep aynı yere denk geliyor. sonrasında beni bir kadın doğumcuya yönlendirdi çünkü teşhis için progestoran seviyenizin ölçülmesi önemli ve ben de regl takviminde kullanmadığım duygu durum değişikliği işaretleme zımbırtısını uygulamaya başladım. tıbbi detaylara girmiyorum, kimseyi yanlış yönlendirmeyeyim korkusuyla. devamında kadın doğumcum ayın belli günlerinde anti-depresan kullanmamı önerdi; anti depresan fikrine ben önyargılıydım (yan etkilerden çok feci tırsıyorum çünküğ) başka bir yöntemi yok mudur bu işin dedim; o da başka bir yöntem önerdi (yine detaylara girmiyorum, çünküğ kimseyi yanlış yönlendirmeyeyim korkusu). sonuç olarak ilaç kullanımı ve de düzenli spor, sağlıklı beslenme, kendine bilimum özen gösterme ile oldukça hafif atlatabiliyorum. bu "oldukça hafif" dediğim hal, teşhis koyulmadan öncesine göre oldukça hafif; yoksa pmd illeti hayatıma girmeden önceki halimle kıyaslarsam yine çok fena tabii. anti-depresan kullanmadığım için etkileri tamamen geçti diyemem, hala geliyor pmd kafası ama en azından içimden "taaamam bu pmd, bu yüzden kötü hissediyorsun ve bununla başa çıkmak zorundasın" diyebiliyorum. yani rasyonelimi kaybetmiyorum. hafif mod düşüklükleriyle hayatıma devam edebiliyorum. son olarak bu illet hastalık hakkında güzel bir bilgi ile kapatayım. geldiği gibi gidebiliyormuş, yani öyle söyledi doktorum. hani hayatınızın hiç beklemediğiniz bir anında kapınızı çaldığı gibi; usulca sizi terk eyleyebilir. daima sizin bir parçanız olacak diye bir durum yok. gitmesini bekliyoruz efenim.
hesabın var mı? giriş yap