• en yakın arkadaşım bir orduevinde askerlik görevini tamamlayalı 1 yıl olmadı.

    odtü mezunu falan diye bunu orduevi lokantasına kasadan, alım satımdan falan sorumlu diye oturtmuşlar. birinci ağızdan, doğrulukları üzerine şerefimi koyduğum, anlattıklarını aktarıyorum:

    "bir gün paşalardan biri kalabalık bir arkadaş grubuyla yemeğe geldi. saatlerce yediler içtiler. gelen giden mezenin haddi hesabı yoktu. kalkarlarken hesabı götürdüm. paşa hesabı görüp bana saydırmaya başladı: 'siz arkada yiyip bunları bize kaktırmaya çalışıyorsunuz şerefsizler. bunu ödemem, bunu da ödemem, bunu da ödemem.' adam yediklerinin yarısının üstünü çizip geri kalanı için ödeme yaptı, üstüne de saydı sövdü ve gitti. kimisi de var ki zaten hesap ödemek nedir bilmez. işin boktan tarafı her ayın sonunda oradaki görevli askerlerden ve de benden hesap sorarlar. 'şu kadar kasa açığı var, ödeyin' diye."

    "mesela emekli paşaların hanımları gelirdi. hani şu ergenekonda falan gördüklerimiz. bir keresinde asker, paşa eşlerinden birinin meyve suyunu biraz geç götürdü diye o kadın, o askerin ağzına öyle bir sıçtı ki anlatamam. çocuğun ne haysiyeti kaldı, ne karakteri kaldı"

    çekirdek ailesinde astsubay bulunduran bir sözlük yazarı olarak kapanmalarını canı gönülden istediğim sömürühanelerde yenen paralardır. yiyenlerin de bi taraflarında kalır umarım.

    eklenti 1: orduevlerinin kapanmasıyla terör son bulmaz. aslında kapatmak yerine maaşlı çalışan almak daha mantıklıdır. buradaki asıl mesele, sırf silaha sahip oldukları için birtakım insana bedava kölelik yapmaktır. evet çalışmak da değil, köleliktir bu. başka hiçbir "işyeri"nde garsona emir yetkisine sahip değilsiniz çünkü. üstelik bunun için komutan olmanıza da gerek yoktur. komutan eşi olarak da istediğinizi yapabilirsiniz.

    eklenti 2: başka yerlerde para yenmesi burada yenen parayı meşru kılmaz.
  • ordu evlerinde yenen parayı savunmak için afedersiniz geri zekalı olmak gerekir.

    bu ordu evlerinde çalışan insanların %80'i "askere alınmış ereklerdir ve bedavaya çalışırlar"

    bu örnek yetmedi mi?

    personelinin %80' bedavaya çalıştırılan bir işletme türkiye üzerinde yoktur.

    bu da mı yetmedi?

    öğretmenevi, karayolları evi, bok ve püsür evi gibi bir ton sosyal tesis vardır türkiye üzerinde, lakin buralarda çalışan "her" kişi "maaş" alır. buralarda çalışıp da maaş alan insanların en düşük ücreti "asgari ücrettir".

    şu anda bir asker kaç para maaş alıyor? 35 lira mı, yoksa 50 lira mı? peki ordu evlerinde garsonluk, çaycılık, temizcilik veya aşçılık yapan askerler ne kadar para alıyor?

    bu saçmalığı savunanın aklına şaşarım. vatan millet için diyorsa beynine sıçarım.

    adam olun, bu insanların ve vatanınızın hakkını savunun.

    ben dışarıda "herhangi bir yerde" çorbayı 3 liraya içiyorum. tüm türkiyede çorba fiyatı bu. ordu evinde bu çorba 75 kuruşa satıldığında ne oluyor? eleman bedava lan geri zekalı. eleman bedava olduğu için sen bunun maliyetini 65 kuruş sanıp 75 liraya "ordu kar ediyor" sanıyorsun.

    embesil arkadaşım; ülkemizde en kötü garson asgari ücretle, yani 600 küsür lira maaşla çalışıyor. sen ordu evinde "garson asker"i kaç lira maaşla çalıştırıyorsun?

    ya da, bugün ortalama bir aşçı aylık ortalama 1.800-2.500 lira para alır. bu parayı alan iyi değil, ortalama bir aşçıdır. senin ordu evinde aşçılar ne kadar maaş alıyor?

    sen salaksın oğlum. bizi kazıklanıyor sanıyorsun. ama biz kazıklanmıyoruz, insanlar yediğimiz yemekten para kazanıp ailelerini geçindiriyorlar.

    götün yiyorsa de ki; ben sizi orduya çalışan olarak alacağım, aldığın para ile "geride bıraktıklarını" geçindirebileceksin.

    bunu diyemiyorsan sus. çünkü ben orduda subaya, generale ona buna hizmet edip asgari ücretle çalışmaya razıyım. ama sen bunu yapamazsın, orduda bedavaya hizmet vermemi vatan borcu zannedersin.

    ordu evinde çalışmak vatana hizmek demek değil. askere alınan insan savaşır vatanı için. nöbet tutar, ülkede terör varsa onunla meşgul olur, ülkesini savunur.

    askerik vatan hizmetidir. ülkemizde yoğun bir terör saldırısı var. askere giden adam terörle mücade etmelidir. ordu evinde hizmetli olmamalıdır.

    ordu evinde bedavaya (veya 50 lira maaşa) asker çalıştırmayı savunanın beyni yoktur.
  • eleştirebilmek için önce diyanetin bütçesi, sonra gemilerin fiyatı , akabinde diğer sosyal tesislerin bilançosunu bilmek gibi bir mecburiyet var herhalde.
    valla şunu bilir şunu söylerim: er kantininde 100.000 liraya (eskinin para ölçüsü) içtiğimiz çayın, askeri tatil köyünde göz bebeği, canımız "paşalar" ve yakınlarına 50.000 liraya (eskinin para ölçüsü)satıldığını bilir, geriye bana anlatacağınız herşeyin sikimden aşağı olduğunu anlatmak isterim.

    beleşe çalış, akşamına kampta göz bebekleri ve yakınları rahat etsin diye kalaşnikofla nöbet tut, üzerine maaşlı, güvenceli canımız , göz bebeğimiz , ciğerlerimizden daha pahalıya çay iç.

    çok afedersiniz, siz burada bir terslik olmadığını ancak sikime anlatabilirsiniz. o da sizi dinleyecek olursa!
  • bu parayı yiyen kişi bana 15 ay en ağır küfürleri etti.arkadaşlarımdan bazısını tokatladı bazısını bayıltana kadar dövdü.kendi evinde 1 saat sıcak su kesildi diye kazancıyı tokatlarken beni 2 ay susuz bıraktı.vatan borcu namus borcu diye beni evimden alıp zorla angarya işlerini yaptırdı.15 ay boyunca hayvana yapılmayacak eziyetleri bana yaptı.evet ajitasyon yapıyorum siz sıkmayın tatlı canınızı.

    (bkz: #16347143)
  • mühim olan yenen para değildir. daha çok olsun daha çok yesinler. mühim olan vatan korumak için ailesinin yanından alınan çocukların subaylara hizmet etmesidir.. vatan borcu dediğin bir grup insana, askere hizmet etmek değildir benim lugatımda. orduevlerinin derdi budur.. yoksa kola olmuş 35 kuruş, bira olmuş 1 lira umrumda değil. benim mehmetciğim subaylara hizmet etmesin sadece. mehmetçik askerlik yapsın uşaklık değil!
  • arkadaş hâlâ şu durumu canımız ciğerimiz, gözbebeğimiz, cumhuriyetin bekçileri vb. argümanlarla savunmuyorlar mı çıldırmamak işten değil. bir de öğretmenevi ile dengelemeye çalışanlar var ki siker misin sabaha mı korsun sen karar ver ey sözlükçü.

    aslında bal gibi de biliyorsunuz bu ülkede subayların ve ailelerinin toplumdan izole bir şekilde yaşadıklarını, bal gibi de biliyorsunuz bu ülkenin evlatlarının vatani hizmet niyetine bedavadan garsonluk, bulaşıkçılık, hizmetçilik, çocuk bakıcılığı, paşa köpeği gezdiriciliği, havuz başında subay karılarına havlu tutuculuğu, özel şoförlük ve bunun gibi bir sürü angarya iş yaptırıldığını; ama işinize gelmiyor nedense.

    istediğiniz kadar inkar edin, istediğiniz kadar savunun; bu ülkede tsk kendine ayrıcalıklı bir düzen kurmuş ve bu düzenin devamı için yine bu halkın çocuklarını kullanıyor. gerçekler kabak gibi ortada ve sizin elinizdeki balçık güneşi sıvamaya yetmiyor.

    dipnot: öğretmenevinde 19-20 yaşındaki gençler yasa zoruyla köle gibi çalıştırılımıyor. bir bardak çayın fiyatı da piyasanın 1/10'u oranında değil. ayrıca sadece bir zümreye hitap eden kurtarılmış bir bölge de değil. yalnızca konaklama ücretinde yerine göre değişen %15-%20 gibi bir indirim var -o da yıllık bandrol ücretini ödeyip, öğretmenevi kartı çıkaranlara- inanmayan varsa buyursun gelsin ataşehir zübeyde hanım öğretmenevinde misafir edeyim, çaylar da benden.

    dipnot 2: öğretmenevinde yer bulamadığımdan dolayı bir kaç kez de polis evinde kalmışlığım var; hatırladığım kadarıyla orada ki fiyatlar da piyasa ile aşağı yukarı aynı idi. hatta konaklama ücreti öğretmen evinden daha pahalıydı.

    dipnot 3: bir devlet memuru olarak bu tür kurumların hepsine karşıyım. devletin, memuru ile diğer vatandaşı ayrı kefeye koyması kabul edilebilir bir durum değil. hele bu memur asker daha doğrusu subay olduğunda bu ayrıcalıklar 3-4 kat daha artıyorsa birilerininde orduevlerinde yenen para neyin nesidir diye hesap sorması gayet olağandır.
  • yemeyin deyince "ama bak emniyet de yiyoo diyanet de yiyoo, sonacığıma..." demeyin, değiştirin şu zihniyeti
  • zorunlu askerliğin zaruri neticesidir, profesyonel orduya geçişi en azından profesyonel garson/aşçı istihdamı ile desteklemek gerek, yalnız ev kölesi mantığıyla "bak ölmüyo negzel azcık fırça yiyor ki sadece olur o kadarcık" argümanıyla, "ama mayıştan kesiliyor ki*" savuşturmasıyla savulması bu statükonun, işte o mide bulantısı yapıyor. çarpık olan yenen para ya da sosyal tesisin kendisi değil, çarpık olan orada vatan borcunu ödeyen insan evlatlarının bedava işgücü olarak kullanılması.
  • "daha çok yazarım ama hiçbiriniz beni anlamazsınız" zihniyetini yol gösterici bir ışık olarak kafasına yerleştirmiş kişilerce savunulup olağan gösterildiğinde, daha bir kurcalanması gerekiyor bu paraların yenmesi ve yenme yöntemlerinin. ne zaman olağan karşılanabilirdi bak ben kendimce söyleyeyim: öylesine faşizan ve diktatör olmalıydı ki bu devlet, öğretmen kamplarında ilk ve ortaöğretim öğrencileri, sağlıkçılaırn kamplarında sağlık meslek lisesi ve yüksekokulu öğrencileri ile hemşirelik ve tıp fakültesi öğrencileri, hukukçuların dinlenme tesislerinde yeni mezun avukat adayları, bilimum kalan kamu çalışanına ait sosyal tesislerde de yine o kamu birimlerinde çalışmaya aday olan kişiler veya halkın arasından zapt ile tutulmuş gencecik delikanlılar köle misali çalıştırılıyor olmalı, karşılığında da "afferin evladıma" sıvazlamaları, biraz dayak, nöbetler ve edilen onca hakaret/aşağılama sözü üstüne "15 türk lirası maaş" verilmeliydi.

    neymiş efendim, askeriye yemiyormuş, askeriye çalışanları yiyormuş, insanmış onlar... falan falan falan. sizleri şu başlıkta yazılanlara -bir kez daha- yönlendirmek isterim:
    (bkz: orduevi)

    (her ne kadar pek önemli bir şahıs olmasam da) bana "yedikleri her şey onların hakkı" dedirtemezsiniz. mal mısınız lan?

    askerin yediğinde durum böyle, bir de "senin, benim veya şuradaki adamcağızın elinden alınan verginin çarçur edilişi" var, girmek istemedim şimdi, kalp kırasım yok hiç.
  • (bkz: meclis lokantası)
    (bkz: mecliste suşi ziyafeti)

    etli türlü fırın 1 lira.
    çentik kebap 3 lira.
    güveçte köfte, patatesli 3 lira.
    fırın kebap, garnitürlü 3 lira.
    kuzu tandır, pilavlı 4 lira.
    soslu dilbalığı 4 lira.
    piliç but fırın 3 lira.
    hindi dolma 2 lira.
    spagetti bolonez 1 lira.
    pilav 50 kuruş.
    mevsim salata 50 kuruş.
    karışık turşu 50 kuruş.
    cacık 50 kuruş.
    havuç çorbası 50 kuruş.
    brokoli çorbası, 50 kuruş.
    tavuklu brokoli 1 lira.
    hanımağa sarma 1 lira.
    yoğurtlu semizotu 1 lira.
    kabak bayıldı 1 lira.
    patlıcan biber tava 1 lira.
    kısır 1 lira.
hesabın var mı? giriş yap