• ingilizcedeki have filinin geçmiş zamanı(past'ı).
  • arapça'daki hadd kelimesinin türk diline geçmiş hâli. aslen sınır anlamına gelir, son anlamında da kullanılır. (had safha -> son aşama, son seviye; sabrım had safhada (sabrım son seviyede, taşmak üzere yâni))

    islâm hukukunda sınırı aşma cezası mânâsında kullanılıyor olsa gerek; zîrâ allâh-u teâlâ kur'ân-ı kerîm'de bazı yerlerde helâli ve haramı belirttikten sonra "tilke hudûdullâh" (bunlar allâh'ın sınırlarıdır) şeklinde uyarmaktadır.

    haddini bildirmek'deki mânâsı da bir tür "sınırı aşma cezası uygulamak" sureti ile sınırları belli etmek, yanlış bir iş yaptığını anlatmaktır.

    (bkz: haddini bil)
    (bkz: haddini bildirmek)
  • islam hukukunda bazı suçlar için kur'anda gösterilmiş değişmez
    cezalardır.
  • zina edene 100 sopa vurulması,
    iftirada bulunana 80 sopa vurulması,
    hırsızlık edenin elinin kesilmesi (abdest alabilmesi için baş ve işaret parmaklarıyla avucunun bir kısmı bırakılarak),
    yol kesip eşkıyalık edenin asılması, çarmıha gerilmesi, boynunun vurulması ya da -henüz kimseye zarar vermemişse özellikle- sürgün edilmesi,
    içki içene 40 yahut 80 sopa (veya kırbaç) vurulması, şeriat hükümlerindeki had cezalarıdır.

    edit: içki içene 80 sopa vurulması hz. ömer’in içtihadıdır. “içki içen iftirada da bulunur aklı yerinde değildir çünkü” diyerek cezanın iftira sınırına çekilmesine kanaat getirmiştir. miras hukukundaki saçmalıkları çözmek için avliye ve reddiye gibi akıllara ziyan uygulamaları icat eden birinin “40 ile 80’i toplayalım 120 vuralım” dememesi şaşırtıcı. *
  • usa, susmakla kusmak arasında bir yoldur;
    ruha, uçmakla aşmak arasında bir tercih.
  • en gereken şey...

    insanlar bir başkasına söyleyebilecekleri sözleri, edebilecekleri lafları nasıl bu kadar kolay sarf edebiliyorlar bilmiyorum. aklım da almıyor. kimden nasıl bir güç bularak?
    bi' haddini bil artık, demek gerekir mi bazen?

    gerekir ama diyemem.
  • ks. hesaplamalı akışkanlar dinamiği (büyük harflerle yazılır).
  • rte nin gazetecilerden bilmelerini istedigi sey
  • had safha: akut evre. had safhada: akut evrede. bunların karşılığı olan son derece veya son derecede anlamı dolaylı olabilir. akut/acute osmanlıca had sözcüğünün ingilizce türevleri olup, tıpta hızlı, iveğen, hızlanmış (hastalık) anlamına geliyor.

    "oysa ben biliyorum ki; hak, hukuk, had, hudud..." burcu alpaslan - ebabil kışı
  • had bildirmek diye bişi var.. (bkz: osmanli tokadi)
    dimek ki bildirilesi bişey bu had:)
hesabın var mı? giriş yap