had
-
peygamberine itaat etmediginden dolayı tanri tarafından koku kurutlmus bir kabile (kuran, 25. surî, 123, 129. ayetler).
-
had bildirmek diye bişi var.. (bkz: osmanli tokadi)
dimek ki bildirilesi bişey bu had:) -
islam hukukunda bazı suçlar için kur'anda gösterilmiş değişmez
cezalardır. -
ingilizcedeki have filinin geçmiş zamanı(past'ı).
-
rte nin gazetecilerden bilmelerini istedigi sey
-
arapça'daki hadd kelimesinin türk diline geçmiş hâli. aslen sınır anlamına gelir, son anlamında da kullanılır. (had safha -> son aşama, son seviye; sabrım had safhada (sabrım son seviyede, taşmak üzere yâni))
islâm hukukunda sınırı aşma cezası mânâsında kullanılıyor olsa gerek; zîrâ allâh-u teâlâ kur'ân-ı kerîm'de bazı yerlerde helâli ve haramı belirttikten sonra "tilke hudûdullâh" (bunlar allâh'ın sınırlarıdır) şeklinde uyarmaktadır.
haddini bildirmek'deki mânâsı da bir tür "sınırı aşma cezası uygulamak" sureti ile sınırları belli etmek, yanlış bir iş yaptığını anlatmaktır.
(bkz: haddini bil)
(bkz: haddini bildirmek) -
ks. hesaplamalı akışkanlar dinamiği (büyük harflerle yazılır).
-
-
usa, susmakla kusmak arasında bir yoldur;
ruha, uçmakla aşmak arasında bir tercih. -
(bkz: hadli toplum)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap