• fethullah gulen'in gazze'ye yardim gemilerine yapilan operasyona verdigi tepkinin, su ana kadar cizdigi tabloyla uyum icinde oldugunu soylemek gerekir. fethullah hoca abd'nin irak'i isgaline ne dedi ki? felluce katliamina tepkisi ne oldu? uzerine fethullah hoca'nin esas insanlik drami olan gazze'de binlerce kisinin olduruldugu operasyon ve ardindan uygulanan ambargo konusunda yaptigi bir aciklama var midir? israil'in guney lubnan'a saldirip binlerce insani oldurmesine karsi bir aciklama yapmis midir?

    bunlari yapmayip sadece son rotamız filistin yükümüz insani yardım saldirisiyla ilgili bir aciklama yapsa, bu fethullah hoca'yi temize cikarmaz, sadece ic kamuoyu icin milliyetci bir tepki ve sirf akp'yle olan isbirliginden olurdu, baska bir seyden degil. ama neyse ki fethullah hoca cizgisini bozmamis ayni cizgide devam etmis.

    son flotilla saldirisinin daha onceki cok buyuk insanlik dramlarindan farki akp'nin bu isin aktif tarafi olmasidir. farkli olan akp'nin samimi ya da show amacli israil'e karsi boyle bir ise girismisken fethullah hoca'nin her zamanki cizgisini devam ettirmesidir. yoksa fethullah hoca'nin 11 eylul'e verdigi tepkiyi irak isgali ile kiyaslarsaniz zaten politik cizgisini gorursunuz.

    peki ne olur bu aciklama muritlerini etkiler mi? adam amerika'da cia ortadogu sefleri, cia ajanlariv e askeri istihbaratcilarin referansiyla kaldi diye haber cikiyor ses yok. bu cemaatin uyeleri eski sovyet ulkelerinde cia'in isini goruyor diye haberler cikiyor ses yok. muritleri onlardan etkilenmedi de bu aciklama mi etkileyecek? hic sanmam. simdi bir iki gun sessiz kalirlar, sonra aynen devam.

    eger cok tepki olursa, cevresindekilerin uyarisiyla, hocaefendi goz boyamak icin bir iki gun sonra ic kamuoyu icin ayri bir mesaj yayinlar. muritleri de "bak gordunuz mu?" diye onu buraya tasir.
  • son yaptığı açıklamadan sonra "israil de filistinden izin almalı mıydı acaba?" diye bir soru sorulması gereken zat-ı muhterem.
  • yarın vakit gastesinin kendisi ile ilgili atacağı manşeti çook merak ediyorum. hadi bakalım delikanlı köşe yazarları...açın ağzınızı, yumun gözünüzü. en az oray eğin'inki kadar yakışıklı bir manşet bekliyoruz. biz dedik, dedik de zamanın ötesinde tesbih çekiyor hepsi entry'lerin.

    not: kardemirçelikkarabüksporluyum.
  • son acıklamalarından sonra asparagas mi diye once wsj'ye baktım,vardi aciklamalar gercekten. sonra samanyolu habere baktim
    yeni yazı yazmis ve wsj'ye verdiği mulakati hakli cikarmaya calisiyor galiba.

    yazının linki: http://www.samanyoluhaber.com/…r-an-bile-olsun.html

    yazının son pararafı da soyle:

    1- hakiki mü'min, hayatını dünya ve ahirete faydası olan ameller arasında geçirir. bir an bile olsun malayani ve boş söz ve fiillere nazar etmez.

    2- mü'min kişi, son derece dikkatli bir hayat yaşamak zorundadır. bir kelimenin, bir nazarın insanı bataklığa sürükleyebileceğini hatırından bir an bile olsun çıkarmamalıdır.

    3- allah'a gerçekten inanan bir insan, boş ve gereksiz şeylerden yüz çevirdiği gibi bu gibi şeylere dalan cahil insanlardan da yüz çevirir.

    neresinden bakarsaniz bakiniz uzucu bir durum.
  • web sitesinde de türkiye için ayrı bir taziye mesajı yayınlamıştır. abd'ye ayrı mesaj türkiye'ye ayrı mesaj oh ne ala memleket diyesi geliyor insanın.

    http://tr.fgulen.com/content/view/18465/5/

    linki açmaya üşenenler için:

    gazze'de yaşanan insanlık dramına son verebilmek beklentisiyle yola çıkan, uğradıkları müessif saldırıda hayatlarını kaybederek şehit olan insanlarımıza allah'tan rahmet diler, başta aileleri olmak üzere; milletimize ve insanlığa taziyelerimi bildiririm.

    fethullah gülen
  • bir açıklama da türkiye'deki "google'a erişimin engellenmesi" konusunda bekliyorum ben kendisinden.

    "dinler arası diyaloğu geliştirme gayretleri gösterdiğimiz bu günlerde, bilgi paylaşımının devlet eliyle kısıtlanması kararının ne derece uygun olduğu tartışılmalıdır" gibisinden yuvarlak bir mesaj olur misal.

    amerikan şirketi ne de olsa!!
  • günlerdir herkesin aklında olan bir soruya kendince cevap veren cemaat lideri.
    -"israil'in saldıracağı belli iken neden bu insanlar ölüme sürüklendi?". bu organizasyonu düzenleyenler bu ölümlerin sorumluluğunu almadı hiç. sorumlu tamamıyle israil dendi(bence israil denmesi de hata. israilli yetkililer denmeli ki bence de katliamı yapanlar asıl suçlulardır. fakat=>) bence bu ölümlerde düzenleyenlerin de sorumluluğu var. bu işin akli yönü.
    -ama hissiyata gelince şunu rahatlıkla söyleyebilirmki israilli yetkililere (bakın israil demiyorum) yakası açılmadık küfürlerin hepsini sayıyorum.
    ama yine de bu işin sıcaklığı geçince hükümet'in de organizasyonu düzenleyenlerin de sağlıklı bir akılla(histen arındırılmış) sormluluğu gözden kaçamaz.
    -sanırım demek istediği ihh'nın hamas ile ilişkilerinde, masum düşünceli insanları işlere karıştımaması.
    -insanlar düşündüklerini söylemekte özgürlerdir. beğenip beğenmeme karşı çıkma hakkı her zaman saklıdır.
    -sözlük te her gün küfür edilen insan küfür edenlerle paralel düşüncesini söylediğinde de küfür yemekten kurtulamamıştır.
  • islamî kesimin, otoritenin kontrolü dışında özinsiyatifiyle hareket etmesinden korkması şaşırtıcı değil. zira biz zaten cemaatin klasik bir din-sermaye-devlet üçlemesi oluşturmak istediğini biliyorduk. sivil toplu mu demiştir birisi? iktidara eklemlenmezse islamî bile olsa sivil toplum ezilir. e iktidara eklemlenmiş sivil toplum ne kadar sivil olur, sivillik sadece asker olmamak mıdır?

    yazıda batının ve hegemonya sahiplerinin kurumlarını (bm vb) nasıl sahiplendiğini ve dünyanın kaymağını yiyenlerle nasıl bir kurumsal bağdaşma duyduğunu görmemek imkansız. sermayenin dini olmaz diye boş yere demiyoruz, kemalist, dinci vb farketmez, kapitalizm içrek olarak emperyalizm barındırır. antikapitalist olmadıkça antiemperyalist bu yüzden olunmaz. hakim sermayedar kesim elbette uluslararası sermayeyle bütünleşecektir.

    otorite, toplumun kontrol altında tutulması için her tür ittifakı koruyacaktır. çünkü islamî, ateist, proleter, orta-sınıf farketmeden halkın sermaye-hükümet ikilisiyle yabancılaşmaması imkansızdır. ve bu kamplaşmanın en yıkıcı olanı, iktidarın meşruiyetinin temel dayanağını oluşturan "taban"ının siyasi masa oyunlarındaki hesaplara aykırı ve piyonlaşmadan uzak bir şekilde hareket etmesidir. tabanın bağlılık hissettikleri ahlakî değerler ve duygudaş halklarıyla koşulsuzca dayanışması iktidarı zayıflatır. taban-tepe çatışmasına ek olarak, iktidar meşruiyetini kaybeder, dahası toplumu yönlendirme yeteneği zedelenebilir. oysa ki sermaye tabanın isteklerini çıkar ilişkileri haricinde desteklemekten kaçacaktır.

    bu yüzden otorite-devlet-ordu-akademi gülen cemaati için çok kıymetlidir. ve bu kurumları saygınlıklarına halel gelmeden ele geçirmeye çalışmaktadırlar. kendi tabanları dahi, devlet erkini baypas edip sivil insiyatifi ile aktivizme girerse otorite sarsılır ve devlet algısı incinir.

    hah ne olacak, fethullah gülen böyle bir balans ayarı çekecek, bu çelişki öncelikle sanal bir şekilde büyütülüp medyada yer bulacak daha sonra ihtilaflar çözümlenmiş gibi bu çelişkiden daha kuvvetli çıkılmaya çalışacak! ve sanal bir uzlaşma ile halk tekrar cemaat iktidarına eklemlenmeye çalışılacak bakın ve görün!

    zaten akp'nin de yeri geldiğinde o sözde karşısında durduğu darbeci zihniyetin kaynağı olan ittihat ve terakki değerlerini savunmaktan çekinmemesi de benzer biçimde tabanda bu zihniyetin değerlerinin kabul görmüş olmasındandır. akp bu zihniyeti değiştirecek çizgi de değildir zaten, bu devrimi gerçekleştirecek olan da onlar değil bu yüzden. çatışma ve onu takip eden uzlaşma iktidarı pekiştirir!
  • israil hakkındaki son açıklamasıyla türkiye içerisindeki mücadelenin boyutlarına ve taraflarına ışık tutmuş kişidir.

    şöyle ki:

    mücadelede yer alan taraflar elit akpliler, fethullah gülen cemaati, abd-israil, iran ve muhalefet partileri (başta chp, mhp, bdp).

    ihh kısaltmalı derneğin üst düzeylerinin bariz olarak gülen cemaatinden görüntü ve tavır olarak ayrıldığını günlerdir tvlerdeki yayınlardan anlayabiliyoruz. şu aşamada iktidar partisini arkalarına almış olsalar da bu adamlar akpliye de benzememektedirler. hissiyatım odur ki ve yanıldığımı hek sanmıyorum, bu insanların altında daha radikal köklere rastlamak mümkün. köklerin ne olduğuna geleceğim.

    ülkemizde tam olarak neyin mücadelesi yürütülmektedir? türkiye neden önemlidir? siyasi mücadelenin iki önemli kaynağı vardır: birisi kaynakların paylaşımı, ülkenin zenginliği, rant işte... diğer kaynak ise açıkça söylemek gerekirse uluslararası alanda ülkemizin nerede duracağıdır. türkiye bölgesel bazda (ortadoğudayız unutmayalım) çok güçlü ve çok stratejik konumdadır. nüfus, ekonomik potansiyel ama en önemlisi askeri olarak bu bölgede birebir coğrafi olarak yer alan 3 oyuncudan biridir. diğerleri iran ve israildir. bunun yanında mısır ve suudi arabistan kısıtlı düzeyde kalır. coğrafya dışından da tabii ki abd ve rusya her zaman önem arz eder ama abd ırak'taki devasa varlığıyla şu aşamada bir adım öndedir. (ancak bu işler çok çabuk değişebilir. rusya'nın kafkaslarda ve iran üzerindeki etkinliği mevcuttur)

    şimdi: hamas'a ve iran'a yakın durduğu izlenimi veren bir dernek neredeyse israil ile türkiye'yi karşı karşıya getirmektedir. bu iş başta iran'a yarar. türkiye'ye yaramayacak bir konuya ülkemiz neden dahil olur bu denli? zira bu olaylarla iktidar partisi israil'e çemkirerek oylarını artırma hevesindedir.

    diğer yandan akpnin iktidarda kalışı kısmen gülen cemaatine bağlıdır. sonuç olarak fethullah gülen'in bu işlerden rahatsız olduğu anlaşılmaktadır. kendisi abd'de iken farklı bir şey konuşması beklenemezdi zaten. bununla beraber gülen cemaatinin akpye desteğini (kısmen de olsa) çekmesi akp açısından sonun başlangıcı gibi görünmektedir. ilişkilerini düzeltemezlerse akp’den daha hamasi tavırlar beklenebilir. diğer yandan hamaset de bir yere kadar ve söylenecek pek söz kalmamıştır. bir sonraki adım savaş açmak ve bunu yapacak bir hükümet yok. (savaş olsun da demiyorum zaten, sadece yapamazlar bence diyorum)

    peki muhalefetin durumu nedir efendim? milliyetçi ümmetçi muhafazakar tepkiyle fena halde barut halini almış vatandaşın karşısına çok sert eleştirilerle çıkmaktan kaçındıklarını görmekteyim. giderek dozajı artacaktır eleştirilerinin eminim.

    bir ülkede şehitleri unutup medyadan %5 yer vermek, %95 ağırlıkta ise kendi isteğiyle bir dış ülkeye yardıma giden gönüllülerin durumuna hayıflanmak ve savaş çığırtkanlığı yapmak akıl tutulması alametidir. üzerinde türk bayrağı taşıyan ve vatan toprağında nöbet tutan, bizlerin güvenliğini sağlamaya çalışan askeriniz saldırıya uğruyor gidip savaşalım demiyorsunuz, mavi marmara meselesinden dünya savaşı çıkartmaya kalkıyorsunuz. (bkz: iç düşmanı unutup dış düşman yaratmak) #19240846

    peki abd-israil ne yapmaya çalışıyor? sanırım akp'den ümidi kesmiş olabilirler. veya daha da vahimi akp’nin oylarını artırmak istiyor olabilirler. lakin gülen'in açıklamasını okuyunca durumun akp aleyhinde olduğu izlenimi uyanmaktadır.

    komplo teoriciniz izmir'den bildirdi.
  • yardım gemileriyle ilgili yaptığı açıklamayı kraldan çok kralcı olan müridleri şu şekilde yumuşatmaya(!) çalışmış:

    http://www.zaman.com.tr/…re-taziye-yonteme-elestiri

    bi kendisi görebiliyordu sıkıntı olabileceği sanki. o gemiye binen insanlar vasiyetlerini hazırlayıp aileleriyle helalleştiler beyim! yedeği olmayan canlarını koydular ortaya. sen hala..
hesabın var mı? giriş yap