• sene 1994. bayburtta ismi lazım değil bir dersanede üniversite hazırlık kursuna gidiyordum. bir etütün ortasında hocalar gelerek dersanenin en üst katına çıkmamızı, etütün orada devam edeceğini söylediler. saat 22 suları olduğu için dersanede fazla adam da yoktuk zaten. toplandık çıktık yukarı. o güne kadar derslik olan mekanda sıralar kenara itilmiş ve orta alana seccadeler uc uca serilerek ortam kaplatılmıştı. ayakkabıları çıkartıp geçip oturduk.

    ilk başta ne oldugunu anlamamıştım. nasıl anlıyım amnskym, 45 dakkada kaç soru çözerim diye kendimi sınarken birden saf tutmuş vaziyette oturur buldum kendimi, daha kafamda formuller ucusuyor, ben ne oldugunu anlamaya calısıyorum.

    fazla geçmeden içeriye şerbete benzeyen garip bir sıvı getirdiler. şerbetmiş efenim, ağzımın tatlansın diye vermişler, paniklemeyin. başta bende uyutup sikecekler diye düşündüm ama adamların niyeti dübürden almak değilmiş, onlar bizim kafamızı sikmek istiyorlarmış meğer.

    sonrasında hocalar gelip bize çok mühim bir zatın bizlere mesajı oldugunu, dinlememiz gerektiğini, bu mesajı iyi idrak edersek üniversitede ve sonrasında çok rahat edeceğimizi anlattılar. vay amına koyayım demiştim, adamlar sadece kazanmamızı değil, aynı zamanda sonrasını da düşünüyorlar dye sevinmiştim.

    teybe bir kaset taktılar, belli ki zibilyon defa çalınmıştı bu kaset, zira ses arada çatallanıyor, arada gidip geliyordu. mesajı çok net hatırlamasam da şöyle birşeydi;

    - kıymetli geçler, allah bu kutsal uğurda yanınızda olsun.. bla bla bla... gittiğiniz okulda çok çalışıp mezun olun. okulu terk etmeyin, dini gerekçesiiyle de olsa bırakmayın. okul daha önemli. vs vs vs. okulunuz bittikten sonra devletin önemli kademelerine gelecek, davamızı orada devam ettirecek, inşallah devleti dini vecibelerle yöneteceksiniz. vsvsvs

    kısaca, okulunu oku, bizden ayrılma, biz seni devletin önemli yerlerine getireceğiz ve rejimi istediğimiz şekilde değiştireceğiz demişti teypten okuyan kişi.

    zaten kafam dumanlı, öys derdi bir yandan, kış bastırmış bir yandan. ortam da hacı hoca tayfası olunca yorum yapmadık tabi.

    aradan yıllar geçti ve şu an her gazete okumamda, her televizyon izlememde o kaseti hatırlıyorum. boru değil, 15 sene geçmesine rağmen hatırlıyorum. yavaş yavaş, nakış işler gibi işlenilen bir siyasi politika görüyorum. kaldı ki 15 sene öncesinde bu dersanelerin kurulması için de en az bir 15 sene harcanmıştır.

    o zaman kasetten sesi gelen adamın söylediği her şey bugun oluyor. gün gelecek, devletin her kademesinde biz olacağız demişti. gün geldi, geçiyor.

    gün gelecek, kanunları biz çıkartacağız demişti. gün geldi geçiyor.

    en sonunda da şeriat ile yöneteceğiz demişti. o henüz gelmedi. gelmeyecek de. milliyetçilik yaptığımdan değil, anladılar ki şeriat gelse önce kendi kellelerini kesmeleri lazım, zira bu kadar yolsuzluk, bu kadar haksız kazanç başka kimsede yok. vazgeçtiler şeiratten. böyle ılımlı islam diye diye sikecekler memleketi.

    tehlikenin farkına vardık ama geç oldu sanırım.

    ha bu arada. kaseti okuyan kişinin kim olduğunu hatırlamıyorum. sadece bir anımı bu başlığa yazma ihtiyacı hissettim o kadar.
  • akp'nin gizli lideri.
  • önce türkçe olimpiyatları gibi resmi olmayan birşey için 1 milyon adet 1tl basıldı. sonra tayyip erdoğan, "gel" dedi. günlerdir gözükmeyen gülen bir videoda hatta amaç doğrultusunda harika bir video ile heryere düştü.. bunun tek sebebi safları sıklaştırmadır. hatta onların tabiri de böyledir zannediyorum. uzun süredir "hoca efendi"'den ses çıkmıyor diye harika bir "saf sıklaştırma" videosu çekildi ve ben ölebilirim hazırlığı yapıldı. muhtemelen bu görüntü de onun son videosu yani çekilmiş son görüntüsü olacak. herşey mi planlı olur? herşey mi senaryo olur? ülkeye gelmen zarar verirmiş.. nası verir allah aşkına onu da anlatsaydın. gelirsem böyle olur deseydin. sen uzakta çok rahatsın ve bütün işler tıkır tıkır çok güzel yürüyor demiyorsun da, ben gelirsem herşey güzel güzel giderken sıkıntı çıkar demiyorsun da.. ben gelirsem %1 bile ihtimal varsa zarar görmesini istemem diyorsun. geç bu işleri hoca efendi, geç allah aşkına. sana para kazandıran elemanların da burada aynı taktikle çalışıyor. sen nasıl videoda ağlıyorsan, bir kısmı ağlıyor bir kısmı aynı vicdanları sömürerek senin davam dediğin şeye devam ediyor. o kadar paran pulun onlarca ülkede okulun vs. var. 1 tane de yardıma muhtaç insanlar için neyin var? senin yaptırdığın yurtlara referans olmadan kalınamıyor. referans olsa çatır çatır gayet piyasa şartlarında para isteniyor. kaç çocuğa 5 kuruş almadan el uzattı senin davan? kaç işsize iş verdi? kaç tane açlık çeken ailenin elinden tuttu? kaç yaşlıya baktı? kaç yetimi okuttu? hangi ramazan ayında senin çadırlarında oruç açtı insanlar? çadırı bırak ramazan ayında senin yurt yemekhanelerin dolmuyor.

    dediğim gibi, senin ve yanındakilerin çok iyi bilip planladığı gibi bu video sadece senin elemanların saflarını sıklaştırır. başka da birşey yapmaz. o kadar allah yolunda hayat verdin de, yüzündeki nur nerde. ben göremiyorum. senin elemanlar dışında gören de yok. vallahi nur falan yok. bu kadar allah sevgisinde yanan ve insanlara hayır işleyen birinin yüzü belli olmaz mı? halk arasında namaza başlayan insana bile yüzüne nur gelmiş denir. sende yok dedecim.

    senin bu memlekete, istersen okyanusun dibine degirsen %100 zararın var. senin de var, senin müritlerinin de. hele ki, sen böyle bir gücü yaptın. sen göçtüğünde öbür dünyaya 10 kat daha fazla şeyler gelecek bu ülkenin başına. keşke senin bunları bilemeyecek ve göremeyecek kadar saf ve iyi niyetli olduğunu düşünebilseydim. ama sanmıyorum. sanmayacağım da. sen allah yolunda bir şeyler yapıyorsun ya, bu ülkede namaza başlayacak 100.000 civarında insan olduysa 50.000 i senin hareketinden adamlar yüzünden tamamen uzaklaştı. bu ülkede müslümanlığa en çok zarar verenlerden biri senin hareketindir.

    ülkesini seven ülkesinde savaş verir. ülkesinde ölür. allah yolunda dava yapıyorsan, allah yolunda öl. işkenceyle bile olsa, davanda samimiysen allah yolunda öldü derlerdi. göz yaşlarının %1i bile samimiyse ve allah korkun varsa ülkende davanda olurdun.

    öyle dünyanın en rahat memleketinde, çevrende hizmetini gören ve sen ağlayınca ağlayanlarla, dönümlerce araziye kurulmuş villanda ve cebinde trilyonlarca parayla benim tek davam allah yolunda ölmek dersen seni ciddiye almayan ama allah yolunda imanında olan, namazını kılan ve ailesi sefalet süren çocuk bir tarafıyla güler buna.

    memlekete ne katkın ya da ne karşılıksız hayrın var o kadar paraya ve güce sahipken de, zararım olur gelmem diyorsun. hangi barajı yaptırdın? hangi vakfı kurdun? hangi parasız hastaneyi kurdun? hangi ücretsiz barınma yurdunu kurdun? biz niye göremiyoruz madem bu kadar büyük bir adamsan? onlarca ülkeye okul açan birinden ve allah'a bu kadar sözde aşk duyan birinden niye göremiyoruz bunu?

    o kadar paran var. sırf türkiye'den kazandıkların yeter de, neden türkiye'nin en büyük camiisini yaptıran sen olmuyorsun? allah için, müslümanlık için.. söyle allah aşkına neyin var şu dünyada para almadan garibana hayır ve yardım yapan?

    sen ağladıkça yanında toplandılar. sen ağladıkça yanında toplandılar. sana güç verdiler. dinlediler. cahil insanları çektin yanına. belki içinde allah aşkını zaptedemeyenleri de çektin yanına. her yere para makinaları kurdun. kurdukça büyüttün. güç oldun. memleketin ayarlarıyla oynadın.

    allah aşkıyla diyorum, allah korkun varsa.. allah yolunda davam dediğin ve allah için yaşadım dediğin ne hayrın var bu memlekete?

    kuran-ı kerim yerine bir adamın yazdığı risale-i nur diye bir kitapla allah'a iman ediyorsunuz. kitap olarak herkese kuran-ı kerim'den önce okutuyorsunuz. kitapların en güzeli olan ve allahın sözlerini içeren kuran-ı kerim'den başka rehber ve kitap var mı müslümanlara? hangi kitap kuran-ı kerim'in anlatamadığı şeyi anlatabilir? hangi kitap kuran-ı kerim'den daha güzel olabilir? hangi kitap kuran-ı kerim'i aciz gibi gösterip de yardımcı kitap diye müslümanlara dayatılabilir? hangi kitap bize allah'ın sözlerinden daha çok şey ifade edip anlatabilir? hangi kitap allah'ın sözlerini içeren kuran-ı kerim'e ek olabilir? hangi kitap kuran-ı kerim'de olmayan veya yetmeyen imanı tatmin ettiği söylenebilir? allah ile kul arasına girerek kendi sözleri ve yorumlarıyla ibadet etmeyi öğreten risale-i nur, allah'ın sözlerini içeren kuran-ı kerim'in öğretemediğini mi öğretiyor?

    siz baştan sona sahtesiniz.

    allah birdir. hz. muhammed onun kulu ve elçisidir. kitabımız kuran-ı kerim, peygamberimiz allah'ın kulu ve elçisi olan hz muhammed'dir.

    risale-i nur saçmalığını yazan ve şirk koşan adam, allah'ın düşünemediğini ya da söyleyemediğini mi düşünmüştür de, kendi kitabını tam indirememiştir de elçisi olmayan bir bizlerden farkı olmayan bir kulu bunu yazmıştır?

    allah tüm inananları şu değerli kandil gecesinde, şeytanın oyunlarından ve şirkten korusun.
  • yeni safak ona mason diyene kadar ben de supheleniyordum.

    artık mason olmadığına inancım tam.

    (bkz: yeni şafak gazetesi omurgasızlığı)
  • fazla değil 7-8 yıl öncesine kadar bu sözlükte kendisine "orospu çocuğu" falan dediğinizde, akp iktidarı sizi savcıları/hakimleriyle, yedi ceddinizi mahkeme salonlarında ve hapishanelerde bangır bangır öttürüyordu. işsiz kalıyordunuz. ekmeğinizle oynanıyordu. akrabalarınız bile fişlenip işsiz kalıyordu. ayrıca hapislerde çürüyordunuz.

    şimdiki demokrasiye gel hele.
    kasetlerini bayıla bayıla izlediğiniz, 1.2 milyon günlük abonesi olan zaman gazetesinde tam sayfa yazılar yazıp halkın takdirini toplayan bir tarikat liderine şimdi "orospu çocuğu" diyorsunuz.

    2023 seçimlerinde tayyip erdoğan ve devlet bahçeli seçimi kaybedip yargılanmaya başlarsa, kendileri için ne diyeceksiniz? hukuk bitmiş ve iktidara gelen partinin sopası olmuş. temel rezilliğe karşı çıktınız mı? hayır. öyleyse her 10-20 yılda bir, çok sevdikleriniz birdenbire küfür ettiğiniz birine dönüşebilir. benden söylemesi.
  • sene 2003, lise 1 ogrencisiyim. bunlar ilce genelinde okullarda bir deneme sinavi yapti. birinciye cep telefonu ve burs veriyorlardi. 1. ben oldum. dershanemize gelirsen telefonu veririz dediler. o zamanlar askeri ogrenci olan abim kesinlikle izin vermedi. gitmedim ve telefonu da alamadim.

    sene 2004. tekrar genel bir sinav yaptilar. yine 1. oldum. bu sefer torenle cep telefonunu verdiler. burs da verdiler yine gitmedim. artik lise sona gececegim icin daha ciddi yaklastilar. kapidan kovduk pencereden girmeye calistilar. benimle arkadaslarim vasitasiyla zorla bulustular. kah hali saha macinda, kah disarida bir pastanede, kah dershanenin onunde. kabul etmedim. en son laptop arti aylik burs teklif ettiler. kabul etmeye cok yakindim. o zamanlar askeri ogrenci olan abim kesinkes karsi cikti. bir daha seni kardesim saymam dedi. babam da izin vermedi. sonuc olarak gitmedim.

    bu tarihten sonra benim her yerde pesimden kosan adamlar beni kendi arkadaslarima kotulemeye basladi.(o dinsiz imansiz, ondan uzak durun falan) en yakin arkadasimla arami da bozdular. 2 yil konusmadi cocuk benle. sebebini baristiktan sonra ogrendim. bu picler yuzundenmis. bir kere de adam eksik diye bi arkadasim beni halisaha macina cagirmisti. hocalari benim oynamama izin vermedi. dershane ici macmis ben katilamazmisim.

    neyse, gel zaman git zaman bu olaylarla beraber ben bu adamlara zaten iyice uyuz oldum. her ortamda ana avrat kufrediyordum. o zamanlar savunuculari da cok fenaydi. cok tartistik universitede falan.

    2013e kadar bu adamlara asik olanlar bi anda dondu. bizim dedigimize geldiler.

    15 temmuz 2016dan sonra ne mi oldu peki?

    'onlarin dershanesine gidersen seni bir daha kardesim olarak gormem' diyen abimi bunlarin eski asklari fetocu diye iceride tutuyor. fetoyla ayni masaya bile oturmayacak adama fetocu diyorlar. ellerinde en ufak bir delil yok(olamaz da zaten) ama iceride tutuyorlar. kendilerinden olmayan herkese fetocu damgalari vurduklari gibi serefli turk subaylarina da bu damgayi vurup tasfiye etmeye calisiyorlar.

    yazin bi kenara, bu ulkeyi ne bugunun fetocularina ne de fetoculardan farksiz olanlara yar etmeyecegiz. zamani geldiginde canini yaktiginiz herkesin hesabini soracagiz. zalimliklerinizin cezasini verecegiz. merak etmeyin, biz asla sizin kadar zalim olamayiz. hesaplasmamiz maalesef adaletli olamayacak. ancak kimse bu dunyadan da oyle gocup gidemeyecek. suc isleyen herkes bir gun yargilanacak ve en azindan asla gonullerde aklanamayacak.
  • yillar once bu basliga hiyanet-i vataniye bkz.'i verdigim icin caylakliga düşürülmüştüm. hem de 10 dk icerisinde

    aha yine yaziyorum.

    (bkz: hiyanet-i vataniye)

    sonra kodumun moderasyonu deyince biz suclu olduk.

    edit: matarama su ko uyardı. bu moderasyonun değil, preotorların karıştığı bir durummuş. o zaman hukuki yaptırımı olabileceği düşünüldüğünden preotorler yapmış. o zamanki preotor de kanzuk lakablı başak purut'müş.

    edit: (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)
  • hakkında geçmişten şu ana kadar bu adama ve örgütüne destek veren herkes orospu çocuğudur diye bir küfür edilse, geçmişte bunun cemaatinde yer alan veya destek veren ve küfürün kendisine edildiğini bildiği halde, hakaret davası açamayacak binlerce insan var şu anda.
  • edebiyata dair fikirlerini merak edenler, "napiyorum lan ben?" diyerek titreyip kendilerine gelebilirler.
  • kendisini ilk tanımaya başladığım (videolarından, söylemlerinden, müridlerinin hakkındaki söylemlerinden) 10 sene önce de şerefsiz bir şarlatan olarak görüyordum, bugün de aynı şekilde görüyorum. sırf bundan dolayı bile kendimle gurur duyuyorum.
hesabın var mı? giriş yap