stevemcqueen

• bir gazeteye;
  
  ben şuyum, nikim üzerime yapıştı, aslında şöyle böyle biriyim, fevkaladenin fevkindeyim, 5.000 insanda fark yarattım gibi bir röportaj vermek ancak adnan oktar kadar ego sahibi insanların yapabileceği bir şey...
  
  psikolojiyi anlamamazlıktan gelmek, kendini anlayamamak demektir.
  
  öncelikle sen kimsin? (sözlükte yerin dibine sokulan celebrity mode on)
  
  "albümü milyon satmış insanın yazdıklarına bakıyorsun. ve içine düştükleri duruma üzülüyorsun. rezil rüsva ediyorlar kendilerini. çok saçma şeyler yazıyorlar. twitter'ı bırakmakla tehdit ediyor bizi. bırak, bize ne? bomboş yazarak gözümüzde kendilerini yok ediyorlar."
  
  maşallah, ben onur'un durumuna üzülmüyorum, buna karşın bizim stev bu duruma üzülmüş. herkes cahil, bir kendisi akıllı... yok oldun gözümde steve, ajdar bile böyle bir laf etmedi. o en azından makina mühendisi idi...
  
  "bir şeyin aklıma gelmesi iki saniye, toparlamam 10 saniye alıyor. tamamen kendimden besleniyorum."
  
  hey benim dahim be... ne cevher varmış sende... besle kendi kendini bakalım...
  
  "sanırım o isim (stevemcqueen) bir marka haline gelmişti."
  
  kimsin yahu, seni hepi topu 3-5 bin kişi takip ediyor sanal alemde. ne markası? bugün gidip sokaktaki "herhangi" okumuş etmiş bir adama seni sorsan mal mal yüzüme bakar. sokağa çıksan, ben stevemcqueen desen, elindeki kupayla birlikte bir araba sopa yersin.
  
  marka olmuş ismiyle, nikiyle beyefendi... yersen tabi...
  
  "aynı zamanda bir televizyon programı için teklif geldi. onun üzerine de çalışıyoruz."
  
  maşallah, çok da tikimdeydi televizyon programın. öğrendik, öyle bir sevindik ki, sorma.
  
  allahım akıl fikir ver sen şu kullarına.
  
  ve ayrıca bunlarla uğraştığım için bana da...