bedelli askerlik

• olay sırf zengin, fakir olayı değil. onlar iki uçtaki sınıflar. asıl konu bütün sınıfları ilgilendiriyor. bedelli askerlik yapanları illa zengin çocukları olarak düşünmek yanlış. bu hakkı kullanabilmek için insanlar belki ailesinin yıllarca dişini tırnağına takıp çalışıp kazandığı birikimlerini kullanacaklar. belki olmayan paralarını, kendisinin gelecek yıllarda elde edeceği tasarruflarını, kredi çekerek bedelli askerlik için harcayacaklar. vergisini verdikleri, emeklerinin karşılıkları olan paraları vermek zorunda kalacaklar.
  
  madem o kadar zordasın, paran yoksa bedelli yapma diyenler olacaktır. param yok diye ben ölmek zorunda mıyım. sen evinde otururken, gelen şehit haberleri hiç mi içini acıtmayacak. belki acıtmayacak. belki ben de bedeli askerlik yapıcam ve o haberleri görmemezlikten gelicem. ama bir şeylerin yanlış olduğunun farkına varmak bu kadar mı zor. bedelli askerliği bir lütuf olarak algılamak niye.
  
  eski zamanlarda kölelik vardı. doğduğun andan itibaren ömür boyu birilerinin hizmetinde olmak zorundaydın. aynı mantık burda da var. doğar doğmaz sana yüklemişler görevi. on beş ay vatanı sevecek diye. ama vatan mı seni sevecek sen mi onu belli değil.
  
  tamam hadi 15 ayımız, vatana-millete feda olsun diyoruz. üzerimize yüklenen köleliği görmezden geliyoruz. peki bedelli askerlik diye bir kavramın olması bile bu kutsal vatan sözleriyle kandırıldığımızı anlamamıza yetmiyor mu? hala niye vatan-i görev diye savunan insanlar var anlamıyorum.