• taksimi bileniniz var mı?

    hani götümden sallamanın en güzel örneğini versem; "dünyanın en kalabalık caddesi olan istiklal caddesine sahip mekandır taksim" derim...

    aha işte ben, eşim ve halen 22 aylık kızımız bu mekanda ikamet etmekteyiz.

    çok düşündük, çok taşındık bir şeylerden fedakarlık edecektik; tuttuk taksimde oturmaya karar verdik (bkz: cihangir).

    çocuklar özellikle yürümeye ilk başladıkları aylar olan 13. aylarda falan birey olduklarını ispat etmek istercesine isyan bayraklarını kaldırmaya meyillidirler.
    örnek veriyorum: aslında "hayır" kelimesinden anlarlar ama siz onun gözünün içine bakıp "hayır" dedikçe, o sizin gözünüzün içine bakarak o prizin içine ellerini sokarlar... siz ona "hayır kızım bak biz bu taraftan yürüyoruz" dedikçe o sizin tam tersi istikametinize gitmeyi yeğler...

    işte böyle başladı benim kızıma tasma alma maceram...
    arkadaş kız yürümeye başlamış, biz de gezmeye çıkıyoruz. taksim'de, istiklal'de, cihangir'de harbiye'de maçka'da park arıyoruz, şöyle gezip görecek bir yerler bakıyoruz, çocuğun ilgisini çekecek bir ortam arıyoruz. mütemadiyen bunu yapıyoruz evet...
    yürümeye başladığı için siz onu bebek arabasında güzel güzel gezdirirken inip yürümek istiyor tabi veled... pusetin emniyet kilidini gösterip "ah ah" diyor... "aç" demek. açıyorsun tabi. başlıyor yürümeye... elinden tutmak istiyorsunuz... yok. kucağınıza almak istiyorsunuz; yok... bir annesi bir ben deliriyoruz. başlıyor kaldırıma oturup ağlamaya... zorla tekrar bebek arabasına oturtuyorsunuz, bağlıyorsunuz emniyet kemerini; bir ağlamak ki, sanırsın etlerini kesiyorlar yavrucağın. yanınızdan geçenler "ay bunlar çocuğa ne yapıyor böyle" bakışları atıyorlar... e ağlayan çocuğunu susturamayan basiretsiz ebeveyn olduğumuz için o ağlıyor biz ağlıyoruz böyle devam ediyor. (bunun bir başka örneğini daha önceden işlemiştim (bkz: #16647645))

    biz de gittik pedagoguyla konuştuk... evet bizim çocuğumuz için gittiğimiz bir psikolog var. aslında çocuğumuz için değil, çocuğun yaptıkları karşısında nasıl tepki vereceğimizi bilmeyen bizler için gidiyoruz o insana... çünkü biz yanımızda yöremizde bize "aman oğlum üstünü ört, aman ishal olunca süt vermeyin, aman çocuğun yemeğinin içine mutlaka brokoli koyun" diyen büyüklerimize ve çevremize pek itibar etmedik. oturup kitaplardan da okumadık. biraz kendi mantığımız, mantığımızın yetmediği yerde de uzman yardımıyla çocuğumuzu büyütüyoruz.

    neyse gittik pedagoga bize bu aleti önerdi. ne yaptık biliyor musunuz, köpek gibi hissetmedik çocuğumuzu, hissettirmedik de... çünkü "dur kızım, bırsss muh muh muh" diye çekiştirmedik. bir elimizde o sizin tasma dediğimiz şey varken, gene elinden tutmaya çalıştık, o taksim kalabalığında elimizi bırakıp bir yere kaçarsa da işte o tasma denilen şey yardıma koşuyordu. en azından kendimize biraz daha güvenir olmuştuk. şöyle söyleyeyim biz bu mereti 3 hafta kullandık. daha sonra elimizden tuttu. bırakmak istediği yerlerde sadece tehlikesiz yerlerdi.

    şimdi bizim aldığımız o tasma bizim arkadaşlardan biri doğum yaparsa ona verilecek diye evde bekliyor.

    biz çok kınanan bir aileyiz. bizi siktiler siktiler yerin dibine soktular her seferinde... çocuğu yuvaya verdik, "bu yaşta çocuk yuvaya mı verilir? bakamayacaksanız yapmasaydınız orospular" diye bağırdılar. bağıranlar bizim 50 yaşında kadın tutmamızı isteyenlerdi (dip not: çocuğum doğduğunda annesinin işi daha iyi diye ben işimi bırakıp bir yaşına kadar bebeğimize baktım, ondan sonrada en iyi yuvayı arayıp bulduk, şimdi bizden iyi bakıyorlar, bakıcı kadın olayına benim mantığım hayır dedi).
    biz çocuğu 20 günlükken bir yere götürdük tatile bize "çocuk kırkından önce evden mi çıkar" dediler. doktorumuz "hastaneden eve giderken çıkmadı mı bu çocuk, tabi ki çıkacaksınız dışarı" demişti.

    60 günlükken uçakla yurtiçi bir yolculuk yaptık, "ananızı sikeyim" dediler. "ben sizin ananızı sikeyim" dedim...

    size bir şey söyleyeyim mi; çocuğu olan bireyler beni daha iyi anlayacaklardır. sakın yanlış anlamayın "sizin çocuğunuz yok nereden anlayacaksınız ibneler" demiyorum. aksine elbette anlayabilirsiniz sadece biraz empati yapmaya çalışın diyorum.

    çocuğu olan ailelerin bu problemleri gülüp geçtikleri problemler. tasmaymış, çocuk elini tutmuyormuş, parka gitmek istiyormuş ama parkta habasa düşüyormuş... bunlar çok sikindirik problemler.
    yok hasta oluyormuş, burnu akıyormuş, aman götü pişmiş, kilosu düşmüş... bunlar götümüze giremez bile problem olarak.
    maddiyat: ohoooo parayı siktik biz... artık boncukla yaşıyoruz. keşke para problem olsa...

    bok gibi problemlere davet ediyor çocuklu olmak...

    şimdi birlikteliğimiz kötü, sadece kızımızı düşünüyoruz nasıl en iyisini yapabiliriz diye. mantıklı, makul ve psikoloğa falan danışmak suretiyle... düşünün... sebebi çocuk değil ama problem çocuk...

    geçenlerde eve girdiğimde bu tasma denen şey salonun ortasındaydı. "aaaa" dedim, "bunu mu kullandın?"...
    "yok be" dedi annesi "içerden bulmuş getirmiş. öyle manyak gibi sallıyordu" dedi.
    biraz hislenmişim... zaten durumlar boktan ya. "hey yavrum be" dedim kendi kendime. "daha dün şununla dolaştırırken 'aaa köpek gibi olmuş çocuk' diyen zibidilerle uğraşıyorduk" dedim.

    şimdi ben kapıdan girince "baba geeeldi" falan diyor yavrum benim... tasma masma öyle para verdiğimizle kaldı. 3 hafta kullandık kullanmadık.

    gene bunları böyle manyakçasına saldırarak eleştiren tipler varya, onlara hep "ileride çocuğun olsun sende görürsün" derler ya. aman diyim sevgili anne babalar ve anne baba adayları...

    onlara "umarım senin çocuğun olmaz" diyin lütfen... çocuk çekmesin bari...

    tanım: muhtelif çap ve ebatlarda çeşitleri olan tasmalarla çocuğunu gezdiren doğurmuş kadın. bunların baba versiyonu da vardır. tasmaların çeşitleri hakkında da örnek vermek gerekirse böyle göğüsten bağlamalı olanları vardır.
    işte bu da örneğimiz: http://img202.imageshack.us/…g202/1732/dscf5699.jpg

    yalnızca bir mesaj sonrası gelen edit: fotoğraftaki çocuk benim çocuğum... tasmada benim tasmam... yani çocuğumun tasması
  • geleneksel türk annesi imajından farklı olduğu için nefret kusulan kadın. ben iki çocuğumu da emniyet kemeri takarak yürüttüm. bunu yapmamın çeşitli sebepleri vardı: kollarından çekiştirmemek, özgürlüğünü kısıtlamadan bir birey olma şansını ilk adımlarını attıkları andan itibaren yaşama şansı sunmayı istemek, acemi oldukları yürüme işinde düşüp kafalarını gözlerini patlatmasına engel olmaya çalışmak, yayaları asla umursamayan hayvan sürücülerin kol gezdiği memlekette çocuklarımın ölmesini engellemeye çalışmak falan...

    önceki yorumlar birkaç noktayı açıklamayı gerektiriyor:

    1. tasma olarak nitelediğiniz emniyet kemeri çocuğun boynuna bağlanmıyor, göğsünü sarıyor.
    2. bu kemer anaya ya da babaya ekstra bir konfor getirmiyor, bilakis çocuk nereye koşturursa peşinden sürükleniyorsunuz.
    3. bileğe bağlanacak bir kemer aynı işlevi görmez, bileğin çıkmasına ya da kırılmasına sebep olabilir.
    4. bu kemerle düşmekte olan çocuk havada yakalanabilir.
    5. bu kemer çocuğun canını yakmaz, onurunu falan da kırmaz.
    6. bu kemeri kullanacak kadar bilinçliyseniz, bir sürü cahil cühela yorumla karşılaşmaya hazır olmak zorundasınız.

    ilk çocuğumda kullanırken (2002-2004) her yerde bu tip yorumlarla karşılaşıyor ve iyi niyetle açıklama yapmaya çalışıyordum

    ikinci çocuğumda kullanırken (2004-2006) bu yorumlara cevap vermeye tenezzül etmemeye başladım.

    çocuklarım büyüdü, şu salak tartışma devam ediyor ve artık küçümseyemiyorum bile okuduklarımı, duyduklarımı...
  • yanlış yapıyordur. bu modern anneler iyice işin bokunu çıkardı arkadaş! halbuse benim annem, abimle beni deyneklen dürterek yönlendirirdi. böyle "dübbrrrrşş" falan gibi de komutlar verirdi; o zaman rahatça evin kapısını bulurduk. geleneklerimiz bir bir yok oluyor; üzülüyorum :(
  • hakkinda epeydir yazmak istedigim anne, baslik bugune kismetmis.

    oncelikle, turk toplumunun henuz hazir olmadigi “pratik” bir annedir bu. bir zamanlar cocugu onde koynunuza asip tasimaya yarayan kanguru tipi askilar cok tepki cekerdi mesela. hatirliyorum yavrumla istanbul’da boyle dolanirken az laf isitmemistim.cocuk koynumda misil misil uyuyor, annesinin kokusuyla mesut, ama insanlarin vicdanlari rahatsiz. dusunmuyorlar ki anne zaten binbir endiseyle dolu, bir de sizden laf isitmek… neyse konumuz kanguru degil simdi.

    bahsedilen tasma boyundan bir tasma degil. (bkz: http://peopleofwalmart.com/…uploads/2009/09/166.jpg) adresindeki fotodaki talihsizlik cocugun o an yerde emeklemeyi tercih etmesi, ve boylece kopek cagrisimini kuvvetlendirmesi, kamera acisi sebebiyle de sanki kemer boynuna takilmis gibi bir izlenim vermesi. alet aslinda gogus kafesinden gecirilir ve elde tutulan baglanti da sirta ilistirilir.

    bu hem cocuk hem anne acisindan cok guvenli bir alettir. surekli cocugun elini tutmaya razi olsaniz bile ani hamlelerde elinin elinizden kaymayacagini garanti edemezsiniz. ve ilginctir ki bir cocuk 2 saniye icinde kendini olum tehlikesine atabilecek bir yaratiktir. ben reflekslerime o kadar guvenmiyorum acikcasi. diger yandan yurumeyi seven cocugun kolunu yukari cekistirip yurumeyi sevmez hale getirmek gereksiz ve sagliksiz bir secenek bence.

    turkiye gibi arabalrin her an her yerden firladigi, olmadik cikurlarla dolu bir ortamda cocuklarin evden pek cikarilmamasina, 1-3 arasi yas arasi bebeklerin sokakta yurutulmemesine sasmamak lazim. ama cocuga kent hayatini, basit yaya-trafik kurallarini, yurumenin keyfini ogretmek istiyorsaniz bu aletler cok faydali ve guvenlidir. alisin derim.

    yine bir gun sokakta turk usulu cocuk elimde annemle konusurken, ki kizim 2 yasinda o sira, elimden kurtulup kaldirimda parketmis arabalarin arasindan yola firladi. yolda gelen arabalarin onu gormesine imkan yok, kisacik bi yaratik ve yolun iki yani gorus engelleriyle dolu. hersey iki saniyede olup bitebilir. sansimiza o saniye icin yol bostu ama korkudan bayiliyordum neredeyse. ve evet artik puset yasini gecen kizimi bir ara bu tasma dediginiz aletle gezdirdim, hicbir utanc duymarak.

    son olarak, annelere babalara satasmayin lutfen, bu insanlar hic dusunmeden, moda icin, ya da ammaaan kosmayalim rahat edelim diye uygulamiyor boyle seyleri. cok endiseleniyorsaniz yanlarina gidip tatli tatli konusun, sohbet ederek, durdugunuz noktadan elestirerek degil. onlarin dunyalarini biraz anlamis olursunuz boylece.
  • zımbırtının adı sözlük başlığında "tasma" olduğu için tepki çeken anne.
    yanlış hatırlamıyorsam adı kanguru olan naneler var, sırt çantasının öne takılmışı gibi, bebeği içine yerleştiriyorsunuz.
    bebek arabalarında da emniyet kemeri gibi zapt edici bir sistem var.
    ana kucaklarında da ha keza, kilitli bir mekanizma var çocuğu içine mıhlayan.
    küçük yaş çocuk bisikletlerinin arkalarında ebeveynin tutabilmesi ve yönlendirebilmesi için çubuk gibi bir techizat var genelde.
    yani hepsi çocuğun, annesinin/babasının istemediği istikamete gitmesini engelleyen aletler. çocuğun aklı ermeye başlayana kadar da gayet gerekliler. yola fırlayanı var, cm hesabından kalabalık içinde gözle görülemeyeni var, saka kuşu gibi gördüğü, kendine eğlenceli gelen herhangi bir şeyin peşine takılıp gideni var, var oğlu var.. çocuğun kendisine de anneye de eziyet şeklinde sürekli kucakta olmasındansa tercih edilebilir bir seçenek gibi görünüyor tasma. anne olsam takarım çocuğuma bir tane.
  • 3 yasindaydim.. yazlari burgazdayiz, buyukada'da anneannemler ev almis yazlari ara ara annem de beni vapurla burgazdan buyukadaya goturuyor ben anneannemlerde kalayim diye, kardesim falan da yok.. tabi simdi yas 31 oldu haliyle anliyorum anne babanin halinden, burgazda tek oda yazlik evde 3 yasinda cocukla zor.. neyse detaya girmenin luzumu yok.. gunlerden bir gun zaten bilenler bilir vapurdan inince o buyukada meydanindaki hengameyi ki ben istanbul'da yasadigim donemde o hengameyi kadikoy'de, bostanci'da, taksim'de her yerde gormek mumkun.. konuya donelim, gunlerden bir gun ben o 3 yasindaki halimle kalk annenin elinden kurtul ve kalabaligin arasinda kaybol.. nasil akilli bir cocuk oldugumun simdi burdan reklamini yapmak istemiyorum ama o zamanlarda her 3 yasindaki cocuk gibi ya polis ya itfaiyeci olmak istememden mutevellit adanin karakolunu da fire house'ini da (bik bik konusmayin unuttum ona ne dendigini itfaiyeci ofisi diyelim gecelim) cok iyi bildigim icin derhal karakola gidip amca ben kayboldum dedim.. evini biliyor musun dediler, bende evi bilmedigimi ama eve giden yolu cevredeki yapilardan az cok tahmin ettigimi soyledim.. uc assagi bes yukari yani, akabinde amcalardan biri benim elimden tuttu, eve dogru yurumeye basladik ve yolda aglayan anne ve anneannemle karsilastik.. anneannem surekli anneme nurettin cok zeki cocuktur, evin yolunu bilir gel once eve bakalim bak onu yolda gorucez demis.. anneannem de tasmayi takmadan beni kopek yapmis lan saka maka, simdi dusundum de.. ne demek evin yolunu bilir, kopek miyim lan ben.. git uzaya koy birak, doner yolunu bulur.. oeeehhh..

    simdi ben bu hikayeyi niye anlattim.. yada bu hikayeyi neden anlattigimindan ziyade benim konuya bakis acim ne.. 2001 yilinda new york'a ilk geldigimde bir iki kez bu tasma dedigimiz zamazingo ile karsilasip cok yadirgamistim.. lan bu ne be cocuga kopek muamelesi yapiliyor demistim.. oysa 31 yasinda ve ilk bebegini su gunlerde eline alma hazirligi yapan bir birey olarak su anda bu tip seylerin gerekliligini cok cok iyi anliyorum.. bir kere olay safety abi.. amerikalilarin bir lafi var better safe than sorry.. cocuk yurumeye basladigi donemde maceraci ve ozgurlugune duskun olur herseyden once, her seyi kendi tecrube etmek ister ve annelik babalik dunyanin en zor mesleklerinden biridir aslinda.. kolay mi lan o cocugu gunde 16-17 saat surekli her adimini takip edebilmek, her yapilmamasi gereken seyde o cocuga hayir yapma demek.. cocuk bu adi ustunde.. sen anne baba oldugun zaman elalem ne diyecek beni cocuguma kopek muamelesi yapiyor diye suclayacak diye mi dusuneceksin yoksa cocugunun emniyetini mi ?

    simdi ortada bir siddet durumu olur, bir ensest durumu olur cikar iki laf edersin, birak iki laf etmeyi gerekli mercilere gerekli uyarini yaparsin sonrasinda gereken yapilir eywallah da, sen kimsin kendine nasil bir hak buluyorsun da cikip baskasinin cocugunun emniyeti icin uyguladigi bir yontemi elestiriyorsun.. zaten benim aslinda anlamakta zorluk cektigim olay su.. turk insaninin en onemli, en bariz ozelligi bu.. hepimiz hincal uluc'uz aslinda.. neymis cocuga tasma takilir miymis, lan sanane sen takmazsin kendi cocuguna.. sana hesap mi verecek o anne baba..

    cocugun altini degistirirken de cocugu koydugun o degistirme alet ve edavatinda bebegi alete baglayan kemer takiliyor.. bebek yuvarlanip da dusmesin diye.. eee o ne o zaman, akil hastalarina yapiyolar onu da.. yataga bagliyolar vay anam ne vahsi, cocuga oyle muamele mi yapilir.. yapilmaz dimi, siktir lan ordan..

    kissadan hisse.. cocuk yetistirmek anne ve babanin gorevidir toplumun degil bu bir.. her gun teknoloji gelismekte ve yeni yeni seyler cikmakta, keza tip da oyle.. anneannemin annesi, anneannemi tasmasiz yetistirdi demek abesle istigaldir zira o donemde her 10 cocuktan belki 6'si 7'si de gelismeyen teknoloji ve gelismeyen tip yuzunden dakka basi olmekteydi.. sudden infant death syndrome diye bisey bilir misiniz agalar..

    birakin su genellemeler uzerinden saga sola laf yetistirerek hincallik ulucluk yapmayi.. dunyada hic bir anne ve baba cocuguna bilerek zarar verecek bisey yapmak istemezler, bunu bilmeden de yaptiklari zaman da onlari engelleyecek turlu turlu insanlar vardir.. oysa internet ortamlarinda ahkam kesip senin dunya gorusunu sikiyim amerikali olmussun ama cocuguna kopek muamelesi yapiyorsun demek essekliktir kanimca..
  • bak hala..

    sağlamcı bir kadındır, elini öperim her türlü.

    çocuğuna yağmurluk giydiren ebeveyn için : "çocuğa branda giydiren zihniyet"
    güneşte oynarken beynine güneş geçmesin diye yanıbaşına, kuma şemsiye dikenler için : "çocuğa algida muamelesi yapan dümbelekler"
    ne zaman gelecek merak ediyorum..

    arkadaş o değil de.. madem tasmayla büyümediniz (ki buna ilk tasma diyeni eşşekler kovalasın) ve sevgi dolusunuz, bunu yansıtsananız la bi! ha bu tarz tavır sizin zamanında zincirlenmenizden ileri geliyorsa da söyleyin, valla kimse bi daha kullanmayı aklına bile getirmez.
  • "tasma" gibi yanlis bir adla adlandirilan objeyi kullanmakla suclu duruma dusen annedir bi yandan.
    cocuk icin endiselenenlere ilave bilgi: cocugu bu aletle zorlamiyorsun, bilakis, icin rahat oldugu icin onun istedigi yonlere gitmekte beis gormuyorsun, elini tuttugun halden daha ozgur cocuk, iki cicege bocege vitrine bakmaya gidebiliyor misal. elinden tutsan korkudan cekistirip duracaksin. ve cocugun bir seye bakmak icin senin elinden kurtulmaya calisacak. tercih sizin tabi. cocuk bakimi/egitimi ile ilgili bir cok kabul herkese uymaz.
  • dershane veya okul önlerinde, çoğunlukla sınav çıkışlarında falan hala rastlıyorum bu hırslı annelere. yıl olmuş 2009.. boktan bir furyaya kapılıp gitmiş ebeveynler. hala yok sınavıydı, yok hocasıydı, yok tercihiydi, netiydi bokuydu püsürüydü... ulan tasmayla o dershane senin bu okul benim ite kaka sürüklediğin o zavallı çocukcağıza bir kere sordun mu hayatından memnun musun diye? rahat bırakın şu gençleri artık, kendi tercihlerini yapsınlar, en azından seçtikleri hayatı yaşasınlar. çözün artık şu tasmaları lütfen. korkmayın artık şu g.tüne koyduğumun eğitim sisteminden. hadi anneler, babalara bırakmadan çözün şu tasmaları. bir şey olmaz çocuklarınıza, merak etmeyin. topu topu şu siktiri boktan arkadaş toplantılarınızda övündüğünüz başarılar, mastürbasyon malzemeleri gider elinizden, yarıştıracağınız sidikten olursunuz.
  • çocuğuna köpek muamelesi yaptığı için eleştirilen kadın. benim köpeğim yok kedim var bazen tasma ile gezdiriyorum, hiç aşağılıyormuşum gibi gelmiyor zaten o hayvancığı çocuğum gibi seviyorum. köpeklerini tasmayla gezdirenler de onları aşağılamak amacıyla takmıyorlar tasmayı, kaçmasın etmesin, kendine veya başkalarına zarar vermesin diye takıyorlar. köpek de son derece güzel ve sevgi dolu bir yaratık. bu bir.

    ikincisi; bunu şimdi eleştirirsiniz, yarın 5 kişinin zor zaptettiği bir çocuğunuz olursa görürsünüz. kuzenlerimden biri diğerini eleştiriyordu böyle, "neymiş çocuk uyurken zile bastırmıyormuş, yok efendim alıştıracakmış, öyle çocuk mu yetiştirilirmiş". şimdi kendi çocuğu 5 yaşında ve biz onların evine giderken hala zile basamıyoruz. zira çocuk o kadar nemrut ki uyanınca evde terör estiriyor, insanın ağzından burnundan getiriyor. bu adamın ilk çocuğu böyle değildi, gayet uyumlu ve usluydu. paşam da bunu kendine yoruyordu, "ben güzel yetiştirdim" diye. şimdi gördü ebesinin şeyini. çocuk yetiştirmek sandığınız kadar kolay değil, uzaktan ahkam kesmekle olmuyor. siz anne baba olsanız bile başkasının çocuğunu eleştirme hakkınız yok. sizin çocuğunuz uslu olabilir evet, ama bazı insanlar cidden çocuk değil bildiğin tazmanya canavarı doğuruyorlar. o şartlarda bulunabilecek en iyi çözümlere sarılıyorlar, çözümün size hoş görünmesini açıkçası kimse de umursamıyor. eve zincirlemedikten, çocuğa işkence etmedikten sonra bence nasıl zaptederse etsin. kendi evladı sonuçta.
hesabın var mı? giriş yap