• eğer çocuğunu susuturamıyorsa ona göre önlem alması gereken ebeveyndir. mesela o çocuğu restaurant, cafe, alışveriş merkezi, otobüs gibi insanların topluca bulunduğu yerlere götürmemelidir, çünkü başkalarını rahatsız etmeye hakkı yoktur.
  • ağlaması kontrol edilemeyen, yani yolculuk koşullarını kaldıramayan bebek ve çocukları olan aileler zannedersem eğer seçebilecek olsalar araba ile yolculuk etmeyi tercih ederler. bunun için insanın en kötüsünden de olsa içinde şehirlerarası yolculuk edilebilir bir arabası olması gerekir. daha da önemlisi yalnız olmamak gerekir. hem annenin hem babanın mesela bu yolculukta hazır bulunması gerekir. izinli olması gerekir çalışıyorlarsa, çalışmıyorlarsa benzin parasını zor öderler. zor bir kombinasyondur yani. şehirlerarası yolculukta yalnız başına küçük bir çocuk ya da bebek idare etmek de bir o kadar zordur. ağlayan çocuğunu susturamayan basiretsiz ebeveyn olmak demektir çoğu zaman.

    ama bunun alternatifi çocuğu eve kapatıp çevreyi ondan onu çevreden korumak olamaz... çocuğuyla bir yere gidemeyen anneyi de keza. zira asıl muhafazakarlık böyle bir şey olmalı zannımca. çocuk ve eve kapanmayı eşitlemek. çocuğun doğal yerini ev olarak görmek.

    bunun alternatifi otobüste bu ağlayan çocuk işinden rahatsız olan veya olacağını düşünen kişilerin bir yalnız ebeveyni çocuğun ağlarsa sadece çocuğunun ağladığına değil benim beddualarıma da üzülürsün hissiyatı içerisinde bırakmaması bir de aktif olarak çocuğu susturma işinde rol alması olabilir. bu ikincisinin önündeki en önemli engel kişinin kendisi de değildir, suçlulukla katılaşmış ebeveyn de hoş bakmayabilir ilk anda. yani koşulların birincisi ikincisini, ikinci birincisini doğurur ve defanstaki aileler otobüse kolektif açılımlara açık binmezler.

    ama neyse ki her zaman karşınıza bu sorumluluğu alabilen insanlar çıkar. yani elinizdeki yavruyla rahatça ilişki kurabilen, sizin suçluluk hallerinizi paylaşmadığından sadece orada olduğu için negatif bir yere mahkum olan bebişi teselli edebilen kimseler. rahatsız olanların rahatlatanlara dönüşebilmesinin imkansız olmadığını gösterenler. kendilerinden allah razı olsun der kamusal alanda beraber yaşayabileceğimiz günler dilerim.
  • çocuğu olmayan, olmayacağını zanneden ve toplum içinde ağlayan çocuğa ve ebeveynine küfür eden adamdan daha sağlıklı oldukları kesin olan ebeveyn tipidir.

    ne bebek ağlamasının ne de onu susturmaya çalışmanın basiretle, bilgelikle, zekayla, olgunlukla alakası yoktur. daha tam olarak derdini anlatamayan, bir yeri ağrısa o bölgeyi bile gösteremeyen, belki sıkıntıdan, belki sıcaktan, belki diş çıkardığı için, belki de sırf inat olsun diye ağlayan çocuğu susturmak bazen gerçekten yardım dilenmesini bile sağlayabiliyor bu başlıkta konu geçen basiretsiz ailenin...

    bu ailenin basiretsiz olduğunu iddia eden kişi ya da kişiler çocukluklarını laboratuvar ortamında mı geçirdiler? hiç mi ağlamadılar topluma açık yerlerde falan hiç mi ağlamadılar?

    sevgili romalılar... bir çocuğun, bir bebeğin ağlamamasının tek yolu vardır uyuması. e bu laf anlamaz söz dinlemez basiretsizler de her zaman uyumuyorlar...

    geçtiğimiz günlerde bizim ufaklık gene ağlıyor sabahın bir saati. ya diş çıkartıyor, ya rüya görmüş. bir annesi bir ben kucağımızdan indirmiyoruz. şarkılar, türküler, çeşitli komiklikler... yok susmuyor. süt veriyoruz olmuyor, su veriyoruz olmuyor, şekere boğduk veledi yok arkadaş susmuyor. tabi bizim basiretsizliğimiz olabilir de mi? yattık uyuyoruz sanki. ama bilmiyoruz ki biz çocuğun ağzına iki tane çakmayı... neyse efendim susmadı velet... bu arada apartmanda hala kim olduğunu bilmediğim biri bağırdı "susturun lan şu çocuğu" diye...
    çok afedersiniz sayın sözlük okurları ve yazarları ama o an sikiverecektim o götvereni elime veriverseler. bizim kızı annesinin kucağına attığım gibi balkona çıkıp bağırıvermişim "kim ulan o bağıran" diye... o an gelse çıksa "benim ulan sustursana çocuğu basiretsiz" dese yemin ediyorum içimdeki tüm barış canlısı duygularımı kendi götüme sokup adamın kafasını gözünü kıracağım. ama nasıl dövücem ipneyi anlatamam. neyse sonra çocuk susuyor iki gülüyor da bütün dünyanız aydınlanıyor.

    neyse diyeceğim şudur.
    benim de ağlayan çocuğumu susturamadığım zamanlar oluyor... ama iki tane çakamıyorum ağzının ortasına... çünkü vurursam biliyorum yarın bir gün elaleme, önüne gelene "basiretsiz" falan diyen bir tip olacak. ben de sinirlenip evlatlıktan reddedeceğim...
  • basiretsiz olarak değerlendirilmesi yanlış ebeveyndir. hani çocuğu susturabilecek oyuncak, emzik, biberon gibi aparatı yanına almıyorsa neyse diyelim de, çocuk bu, ağlar ağlar. susturması da kolay olmayabilir, bunun da basiretsizlikle ilgisi yoktur. çok çekilmez bir durumdur yakında çocuk ağlaması, ben de deli olurum. ama çocuk hastaysa, agucuk bugucuktan bile anlamayacak kadar küçük, bir iki aylık bebekse, çok sevdiği birinden ayrılmak üzere yolculuğa çıkılmışsa vb. susturmak o kadar da kolay olmaz. kaldı ki anne ya da baba ya da çocuğun başındaki kişinin ruh durumu da önemlidir. düşünsenize, kendi anne babasını bir kazada kaybetmiş, cenazeden dönülüyor ve o kişinin derdi zaten kendisine yetiyor. sonuçta çocuğunu susturamayan ebeveyn = basiretsiz diye bir şey olamaz.

    belki şu durum için basiretsiz tanımı kullanılabilir: anne baba şımarık bir çocuk yetiştirmektedir, çocuk her dediğini ağlayarak, bağırıp çağırarak yaptırmaya alışmıştır. herkesin ortasında yine böyle bağıra çağıra olmayacak istekleri yaptırmaya çalışıyorsa, istek yerine gelemeyeceği için de o sinir bozucu gürültü uzadıkça uzuyorsa; evet, ebeveyn basiretsizdir diyebiliriz.

    bu sinir bozucu durumlar için bir arkadaşın çaresi, bebeğin emziğini passiflora'ya batırıp çocuğun ağzına tıkmaktı. bebeğin geleceğini nasıl etkiler bilmiyorum ama sık olmamak kaydıyla, bu gibi durumların çaresi gibi görünüyor.
  • ağlayan çocuğu susturma tekniklerine göz atması gerekir. içinde uygulanmaması gereken maddeler var gerçi. eğer onlar da işe yaramıyorsa dönüp kendine bir bakması gerekir. bazı anne babalar çocuk ağladıkça daha da sinirleniyorlar ve ağlayan yavruyu sakinleştirmek yerine kendileri de kontrolden çıkıyorlar. en önemli davranış ne olursa olsun mutlaka sakince ve sakin bir ses tonuyla çocuğu yaklaşmak.
  • (bkz: kolik)
  • bir çoğu aslında basiretsiz değildir.
    çocuk işte susmaz.
    ancak bazı ebeveynler vardır ki, çocuk kıçını yırtmaktadır, ancak adam kıçını kaldırıp da çocuğu susturmaya çalışmaz. en sinir olanı budur.
    yoksa çocuk ağlar, oyalarsın susar, bazen susmaz, ama sen çaba gösterirsin. sanırım burada bahsi geçen basiretsizler çocuğu susturmak için uğraşmayanlardır.
    bir diğer taraftan da bazı ebeveynler çocukları özgür yetişsin diye de susturmaz çocuğu.
    engellenmiş olurmuş, çocuğu istediğini yaparmış.
    otobüs yolculuğu ile özgür çocuk ne kadar yetiştirilir bilemeyeceğim ama "yuh be kardeşim" denir bu ebeveynlere.
    sen nerede büyüdün de nereden çıkardın ağlayan çocuğu susturmamayı.
    asıl basiretsizler bunlardır.
  • çocuğunun çektiği sıkıntıyı anlayabilen ebeveyndir. otobüste gitmek, koltuğunda rahatça otururup giden bi insanı bile oldukça bunaltabiliyorsa, anne-babanın kucağında giden ufak bi çocuğu ne kadar sıkar bi düşünün. zaten bunalmış sıkılmış çocuğa bi de tokat atmaması gerektiğini bilen, onu başka şeylerle oyalamaya çalışan ebeveynler, ileride ağlayan çocuklardan nefret etmeyecek çocuklar yetiştireceklerdir. *
hesabın var mı? giriş yap