• bize ortalikta ne kadar cok cahil insanin gezdigini gosteren mactir. dur durak bilmiyorlar, ardi ardina geliyor cahillikler yani. simdi de lugano'nun yerde yatan bursali'nin bilegine bastigi iddiasi var. bu lugano'nun rakip takim taraftarlarinda yarattigi etki zaten cok ilginc. lugano'nun bu sene galatasaray'a transfer olacagi iddialari vardi. gerceklesseydi bugun lugano icin neler denirdi hakikaten cok merak ediyorum. aslinda etmiyorum, cunku galatasaraylilarin manipulasyon mekanizmalarini kapatip lugano'yu savunmaya gececeginden suphem yok. gelelim pozisyona. lugano bildiginiz gibi ayi gibi bir adam. orada kalkarken bursali rakibinin bilegine tum yukunu vererek bassa (ayaginda civili krampon var bu adamin), orada bilek falan mi kalir? mahallede bile dogru durust futbol oynamamis, ayagina krampon giymemis adamlar buyuk rahatlikla atip tutuyorlar iste. kaldi ki lugano nereye bastigini bile gormuyor, adamin gozu topta. bunu da macin goruntulerinde rahatlikla gormemek icin ya art niyetli, ya da karacahil olmak gerekir.

    baska bir iddia daha var, o da fener'in golunun ofsayt oldugu yonunde. cogu kanala gonderilen ozet goruntulerde hizadan goruntusu olmayan bir pozisyonu "net ofsayt" diye niteleyebilecek futbol ulemalari varmis.

    ... bidakka ya ben neyi tartisiyorum ki. burada maksat faulse faul, ofsaytsa ofsayt demek degil ki zaten. bir adam fener dusmaniysa gelir guiza 2 metre geriden de ciksa ofsayt der. fenerli oyuncularin rakiple her mucadelesinde kirmizi kartlik diye birseyler sallar. bu zaten fener dusmanlarinin en primitif taktigi. "ne kadar sacma olursa olsun bi sallayacaksin", motto budur. cunku iclerindeki fener nefretinin yarattigi siziyi durdurmak icin soyleyecek baska sozleri yok. ha bir de, bu macta yasanan itirazlarin agababasini galatasarayli futbolcular yapmistir, ama fenerliler bunu arguman olarak sununca rahatsiz olurlar. istemiyorlar fenerlilerin bunu gundeme getirmesini. "sürekli hakemin üzerine oynayan oyuncular olsa dahi, ortada bariz bir şekilde görünen yanlış gidişatı "ama o da yapmıştı" diyerek kapamaya çalışmak akıl almaz derecede gülünç oluyor." oh ne ala memleket. galatasaraylilar kendi oyuncularinin bugune kadar yaptiklari ortadayken cikip rahat rahat fenerlilere sallayacak, ama fenerliler "lan nooluyosunuz, kendi adamlarinizin yillardir yaptigi sey" deyince gulunc olacaklar. hakikaten oh ne guzel.
  • klasik bir fenerbahçe deplasman maçıdır. hafta içi rakip takımın hocası "korkmuyoruz, gelsinler, ossuruklarını düğümleyeceğiz" mealinde açıklamalar yapar, bütün sezon 3-4 maç iyi oynayan oyuncular "şehir olarak kenetlendik, inançlıyız, gücümüzü bu maçta göstereceğiz" diye demeçler verir, maç başlar hakem yine fenerbahçe aleyhine maçı çığırından çıkarır, oyuncuları tahrik eder, delirtir, tekmeler kartlar havada uçuşur, buna rağmen fenerbahçe yılmaz, bileğinin gücüyle hatta döve döve maçı kazanır. fenerbahçe yine yenilmemiştir, medyadaki bazı amigolar delirir, ev sahibi takım zaten takım olamamıştır, hakem fenerbahçe aleyhine kararlar verememiştir, yüreği yetmemiştir. sözlükte de durum aynıdır, maç yorumlarında fenerbahçeliden çok malum takım taraftarı vardır. haddinden fazla pohpohlanmak, kendilerini bulutlar üzerinde görmek yetmemiş ellerini ovuşturarak fenerbahçe'nin puan kaybının bu maçta kesin olarak geleceği ümidi bir yerlerinde patlamıştır. kinler kusulur, laflar sokulur kıt akıllarınca. netice itibiriyle it ürümekte kervan yürümektedir, sizler kudurdukça debelendikçe daha çok zevk alınmaktadır ve hiçbir şey bu keyfin üzerine gölge düşüremeyecektir, çok değil 10. haftada göreceğiz, az sabredin.
  • ispat olarak gösterdikleri resimde (`http://img221.imageshack.us/…221/5295/anelka9mg.jpg)` bile, elin topla temas etmediğini görmeyen, göremeyen ya da görmek istemeyen beyinciklerin olduğunu da öğrenmemize vesile olan maçtır.

    daha önce de belirttiğim gibi, kabahat bu tiplerde değil, dezenformasyonun kralını yapan medyadadır. anelka'nın pozisyonunu el diye insanların bilinç altına yerleştirenler, nobre'nin samsunspor maçındaki buz gibi penaltısından sonra kendisini sahtekar ilan edenler, başlığımızın konusu olan maçta lugano'nun sarı kart gördükten sonra hakemi alkışladığını iddia edenlerle aynı fabrikanın ürünüdür. mevzu bahis şerefsizler, ellerindeki medya gücünü o kadar iyi kullanmaktadırlar ki, maçtan sonra yaptığı açıklamada; kendi kafasının nobre'nin dizi ile temas ettiğini açıklayan kerem'in cezasını iptal ettirmişlerdir. maç içerisinde sadece bir defa fenerbahçe kale arkasından gösterilen tekrar pozisyonu, bir daha ekrana getirilmemiş, o andan sonra sırra kadem basmıştır. çünkü o tekrarda nobre'nin kaleciyi geçtiği esnada, kerem'in kafasının dizine temas etmesi sonucu düştüğü çok açık görülmektedir.

    anelka ve nobre'nin pozisyonunun koca bir sezon konuşulmasını sağlayanlar, lugano'nun alkışını gördüğü sarı karttan sonra yaptığını ve ikinci sarıdan atılması gerektiğini, ama kırmızı kart görmediğinden dolayı fenerbahçe'nin hakem yardımı ile maç kazandığı imajını yerleştirme çabasındalar.

    yemezler.
  • hakkında sadece 13 yıl evvelinden örneklerin verilmediği 13 yıldan başlayarak bugune kadar örneklerin verildiği mücadele.
    geçmişteki sabıkalarını unutanlar gelip burada zırvalıyorlarsa aldıkları cevaplardan rahatsız olmaları da pek bi abes.

    ah ne güzel de buyuruyorlar.
    kendilerine ligde gösterilmeyen kartların avrupa'da nasıl cart diye çıktığını bilenler.
    yıllarca türkiye'deki hakemlere çemkirip avrupa'da gıkları çıkmayanlar.
  • fenerbahce taraftarı olarak artık gerilmek ve adrenalini yükseltmek amacıyla sözlükte yazılanları okuduğum bir maç daha olmuştur. artık müptelası oldum, okuyup okuyup geriliyorum ooh çok iyi geliyor :)

    çok fazla detaya girmeyeceğim sadece hem burada yazılanlarda hem de medyada söylenenlerde yanlış olduğunu düşündüğüm bir şey var onu düzeltmek istiyorum.

    sıkıyorsa alex aynı hareketi avrupa ligi'nde de yapsın bakalım ne oluyor? şeklindeki retorik soruya bir cevabım var. ne olur biliyor musunuz? sarı kart görür. başka da bir şey olmaz. çünkü iddia edilenin aksine avrupadaki hakemler futbolcu tepkilerine karşı çok daha sabırlı. premier lig'de kaç kere wayne rooney'nin kendini attırmak için hakeme anormal tepkiler gösterdiğine, alenen "fuck off" dediğine şahit oldum. hakem sadece uyardı. bu yalnızca bir örnek.

    avrupa'da da hekeme sert itiraz eden tipte oyuncular var. hatta avrupa'da eliyle kart işareti yapanlara da tepkiyi abartmadığı sürece sarı kart gösterilmiyor. bizdeyse işaret parmağı bükülüp baş parmağa temas ettiği anda kart gösteriliyor.

    adamlar işi kişisel algılamayıp futbolcuyu sahada tutmaya gayret gösteriyorlar. bizde sorgusuz sualsiz sarı kart gösterilen pek çok pozisyonda onlar önce kesinlikle uyarıyorlar. hatta şöyle söyleyeyim, dün güiza'nın topu yere vurarak yaptığı siteme avrupa'da pek çok hakem öncelikle uyarıyla karşılık verirdi(bir kısmı da elbette sarıyı çıkarırdı ama izlediğim maçlara bakarap pek çok hakemin de çıkarmayacağını söyleyebilirim) o yüzden bırakalım artık "sıkıyorsa avrupa'da yapsın" klişesini.

    bizim hakemler bu gibi durumlarda yorum yapmak istemiyorlar. nedenini bence hepimiz kendimize de sormalıyız. rakip takim lehine en ufak bir hata olduğunda bundan başka hiçbir şeyi düşünemeyecek hale gelen o kadar çok taraftar ve medya mensupu var ki. hakem doğal olarak şunu düşünüyor: öyle bir karar vereyim ki kimse itiraz edemesin, tartışma olmasın. bu yüzden eliyle kart yapana yorumsuz sarıyı gösteriyor. kimse itiraz edemez nasılsa, adam eliyle kart yapmış işte herkes görmüş.

    en yakın maçta yeni gerginliklerle görüşmek üzere...
  • tamam, herşey tamam. hakem kötüydü, fenerliler abartıyor falan da her maçtan sonra fenerbahçe'ye yakışan x gibi moronca bir tanımlama geliyor ya bir lavuktan, iğrendiriyor insanı futboldan konuşmaktan da takım tutmaktan da. her seferinde yazıyorum biri çıkıp anlatmıyor ne var bu fenerbahçe düşmanlığını bu kadar tetikleyecek diye. veya fenerbahçe'ye yakışan nedir? neden yakışır biri bana söylesin. tamam, son iki başkanımız sağolsun mafyavari adamlar ve dominant tipler, ben de sevmiyorum, çoğu fenerbahçeli de birçok icraatını sevmesine rağmen aziz yıldırımın kişiliğini sevmiyor.

    aziz yıldırım herkes bir gün fenerbahçeli olacak gibi bir şey de çıkardı, ben de gıcık oluyorum. diğer insanlara bu kadar küstahlık etmenin bir sebebi yok. bir de şu fenerbahçe medyası var. birkaç maymun çıkıp saçma sapan yorumlar da yapıyor. fakat bu her takım için geçerli. bir çok takımın itici spor yazarı, mafyavari başkanı, yöneticisi oluyor.

    kimse yanlış anlamasın, fenerbahçe şöyle iyidir, böyle iyidir demeye getirmeye çalışıp savunmuyorum. benim gözümde bütün futbol camiası istisnalar hariç bu itici tiplerle dolu ve bizim yapabileceğimiz bir şey yok. ifrit olduğum şey sanki diğer camialar çok farklıymış gibi dangalakça çıkıp anca fenerbahçe'ye yakışır lafının mutlaka çoğu başlıkta geçmesi ve fenerbahçe düşmanlığı. hiçbir şey siyah veya beyaz değil. insan olanın biraz buna dikkat etmesi gerek. kişileri ve dönemsel olayları eleştirebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz. ama bok atmadan önce savunduğunuz şeyin farklılığının bilincinde olmanız lazım.
  • fenerbahçeli futbolcular bu maçta hakeme gereğinden fazla itiraz ettiler. deniz çoban müthiş maç yönetmedi. kart standartlarını tutturamadı, faullerde, kornerlerde hatalar yaptı ancak bir fenerbahçeli olarak asla o formayı giyen oyncuları böyle görmek istemiyorum. ümit özat'ın yapmadığı bir faulden sonra verilen penaltıya gülerek "hocam valla değil ya" diye tek cümlelik itirazını hatırlıyorum. ben böyle fenerbahçe istiyorum. itiraz eden hasan şaş'a dönmüş futbolcular değil.

    bunun dışında ikinci yarı fenerbahçe kapanıp kontra aradı. ancak guiza, kazım ve ikinci yarı giren dos santos'un aceleci ve beceriksiz pasları yüzünden çok gol kaçırdı. deivid ile alex'in anlaşması görülmeye değerdi. bursaspor maç boyunca sadece sertlik yaptı. hele ikinci yarı fenerbahçe geriye yaslanınca hiç üretemediler. son dakikalarda fenerbahçe'nin kaçırdığı goller, savunmada 1-2 pas hatasıyla birleşince klasik son dakika puan kaybı tadı verdi ama bursaspor bunu da kullanamadı.

    iyi futbol yoktu ama yine de izlemek zevk verdi. oyun yavaşlamadı, sürekli durmadı. insanlar izlerken "öf" demedi. fenerbahçe 5'te 5 yapmış oldu. ancak futbolcuların itiraz konusunda kulağının çekilmesi şart.
  • öncelikle bir fenerbahçeli olarak futbolcuların saha içinde hakeme fazlasıyla itiraz etmeleri hoşuma gitmezken, diğer taraftan bu kadar hırslı olarak görmek bu sezon için inançlarının yerinde olduğunu görmek açısından sevindiriciydi. malum bizim ülkemizde hakeme bu kadar sert itirazlar, itmeler kakmalar, tükürmeler çirkeflikler "yürek, inanç, hırs" olarak adlandırıldığı, bunları yapmayanlar ise "ruhsuz" olarak yaftalandığı için ben takımım adına mutlu, fairplay adına mutsuz oldum.

    bu maç sonunda seneler öncesinin galatasarayına atıfta bulunmakta yukarıda yazdığım hususla ilgili. futbolcular saha içinde ne kadar kazanma arzulu konsantre, istekli ve hırslı olursa, verilen yanlış kararlara tepkileri de o kadar abartılı oluyor. burada asıl husus ise, zamanında bu yüzden galatasarayı eleştirenlerin şimdi desteklemesi, galatasarayı destekleyenlerin ise şimdi fenerbahçeyi eleştirmesi. ne farkı var birbirinden?

    senelerce fenerbahçeli futbolcular saçma sapan kararlara, verilmeyen %500 lük penaltılara gık demediler, gülüp geçtiler... ne oldu? ruhsuz oldu. bir galatasaraylı, beşiktaşlı, bir hakem hocası takdir etti mi bu futbolcuları? e şimdi ne diye bu tepkiler... söyleyeyim; amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek... işte bundandır bütün bunlar...

    edit: unutmadan.. maçın teknik değerlendirmesi için; yine yeniden (bkz: alex de souza)
  • hakem gösterdiği kartlarla çığrından çıkardığı bir maç. aynı topa kayarak giren iki futbolcu ve sarı kartı gören sadece lugano. faul ile uzaktan yakından alakası olmayan bir pozisyonda bursaspor lehine verilen serbest vuruş kararı ve akabinde güiza ile alex'e sarı kart. yerde rakibini tekmeleyen sercan'ı görmeyen bir hakem. buna rağmen medyanın "fenerbahçe hakem ile maç kazandı" yaygarası. telegol ile maraton programlarını izledikten ve bazı yorumları okuduktan sonra, anladım ki alex'in golü sadece bursaspor'un filelerine girmekle kalmamış. uğraşmayın boşuna çıkaramazsınız.

    dün akşam tabata'ya yaptığı harekete istinaden, "can havli ile tepki gösterdim" açıklaması yapan ve özür dileyen mustafa için, "bravo mustafa'ya, hatasını kabul edip özür diledi" diyenler, geçen sezon kayserispor maçında omuzuna yedi dikiş atılmasına sebep olacak darbe aldığı için, anlık bir tepki ile rakibinin baldırına ayağı ile vuran volkan'a demediklerini bırakmamışlardı. aynı maçta emre'nin saha kenarında yaptığı hareketi gündeme getirip ceza almasına sebep olanlar, ağzından salyalar akıtarak tabata'nın üzerine çullanan mustafa için tek kelime etmediler. sanırım o esnada mustafa'nın tabata ile hal hatır muhabbeti yaptıklarını düşündüler. yoksa mustafa terbiyeli çocuktur, ne rakibini tehdit etmiştir ne de küfür.

    sabredin az kaldı.
hesabın var mı? giriş yap