• khane-ye doust kodjast'la başlayıp zire darakhatan zeyton'la biten üçlemenin ikinci filmi. khane-ye doust kodjast'ta ahmed'in koşa koşa bir çırpıda geçtiği yollar bu kez bitmek tükenmek bilmiyor. ama yıkıntıların altında, toz toprak içinde de olsa hayat ve dünya kupası devam ediyor. üçlemenin verdiği bir başka haz da, hayatın akışını kiarostami'nin her filmde biraz daha büyüyen çocuklarının yüzlerinden, konuşmalarından, tavırlarından izlemek.
  • abbas kiyarüstemi’nin köker üçlemesi’nin ikinci filmi zendegi va digar hich. 1991 yılı yapımı bu film, deprem sonrası köker’e ulaşmaya çalışan bir baba ve oğlunun gözünden anlatıyor hikâyesini. zendegi, farsçada “yaşam” demek. film türkiye’de “ve yaşam sürüyor” adıyla biliniyor.
  • iran sinemasını neden seviyoruz sorusuna cevap niteliğinde bir abbas kiyarüstemi filmi. puya ve babasıyla birlikte bir yolculuğa çıkıyorsunuz, onlar kadar arayış içinde bulabilecek miyiz merakındayız, tozlu yollardan geçip, depremde yaşanılanları dinliyoruz, üzülüyoruz, her şeye rağmen devam etmelerini, güçlü olmalarını takdir ediyoruz. üstümüz başımız toz içinde kalıyor, biz de susuyoruz puya gibi. film bir şekilde ruhumuzun bir yerlerinden bizi yakalıyor çünkü yaşanılan bütün yalınlığıyla gösteriliyor, zorlama diyaloglar yok orada ne yaşanıyorsa filmde gördüğümüz o fazlası değil.

    --- spoiler ---
    sonu olmayan bir film belki ama bize arayış içinde olduğumuz zaman varılacak şeyden çok yolda olmanın önemli olduğunu anlatıyor. bir de her zaman biliyoruz umut vardır, o umuda sığınıp devam ederiz yoldaki zorluklara.

    --- spoiler ---
  • abbas kireostiami'nin belgeselle kurguyu karıştırarak ürettiği, önemli bir iran filmi. 1990 yılında (tam da dünya kupası maçı oynanırken) iran'da çok büyük bir deprem olur. sonra bir film yönetmeni, yanına küçük oğlunu da alarak deprem bölgesini ziyarete gider.

    yönetmen: deprem sırasında neredeydiniz?
    1.çocuk: kavede maç seyrediyorduk. arjantin'le belçika oynuyordu.
    yönetmen: peki nasıl başladı?
    2.çocuk: hızlı... ilk on dakika arjantin daha iyiydi...
  • nasıl ki güney kore sineması denilince "intikam",
    hollywood denilince "bilgisayar efektleri, teknoloji",
    fransa denilince "romantizm, romantik komedi",
    norveç, danimarka denilince "absürt komedi",
    brezilya denildilince "sokak çeteleri, uyuşturucu",
    aklıma geliyorsa, iran sineması da bana sadece "dram"ı çağrıştırıyor.
    iran sinemasının her filmi aynı ali şeriati'nin kitaba başlangıç cümlesi gibi:

    -"sizi rahatsız etmeye geldim!"

    --- spoiler ---

    baba köker'e gitmek için davranır. puya ise köker'e yakın yerdeki anten kurulumunu gördükten sonra burada kalıp maçı seyretmek ister. baba yola devam etmek ister ama bir yandan da çocuğunu üzmemeye çalışır. sonra oradaki küçük depremzede çocuklara oğlunu kastederek "onunla ilgilenir misiniz?" diye sorar. küçük kız çocuğu gözleri dolduran cevabı verir:
    - "kardeşimmiş gibi."

    küçük kızlar derede bulaşık yıkarken baba onlarla sohbete başlar. ve evlerinin nerede olduğunu göstermelerini ister.
    kızın biri "işte şurada tepenin orada, çam ağacının yanında" falan diye anlatır, baba, sonra diğer kıza "sizin ev hangisi?" diye sorar, kız "bizimki tamamen yıkıldı onun için görünmüyor" diye cevaplar.

    depremden bir gün sonra evlenen gençle yapılan muhabbet de insanı hüzünlendiryor.
    - "depremden hemen sonra evlendiğinize göre ailenizde fazla ölen yok sanırım."
    - "hayır, tam tersine, kuzenler, amcalar, teyzeler aşağı yukarı 65 akrabamı kaybettim."
    - "buna rağmen evlendin mi?"
    - "bütün akrabaları kaybedince, onayını bekleyecek büyüğümüz kalmadığı için hemen evlendik."
    --- spoiler ---
  • zendegi farsça'da hayat demek. ve diğer hiç türkçe. çözemedim olayı. neyse gidiyorum ben.
  • abbas kierüsteminin kendi dışında herkesin köker üçlemesi olarak kabul ettiği film serisinden bi film. o ise, köker'in tesadüfen bi ortak paydada buluştuğunu ama eğer sorulacak olursa kirazın tadı ve zeytin ağaçlarının altındayla bu filmin belki yaşamın değerinin işlenmesi sebebiyle üçleme olarak düşünebileceğini ifade etmiş zamanında.

    bana da yönetmenin dediği gibi geldi; yaşamın değeri. bu noktada kesinlikle kirazın tadıyla hem kurgusal (çorak, izbe yollarda geçen uzun süre yolculuklar) hem de yolcuların dialogları ile birbirlerine çok daha yakınlar.

    bir diğer detay da esas karakterlerde hiç anlatmamasına karşın derin bi bilgelik, entelektüel birikim olması. kierüstemi beylik laflarla veya bilindik kalıplarla bağırmadan, ideoloji satmadan karakterlerdeki o derinliği yoldan geçen herhangi biri üzerinden veriyor. ve muazzam bi tevazu bence.

    tavsiye edilir.
  • ''sanat demek, mutlu ve güzel şeylerin seni etkilemesi demektir. sanat, insanları gençleştirir, onları ihtiyar yapmaz. evet, hayatta kalmaya devam etmek de bir sanattır. sanırım her şeyin en yüce sanatı budur.''

    kiyarüstemi, yaşamanın da sanat olduğunu söyler. kiminin yaşam sanatı kendisini ve çevresini darmadağın ederken, kimilerinin yaşam sanatı da insanı gençleştirir, hayat verir. bu yaşam sanatını güzelleştirmek de çirkinleştirmek de kişinin kendi elindedir.
  • bu filmde o şahane arkadaşımın evi nerede filminde, yönetmenin sıradan insanları oynattığını öğreniyoruz. hatta bu filmde de onlar oynuyor.

    filmin türkçesi "ve yaşam sürüyor". bir sürü yakınının depremde ölmesine rağmen dünya kupasını takip etmeye devam eden insanlar, bu adı almasını sağlamış. çokça yadırgadım ama belki de haklıdırlar.

    --- spoiler ---

    ahmedpur bulunmamış olarak bitiyor film. ama sağlığı hakkında da netlik yok. eğer biri öldü deseydi oturup ağlardım yeminlen. sırada zir-i dırahtan-i zeytun(zeytin ağaçları altında) var allah'tan.

    --- spoiler ---
  • aga, bu filmde puya'nın kafa tam bilal. baba yüz kere laf anlatıyor tın tın. yüzünden akıyor resmen süzmelik. adamlar deprem muhabbeti yaparken, puya, "ya diğer futbol maçı neydi" diye soruyor.

    - akşam neyle geri dönücez piki?
    - botla.
    - tamam da neyle dönücez?

    ---0----

    -tımım bıbıcım.

    filmi de, hane-i dost kocast'tan iki yıl sonra izleyince, benim için iyice cinéma vérité'liği uygunlaştı.
hesabın var mı? giriş yap