• world trade center manhattan a gelmezden once ilk gorulen silueti gecek anlamda yeni manhattan in profiliydi. o kadar buyuk ve guzeldi ki, bloklar oteden 150 metre onunuzdeymis gibi duruyor, git git ulasamiyordunuz. altinda durup yukari baktiginizda basiniz donuyor, yercekimi hissiniz karisiyordu. hayatimin en guzel aksamlarindan birini wtc in tepesinde horni ve minus ile gecimistim. manevi bagim buyuk idi.

    ve nagasaki, hiroshima ve binlarce sivil hedefi bombalayan amerikanin bunu hakettigini bir an bile dusunsek bile, boyle olmaliydi, boyle olmasina sevinir gibi bile olunmamaliydi. ve boyle bir olayda amerikan devletinin hatalari anilmamaliydi, siddeti kinayip, sivil insanlarin olumune "hani nerde action filminiz? hani nerede ruyaniz?" demek icin bu goruntuleri izleyip otuzbir cekebilecek manyak sinir sistemine ve uktelere sahip olmak gerekir.

    bir trivial soru daha, wtc in mustahdem kadrosunun buyuk cogunlugunu kimler olusturuyordu?

    ben yanitliyayim, turkler.

    her katinda turkce konustugunuzda birinin donup baktigi bir yerdi wtc. ve dunya ticaret merkeziydi, amerikan ticaret merkezi degil fatura hepinizin kina parasina yansiyacak, adisyonunuza eklenecek.
  • world trade center'ın iki ayrı kulesine 18 dakika arayla iki ayrı uçağın çarpmasını takiben pentagon'a da yapılan saldırı ile amerika'yı kitlemiş saldırılar bütünü. beyaz saray'ın boşaltılması, başkanın (filmlerden tanıdığımız) air force one'a bindirilmesi ve yurt içi tüm uçuşların durdurulması, havaalanlarının faa tarafından bu akşam est (eastern standart time) ile 17.00'a kadar tamamen kapanması sonucuna kadar varmış durumdadır. (sürenin uzatılmasına ise kesin gözüyle bakılıyor)
    new york'da şehre giriş yapan tüm metro ve tünel hizmetlerinin de bloke edildiği gerekirse bunun çevre şehir ve/veya eyaletlere de yayılacağı ise az evvel cnn tarafından bildirildi.

    amerika tarihindeki en büyük terörist saldrısı ile başa çıkmaya çalışıyor ve hayat kitlenmiş, savaş alarmına geçilmiş durumda. bunu bir başarı olarak gören "ahahah ne kadar komikti süperdi" tepkileri veren, "onun bunun işine karışırsa böyle olur" yorumlarını esirgemeyenleri ise tebrik ediyorum. sivil halka karşı yapılmış hiçbir saldırı hoş görülemez, bir ülkenin diplomatik ve politik eylemlerinin acısı o ülkenin vatandaşlarından çıkarılamaz. dün taksim'deki intihar saldırısına üzülüp amerika'daki olayları neşeli bir heyecan ve hayretle izleyenleri ise ancak hypocrite olarak nitelendirebiliyorum. aklım amerika'da, gözüm haber kaynaklarında takip ettiğim, beni şu akşam vakti pek çok üzmüş hadisedir world trade center saldırısı ve gelişen olaylar. (evet pis bir kapitalist domuzum ben)

    işte bir zamanlar new york'un sembollerinden biri olan, şu anda ise tamamen ortadan kalkmış bir zamanların simgesi olarak hatırlanacak ve herhalde asla da unutulmayacak world trade center.
  • 2 sene evvel ben de cikip gormustum new york manzarasini oradan...
    cidden cok uzuldum bu duruma...
    saatimi kaybetmistim oralarda bi yerlerde.. simdi hayatta bulamam heralde...
  • turistik bir gezinin bir parçası olarak tepesine çıkmış olduğum bina. aslında ben sleepless in seattle filminden ötürü romantik bir güdüyle ve de bina olarak daha estetik olduğu için chrysler binasının tepesine çıkmak istemiştim. ama türke durmak yaraşmaz, türk en ileri, en yükseğe tırmanmak isteyen eşim yüzünden bunu tercih etmiştik. lunaparklarda olan cinsinden bir simulasyon vardı. oturup yatay ve dikey olarak new york semalarında zigzaglar çizen bir helikopterin içindeymişiz gibi bir film izliyor bu arada zemin hareket ediyordu. hatta zemin çalışmamıştı da ikinci kez izlemiştik aynı simulasyonu, para verdik o kadar diye. hiç gerek yokmuş. şimdi csi ny'u izlerken koltukta yaylanmak suretiyle de aynı etkiyi yakalayabiliyorum. bir de yıldızlara mesaj gönderen bir halt vardı. halt dedim ne olduğunu o zaman da anlamamıştım. ama yıldızlara türkçe bir mesaj da gitsin diye ona da para verip yazmıştık bir şeyler. her gece düzenli olarak mesajlar gönderiliyordu. izleyen bir şeyler vardıysa oralarda, şaşırmışlardır herhalde birden bıçakla kesilmiş gibi bitti diye ipe sapa gelmez mesajlar silsilesi.
  • yıkılmasından önceki ilk saldırı 1993 yılında gerçekleşti, olayda altı kişi ölmüş, binlerce kişi yaralanmıştır.
    bombayı imal eden eski bir mısırlı subayıydı. saldırıyı yapanları biraraya getiren de bu mısırlı subaydı. dışişleri bakanlığının ülkeye girmesini yasakladığı bazı tipleri cia içeri soktu. grubun lideri fbi muhbiriydi. yetkililerle yaptığı anlaşmaya göre, tehlikeli patlayıcı maddeler son dakikada zararsız tozlarla değiştirilecekti. anlaşmayı fbi bozdu. bomba, fbi'ın bilgisi dâhilinde patladı. resmi açıklama ise farklı oldu: müslümanlar suçlu ilân edildi...
  • 11 eylül'ün yildönümü dolayisiyla televizyonlarda, bu binalar ve yikilis öyküleri ile programlar yayinlandi. kutsal bilgi kaynagina i$leyelim:

    - öncelikle binalarin cia tarafindan patlatildigi komplo teorilerine aciklik getiriliyor. dinamitle bina yikma uzmanlarina soruluyor. bizde çankırı'da un fabrikası yıkımında oldugu gibi binanin altini oyarak takla attirma yöntemi ile degil oldugu yere cöktürme yöntemiyle yapiyor bu isi uzmanlar. dinamit uzmani, wtc'i görür görmez, kahkaha atiyor ve "böyle bir binayi yikmak icin kac kilo dinamite, kac kilometre kabloya ihtiyaciniz oldugunu biliyor musunuz? her bir kata ayri ayri bu kablolari ve patlayicilari yerlestirmek gerekiyor ki, bu kimse görmeden yapilmasi imkansiz bir eylem." diyor. binalar ucagin girdigi yerden itibaren yavas yavas cokmeye basliyor, sebep ucaklardir, diyor.

    - wtc 1 ve 2'nin mimari minoru yamasaki, insaat mühendisi ise leslie earl robertson adli kisiler.

    beni asil etkileyen ise bu leslie earl robertson adli kisiyle yapilan röportajlar ve aciklamalari oldu. ke$ke 1928 dogumlu bu adamin üzüntüsünden, pismanligindan dersler cikarabilenler olsaydi. türkiye'de son yasanan felaketlerdeki tavirlarla, bu tavri karsilastirinca insanin insanligindan utanasi geliyor. [mesajimi da verdigime göre devam edebilirim!!]

    gökdelenlerin tasima sistemi anlatiliyor önce. cok teknik konular oldugundan girmeyecegim. adam, herhangi bir yangin durumunda celik sistemin hemen cökmemesi icin etrafinin bir madde ile kaplandigini falan anlatiyor. önlem deniyor buna.

    sonra asil can alici konu geliyor: "biz aslinda binalara ucak girme ihtimalini de göz önüne almistik, hesaplarimizi ona göre yapmistik." diyor üzülerek. "fakat göz önüne almadigimiz $ey, ucak yakitinin patlamasiyla ortaya cikan binlerce derecelik isi oldu." diyor. bu isi, bütün o koruyucu maddeleri yok etmis, binalarin insanlarin kacmasina vakit kalmadan cokmesine sebep olmustu.

    sonunda ya$li gözlerle diyor ki: "insanlarin yanma görüntüleri gözümün önünden silinmiyor. ke$ke o hatayi yapmasaydik."

    ~~~~

    kapitalizmin sembolleriymis, müslüman teroristlermis, amerika'nin kendi senaryosuymus, ölen masum insanlarmis, amerika'nin aciyla yüzlesmesiymis; pek cok konu var ama, orada bir trajedi yasanmis bu da bir gercek. (bkz: iste böyle)
  • yapinin enkazindan toplanan celigin bir kismi amerikan deniz kuvvetlerine ait bir geminin insaatinda kullanilmis. uss new york adli geminin govdesinin yaklasik 1/3luk kismini olusturuyor bahsedilen celik. malum, celik pahali ve mis gibi geri donusebilen bir malzeme. patlamanin ardindan, ''savas gemisi'' fikrinden once, birkac parti gonderim yapilmis enkazdan; cin'e, hindistan'a. sonra, yakinlarini kaybedenlerden bu gonderimlere cokca tepki geldiginden olacak, bu ''dahiyane'' fikir uygulanmis.

    patlayan binayi savas gemisine donusturmek. geri donusumde ibretlik bir boyut.
  • her ne kadar acımasız ve duyarsız gibi gelse de, izlediğimde aslında bütün dünyada, saraybosna'dan, grozny'ye, ruanda ve kongo'dan sierra leone'ye kadar gündelik hayatın parçası haline gelen bir duyguyu henüz tadan amerika'yı düşünmeden edemediğim filmdir. eğer yıkıntı görüntülerine, new york'taki binaların tepelerine keskin nişancıları ve şehrin sokaklarına ekip halinde icra edilen tecavüzleri de eklersek, saraybosna'nın onbeş yıl önce nasıl olduğuna dair bir fikre sahip olabiliriz, misal.

    "acı"yı tanımlamak için, onunla ille de yüzyüze gelmek hep mi gerekecek acaba?
  • otisabi'nin "new york at night is like a woman with make up" diye aklima kazinan bir guzel lafini aksam vakti o muhtesem manzara etkisinde, tepesinde (catisinda) ettigi; new yorka gelen her arkadas, tanidik ile -gezdirme- bahanesine tepesine ciktigim, zemin katinda ve en tepesinde fotografcilik ile ugrasan turklerin oldugu, en altinda bir turk marketin oldugu, 106 + - katli *dev* binalar.

    herkesin ozellikle 1993de bombalanmasindan sonra "yikilmaz aabiiiiii" diyerekten baslatmadan bitirdigi bir tartismayi teroristler "deha" denilebilecek bir seytanlikla 2 saat icinde baslatip bitirdiler.

    2 yolcu ucaginin carpmasi sonucu yikildilar.
    ve buna kimse inanamadi.

    oyleki olayi turkiyeden gelen bir telefon ile gec de olsa ogrenip... yola koyulup, 5 saatlik bir yuruyus sonrasi world trade center in 15 blok yakinina ulastigimizda, yaradanin "o kadar yurudunuz alin..." dercesine world trade centerlarin 3. binasinin (yaklasik 60 katli) cokusunu en ince ayrintisina kadar gormemiz bizi fazla sasirtmamistir, normal sartlarda insanlarin hayatlarinin deneyimi olacak bu sahne, televizyonlarda izlediklerimizin golgesinde kalmaktadir.
  • memleketinin dunyanin jandarmasi olmasinin bedelini bogrune iki ucak yiyerek odeyen guzel binalar.
hesabın var mı? giriş yap