• temelini alman sosyolog max weber'den alan kitap ve düşünce akımı.
    bilinen en büyük temsilcisi george ritzer'dir.
    weber, yaşamın gittikçe daha çok sayıda yönünün duygusal yönelimli ve değer yüklü çizgilerin aksine, rasyonel olarak organize edilmesi ve yürütülmesinin geleneksel toplumdan modern topluma geçişin tamamlayıcı bir özelliği olduğunu söyler.
    ritzer'e göre ise bu yaygın rasyonelleştirme sürecinin en net örneği mcdonalds'lardır.
    dünyanın neresinde olursanız olun bir mcdonalds restoranı çok uzak gözükmez.
    neredeyse kusursuz bir seviyede değişmezlik ve güvenilirlik sunar.
    mcdonaldlaştırma esasen beş ana prensibe dayanır:
    * verimlilik
    * hesaplanabilirlik
    * öngörülebilirlik
    * kontrol ve 'formal rasyonelliğin nihai irrasyonelliği'
    mcdonald nitelikten çok niceliğin kutsandığı (örneğin big mac) bir yaşam biçimi sunar.
    öngörülebilirdir çünkü müşteriler coğrafi bir bölgeden ve günün hangi saati olduğundan bağımsız bir biçimde neyle karşılaşacaklarını bilirler.
    ne istediklerini, menüyü nerede bulabileceklerini ve nasıl sipariş verebileceklerini bilirler.
    ritzer, mcdonalds çalışanlarının, zihnin kullanılmadığı üretim bandı tarzı işlerde çoğu zaman daracık yerlerde ve çok düşük ücretle çalıştığını belirtir.
    çalışanların nezdinde ne bireysel ne de kolektif olarak yenilik ve inisiyatif için neredeyse hiç şans yoktur.
    insanlıktan uzaklaştırıcı ortamlar ve koşullarda, müşteriler sağlıksız gıdaları almak için kuyruğa girer.
    mcdonald's çok verimli ve karlı bir batılı şirket olarak ikon statüsüne yükselse de prensiplerinin insan etkinliğinin giderek daha fazla alanına yayılması yabancılaşmaya yol açmaktadır.
    küresel kültürel homojenleşmenin ana unsuru mcdonald'stır.
    john tomlinson bu noktada ritzer'e karşı çıkarak glocalisation (küreyerelleşme) kavramını ortaya atar.
    yerel olasılıklar ve bağlama dikkat çeker: hindistan'da vejetaryen menü, türkiye'de ramazan menüsü gibi.

    (bkz: the mcdonaldization of higher education)

    mcdonald's amerika birleşik devletleri'nin kendisinden daha önemli hale gelmiştir.
  • akilcilik, hesaplanabilirlik, verimlilik ve denetim ilkeleri, ki bu ilkeler modern burokrasinin de temellerini olusturur, uzerinden hareket eden mcdonalds adindaki bir yemek sirketinin aslinda emperyalist kanallarla bu ilkeleri farkli toplumlarin pek cok kurumuna empoze ettigini kanitlamaya calisan eser. mcdonalds urunlerini ve bunlarin yerel muadillerini inceleyen, supersize me tadinda bir kitap degildir, bilakis sosyoloji derslerinde weber'in ustune tatli niyetine okutulmaktadir.
  • tam adı ,"toplumun mcdonaldlaştırılması : çağdaş toplum yaşamının değişen karakteri üzerine bir inceleme"dir
  • harika kitaptir, odtu sosyolojide giriş dersi olarak verilir. bendenizin 101'i yani.. * mcdonaldization of the society, bir nevi ilk gençlik hatıralarım yani...

    velhasıl gündemime sahip oldugum bu nadide kitabimi bulamamamla tekrar oturdu. üniversite birinci sınfıta iken babacigim hediye etmişti.. hiç bir ders kitabini alamayan, (çünkü yoktu, bulunmazdı) sadece fotokopi ile ders kitapcıkları oluşturan sosyolog hevesli biz böcekler için orjinal kitap son model arabayla odtü sosyolojiye gitmek gibi bir şeydi..hem dışlanma hem beğeni getirirdi.. o dönemki hayatta sahip olunabilecek en büyük hediyeydi...

    yilmaz erdogan jargonunda derse bu kitapla gitmek=bmx'le gitmek iken, develer tellaldi ve ben geceleri başucumda, hatta bizzat yastığımda uyutuyordum kitabı... hani toplumsal tarafı bir yana da hakkaten konusudur, anlatımıdır, daha güzel, daha sevdiren bir kitap olamaz...anlatımına, içeriğine, kapağına hepciğine hastaydım.

    ama bugun mcdonaldization of the society kitabimi bulamiyorum, agliyorum sayın seyirci...şu aşağıdaki görüntü karşısında bir küçük devirdim...kitabı kime ne zaman verdiğimi hatirlamiyor oluşum, nasıl dallamalıktır, kendime apayrı küfürler hazırladım...

    http://g-ecx.images-amazon.com/…l._sl500_aa240_.jpg

    ba, ba, bak turuncusu ne güzel....

    gözlerimden yaşlar damlayarak kitabimi alan kimse getirsin, allahsızlık yapmasin diyorum.. tweet'lerimi duysunlar, valla ne oldugu, kaç yıl olduğu, kim olduğu önemli değil...agliyorum sözlük, duyuyor musun?? ödül olarak sinirsiz big mac çekleri, sonsuz nugget, double cheese kuponları vereceğim, valla söz!!! :/
  • kitaptan bir alıntı:

    "mcdonald's'ın başarısı ortadadır. 1994 yılında 99 milyar hamburger satmış, 2013'de ise bu sayı 300 milyarın üzerine çıkmıştır. 128 ülkede 35.000'den fazla restaurana sahiptir ve günde yaklaşık 70 milyon müşteriye hizmet ederler. bir bilgisayar programcısı abd'deki tüm mcdonald's noktalarını görselleştirerek haritaya aktarmış ve bir mcdonald's restauranından 185 km uzağa gitmenin imkansız olduğunu göstermiştir"

    mcdonaldlaştırılma şöyle oluyor (yine kitaptan):

    "güzel yemeklere olan düşkünlüğü sebebiyle hazır gıdaya karşı bağışıklığı olduğunu sanabileceğiniz paris, çok sayıda hazır kruvasancıya sahiptir. sürekli övülen fransız ekmeği bile mcdonaldlaştırılmıştır. ilk kez 2013 yılında fransızlar, geleneksel restauranlardan çok hazır gıda satan restauranlara para harcamışlardır"
  • bejamin barber, jonathan ritzer gibi adamlarin globalizasyon hakkinda biseyler soylemek kaygisiyla teorilestirdigi, fakat bizlerin kitapci raflarindan algida secicilik yoluyla asina oldugumuz ve "ulan mek danilds hakkinda entel ne soolenirki hehehe" diye tukaka ettigimiz, kucuk bir kitlenin anlamlandirabildigi politik-ekonomik kavram.
  • "modern burokrasi gunluk hayatimiza nasil da entegre olmustur da biz bunun farkina varmadan yasayip gideriz?" sorusuna da cevap arayan, bu baglamda max weber'in burokrasi ve rasyonalite hakkindaki sozlerinin dikkate alinarak okunmasi gereken eser.
  • ritzer toplumun mcdonaldslaştırılmasında,

    verimlilik (neredeyse seri üretim bandı gibi çalışma tarzı, asgari çaba; müşteriye dahi iş yaptırma),

    hesaplanabilirlik ve öngörülebilirlik (nicelliğe vurgu, aynı miktar malzeme, aynı düzen, dünyanın her yerinde yemeğin kendisinin ve hatta restoranın şeklinin modelinin aynı olması),

    denetim (ritzer bunu rasyonelliğin zirvesi olarak tanımlar, neyi nasıl yiyeceğimize aslında mcdonalds karar verir),

    ve akılcılığın akıldışılığı (o kadar rasyonel bir toplum olduk ama ironik bir şekilde, yağ, tuz ve şekerden oluşan ikinci sınıf yiyeceklere talim ediyoruz. çocukları bile zehirliyoruz)

    gibi, rasyonel toplumların sahip olduğu özellikleri gösterir. ancak burda benim bahsetmek istediğim ritzer'in, toplumun mcdonaldslaştırılmasıyla yahudi soykırımı arasında kurduğu analojidir;

    yahudi soykırımı aslında rasyonelitenin uygulanmasının bir sonucudur.
    verimlilik (yahudilerin kamplarda efektif bir şekilde çalıştırılması)
    hesaplanabilirlik (kaç kişinin öldürülebileceğinin hesaplarının yapılması)
    öngörülebilirlik (öjeni ve ari ırka ulaşma çabası)
    denetim (zaten kampın kendisi)
    akılcılığın akıldışılığı (rasyonel, teknolojik bakımdan gelişmiş bir toplumun -almanlar- bu teknolojiyi bir grup insanı yok etmek için kullanmaya kalkışması) .
  • (bkz: super size me)
  • cok ilginc istatistikler ve detaylar iceren, herkesin okumasi gereken kitap. dibine kadar tavsiye ediyorum.*
hesabın var mı? giriş yap