• tamam güzele benziyor da bu anlı şanlı yönetmenler milyon dolarlık işler yapıp neden içine üç kuruşluk beyinsizlikler sıkıştırmaya bayılıyorlar, anlayan varsa n'olur aydınlatsın.

    --- spoiler ---

    200 küsur insanı oturdukları yerde şak diye öldürmüş bir şey var, cdc elemanları nedeni virüs müdür nedir henüz bilmiyorlar ve uçağın kargosundan çıkan, manifestoda bulunmayan, içi toprak dolu tabutumsu korkunç şeye herhangi bir güvenlik önlemi - biyolojik miyolojik koruma olmadan türk oğlu türk gibi girişiyorlar. yahu tutarlı olmak neden bu kadar zor? uçağın yolcu kabinini incelerken bütün önlemleri almışsın, şüpheli kargoda sonsuz rahatlamanı sağlayan nedir?

    --- spoiler ---
  • ergenlerin bakıp bakıp "ben de vampir olmak istiyorum yha" dediği cıvık vampirli yapımlardan bıkkınlık gelmişti. bu dizi iyi oldu, can sıkıcı birkaç nokta haricinde beğendim.

    --- spoiler ---

    cdc'ci elemanın kılıçlı amcayı neden siklemediğini çok merak ettim mesela. ulan 206 insan birkaç saniye içinde ölmüş. adam sana "cesetler normal şekilde çözünmüyor değil mi? bir de tabut buldunuz." diyor. bunlar senin bile daha yeni ulaştığın bilgiler. belli ki adam daha önce aynı durumla karşılaşmış. "hele bi anlat bakalım dayı. sebebi nedir bu işin? cesetleri neden yok etmek lazım?" diyeceğine kovdun adamı. adam vampir hikayesine geçseydi de öyle siktir çekseydin bari. öylesi daha mantıklı değil mi?

    --- spoiler ---
  • «bir zamanlar bir şairin söylediği gibi, "açlık" bildiğimiz en önemli şey, öğrendiğimiz ilk derstir. ama açlık kolaylıkla yatıştırılabilir, kolaylıkla doyurulabilir. farklı bir güç, farklı tür bir açlık daha vardır. bastırılamayan, söndürülemeyen bir arzudur bu. bizi tanımlayan, bizi insan yapan bir varlıktır. o güç "sevgi"dir.»

    ...izleyicilerine, david bradley'nin canlandırdığı abraham setrakian karakterinden dinlediğimiz bu cümlelerle «hello!», «¡hola!», «salut!» ve «hallo!» demiş yeni dizi. (hayır, pratik olarak böyle bir şey demiş değil ama 70 dakikalık pilot bölümde tam dört dil**** duyunca, insan kendisini kapalıçarşı'da gezintiye çıkmış gibi hissediyor.)

    dizinin genel kalitesinden söz etmek için, takdir edersiniz ki, henüz fazlasıyla erken. fakat «bakın ne harika bir dizi çektik!» demenin video hali olan pilot bölümler, zaman zaman «bakın elimizdeki bir çuval inciri nasıl da berbat ediyoruz!» şekline de bürünebiliyor. "the strain", bu iki ifadenin tam ortasında yer buluyor kendisine. izleyiciyi —kelimenin tam anlamıyla— ekrana bağlayan bir anakonu var ortada. ki bizler, içinden "uçak" geçen pilot bölümlere ve de dizilere "lost"tan beri tavız. yapımcılar da bunu bildiklerinden olacak, hikayelerin tohumlarını sık sık uçaklara ekiyorlar ki, dizinin popülerleşmesi daha kısa sürsün ve meyvelerin dallardan sapır sapır döküleceği gün daha çabuk erişsin. ama bu formül daima işe yaramıyor. ve entry'nin tam burasında şimşek çakıyor ve spoiler yağmuru başlıyor:

    --- spoiler ---

    "formül" demişken, "the strain"in fazlasıyla "formüllü" bir yapım olduğu izlenimine kapıldım ben dizinin "night zero" adlı bu ilk 70 dakikasında. bunun en bariz örneği olarak, mesleğinde tam bir guru haline gelmiş ama işkolikliği nedeni ile eşiyle papaz olmuş ana karakterimiz ephraim goodweather*ı işaret edebilirim. ölünün eline odaklanarak «bu el birazdan canlanacak!» mesajı vermeler, «bam! bum!» ses efektleriyle korku vermeye çalışmalar... bu liste böyle böyle uzar gider. ha, diyeceksiniz, «işin içinde guillermo del toro'nun parmağı var, ne bekliyordun ki?» haklısınız. adı güzel, kendi pek o kadar güzel olmayan guillermo ağabey'in el attığı klişeden belini doğrultamamış işlerden "don't be afraid of the dark"ın ve "mama"nın hayal kırıklığı yüreğimde hâlâ taze: (bkz: #27094452) (bkz: #31818026)

    şimdi "night zero"ya daha yakından bakalım. bu bağıntılar aklımda nasıl döllendi de ben geldim burada yumurtluyorum, tam bilmiyorum ama, "the strain" ile 1979 tarihli ridley scott başyapıtı "alien" filmi, "uçak" ile john hurt'ün canlandırdığı "kane" ve adını henüz bilmediğim "vampir-imsi yaratık" ile "alien" arasında bir bağıntı var sanki. temellendirmem pek mümkün olmadığı için bu fikri hızlıca geçip, yalnızca anılmış olarak bırakıyorum.

    dizide fark ettiğim bir diğer bağıntı ise fazlasıyla bariz. lütfen, diziden çektiğim şu fotoğrafa bir göz atınız. bu size bir şey hatırlattı mı? elbette! "fight club"ın adeta ölümsüzleşmiş şu sahnesinin "the strain"cesi bu! [dakikalar sonra gelen edit: entry'yi yolladıktan hemen sonra hatırladım ki, "fight club" nam filmde şöyle bir ifade mevcuttu: «this is it... ground zero.» burada vurgu "ground zero"da, çünkü filmin henüz başında kullanılan bu ifade, kendisini "the strain"in ilk bölümünün adında "night zero" olarak buluyor. vampir ağabeylerin yapmaya çalıştıkları şeye de bir çeşit "project mayhem"* denilebilir, zaten bariz olan bağ daha da kuvvetlendirilebilir.]

    ayrıca, kafa patlatmalı malum sahnede izlediğim dizinin "the strain" olduğunu ansızın unuttum ve gözümün önüne the mountain'ın elinde telef olan oberyn martell geldi... gözlerim dolu dolu oldu bak yine...

    bitirmeden evvel şunu da eklemeliyim ki, ephraim goodweather'ın 206 kişinin öldüğü "uçak hadisesi" ile ilgili yaptığı basın açıklamasında kullandığı «hepsinin acı çekmeden, huzur içinde ölmüş gibi göründüğünü söyleyebilirim» ifadesi, biz türkiye halkının hafızalarında tazeliğini koruyan bir açıklamaya epey benziyor: tarihlerden 17 mayıs 2010. yer zonguldak. bir madende, 30 işçinin yaşamını yitirdiği bir grizu faciası* yaşanıyor ve dönemin muz cumhuriyeti çalışma bakanı ömer dinçer şu açıklamayı yapıyor: «güzel öldüler. o konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim.» tuhaf, değil mi?..

    neyse. madem entry'ye dizinin başlangıç cümleleriyle başladım, bitirirken de aynı yolu izleyeyim:

    «sevgi lütfumuzdur, sevgi felaketimizdir.»

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    karakterlerin tepkileri artık beni 'komedi dizisi mi izliyorum?' sorusuna yöneltmeye başladı.

    bu bölümde 7-8 yaşlarında ufaklık*eve girdiğinde annesinin sevgilisini tipi kaymış ve kendisine kocaman dil uzatırken gördüğü halde soğukkanlılığını korudu ve eline küreği alıp destanlar yazdı. ardından babası geldi aynı kürekle annesinin sevgilisinin kafasını parçaladı ve bu dakikalarda çocuk şok bile yaşamadı.

    ben o yaşlarda iken evimizin kapısını hırsız zorlamıştı. ses yaptığımızdan sanırım kaçmıştı. titremem yaklaşık 30 dk geçmemişti, altıma işememem adeta bir mucizeydi. süt kuzusu olmak böyle bir şey işte ne yaparsınız?*

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    sıkıntıdan izliyoruz işte amınakoyim ne kastınız.

    --- spoiler ---
  • 9. bölümü bayağı tırt olan dizi. geçen bölüm biraz çıta yükselince beklentide yükseliyor haliyle. hayal kırıklığı oldu bu bölüm.

    --- spoiler ---

    efendiyi de gördük final sahnesinde. keşke görmez olaydık. ne biçim master lan bu? çocuk eğlendirme vakfında ki palyaçolara benzemiş. hala gülüyorum. tipini siktiğim master'ı.

    --- spoiler ---
  • ilk bölüm itibariyle yaz boşluğunda bünyeme ilaç gibi gelmiş, yıllar sonra birazcıkta olsa interview with the vampire hazını hissettirmiş dizidir.

    twilight'lardan, edward'lardan , vampire diaries'den kurtarmış, gerçek vampir böyle olur arkadaş biz sex satmayı düşünmüyoruz mesajını vermiştir.

    ayrıca her sene emmy ödül törenine davet edilen ekşi sözlük bir siki beğenmeme timi tarafından anında idam edilmiş dizi.

    daha nasıl dizi çeksin adamlar, geçmişten geleceğe bir çok soru işaretiyle şukela başangıcını yaptı , nazar değmesin.

    ----spoiler edit:-----

    kimse entrylerinde cdc'deki dr. goodweather'ın yardımcısı jim'in (namı değer samwise gamgee), 1. bölümde tabut havaalanından kaçırılırken sürücünün vampirlere ait kartı gösterince geçmesine izin vermesinden bahsetmemiş.

    ----spoiler------
  • --- spoiler ---

    geçen mi ondan önceki bölüm müydü neydi, finalde görünen boss çok tırttı be. insan biraz karizmatik modeller, azıcık korkutucu olur. türkiye'ye gelse "tipe bak lan" deyip sataşır, dövüp bıçaklayıp çöpe atarlar lan.

    --- spoiler ---
  • güzel bir diziyken aynı zaman da güzel bir dizi değilmiş gibi olan dizi.
  • ilginç dizi. hastalık kontrol merkezi ceosu içinde vampirlerin olduğu bir video izler ama hiçbir şey yapmaz, fare avcısı kanalizasyonda yüzlerce vampir görür kimseye söylemez, taksici vampirlerin saldırısına uğrar "what the fuck is that, oh my god oh my god." diye yarım saat boyunca bağırır, arabayı çalıştırmayı akıl edemez ve heder olur, daha önce vampirlerle karşılaşmış doktor hanım annesini huzur evinden almayı anca huzur evi saldırıya uğrayınca akıl eder, new york halkı trafikte iken vampir saldırısına uğrar ama televizyon hala telefonların çekmemesini haber yapmaktadır, halkın da basından farkı yoktur çünkü ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi işe, okula gitmeye devam ederler, market vampir saldırısına uğrar market çalışanı hala bunun parasını ödemediniz demektedir. böyle de bir şey işte.

    edit: yaşayan ölülerin gecesi tributesi (1x8) ile yükselişe geçmiş dizi. bu çizgiyi bozmaz umarım.
hesabın var mı? giriş yap