• bu kitapla, niye olduğunu bilmediğim bir şekilde uzatmalı ve sancılı bir kavuşmamız oldu. ilk kez bundan üç yıl kadar önce almaya niyetlenmiştim, kitapçıya girmiş, görmüş, rafa uzanıp almış, arka kapağını okumuş, cüzdanımdan ücretini çıkarmış ve kitapçının kasası bozulunca alamadan çıkmıştım. ikinci seferinde bu sefer hiç aklımda yokken görmüş, önceki seferin hatırına yine epey niyetli bir şekilde uzanıp almış ve üstündeki ince jelatini oratlıkta gezdiğim süre boyunca avucumda hissetmiştim, lakin bu sefer de kalemi güzel içi çirkin hamsun'un uzunca bir süredir aradığım göçebe'sini görmüş, artık nasıl bir hırsla hamsun'un kitabına uzanmışsam, o sırada bu kitabı bıraktığımı ancak kitapçıdan çıktıktan sonra farketmiştim. tüm bunların üstüne, üçüncü seferde de doris lessing'e yenik düşmüştü, o zaman pek pişman olmamıştım, fakat şimdi salim bir kafayla ve eşit tecrübeyle düşününce, bunun pek adil bir yenilgi olduğundan emin değilim. nihayet sonunda, üç başarısız girişimin ardından, başarılı olan dördüncü girişimle ve yılmaz bir kararlılıkla bu kitaptan edinmeyi başardım. midnight's children ile salman rushdie'nin romancılığını tecrübe etmişliğim vardı. dolayısıyla bu kitaba saldırmak için yeterli derecede şehvete de sahiptim. ve şimdi bakınca, o ilk baştaki beklentimin abartılı olduğunu düşünmediğimi söyleyebilirim sanırım.

    kitabın bölümleri arasındaki bağların sıkı sıkı olmadığı eleştirisine pek karşı çıkamam, fakat önceden de söylenildiği gibi, bu kitabın bütünlüğüne halel getirmediği gibi, rushdie'nin yine tam manasıyla masalsı denilebilecek bir kitap yazdığı gerçeğini değiştirmiyor. hatta bana kalırsa, o aradaki bağların gevşekliği kitabı bu derece masalsı yapan en mühim etken. kısa kesmek gerekirse, bu kitabın ardından artık tamamen rushdie'nin romancılığından zevk aldığıma eminim diyebilirim. ve dolayısıyla okusam mı diyene düşünmeden oku derim.

    --- spoiler ---
    kitap üzerine bu kadar gevezelik etmişken, kitabı okurken düşündüğüm şeyi de söyleyeyim; bence kitabın en muhteşem kısmı, ekber şah'ın kendisini kendisine sorduğu, varoluşun manasına eğildiği, hayalinden yarattığı aşk codha ile oynaştığı ve gerçeklik meselesini konu ettiği o 60 - 70 sayfalık bölümdür. geri kalanından da zevk aldım, fakat o 60-70 sayfayı okurken bir yandan da içten içe o kadar güzel olmasına şaşırdım. salman rushdie, o meseleleri o dille ancak bu kadar harika bir biçimde anlatabilirdi bana kalırsa. becermiş de.
    --- spoiler ---
  • uzun zamandır özlediğim, hasret kaldığım, kavuşup da tadını alınca kana kana içtiğim muhteşem bir masal.

    masalları unutan, unutturan, küçümseyen ve kirletenlerin hükümranlığını sürdüğü bu dünyada onların ölümsüz olduğuna inanan ve yepyeni bir masal yaratan salman rushdie'nin önünde saygı ile eğilmek gerekiyor.
  • kitabın kahramanı güzelliği ile ama daha çok zekası, iradesi ve özgür iradesi ile erkeklerin dünyasında kendi kaderine yön veren bir kadın, kara göz. kitap-masal bu kadının 1500lü yıllarda hindistan, iran, osmanlı, floransa ve yeni dünya'ya yolculuklarını, maceralarını ve en son yeniden hindistan'daki evine geri dönmesini anlatıyor.

    gerek yaşadığı dönemde gerekse bir masal, bir efsane olduğu dönemlerde bütün insanlar: kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, her türlü dinden ve etnik kökenden insan onu seviyor. erkekler, hükümdarlar, cihangir savaşçılar ona aşık oluyor ve onun aşkı için her şeylerini feda ediyorlar.

    kara göz ise sadece kalbini dinliyor, aklını kullanıyor ve kendi özgür iradesi ile hareket ediyor. işte böyle bir kadın dünyaya hükmeden hükümdarlarını düşlerini süslüyor. zeki ve özgür bir kadın! bir hükümdar serveti ve askeri gücü ile herşeyi elde edebilir ancak zeki ve özgür bir kadının aşkı her şeyden üstün ve her şeyden çok arzulanan.

    yıllardır şurda burda feminizm çığırtkanlığı yapan aydın geçinen tiplerin, masalmış diyerek bir köşeye atacakları bu kitaptan ve salman rushdie'den öğrenecekleri o kadar çok şey var ki.
  • ironik olarak askerdeyken keşfettiğim roman. ironik çünkü zaman kavramını kaybetmiş olduğum bir yerde iyi geliyor yılların bir sayfada eskimesi, imparatorlukların bir bapta çökmesi. zaman en kötü düşmanın, kaçmak istediğin kabusun olmaya başladığında, zamanın mutlak gerçekliğine seni masallarla bağlayan şaheser.
  • --- spoiler ---
    kara göz'ü diriltmiş, ona yaşayanların özgürlüğünü bahşetmiş, onu seçmesi ve seçilebilmesi için özgür bırakmış, prenses de ekber şah'ı seçmişti.
    --- spoiler ---

    kitap, kitabın özünü de özetleyen şu sözlerle bitiyor.

    --- spoiler ---
    "sonunda evime döndüm," dedi kara göz. "dönmeme izin verdin, ben de geldim, yolculuğumun sonuna ulaştım. ve şimdi, dünya'nın sığınağı, artık seninim."

    benim olmayacağın güne kadar, diye düşündü evrenin hakimi. sevgilim, benim olmayacağın güne kadar benimsin.
    --- spoiler ---
  • aşk ancak bu kadar güzel tarif edilebilir.

    kara göz ve argalia ilk karşılaştıklarında:

    --- spoiler ---
    "korkma," dedi arkaliya, farsça
    "burada korkunun anlamını bilen yoktur," diye cevap verdi genç kadın, farsça. sonra aynı cümleyi anadilinde çağatayca tekrarladı

    karşılıklı söylenen bu sözcüklerin altında başka, gerçek sözcükler vardı. benim olacak mısın. evet, seninim.
    --- spoiler ---

    sses'in hatırlatması ile, biraz da onun yerine yazılmıştır.
  • olayın türk tarafından bakan birisi olarak yazarın gerçekten iyi araştırma yaptığı kitabın ayrıntılarında görünüyor. gerçekler mi masal gibi yazılmış yoksa masaldaki olay yer ve isimleri mi gerçek hayattan karıştırmak mümkün. hem akıcı hem yorucu romanlardan olmuş, ben sevdim. sadece yazar inanç-din-yaratıcı konusunda kendi fikirlerini ekber şah'a fazlaca düşündürtüyor, öyle ki bazı cümleleri okurken insan "bu ekber, salman rushdie mı acıba "diye düşünüyor.
  • kesinlikle çok görkemli, çok sihirli bir kitap bu. diyelim ki çalışmanız gereken bir bilim sınavı var, ama bu kitabı bitirmeden diğerlerine şöyle bir göz atmak ne mümkün? orta çağ'ın bağrından kopup gelen, masallarla, mitlerle, hikayelerle dolu bir kitap. okurken, küçükken dinlediğim-okuduğum pek çok masalı anımsatmıştır bana, nerden anımsadığımı çoğunlukla bulamasam da, bir şekilde çok tanıdık geliyor ve sanki tüm güzel masallar tek bir masala yedirilmiş de bir şaheser yaratılmış gibi... her iki taraf da çok çekici ve dolu dolu, ekber'in hindistan'ı da, mediciler'in floransa'sı da... bu güzel memleketlerin güzel masalları, öyle akıcı ki, sıvı altın gibi göz kamaştırıyor okurken...

    daha güzeli de, büyünün gayet gündelik olduğu zamanların varlığını anımsatmaları. belki hayat gerçekten büyülüydü, büyü çok sıradan her zaman var olan bir teknik ayrıntıydı o vakit, biz daha bu kadar "rasyonalizm" pençesine düşmeden.. ne var yani herşeyi mantıkla açıklayıvermesek, herşeyi somut formüllerle kanıtlamak zorunda kalmasak? akılla büyü neden çatışsın ki, büyüleri de icad eden ve uygulayan akıl olduktan sonra... mistisizm değil bu, new age'cilik hiç değil, sadece daha doğal, daha akıcı zamanlara özlem belki benimkisi... kaldı ki, bu kitabı okurken kendini o zamanlara ait hissetmemek ve kitabı her kapayıp "gerçek dünyaya" dönmek zorunda kaldığınız anda o zamanlara kaçamadığınıza hayıflanmamak elde değil... işte öyle sarıp sarmalayan, ama boş olmak şöyle dursun, orta çağ'a, coğrafyaya, tarihe dair bilgilerinizi de böylesine derinleştiren ve değiştiren bir kitaptır bu floransa büyücüsü...
  • 16. yüzyıl ın hem doğusunu hem de batısını, politikacıları, din adamları, fahişeleri ile birlikte anlatan, içine amerigo vespucci, niccolo machiavelli, yavuz sultan selim gibi surprizler olan, kurgusu cok kuvvetli, masalsı.
  • --- spoiler ---

    kitapta enteresan bir hata var: argalia, qara köz ile tanistiginda ismi ona zor geldigi icin ona angelica ismini veriyor. halbuki o sirada argalia artik ana dili seviyesinde turkce biliyor. buna ragmen yazida turkce'ye bu kadar benzeyen iki sozu tanimamasi mumkun degil gibi.

    tek aciklama baburlular'in telaffuzunda qara koz'un "kara goz"den anlasilmayacak derecede farkli olmasi. ki o sorun bile "isminin manasi ne?" muhabbetinde cozulur. tabi floransa asilli yeni ceri kahramanlari o tip muhabbetler yapiyor mu, onu bilemeyecegim.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap