• önyargıların aşılıp gerçek gözlemlerin, deneyimlerin devreye girmesi ile gerçekleşir. ilk bakışta görünenin ötesine bakma cesaretini göstermeyi gerektirir. görür görmez cazip gelmeyen, çekici olarak algılanmayanların, iyi "pazarlanmayanların" gerçek değerleri zaman içinde kendini gösterebiliyor. bunun tam tersi de mümkündür. paketine, maskesine aldanıp beğendiklerinizi tanıdıkça pazarlama tuzağına düştüğünüzü anlayıp ondan soğuyabilir, hatta nefret bile edebilirsiniz.
  • görebilmeyi bilmektir. çünkü insan bazen kendini göstermez. bildiği bir konu hakkında bile bilmiyorum der geçer. sonrasında şaşırtmayı sever. (yazar burda kendinden bahsediyor)
  • günümüz gençlerinin pek önem vermediği eylem. ilk 2 saniyede her şey belli iken, kimse kimseyi tanımak için zaman ayırmak istemiyor. zaman ayırmayı seçenler ise tanımaktan ziyade, onda etkileyici bulduğu yanın tadını çıkartmaya bakıyor.

    bir badim yazmıştı. artık erkekler dağları delmiyor, şatolara tırmanmıyor sevdiği için. doğruya doğru. ama kadınlar da böyle bir aşk için sabretmiyor. dolayısıyla tanıdıkça sevmek, bizim gibi romantiklerin hayali olmaktan öteye gidemiyor.
  • önyargısız bir yaklaşım gerektirir. evet, bu benim olayım: insanları tanıdıkça sevmek... şu ana kadar tüm dostlarımı, arkadaşlarımı ve sevgililerimi zaman içinde tanıyarak sevdim ve onlara değer verdim. hatta bir keresinde aşık bile oldum. her ne kadar anlatmayı sevmesem de sizin için bu olayımdan bir kuple bahsedeyim.

    insanlara kademe kademe değer veririm. önce uzun süre incelerim: hayatıma girebilecek, değerli bir insan olup olmadığını incelerim. sonrasında arkadaş olurum. karşımdaki insanın benimle aynı düşüncelere sahip olmasını veya aynı ortamdan gelmesini beklemem. zira benden farklı düşüncedeki veya farklı ortamlarda yetişmiş insanlar bana daha çok şey katar. aşık olduğum hatun da öyleydi. benimle yetiştiği ortam taban tabana zıt, bazı fikirleri de farklıydı. güzel bir hatun değildi, hiçbir zaman güzel olduğunu da iddia etmedim. tesadüfen tanıştım, tanıdıkça vakit geçirmek istedim, daha fazla vakit geçirdikçe sevdim ve en sonunda da aşık oldum.

    bazen tanımak istediğim ve değer verdiğim insanlar, beni tanımak istemeyebiliyorlar veya değer vermiyorlar. bu durumda anlayışla karşılayıp hayatlarından çıkıyorum. bu durumdaki tek problem bu insanların dürüst olmaması. bana "db82 senden hoşlanmıyorum" veya "seni tanımak istemiyorum." desinler, canımı yesinler. ama uzun uzadıya diyalogların sonucunda saçma sapan bahaneler eşliğinde aynı sonuç ortaya çıkınca işte bu acıtıyor dostlarım. nihayetinde amacım karşımdaki insanı tanımak ve tek istediğim de dürüstlük.

    insanı tanıdıkça sevmek olayının en büyük handikapı da budur sanırım. siz önyargısız olduğunuz için insanları tanımak istiyorsunuz ama insanlar önyargılı iseler onları tanıyamıyorsunuz. bu onların benim gözümdeki değerlerini değiştirmez ama benim için tanışılacak ve sevilecek güzel insanlar önündeki en büyük engeldir...
  • kadın gibi sevmektir. kadınlar çevrelerindeki insanları çocukları gibi severler. hiç doğurmamış olsalar bile. anaç diye bir kelime barındırır türkçemiz. kadınlar bebeklerini de zaman içinde severler. 9 ay içlerinde büyütürler rahimleri genişler sevgileri de rahimleri ile genişler.
  • gerçekten sevmektir.
  • ancak birbirine uygun, birbiri icin dogru iki insan bir araya geldiginde soz konusu olabilecek is, eylem, olus. gerceklesmesi ihtimal olarak pek de yuksek degildir; ancak gerceklesirse de harbici aska dogru yelken acilir - tabii karsilikli olmak kaydiyla.

    bazen insan sezgileriyle "bu is olur" der. "beni tanisan cok seversin." der. bu ne yazik ki cogu kez sadece iyimser bir tahmin, iyi niyetli bir istektir.* dcfc'nin de soyledigi gibi

    "you gotta spend some time, love;
    you gotta spend some time with me.
    i know that you'll find love.
    i will possess your heart."

    diye gecirir insan icinden. oyle olmasini umar, cok ister. gercekte oyle olup olmayacagini ise zamandan baska hicbir sey gosteremez.*

    sen sen ol, tanidikca seni sevmeyen insandan da, tanidikca sevmedigin insandan da uzak dur dostum. her ikisi de aciya, uzuntuye ve hayalkirikligina garantili birer bilettir.*

    tanidikca sevdigin, seni tanidikca daha da fazla seven insani ise kaybetmemek icin elinden geleni ardina koyma. atilacak adimlardan, mesafelerden, gururdan, otoriteden, hicbir seyden korkma. ama unutma: bunu yaparken durumun bu oldugundan emin ol oncelikle. olaya korleme dalma. uzulmeni istemem bebegim. ha, eminsen eger, gercek ask her seye deger. yaptiklarindan pisman olman icin hicbir sebep yok.
  • sadece iyi yanlarını görerek değil, zaman içinde eğrisiyle doğrusuyla sevmektir.
    sevilen kişinin hayatınızda sağlam bir yer edinmesini sağlar.
  • görücü usulü gibi sığ bir yaklaşımla anlaşılamayacak kadar güzel-anlamlı bir şeydir. kendine dönük bir gururlanma da vardır bunun içinde aslında. kalbinin tutulduğu insanın oraya günden güne kök salması ve onun varlığının değerini aklının da onaylamasıdır çünkü bu. kendini de daha çok seversin çünkü doğru bir şeye adamışsındır kendini. her gün güzel olmak zorunda değil, kötü günlerin içinde de görürsün sevdikçe daha da sevilir olan insanı. ilk görüşte aşkla başladıysa daha da güzeldir ama onun tek başına bir sonu ve sınırı var tabi. sonradan aşkın tazelenmesi gerekiyor. bu da ancak tanıdığın insana daha da bağlanmakla, her şeyinden ayrı ayrı keyif almakla, tek bir insana dönüşünceye dek sevmekle ve bunları sadece içinden geldiği için yapmakla mümkün. zorunluluk değil. arkadaşlıklarda da böyle. paylaşılanlar var ve bir de yan yana ne kadar zorluk atlatılabiliyorsa o kadar güçleniyor insanların birbirleriyle ilişkileri. tanındıkça daha çok sevilenlerden olun yareppim allaam.
hesabın var mı? giriş yap