• (bkz: ön yargı)
  • tdk bir ara "köpekbalığı" gibi dile tamamen yerleşmiş kelimeler de dahil olmak üzere her şeyi ayrı yazıyordu. sonradan vazgeçtiler. 10 yıl önce ayrı yazılmasını önerdikleri neredeyse her şeyi yine birleşik yazmaya başladılar. hızına yetişemiyoruz.
  • önyargı: evliliği ruhların budanması sanıyor.

    "bilgi, aslında, önyargılardan, kanılardan, apansız cesaretlenmelerden, kendi kendini düzeltmelerden, önvarsayım ve abartılardan oluşan bir ağın içinden gelir bize; yoğun, sıkışık, köklü, ama yine de her an saydam olmayan o deneyim süreci içinden gelir." theodor w. adorno- minima moralia

    (bkz: elin iyisi köpeğin dayısı olmaz)
    (bkz: ayrımcılık/@ibisile)
  • (bkz: #69829075).
  • “birçok insan düşündüğünü sanır, aslında yaptıkları sadece önyargılarını yeniden düzenlemektir.” william james

    yukarıdaki sözde önemi vurgulanan.
  • bir insanda olmaması gereken, iletişimi yanlış noktalara taşıyan bir tutum, davranış.
    bırakmak lazım önyargıları, yoksa tabuları sertleştiriyoruz.
  • kuzenim bebeğiyle minibüse binmiş, yanında oturan kadın bir süre sonra uyumuş. kuzenimin 16 aylık bebeği, kadına dönüp sürekli uyuyoo uyuyoo diyormuş. kadın uyanmış ve hiç tepki göstermemiş. kuzenim içinden "ne suratsız bir tip, insan taş olsa bi gülümser" diye geçirmiş. benek şebeklik yapıp yine uyuyo diyince kadın gülümseyerek bebeği sevip, işaret diliyle bir şeyler söylemiş. kuzenim o an iç dünyasında yerin dibine girmiş. kadının işitme engelli olma ihtimalini haliyle hiiç düşünmemiş.

    yani önyargı, insanın kalbine giden tüm yolları tıkayan oldukça ağır bir kaya parçasıdır.
  • ön yargının hepsi ve her türü kötüdür. ama bana göre en acımasız ve kötü olanı insana karşı yapılanıdır. bir insanı tanımadan ve onun hikâyesini bilmeden dışarıdan bakıp "ne soğuk insan, ne huysuz" gibi ithamlar etmek ve o kişiyi tanımaya çalışmadan ön yargı oluşturmak çok insafsızca bir davranış.
  • kahve alma sırasında beklerken karşıdaki saksıda duran pembe çiçeklerin önündeki yaşlı adam dikkatimi çekiyor. çiçekleri sanki hoyratça sallanıyor, acaba koparmaya mı çalışıyor ama neden koparıyor ki ne güzeller diyorum içimden biraz da isyanla...

    bir an sonra farkediyorum ki, yaşlı adam yağmurun altında çiçeklerin kurumuş yapraklarını ayıklıyormuş orada birini beklerken. hıh diyorum kendime...

    öğrenilmiş önyargı diye birşey varmış bunu farkediyorum, bir şehrin insana kazandırdığı\kaybettirdiği.
  • ingilizceden birebir çevrilmiş olsa da, "bilgisayar" ile birlikte, ait olduğu olguyu en iyi aktaran kelimelerdendir.

    (bkz: prejudice)
hesabın var mı? giriş yap