• resmi olarak ilk mevkim, ilk kabusum. ortaokula başladığımız senenin yazında kuzenle yaz futbol okuluna yazıldık. o vakte kadar attığımız şutları, pasları, manyak gibi top peşinden koşmalarımızı sisteme uydurup gerçek futbolla birleştirme kararıydı bu. tabi bunda kuzenin "futbol okulunda beğenilirsen, hoca seni kendi takımına alıyormuş" lafının ve bu lafı duyduktan sonra kurulan futbolcu olma hayallerinin de rolü büyüktü.

    her neyse, yaz futbol okulunun ilk gününde kısa tanışma, idman, pas-şut faslı gibi şeyler oldu. dersin bitmesine yarım saat kala hoca maç yaptırmaya karar verdi. takımları kurarken, kimin hangi mevkide oynayacağını söylemeye başladı. bizim kuzen forvete düştü, bıyık altından güldü keratta keratta. sıra bana geldiğinde işler sarpa sardı. hoca bana "sen stoper oyna" dedi. iç ses "stoper ne lan?" diye beynime sordu. errorla karışık cevap yok. forvet hattına kaçmadan kuzeni yakalayıp "stoper ne, böcek mi?" diye sordum, ondan da bir cevap gelmedi. bir başka elemana sordum, bir şeyler geveledi. onun da hiçbir şey bilmediğini anladım.

    maç başladı ve sahada deli dana gibi dolanmaya başladım. orta sahada çömen, çok koşup çabuk yorulan bir elemana sordum aynı soruyu "liberonun önündeki adam" dedi. stoperin ne olduğunu bilmeden, o güne kadar hiç duymadığım libero lafını duyunca iyice nevrim döndü. o an elimde kalaşnikof olsa, tüm sahayı kana bulardım allahıma. sahanın neresinde olduğunu bilmediğim bir mevkinin, bir de bir şeyin önünde oynadığı fikri ergen aklımda kötü çağrışımlar yaptı. sahadan çekip gitmeme ramak kalmışken, neyse ki son diyaloğumu duyan bir koçari olayı özetleyip "defans lan işte" deyince rahatladım. defans bloğunda durup bulutları, kuşları, tribünleri seyrederek maçı bitirdim ama, yaşadığım gerginlik yıllarca aklımda kaldı. siz göremiyorsunuz ama şu an bile tüylerim, kıllarım diken diken.
  • 3-5-2'nin üçünün ikisi. 4-4-2'nin ilk dördünün ortadaki ikisi...
    3-5-2'de liberonun önünde oynar, libero'nun sözünden hayatta çıkmazlar. tam anlamıyla "emir eri" görevini icra ederler. beyin kullanmalarına gerek yoktur. güçlü, yapılı, uzun boylu olmaları şarttır; çirkin olmaları tercih sebebidir. libero ofsayt taktiğini uygulamakla da görevli olduğu için "çıkııın" diye hönkürdüğünde deli danalar gibi bilinçsizce ileri fırlarlar. alpay özalan, fatih akyel, ali eren başerler bu tiplere örnektir. türk futbolcusu en çok bu mevkiide başarılı olur, yurtdışına filan transfer olur.
    4-4-2'de libero yoktur; bu yüzden stoperleri kaleci çekip çevirir ama libero kadar efelenemez. asla "ben yalnız çalışırım" tribi yapamazlar; o beyaz (ya da duruma göre siyah) kıçlarını koruyacak bir ortağa ihtiyaç duyarlar ki biz buna tandem deriz.
    tandem oynayan stoperler, bir kalasın iki yarısı gibi olabilecekleri gibi (edu-lugano), bir çiçek bir böcek şeklinde de oynayabilirler (högh - uche).
    zeka gerektiren tandem anlayışına uygun türk futbolcusu pek bulunmaz. eldeki kumaşların kalitesi servet çetin kadar olur. bu yüzden de türk futbol tarihindeki çoğu tandemler ecnebilerden oluşur
    högh - uche
    tomas- luciano
    tomas - song
    lugano - edu gibi.
    bir de 3-4-3 sistemindeki stoperler vardır ki işletme mba'yi yapmış fizikçi yardımcı docentler arasından seçilirler. üçlünün hepsi stoperdir, sağdaki hem dc hem drlik yapar, soldaki hem dc hem dl olur. ortadaki boss'dur. becerilebilirse tadından yenmez. tabii ki türkiye'de pek olmaz.
  • külliyen ameleliktir hocam (kendimden biliyorum). nedir bu stoperin çektiği kardeşim..

    stoper adam tutsun ,stoper kafaya çıksın ,stoper topa kaysın ,vursun ,kırsın ,parçalasın...

    aksi taktirde takım gol yer ,forvet ve orta saha oyuncusuna göre daha zordur işi. onlar maç boyunca kötü oynasa bile bir gol atıp kral olurlar ama bu gariban maç boyu iyi oynayıp bir adam kaçırsa yerin dibine sokarlar.

    uzun olurlar genelde ,uzun olmalarıda gerekir. teknik kapasitesi iyi olanları vardır bunlarda oyun kurar yalnız bu bölgedeki top kaybının telafisi yoktur. göt tutuşabilir

    anlıcanız zordur işleri zor!!
  • her turlu durdurucudur. bu perdenin ardından kornejin sonuna takılan kilit de olabilir, cdliğin arkasındaki cdlerin geriye kaçmasını engelleyen tahta parça da olabilir, kapının arkasında/altında duvara vurmasını engelleyen tokmakımsı parça da olabilir.
  • defans kurgusunda ortada oynayan tipler. (bkz: bulent korkmaz)
  • ilk defa arsenal'in efsane hocası herbert chapman tarafından denenmiş bir mevkiidir. forvet oyuncularının gol bölgelerinde gezinmesini engellemek üzerine oturtulmuştur ve o dönemde çok popüler olmuştur. daha sonraki dönemlerde ise gizli forvet anlayışıyla birlikte açıkları meydana çıkmıştır.
  • mahir ünsal eriş'in olduğu kadar güzeldik adlı kitabında yer alan, okuyan insanı birden defansın ortasına yerleştiriveren öykü.
  • dagcilikta* kullanilan yapay emniyet malzemesidir. telli ve ipli olmak uzere iki tipte bulunur. yukaridan asagi dogru daralan (yatayda ise icten disa dogru daralan) catlaklarda kullanilirlar. sert pirinc ve dayanikli celikten dokum youlyla yapilirlar. gunuzde degisik modeller uretilmekle birlikte, kullanilacagi yere gore duz veya kavislisi tercih edilebilir. ayrica takozun gevsemesi ihtimaline karsi, ekspresle beraber kullanilmasi onerilir.
  • "stoperin dişsiz olanı makbuldür."

    tanıl bora
hesabın var mı? giriş yap