• bu tür vurdulu kırdılı, mafyatik, bazen komedi, bazen gerçekçi, bazen duygusal, filmlere ingiliz ya da amerikan sineması ayırt etmeksizin çok meraklı olmama rağmen ki aşağıdaki filmlerin çoğunu izlemişimdir bir kaçı ise listemdedir;

    (bkz: carlito's way)
    (bkz: donnie brasco)
    (bkz: once upon a time in america)
    (bkz: departed)
    (bkz: heat)
    (bkz: scarface)
    (bkz: layer cake)
    (bkz: casino)
    (bkz: goodfellas)
    (bkz: l.a. confidential)
    (bkz: public enemies)
    (bkz: rocknrolla)
    (bkz: snatch)
    (bkz: godfather series)
    (bkz: a bronx tale)
    (bkz: ronin)
    (bkz: things to do in denver when you are dead)
    (bkz: miller's crossing)
    (bkz: un prophete)
    (bkz: the usual suspects)
    (bkz: at close range)
    (bkz: king of new york)
    (bkz: mean streets)
    (bkz: mou gaan dou)
    (bkz: road to perdition)
    (bkz: colors)
    (bkz: new jack city)
    (bkz: tombstone)
    (bkz: cop land)
    (bkz: romeo is bleeding)
    (bkz: double dare)
    (bkz: collateral)
    (bkz: eastern promises)

    aralarında bende en çok yer etmiş filmdir. bin tane dram filminden daha çok duygulandırmıştır beni. bu irlandalı insanların cana yakınlığını bizden biri oluşların o yavşak italyanlarda göremezsiniz adamlar hep işi ön plana koyarlar. ancak irlandalılarla kendinizi özdeşleştirebilirsiniz. duygusallıkları, o anda hissettikleri ve yaptıkları aynen sizin de içinizden geçenlerdir. filmde terry'nin çektiği acılar, jackie'nin hayata bakış açısı adeta siz yaşamışsınız gibi tecrübe olur içinize. frankie'nin ibneliği aslında hiç birimize yabancı gelmez, ilkokuldan tutun da iş hayatına kadar çevremizdeki çıkarcı tiplerin bire bir aynısıdır frankie. pat ise her daim bir yerlerde bulunan yalaka tipin vücut bulmuş halidir. steive masum çocuk, kathleen ise aşık olduğunuz kızdır. hatta ben kız arkadaşıma karşı daha anlayışlı olmayı, empati kurmayı kathleen'i izleyerek öğrenmişimdir. soğukkanlı olmak nedir terry öğretir, gururlu, dik bir duruş nedir jackie öğretir. özet geç dediğinizi duyar gibiyim, uygun yaşta izlenince kişilik belirleyen tarzdan bir filmdir.
  • garry oldman' ın psikopat bir karakteri canlandırdığı film. şöyle ki:

    --- spoiler ---

    garry oldman ve sean penn bir binayı kundaklayacaklardır. binanın içini itinayla benzinledikten sonra garry' nin aklına "neden binayı biz içerdeyken yakmıyoruz? bina havaya uçmadan dışarı kaçmaya çalışırız" şeklinde bir fikir gelir. sean "ne oluyor lan" diyemeden fikrini hayata geçirir.

    --- spoiler ---
  • bir kez sean penn, bir kez (hatta birkaç kez) gary oldman, bir kez de ed harris için ayrı ayrı izlenmesi gereken film.
  • swayzak'in elektronik muzik de aglatabilir dedirten, vokalini ayni zamanda sozleri de yazan kirsty hawkshaw'un yaptigi, himawari* albumunden cikan sarki..
  • süper bir oyuncu kadrosuyla çekilmiş gangster filmi. hayranlık duygumu gary oldman a mı yoksa sean penn e mi kanalize etsem bilemedim.
  • terry'nin pisliklerden uzak durmak istediği için su birikintilerine basmamaya özen gösterdiği filmdir.
  • icki veya sigara icilmeyen tek bir karesini dahi hatirlayamadigim, gary oldman'in izleyiciye oyunculuk resitalinden ote bir seyler bahşettiği surukleyici bir film.
  • taylor swift'in dördüncü stüdyo albümü red'in açılış parçasıdır. tek başına yazdığı bu şarkı alternative rock türündedir.

    şarkı red albümünün promosyon single'larından biri olarak yayınlansa da single olarak seçilmedi. albümün we are never ever getting back together, i knew you were trouble, 22 gibi pop şarkılarının gölgesinde kaldı.

    dinlemek için

    bu da sözleri:

    i'm walking fast through the traffic lights
    busy streets and busy lives
    and all we know is touch and go
    we are alone with our changing minds
    we fall in love till it hurts or bleeds, or fades in time

    and i never saw you coming
    and i’ll never be the same

    you come around and the armor falls
    pierce the room like a cannon ball
    now all we know, is don’t let go
    we are alone just you and me
    up in your room and our slates are clean
    just twin fire signs, four blue eyes

    so you were never a saint.
    and i love in shades of wrong
    we learn to live with the pain.
    mosaic broken hearts
    but this love is brave and wild.

    and i never saw you coming
    and i’ll never be the same

    this is a state of grace
    this is the worth while fight
    love is a ruthless game
    unless you play it good and right
    these are the hands of fate
    you’re my achilles heel
    this is the golden age of something good
    and right and real

    and i never saw you coming and i’ll never be the same
    and i never saw you coming and i’ll never be the same

    this is a state of grace
    this is a worth while fight
    love is a ruthless game
    unless you play it good and right
  • baba rolunde suleyman cakır oynuyor bu filmde. benzetmiş de olabilirim. ama onun gibi bişi, saçlar, tripler falan. filme gelince bi kere iriş kulturunu referans alan her film gibi izlenilmeye değer, eğlenceli bir film herseyden once. dramatik yapının yanında yonetmen kardeşimiz işin içine bi miktar john woo atmak istemiş. işte biraz da mean streets mayası olunca içinde, aşmış kadrosuyla gozden kacanlar listesindeki tuh denilecekler bolumunde birincilliğe çıkıyor. bi de ogreniyoruz ki bu irişler aslında pek guclu değiller, sadece deliler.
  • gary oldman, ed harris ve sean penn gibi oldukça güçlü oyuncu kadrosunun yanısıra sürükleyici senaryosu sayesinde de birkaç kez seyretmeye değecek şukela bir film... ayrıca "fuck" kelimesi ve türevleri 134 dakikalık bu film boyunca toplam 210 kere sarfediliyormuş ki, bu da filmin her dakikasında ortalama 1.6 kere fuck lafını duyabileceğiniz anlamına geliyormuş. kaynak için, (bkz: imdb)
hesabın var mı? giriş yap