aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • açtığı başlığın ikinci entrysini giren ezik olarak yine karşınızdayım!
    bu işi kamu yararına blog olarak yapacak vaktim olsa emin ol sizi böyle üzmicem sözlük ahalisi..
    neyse bugün de size sıfır atık hedefine ulaşmak için duş alırken ne yapabilirsiniz konusunda yardım etmek için buradayım!
    öncelikle bırak o şampuanı arkadaşım emin ol zeytinyağı sabunu saçına o şampuandan çok daha iyi gelecek zira o şampuan dediğin şey çamaşırlarına kullandığın deterjanın 1. kuşak kuzeni. saçına, saç derine yazık.
    zeytinyağı sabunu özellikle boyasız saçta çok iyi iş çıkarıyor emin olabilirsiniz. saç ilk 1 2 yıkamada kuruyabilir ama sonra alışırsınız. ben sanırım 7-8 yıldır neredeyse hiç şampuan kullanmadım ve emin olabilirsiniz tutam tutam dökülen ve beni 2 seneye kel bırakır dediğim saçlarım şu an iki kat hacminde.
    yok ben şampuandan vazgeçemem diyenler için de şampuan kalıplarını öneririm zira şampuana verdiğiniz o paranın yarısı su için aslında, yani sulandırılmış şampuan kalıbını plastik ambalajda satın almak için o kadar para veriyosunuz; yüzünüze vurduğum için özür dilerim. gerçi sanırım türkiye'de bu şampuan kalıplarını da plastik ambalajda satıyorlar ama internet sitesinden sipariş verirken bi zahmet ambalaj konusunda dikkat çekecek bi mail de atıverin abilere elinize yapışmaz..
  • bu çok mümkün bişey ve dışardan zor görünebilir ama sürekli çöp üretmemek, sebze meyve artıklarının toprağı verimli hale getirmesi vs inanılmaz iyi bir his. ayrıca çok temiz bir his. herşeyi çöpe atarak, çamaşır suyu kullanarak elde edilen temizlikten çok daha temiz çöp üretmemek.

    daha önce de yazmıştım, geri dönüşüm kutuları falan varsa gerisi devletin yapacağı değil, kendi kendimize yapacağımız şeyler. (kısaca hayvansal ve şeker /ekmek olmayan
    organik çöplerinizi toprağa, hayvansal gıdaları kediye köpeğe, ekmeği de güvercine vermek)

    sıfır çöpün geri dönüşüm ve ileri dönüşümden farkı bazı - plastik - malzemeleri hiç tüketmemek/eve sokmamak tabii... ama çok mükemmeliyetçi olmaya gerek yok. bir yerden başlamak önemli...

    şurada örnekleri var :
    http://www.renkikindileri.com/…mak-icin-ne.html?m=1

    yine de belediyeler de organik atıkların komposta dönüşeceği kompost alanları oluşturabilir, buralarda ayrıştırmayı öğretebilir, bu işe kendi park "çöp"leriyle başlayabilir. chpli belediyeler grev hakkını tanıdıkları için çöp dağlarıyla anılıyorlarmış madem, bu stigmayı zamana uyup hakkı tanımayarak değil, çöp dağlarını kucaklayarak dönüştürseler mesela keşke...
  • (bkz: zero waste)
    dünya'yı artık daha fazla yormamak adına satın alırken tekrar düşünmeyi, mümkünse almamayı, elimizdekileri tekrar kullanmayı, tamir etmeyi, baktık ki artık kurtuluşu yok **atıklarımızı geri dönüştürmeyi veya kompost haline getirmeyi teşvik eden bir yaşam tarzı.
    şorada olayı abartıp kavanozlarda çöplerini biriktiren arkadaşların bloglarının bi tanıtımı var ama bence bu sıfır atık bloggerlar işin biraz reklamında ve bana biraz yalan geliyo. türkiye'de geri dönüşüm uygulamaları elbetteki yurt dışına göre çok geri ama arkadaş dışarda tuvalete de mi girmiyosun? ya da tuvalet kağıdını yanında eve mi götürüyosun ben bundan kompost yaparım* diye..
    ama çok basit değişikliklerle gerçekten ne kadar az atık ürettiğinizi görmek de bence gayet eğlenceli; az biraz babannelerinin elinde büyümüş çocuklarsanız zaten fileyle alışverişe gidebilir veya kağıt peçete yerine kenarı oyalı mendillere* burnunuzu silebilirsiniz bence.
    öğle yemeğini evden götürmek hem sağlıklı hem de inanmayacaksınız ama sıfır atık bi yöntem, iş yerinde mikrodalga gibi bi alternatifi olmayanlar için çeşitli markaların yemek termosları iyi birer alternatif ya da su taşımak için çok tatlış çelik veya cam mataralar var.
    deodorant yerine koltukaltlarınıza sadece karbonat sürerek kokmayacağınızı bunun içine biraz esansiyel yağ katarak mis gibi kokacağınızı söyleyerek sizi ilk entryden konudan soğutmamak adına bunlara girmiyorum*.
    ama gerçekten sıfır atık yaşam eğlenceli..

    alainderonun uktesi imiş dolmuş..
  • kendimi bildim bileli annem plastiğe karşı olduğundan, plastik yerine hem insan sağlığına hem de çevreye daha az zararlı alternatiflerini kullanır. youtube'da bu videoyu izledikten sonra zaten halihazırda birkaç ürünü kullandığımızı farkettim; tam olarak sıfır atığı yakalayamasam da biraz daha az atık çıkarsam da faydadır diye düşünüyorum ve bazı önerilerim var.

    1- temizlik: deterjanlar büyük bir sektör ve doğrudan ve dolaylı olarak insan sağlığına zararları var. çamaşır suyu, ovma kremi, yüzey temizleyici, yağ çözücü, bulaşık ve çamaşır deterjanı vs yerine hem daha doğal hem de daha ucuz olarak alternatif arap sabunu. arap sabunu, diğer kimyasallarla aynı işi çok daha zararsız şekilde yapmakta ve plastik atığını da aşırı azaltmakta. tam formülünü bilmiyorum, arap sabunuyla annem çiçeklerini tırtıl vb böceklerden korumakta da kullanıyor.

    bu konudaki diğer önerim, ekolojik temizlik malzemeleri. örneğin; lavabo açıcı yerine karbonat-limon tuzu üzerine sirke ve kaynar su dökmek.

    son olarak (bkz: no poo).

    2- giysi: true cost belgeseli bende moda sektörüne karşı bilinç uyandırdı. polyester ham maddeli, uzun süre kullanımı olmayan al-at kıyafetler geri dönüşümü olmadığı için düzenli depolama sahalarında kirlilik oluşturmak dışında başka bir işe yaramıyorlar. bunun yerine pamuk, yün gibi doğal malzemelerden, daha 'kaliteli' kıyafetler kullanılabilir.

    3- ev eşyaları: yastık-yorgan gibi eşyalarda olabildiğince yün ve pamuk kullanmak. elyaf yorgan, silikon yastık gibi belirli kullanım ömrü olan plastik ham maddeler yerine, yün kullanmak. yünün tek dezavantajı; yastık ve yaylı yatak yerine yün döşek kullanıldığında 6 ayda 1, yünün dökülüp, havalandırılıp tekrar doldurulması. kazların canlı canlı tüyleri yolunduğundan kaz tüyü hiç eşyam yok, yünün böyle bir sorunu yok çünkü asıl kırpılmadığında hayvana ağırlık ve sıkıntı veriyor.

    plastik tarak ve saç fırçası yerine; bambu, odun veya kemik tarak/fırça diğer alternatif. bildiğim kadarıyla tahta ve kemik taraklar saç hastalıklarına iyi gelmekte.

    4- kompost: oturduğu apartmanın bahçesi olan şanslı insanlardan olduğumuzdan, meyve-sebze artıklarını bir torbada biriktirip, toprakla karıştırıp ağaç ve çiçeklerin toprağına döküyoruz. organik atıkların üzerine toprak, gazete koyularak koku, sinek vs oluşumunun önüne geçilebilir.

    sıfır atığa uygun yaşama geçmesi zor, atıkları ayrıştırıp geri dönüşüme yollamak ya da sokak toplayıcılarının alması için çöp kutusu yanlarına asmak bile bence iyi bir adım.

    aradan geçen aylarda öğrendiğim/uyguladığım yeni uygulamalar editi:

    temizlik: çamaşır deterjanı olarak zeytinyağlı sabun, çamaşır sodası ve karbonat kullanılabiliyor ve yumuşatıcı yerine sirke kullanılabilir.

    giyim olarak çok nadir durumlar dışında ya özel dikim ya da 2. el kıyafete geçtim.

    kağıt mendil yerine yıkanıp tekrar kullanılabilen kumaş mendil kullanılabilir.

    bazı meyve kabuklarını direkt komposta atmak yerine önce sirke yapıp sonra komposta koyuyorum. mandalina kabuklarından yaptığım sirkeyi temizlikte kullanmaya başladım.

    streç film yerine kumaşı balmumuyla kaplayıp kullanmak daha sağlıklı bir alternatif.

    son olarak artık yemekleri ve tencerenin dibinde kalan yemek suyunu sıcak suyla çalkalayıp varsa bayat ekmeğin üzerine döküp, sokak hayvanları için bir yere koymak özellikle bu soğuk havalarda çok faydalı olacaktır.
  • sektörümde atık yönetim uygulamalarını 14 yıldır takip ediyorum. sıfır atık için ülkede geç bile kalındığını düşünüyorum. çoğu belediyenin bile atık yönetim uygulamasında çok zayıf olduğunu biliyorum. kamu kuruluşları dahi uygulamada yok hükmündeler.
    öncelikli hedef; mümkünse geri dönüşemeyen atık üretmemek, zararsız olanla ikâme etmek, atık kategorilerini doğru planlamak ve oluşan tüm atıkları minimize etmektir.
    asıl önemli olan ise; insanları eğitmektir. ülke kültürü olarak uyumlanmak oldukça güç görünüyor.
  • sıfır atık, kendi sektörümde uzun zamandır üzerinde çalıştığım ve parça parça hayata geçirdiğim bir yönetim sistemidir.

    öncelikle ülkemizde geç kalındığını belirterek başlamak istiyorum.

    hepiniz avustralya’daki haziran 2019’da başlayan ve ancak mayıs 2020’de kontrol altına alınabilen, 500 bin hayvanın telef olup öldüğü, 23 insanın hayatını kaybettiği yangını hatırlarsınız. dünya’nın ciğerleri yandı. ya da hepiniz denizlerde atıklara takılıp ölen caretta carettaları, balık ölülerini, yanıp giden ormanları hatırlarsınız.

    deniz kuşları ve kaplumbağalarının %44’ünün midesinde plastik atık parçaları var.
    2050 yılında bu hızla kirletmeye devam edersek atıkların kütlesi denizlerdeki tüm balıkların kütlesine eşit olacak.

    - dakikada 2 milyon çöp poşeti çöpe atılıyor.
    - dakikada bin adet pet şişe çöpe atılıyor.
    - dakikada 10 bin adet plastik pipet çöpe atılıyor.

    içinde yaşadığımız canlı ve cansız tüm varlıkların birbirleri ile ilişkide oldukları alana çevre diyoruz.
    çevrenin doğal yapısının bozulmasını, değişmesini ve canlı ortamın olumsuz yönde etkilenmesine de çevre kirliliği diyoruz.

    peki çevre neden kirleniyor? hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme ve endüstrileşme, ormanların yok olması, su kaynaklarının kirletilmesi ve atıkların doğru yönetilememesi…

    üzerinde yaşadığımız toprak parçasının yaklaşık %45’i mineral, %25’i hava, %25’i su ve %5’i de organik maddelerden oluşuyor.
    kalın bir toprağın meydana gelebilmesi için binlerce yıl süren bir zamanın geçmesi gerekir. örneğin kula civarında 300 bin yıl önce oluşmuş eski volkan konileri üzerinde yer yer 50 cm kalınlığında toprak oluşmuş iken yaklaşık 12 bin yıl önce oluşan volkan konileri ve bazaltlar üzerinde çok daha ince bir toprak örtüsü bulunmaktadır.

    şimdi çevre ve şehircilik bakanlığı’nın 12 temmuz 2019’da yayınladığı sıfır atık yönetmeliği'ndeki tanıma bakalım.

    çevre ve şehircilik bakanlığından:
    sıfır atık yönetmeliği

    birinci bölüm
    amaç, kapsam, dayanak ve tanımlar
    amaç

    madde 1 – (1) bu yönetmeliğin amacı, hammadde ve doğal kaynakların etkin yönetimi ile sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda atık yönetimi süreçlerinde çevre ve insan sağlığının ve tüm kaynakların korunmasını hedefleyen sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına, yaygınlaştırılmasına, geliştirilmesine, izlenmesine, finansmanına, kayıt altına alınarak belgelendirilmesine ilişkin genel ilke ve esasların belirlenmesidir.

    tamamını okumak isteyenler için link: https://www.resmigazete.gov.tr/…9/07/20190712-9.htm

    “sıfır atık”, israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, oluşan atığın miktarının azaltılmasını, etkin toplama sisteminin kurulmasını, atıkların geri dönüştürülmesini kapsayan atık önleme yaklaşımı olarak tanımlanan bir hedeftir.

    atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde değerlendirilmeden bertarafı hem maddesel hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıpları yaşanmasına neden olmaktadır.

    son yıllarda tüm dünyada bireysel, kurumsal ya da belediye genelinde sıfır atık uygulama çalışmaları yaygınlaşmaktadır.
    sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıklarımızı kontrol altına almak, gelecek nesillere temiz, gelişmiş bir ülke ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için sıfır atık prensibi hedef alınmalı ve entegre bir yaklaşımla atıkların yönetimi sağlanmalıdır.

    1 ton atık kağıdın geri kazanımı ile;
    • 17 ağacın kesilmesi önlenir,
    • 12400 m³ kadar sera gazı önlenir,
    2,4 m³ atık depolama alanından tasarruf sağlanır.

    geri dönüştürülen her 1 ton cam için yaklaşık 100 litre petrolden tasarruf edilebilir.

    lütfen ‘’bir çöpten ne çıkar’’ demeyelim, öncelikle atıklarımızı doğru ayrıştırıp sonrasında atık miktarımızı azaltmak için alışkanlıklarımızı değiştirmeye çalışalım.
  • sıfır atık kavramı anlatılırken temelde hep 3r'nin varlığından söz edilmektedir. reduce(azalt), reuse(yeniden kullan) ve recycle(geri dönüştür). günümüzde gerçek sıfır atık uygulamasını başarmak istiyorsak bu 12r ile sağlanabilmektedir. küçük bir bakış açısını olabildiğince genişleterek doğru basamaklara yönelebiliriz.

    sürecin kişisel ya da kitlesel devamlılığı için bu süreç bir kültür halini almalıdır. alıştığımız kalıpları terk edip yeniden şekillenmeliyiz.

    -remember; aldığınız ürünü unutmayın, onun varlığını hatırlayın. unuttuğunuz her ürünün yerine bir yenisini almak için adımlar atacaksınız. mutlaka hatırlayın. raflarda arkalara itilmiş belki de yıllarca elinizi sürmediğiniz her ürünü öne taşıyın.

    - respect; üretilen her ürün için doğal kaynaklarımıza ihtiyacımız var. o ürünün değerine ve onu üretmek için kullanılan tüm kaynaklara saygı duymanız gerektiğini bilin.

    - refuse; tüketmeyi reddedin. bu yaklaşım aslında "bilinçli tüketim" kavramı ile ilişkilidir. gerçek ihtiyaçlarınızın varlığını sorgulamanızı gerektirir. bir ürün alırken en temel sorumuz "buna gerçekten ihtiyacım var mı?" olmalıdır. reddetmeye nereden başlamalı diyorsanız, şimdi tek kullanımlık plastikler ile başlayabilirsiniz.

    - reduse; tüketiminizi azaltın yahut ona bir yön vererek şekillendirin. artık kullanmadığınız şeyleri bırakın, bağışlayın veya satın.

    - reuse; yenisini almak yerine elinizde olanı değerlendirin ve yeniden kullanın. bu temelde tek kullanımlık ürünlerin yerine defalarca kullanabileceğiniz ürünleri tercih etmenizi amaçlamaktadır.

    - return; ürün bozulduğunda onu atmak yerine iade edin. hala içerisinde kullanılacak parçalar mevcuttur. bu şekilde atık olmaktan kurtaracağınız birçok malzeme yeniden kullanılabilir. bu sürece depozitoyu da ekleyebiliriz. depozitolu ürünler tercih ederek bu sistemin işleyişine destek olabilirsiniz.

    - refill; yeniden doldurulabilecek ürünler tercih edin. bu basamak belki her yerde uygulanamayabilir. ancak istanbul'da yaşıyorsanız kadıköy'de bulunan atıksız yaşam dükkanı bu aşamada büyük yardımcıdır. aldığınız temizlik ürünlerinin bitmesi durumunda aynı kap ile dükkana geldiğiniz zaman ürünlerinizi yeniden doldurabilirsiniz. aynı şekilde bez torbalarınızla ya da cam kavanozlarınızla geldiğinizde bakliyatlarınızı ve diğer gıda ürünlerini temin edebilirsiniz.

    - rot; sıfır atık toplumunda, döngüsel bir toplumda, kullanılan tüm malzemeler döngüde kalmalıdır. sistemden çıkacak bir şey var ise bunun kompost halini alması beklenir.

    - restore; her kaynak kullanımı aslında dünya'daki sistemi etkilemektedir. bu eksi yönlü ilerleyişi artı yöne çevirmek, dünya'yı eski haline getirebilmek için girişimlerde bulunmalıyız. bu koskoca dünya'da bizim yaptığımız nasıl etki yaratır ki demeden etrafınızda bulunan alanları ağaçlandırabilirsiniz. balkonunuza, bahçenize arı dostu çiçekler ekebilirsiniz.

    - repurpose; yukarıda sayılan r'ler hayatınızda yoksa, elinizdeki ürünü tamamen farklı bir formda, farklı bir amaç için kullanmaya yönelebilirsiniz. bu aşamada ileri dönüşüm kullanılabilir. bu adım tamamen sizin becerileriniz ve hayal gücünüz dahilinde şekillenebilir.

    - repair; bozulan ürünlerinizi atmayın tamir edin, tamir ettirin.

    - recycle; tüm r'leri gerçekleştirdikten sonra son adım, çözüm değil ama geri dönüşümdür. geri dönüştürülebilir ürünler kullanıp, geri dönüşüme dahil edebilirsiniz.

    son olarak;
    (bkz: geri dönüşümü olmayan atıklar)
    geri dönüşüm sonsuz değildir.
    geri dönüşümü olacağını zannetmek wish cycling
  • bu başlık altında bu kadar entry görmek üzdü. dönüştürün arkadaşlar!
    yumurta kabuklarını çöpe atmıyorum artık, çiçek toprağına karıştırıyorum, çiçeklerim artık daha canlı. aynı şey filtre kahve için de geçerli, atmayın çöpe, kurutun ve toprakla karıştırın. geri dönüşümden bahsetmeye gerek yok sanırım.
    pipeti ve plastik şişeleri hayatınızdan çıkartın. çelik pipetler var, sevimli, alternatif olarak onlardan alabilirsiniz. araştırın işte, çok geniş bir dünya.
    deneyin efem, iyi ihtimalle 6 nesil sonramıza içme suyu bırakabilelim.
  • kullandığınız yazı tipiyle sürdürülebilirliğe nasıl katkı sağlarsınız? küçük büyük demeden aklınıza gelecek gelmeyecek bir çok noktada aslında sürdürülebilir çevre için yapılacak onlarca şey var. kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi dedim bu haberi görünce. sürdürülebilir denilince hep makro ve dokunulabilir şeylere odaklanıyoruz aslında mikro boyutta da düşünülürse daha neler neler var. ve küçük dediğimiz şeyler onlarca insan tarafından uygulanırsa etkileri çok büyük olabiliyor. kurumsal olarak bu yazı tipine geçer mi firmalar bilinmez ama en azından kişisel işlerimizde kullanarak ufak da olsa bir etki sağlayabiliriz.

    ryman eco
    ryman eco- sustainable font
hesabın var mı? giriş yap