• futbolumuzun en tartı$ılan isimlerinden birisi olan, yararlı mı oldu zararlı mı oldu konusu hala icki sofralarında be$inci, altıncı duble rakıdan sonra konu$ulmaya ba$lanan bir teknik adamdır.
    1990 yılında $enes erzik yönetiminin kararı ile türkiye a milli futbol takımının ba$ına getirilmi$tir. kendisine yardımcı olarak yılmaz vural önerilmi$tir. ancak daha sonra son anda ümit milli takımın ba$ında da bulunmasına karar verilen fatih terim yardımcı antrenör olarak piontek'in yanında yer bulmu$tur. yılmaz hocam hala bu durum hatırlatıldıgı zaman gözlerini ufka cevirir ve derin bir of cekip ''benim de jeep'im var benim de rolex saatim var, neyim eksik yabancı hocalardan'' gibilerinden demecler verir...
    piontek 1977 yılında haiti milli takımını kısa bir süre calı$tırdıktan sonra bizi calı$tırana kadar danimarka futbol takımının ba$ında kalmı$, ve oynattıgı futbolla saygı sevgi görmü$tür.

    300.000 mark garanti para ile daha sonra kendisinin de pi$man olacagı 4 senelik bir sözle$meyle gelir türk futbolunun ba$ına. hatta dönemin spor bakanı mehmet ali yılmaz bir kac zaman sonra alınan ba$arısız sonuclar ve bab-ı alinin ''gönderin gitsin'' demesine cıkıp ''bana ya$lı ba$lı adamı dövdüreceksiniz, 300.000 mark tazminati var, verin gönderelim'' diye cevap vermi$tir.
    bir kısım icin 1984'de florya'da rize maglubiyeti sonrası ta$la sopayla kovalanan derwall akıllara geldigi icin bu gayet normal kar$ılanmı$, sepp piontek'in yarattıgı izler önce alt yapılarda akabinde de euro 96'ya giden yolda kendisini göstermi$tir.
    pek cok sıkıntılı gecen macımız oldugu kadar oynadıgımız oyunlarla vakt-i zamanında bir araba gol yedigimiz takımlarla ba$a ba$ oynar olmu$ saygınlıgımızı arttırmaya ba$lamı$tık;

    (bkz: 1 mayis 1991 turkiye ingiltere maci)
    (bkz: 16 ekim 1991 ingiltere turkiye maci)
    (bkz: 30 mayis 1992 almanya turkiye maci)
    (bkz: 16 aralik 1992 turkiye hollanda maci)

    sepp piontek döneminde tanju colak, semih yuvakuran, feyyaz ucar, ugur tütüneker, rıza calımbay, kemal serdar, gibi futbolu yava$ oynayan isimler yerine $u an isimleri türk futbol tarihine gecmi$ bir cok isim a milli takıma kazandırılmı$tır. fatih terim ve rasim kara' tam iki sene boyunca anadolunun dört bir kö$esinden buldukları futbolcularla tunus'ta yapılan akdeniz oyunları yarı finalinde daha sonra dünya ve avrupa $ampiyonalarının yenilmezleri olacak zinedine zidane'lı, lilian thuram'lı, laurent blanc'lı, christophe dugarry'li, christian karembeu'lu ve youri djorkaeff'li fransa'yı yenip finale cıkmı$ ve kupayı kazanmı$lardır. kendisi türk takımlarının ba$arı kazandıgı her yerde $ans ya da görev icabı bulunmu$, belki de temelinde hakkı olan ba$arıları bir yabancı gibi degil bizden birisi gibi kutlamı$tır.. [euro 96, galatasaray - arsenal kupa finali galatasaray kafilesi mihmandarlıgı, v.b...]

    bugun bir cok ki$iye göre milli takım icin hic bir $ey yapmamı$, yan gelmi$ yatmı$ olarak anılan, ama nacizane bendenizin de icinde bulundugu bir kesim icinse türk futbolunun geldigi noktada en az jupp derwall, en az mustafa denizli, en az fatih terim kadar katkısı olan bir isimdir.
  • futbol asla sadece futbol değildir mottosunun en önde gidenlerinden, bayrak taşıyanlarından. türkiye'de yerleştirdiği kafa yapısının meyveleri yıllardır yenmektedir. aşağıdaki sözleri de futbola bakış açısı için önmeli bir referanstır:

    --- alıntı ---
    “futbol hayatımda unutamadığım nice maç var. ama grönland adasını çalıştırırken tibet ile oynadığımız maçın yeri çok ayrı. grönland 50 bin nüfuslu bir yer. yılın büyük bölümü karlar altında. bir şehirle diğeri arasındaki mesafe 2 bin kilometre. ülke genelinde 25 takım var. her şehir kendi içinde maçlar yapıyor. şehirlerinde birinci olan takımlar yılın en uygun ayında bir araya gelerek hızlandırılmış bir şampiyona düzenleniyor ve ülke şampiyonu belirleniyor. tibet bildiğiniz gibi özerk bir bölge ve çin’in baskısı altında. dünyaya kendilerini tanıtmak için yine özerk bir bölge olan, millî takımını benim çalıştırdığım grönland ile maç organize ettiler. maça üç gün kala danimarka’daydım. oyuncularım ise adada. derken aynı gün adada grev çıktı. uçaklar kalkmıyor. oyuncuların hiçbiri maça gelemeyecek durumdaydı. ben de danimarka’daki grönland derneklerine tek tek telefon açtım: ‘elinizde 18-30 yaşlarında, futbola ilgi duyan ne kadar genç varsa bana gönderin.’ gelen gençler arasında bir seçme yaptım. 18 kişiyi bir kenara ayırdım. onlarla maça kadar antrenman yaptım. maça yarım saat kala grönland dışişleri bakanı aradı. ‘maça çıkmayın’ diye. çin baskı yapıyordu. ancak ben o an danimarka’ya tarihte ilk kez milli takımlarını izlemek için gelmiş onca tibet’liyi düşündüm. onlar takımlarını izlemeliydi. bakana maçı iptal edemeyeceğimi söyledim. maça çıktık. 4-1 kazandık. tibet çok zayıf bir rakipti. çin ise 2008 pekin olimpiyatları’nı almak için yaptığı tüm tehditleri geri çekti. stadyumda bin 500 seyirci vardı. maçı 250 basın mensubu izledi. 280 televizyon müsabakayı naklen yayınladı. bir sürü pankart açıldı. biri çok dikkatimi çekmişti: “özgür grönland özgür tibet.” sanırım bir yanlışlık vardı. çünkü danimarka özgür bir ülkeydi.

    --- alıntı ---

    kaynak : (bkz: http://www.internetspor.com/)
  • danimarka milli takımının başına geçtikten on üç yıl sonra danimarka, futbol tarihinin en büyük başarısını yakaladı, avrupa şampiyonu oldu. avrupa şampiyonu olurken takımın başında piontek yoktu.

    türk milli takımının başına geçtikten on iki yıl sonra türkiye, futbol tarihinin en büyük başarısını yakaladı, dünya üçüncüsü oldu. dünya üçüncüsü olurken takımın başında piontek yoktu.

    türkiye ve danimarka sonraki yıllarda bu başarılarının üstüne çıkmadılar hatta bu başarıları tekrarlayamadılar.

    başarıya giden yolu gösteren, yola çıkarken ihtiyaç duyulan kimseler, piontek gibi hocalardır.

    yerli mi olsun? yabancı mı olsun? imparator mu olsun? mürit mi olsun? soruları haybeye soruluyor. model belli.
  • soyadi isporta elektronik muzikcalar, cd/dvd player, home theater system markasi gibidir.
  • 14 özel maçta 37 yeni türk oyuncusuna görev verip milli takım kadrosunu yepyeni yüzlere açmış, milli formayı babalarının malı gibi gören bir avuç topçuyu ürkütmüş ve "çalışan her genç bu formayı giyer" anlayışını belleklere kazımış, 1940 doğumlu alman teknik direktör.
    iddia edildiğine göre, terörün zirve yaptığı yıllarda şırnak'a otobüsle gidip futbolcu taraması yapmışlığı da vardır bu başarısız hocanın...
    futbolculuk kariyerinde de 203 bundesliga ve 6 batı almanya milli maçı vardır.
  • lakabı ''pino'' idi.
    onun döneminde istatistiki olarak gercekten kötü sonuclar aldı milli takım.. en önemli icraatlarından birisi de kafayı türk futbolcusunun sezon ba$ında aldıgı garanti paraya kafayı takması olmu$tur. onun devamlı bu konunun üstüne basması sonucu mac ba$ına para sistemi ülkemize balkanlardan girmi$, marmara bölgesinde etkisini gösterdikten sonra ic anadolu'ya dogru kaymı$tır.. onun dönemi cok bulutlu ve saganak yagı$lı gecmi$ti. ama sonradan güne$ acacaktı elbet.
  • şahsıma göre türkiyeye gelmiş geçmiş en kaliteli teknik direktörlerin başında gelir.

    bir çok kaliteli adam geldi geçti ;
    hiddink, löw, feldkamp derwall, lucescu, aragones vs...ancak sepp piontek ülke futboluna ve geleceğine hepsinden daha fazla fayda sağlamıştır.
    piontek döneminde milli takım eşit seviyede hatta daha zorlu rakiplerle oynuyor 1-2 tane yiyor ve yenliyordu. ancak mücadele etmeyi öğrenirken o adamların da öcü olmadığınu görüyordu. istatistikler kötü müydü evet. ama takım, takım olarak mücadeleci bir kimlik kazanıyordu.

    şu anki güçlü milli takımın tohumlarını atmıştır. bizim basına yaranamamıştır. gerçi o basın fener aydın'dan 6 tane yediğinde hiddink için hollandanın köylüsü de demişti o ayrı. löw'e demediğini bırakmamıştı ....şu an durum belli fazla söze gerek yok.
  • 3-5-2 sisteminin yaraticisi, danimarka mucizesinin de yaraticisi, adanadan milanoya giden yolun da yaraticisi, bizim eski alt komsu
  • bu adam zamaninda milli takim bir donem surekli berabere kalirdi ki adi puantek'e cikmisti garibimin.
  • su andaki türk milli takımının temellerini atan, şu an konuşulan türk futbolunun en önemli futbolcularını ortaya çıkarmasına rağmen, spor çevreleri tarafından değeri o zamanlar anlaşılmayan ve hala da bazı kesimler tarafından anlaşılamayan spor adamı.
hesabın var mı? giriş yap