• görünce daha önce gezdiğim bütün sarayların yavan geldiği saray. gezmek toplamda 5,5 saatimi aldı. onda da ne hayvanat bahçesine uğradım ne de ormanında yürüyüş yaptım. bu dediğim gayet hızlı ordan oraya koşturarak yapılmış bir tur. aldığımız bilet sarayda büyük tur, iki bahçe, tepeden manzara izleme ve apfelstrudel showu kapsıyordu.
    sırasıyla anlatayım şimdi. öncelikle sarayı gezmekle başladık ama biz yaptık siz yapmayın. diğer gezdiğim saraylardan alışkın olduğum için rehberli tura katılalım dedik. ama içerisi o kadar kalabalıktı ki bireysel gezenler, sarayın rehberi ve diğer yabancı tur rehberleri hepsi içerdeydi ve acayip bir yoğunluk vardı. bi de üstüne rehberin sıkıcı anlatımı eklenince bitmek bilmeyen turu yarıda bırakıp çıktık. size tavsiyem alın autoguidenızı (ki gördüğüm kadarıyla türkçe bile vardı dil seçenekleri arasında) istediğiniz odada durarak istediğinizi pas geçerek saray turunuzu bitirin.
    daha sonra biletle girilen bahçelere geçtik biz ki bunlardan biri içinde bitkilerden oluşan bir labirenti içeriyordu. labirentin içinden etrafı seyredecek platforma ulaşırsanız bahçeyi tepeden de seyredebiliyorsunuz. gerçi biz dakikalarca labirentin içinde kendimizi bilmez dolaştık. ama yine benden size ikinci bir tavsiye; labirente giriş kısmından değil de çıkış kısmından girerseniz direkt platformun önüne çıkıyorsunuz, yani labirentte debelenmenize gerek yok.
    ordan çıkınca öbür bahçeye geçtik ki, açıkçası orası hakkında söyleyebileceğim değişik bir şey yok.
    daha sonra bahçe boyunca yürüyerek, sarayı tepeden seyredebileceğimiz terasa çıktık, ordan manzara gerçekten süper ötesi. bunu kaçırmayın.
    en son olarak da apfelstrudel showu izlemeye gittik. çok sevdiğim bir tatlı olduğu için yapılışını da görmek istemiştim. gerçekten adı üstünde yapılışı bir showa dönüştürmüşler. hamurlar havada uçuşuyor, insanlar da yapılışa dahil ediliyor. ama beni en çok şaşırtan, apfelstrudeli hazırlayan kızın daha yapıma başlamadan önce, bu tatlı bizim diye bilinir ama aslında bu tatlı bize türklerden geçmiştir demesi. sen 'ya apfelstrudelı da yerinde yiyeceksin' diye viyanalara kalk git o da bizim çıksın. showun sonunda da bir parça tatlıyı yemeye hak kazandık.
    sonuçta 38 derece sıcakta, sarayın bahçesinde ordan oraya koşturarak turumuzu bitirdik ama bizim de bittiğimizi belirtmeme gerek yok herhalde bu tempoyla.
    o yüzden giderken bence sabahtan gidin ve saatlerinizin gideceğini hesaba katın. zaten buna değecektir, hiç endişeniz olmasın.
  • yillar once ziyaret ettigimde hayran kaldigim bir peyzaj mimarisine sahip avusturya'nin en guzel ve nadide sarayi.
  • alm. güzel cesme

    schönbrunn sarayi imparatorice maria theresa tarafindan 1754'te yaptirilmis. maria theresa 16 cocuguyla birlikte burada yasamis. 1772'te 6 yasindaki mozart'i huzurunda piyano calmasi icin buraya davet etmis.
  • osmanlı'nın küçücük saraylarda ömür tükettiğini bana bir kez daha göstermiş olan saray azmanı dev yapı, koca bahçe. u4 ile gidilir, hemencecik ulaşılır.

    dış cephesi film dekoru gibidir, taş işçiliği çok iddialı değilse de heybetli görüntüsü ile göz doldurur. ne yapsa ne etse antik yunanın görkemli mermer sütunlarının olmaması en büyük eksikliğidir.
  • hürrem'in hakkını yediğimizi düşündüren saray. oysa sissi çoktan kapatmış hadiseyi, bizim tıopkapı yanında müştemilat gibi. sarayın kendi fatih ilçesi, arazisi istanbul kadar nerdeyse.

    nasıl bir ihtişam merakıysa. pess.
  • yaklaşık 1440 odadan oluşan ve devasa büyük bahçelere,binbir çeşit çiçeklere,labirentlere,korulara sahip olan bir zamanlar avusturya prensesi elizabeth in de içinde yaşadığı viyana da bulunan mükemmel saray.
  • inanılmaz güzellikte bir bahçeye sahip saray. kendisine de sadece bir yapı olarak değil sanat eseri olarak bakılmalı bence zaten. o derece.
  • viyana'ya gidildiğinde bir günü sadece bu sarayın bahçesinde gezmeye, dinlenmeye, kitap okumaya ayırmak gerekiyor bence. sonbaharda görmek ayrı güzel olsa gerek. ayrıca eğer uslu çocuklar olursanız, bahçesindeki sincapları bile görebilirsiniz.
  • versailles sarayının taklidi olarak görülen bu saray, ondan yaklaşık yüzyıl sonra inşa edilmiştir. avusturya macaristan imparatorluğunun zamanında da esasen yazlık sarayı olarak kullanılmıştır. schönbrunn'un fransız usulü düzenlenmiş olan bahçeleri her zaman halka açık tutulur; hatta öyle ki imparatorluk zamanında sarayın ileri gelenleri ve muhafız alayları beraber buraya oturmaya geldiği zaman bile herkes schönbrunn bahçelerini rahatça, elini kolunu sallayarak gezebilirmiş...

    birinci napoleon bu sarayı zamanında karargah olarak kullanmış; frenk imparatorunun aiglon yani yavru kartal namıyla tanınan doğan görünümlü şahin oğlu olan reichstadt dükü de 1832'de burada ölmüştür.

    şimdiki halinde daha çok bir volksgarten havası vardır. versay yavrusu olmaktan çok ezik bir sarı bina vardır orada. burada, botanik bahçeleri, teranyumlar ve de iğrenç sesli ama muhteşem görünümlü tavuskuşlarıyla karşılaşırsınız. çicek düzenlemeleri haddinden fazla gözalıcıdır, hatta kusursuzdur. ama fransız bahçesi'ne her zaman ingiliz bahçesi yeğdir. çünkü fransız bahçesi bar bar baroktur.
  • harika bahçesinin en üst noktasında bulunan cafe gloriette de bir fincan melange eşliğinde lezzetli pastalardan yemenin kaçınılmaz olduğu saray. viyana'ya gidince görülmesi gereken yerlerin başında geliyor kesinlikle.
hesabın var mı? giriş yap