• bu yeni yazarlar hakikaten problemli. arkadaşım san diego başlığına gelip bir yazı yazıyorsun, akabinde yazıyı da "gitmiş görmüş sözlükçülerin tavsiyelerini bekliyorum" diye bitiriyorsun. gel gör ki yazdığın entry'nin başlıktaki 114. yazı olduğunun farkında değilsin ya da siklemiyorsun. sana özel bir şeyler yazılsın peşindesin. ne diyim, allah akıl fikir ve sözlük kullanma yetisi versin.

    yaz aylarında mükemmele yakınsayan şehir..
  • california'nın en yaşanılır şehri.

    los angeles'ın trafiği ve san fransisco'nun tehlikeli sokakları düşünüldüğünde devamlı yaşamak için en uygun şehir olduğu kanaatindeyim. merak edenler için artılarını ve eksilerini özetlemek isterim.

    pozitif yönleri:
    - harika bir iklimi var. yıl boyunca ne çok sıcak olup bunaltıyor ne de çok soğuk olup üşütüyor. aylara göre sıcaklıklar tabii ki değişiklik gösterse de neredeyse tek iklim gibi düşünebilirsiniz.
    - şehir çok düzenli. ana caddeler genel olarak birbirine dik ve paralel oluşturulmuş. bulunduğunuz bölgedeki 4-5 caddenin nereye gittiğini bilirseniz navigasyon ihtiyacınız kısa sürede bitecektir. şehir merkezi hariç yüksek yapı pek bulamazsınız. büyük çoğunluğu garajlı 2-3 katlı villalardan oluşur.
    - trafik sıkışıklığı yok denecek kadar az. dağlık bölgenin arkasında olan (bu yüzden az ana yolu var) la jolla'ya iş çıkış saatlerinde gitmiyorsanız genelde trafiğe rastlamazsınız.
    - sahilleri çok büyük. şehrin kıyı kesimi büyük oranda plajlardan oluşuyor. bu geniş plajları devamlı yüzmeye çalışan, sörf yapan ve çeşitli kumsal oyunları oynayan bir çok insan ile dolu genelde. özellikle voleybol oynayanların çoğu profesyonel gibi oynamakta.
    - insanları çok sıcakkanlıdır. bunda iklimin ve ekonomik konuşların etkili olduğunu düşünüyorum. genelde herkes birbirine selam veriri ve nezaket kuralları her yerdedir. ben izmir'de komşularımı tanımazken burada yan komşuma geçen hafta garajında tamir etmeye çalıştığı arabasının durumunu soruyorum.
    - california'dadır. san fransisco, los angeles, las vegas gibi şehirlerin yanında bir çok güzel ulusal parka (grand canyon ve yosemite gibi) araba ile gidebilirsiniz.

    negatif yönleri:
    - pahalı. yani ucuz değil demeliyim. kiralar ve vergiler çok yüksek. böyle güzel bir şehirde yaşamanın bir bedeli olması zaten gerekiyordu.
    - hayat erken bitiyor. çoğu restoran akşam 9'da kapanır ve sahiller 10 gibi tenhalaşmaya başlar. izmir'den yapmakta olduğum gece sahilde yürüme, bisiklet sürme gibi etkinlikleri erkene çekmem gerekti. tabii ki hareketli mekanlar geç saatlere kadar kalıyor ancak bir bostanlı veya alsancak değil.
    - pasifik okyanusuna bakması nedeniyle dalgalar tehlikelidir. okyanus sizi ceviz kabuğu gibi oradan oraya atabilir. bazen sadece hayatta kalmaya çalışırsınız. küçük girdapların oluşması sıradandır.
    - amerika'nın en büyük donanması bu şehrin merkezindedir. bu neden sorun olsun diyebilirsiniz. ben mi çok takılıyorum emin değilim ancak gün içinde çok fazla savaş uçağı yüksek ses ile uçuş yapıyor ve gürültü kirliliği yaratıyor. çok kez telefon görüşmelerime 10sn ara vermek durumunda kaldım bu seslerden çünkü karşı tarafı duyamıyorsunuz.
    - marine layer. bu şekilde adlandırılmış bir doğa olayı var. yılın belli dönemlerinde öğlen 12 ile akşam 5 saatleri arası dışında gökyüzünü kaplayan bir bulut tabakası oluyor. güneşin batışını çoğu gün göremezsiniz bu dönemlerde. bu bulutlar komple denizin üzerini ve kıyıdaki yaklaşık 10 km'lik şeridin üzerinde oluyor.
    - amerikalı sayısı az. bu herkes için sorun olmayabilir (benim için değil) ama bazıları
    bundan yakındığı için yazmak istedim. özellikler güneyine doğru gittikçe meksikalı oranı bir hayli artıyor. meksika sınırında olduğu ve çok da uzak olmayan bir geçmişte meksika topraklarında olduğu düşünülünce gayet normal bir durum.

    bir çok şeyi atladığıma eminim. merak ettikleriniz varsa mesaj atabilirsiniz.
  • içinde yaşamaktan son derece keyif aldığım bu şehirden on kare:

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
  • her sene ekim sonu-kasim basi gibi oregon'un kasvetinden, yagmurundan, kapali havasindan bir sureligine de olsa kacmak icin 3-4 haftaligina ziyaret ettigimiz, havanin her daim sicak ve gunesli oldugu ama neredeyse hic bunaltici derecede olmadigi california sehri. san diego abd'nin en yasanilasi sehirlerinden biridir.

    sehir o kadar civil civil ki daha ucaktan iner inmez 10 yas genclestiginizi hissediyorsunuz. sehrin her tarafindan buram buram enerji akiyor resmen.

    sehir tam olarak abd-meksika sinirinda pasifik kiyilarinda yer aliyor ve sehrin en onemli ozelligi tropik havasi. sehrin bitki ortusu de buyuk olcude palmiye agaclarindan ve diger tropik bitkilerden olusuyor. havasi sabahlari okyanustan elen hafif esinti yuzunden hafif sisli oluyor (misty deniyor) ama sabah 10'dan sonra bu sis dagiliyor ve ortaya gunesli bir hava cikiyor.

    abd'de "parti ortami" deyince akla gelen 3 okuldan birisi olan san diego state universitesi (diger ikisi de arizona state ve uc santa barbara) burada bulundugu icin sehirde parti ve curcuna hic eksik olmuyor. zaten ekim sonu-kasim basi cadilar bayrami sezonu oldugu icin sehir ve plajlari tam bir karnaval havasina burunuyor.

    pasifik okyanusu cok dalgali ve sakin bir gunde bile dalga boyutlari 2 metreye kadar cikabiliyor. bu yuzden burada sorf inanilmaz populer. ozellikle sahil yolu boyunca her 3-4 dukkandan biri sorf malzemeleri satan magaza. sorf yaparken size deniz aslanlari ve su samurlari eslik edebiliyor. bir de sehirdeki tekne turlarindan birine katilirsaniz size yolculuk boyunca balinalar ve yunus baliklari eslik etmeye basliyor.

    burasi abd'deki buyuk sehirler icinde en sakinlerinden biri. daha once bir cok entry'de belirttigim gibi normalde buyuk sehirleri sevmeyen ve hem abd'de hem avrupa'da kucuk kasabalari tercih eden biriyim ama san diego sevdigim nadir buyuk sehirlerden biri. sehirde trafik cok daha sakin ve yogunluk olarak california'nin diger buyuk sehirlerine (san francisco, san jose, los angeles) nazaran cok daha az. hatta bence bu sehirdeki trafik yogunlugu seattle'dan bile az ve portland ile asagi yukari ayni seviyede.

    sehirde en dikkatimi ceken seylerden biri hicbir yerde sira beklemediginiz. burasi california'nin en buyuk sehirlerinden biri ama supermarket'te 2 dakikadan fazla sira beklemiyorsunuz, restorantlarda girer girmez size masa ayarliyorlar, herhangi bir mekana girdiginizde aninda iceridesiniz ve uber cagirdiginizda 45 saniye icinde kapinizin onune gelmis oluyor. genelde amerikan sehirlerinde her yerde uzun uzun sira beklenir ama bu sehirde hicbir mekanda hicbir zaman sira beklemedik.

    sahil seridinde bir suru butik otel var. eger okyanus manzarali bir otel odasinda kalmak istiyorsaniz yazin gecelik fiyatlar 400-500 dolara kadar cikiyor ama bizim gibi kis sezonunda giderseniz hava yine sicak ve gunesli olmasina ragmen cok daha ucuza (yarisindan daha aza) da okyanus manzarali odalar bulabiliyorsunuz.

    sehir bana cok pahali gelmedi. gida, giyecek, temel esya gibi konularda san francisco, los angeles gibi sehirlerden daha ucuz. hatta supermarket ve restorant fiyatlari olarak oregon ile paralel diyebilirim.

    kaldigimiz sure boyunca hic araba kiralamadik. toplu tasima ile her yere rahatlikla gidebiliyorsunuz. sehirdeki belediye otobuslerinin bileti 2 dolar 25 cent ve bir cok abd sehrinde 2 dolar 50 cent ile 3 dolar 50 cent araliginda oldugunu dusunursek pahali sayilmaz. ayrica otobusler gun boyunca bombos oluyor ve istediginiz gibi oturarak yolculuk yapabiliyorsunuz. sehirde bir de rayli sistem var. en kotu ihtimal uber cagirabilirsiniz ve fiyatlar asagi yukari oregon'la ayni seviyede yani abd standartlarinda cok pahali sayilmaz.

    genelde amerika'da sahil kiyilarini parali ve emekli yaslilar ele gecirmistir ama san diego sahil kiyisinda olmasina ragmen cok sayida genc insana ev sahipligi yapiyor. buradaki san diego state ve uc san diego universiteleri sayesinde sehirde caddeler her daim civil civil genclerle dolu. yalniz bu sehirde fazla irksal cesitlilik yok. burasi seattle ve portland gibi kuzey sehirleri kadar olmasa da buyuk olcude beyaz amerikalilara ev sahipligi yapiyor. ayrica sehirde gecirdigimiz 3 hafta boyunca surekli disarida olmamiza ve binlerce insan gormemize ragmen bir tane obez insana denk gelmedik. kiz erkek herkes filinta gibi ve atletik. six pack olmayani sehre almiyorlar galiba.

    sahil yollarinda okyanusa bakarak yurumek asiri derecede keyifli ama ozellikle haftasonlari surekli sagdan soldan bisiklet, kaykay veya scooter kullanan insanlar firliyor ve surekli carpisma riski var. bu yuzden dikkatli olmaniz gerekiyor. sehrin belki de en sevmedigim yonu buydu. beton yol yerine direkt kumsaldan yurumek de iyi bir secenek olabilir.

    sokaklar gayet guvenliydi. sokakta cok evsiz oldugu soylenmis ama evsizler hep kendi kendilerine sessiz sedasiz takiliyorlar. mesela new york ve san francisco'dakiler gibi agresif bir sekilde dilencilik yapmiyorlar. burada kaldigimiz sure boyunca gece ve gunduz surekli disari ciktik ve hic vukuat gormedik. bu surecte polis bile gormedik ve korna sesi bile duymadik. haftasonlari mekanlarda calan muzik seslerini saymazsak san diego gayet sessiz sakin ve guvenli bir sehir.

    yukarida birkac entry'de burada yil boyunca denize girilebilecegi yazilmis ama abd'nin pasifik kiyilarinda yil boyunca denize girebileceginiz tek yer hawaii. abd'nin bati yakasindaki saat yonunde devam eden akintilar yuzunden okyanus her daim soguktur ve disarida hava sicakken bile su sicakligi fazla yukselmiyor. bir de deniz asiri derecede dalgali oldugu icin cok iyi derecede yuzme bilmiyorsaniz tavsiye etmem. kasim ayinda yine denize girdik ama belimize kadar girdik. daha fazlasi yemedi acikcasi.

    genelde bu sehir dogu yakasindaki miami sehriyle karsilastirilir. bence san diego miami'den cok daha yasanabilir bir sehir. ilk olarak miami'nin havasi bogucu derecede nemliyken san diego'nun havasi cok daha yumusak ve fazla terletmiyor. miami'de daha ucaktan iner inmez terlemeye basliyorsunuz ama san diego'da gunesin altinda 5 km yuruseniz bana misin demiyor. ikinci olarak miami eylul-kasim arasinda kasirga sezonuna giriyor ve miami'de dogal felaketler eksik olmuyor. san diego'ya 10 yilda tas catlasa bir defa kasirga gelir, o da miami'dekilerden cok daha ufaktir. ucuncu olarak miami'nin cevresi ve florida eyaleti bir tepsi gibi duz oldugu icin cografi cesitlilik az. san diego'nun oldugu yer oldukca daglik ve cesitlilik daha fazla. sehirden birkac saat mesafede daga cikip kayak yapabilirsin mesela.

    telefonumdaki yurume sayimi sayan app'a bakilacak olursa burada gecirdigimiz sure boyunca gunde ortalama 6 mil yani 9 km yurumusuz ama bana hic o kadar yurumusuz gibi gelmemisti. yukarida dedigim gibi insan bu sehre ayak basinca bir anda 10 yas genclesiyor ve ici enerji dolu oluyor.

    kisaca oregon'da yasamasaydim bu sehir kesinlikle listemde ilk 3'te olurdu ama simdilik yilda 1-2 defa gelip birkac hafta ziyaret etmek yetiyor.

    gelelim sehirde yapabileceginiz bazi aktivitelere. bazi mekanlara giris oldukca pahali. mesela legoland kisi basi 90 dolar istiyor ve asagida saydigim yerleri tek tek gezmek isteseniz epeyce para tutacaktir ama costco'dan alacaginiz 200 dolarlik san diego kartiyla bu mekanlar ve bunlar haricindeki onlarca mekani (mesela bir cok muzeyi) 4 gun boyunca sinirsiz gezebilirsiniz.

    1. san diego deyince zaten herkesin aklina ilk gelen seylerden biri hayvanat bahcesi. bu sehir abd'deki en buyuk ve gorkemli hayvanat bahcelerinden birine ev sahipligi yapiyor. hayvanat bahcesinden iceri girdiginizde safari turlari...vs oluyor ve cesitli etkinliklere bilet alabiliyorsunuz. bu mekan siradan bir hayvanat bahcesinden cok farkli bu yuzden hayvanat bahcesi deyip gecmemek lazim.

    2. sehrin bati tarafini kapsayan bitmek bilmeyen plajlar ve kumsallar.

    3. abd deniz kuvvetlerine yillarca hizmet vermis ve artik turistik bir mekan haline gelmis olan uss midway ucak gemisi mutlaka ziyaret edilmelidir.

    4. sehrin bir cok yerinde tekneyle balina ve yunus baliklarini gozlemlemeye gidebiliyorsunuz ama bu sadece yilin belli zamanlari tavsiye ediliyor. zaman zaman balinalar kuzeyden guneye, guneyden kuzeye goc ettikleri icin her zaman orada olmuyorlar. bu tekne turlari icinde her butceye uygun turlar mevcut. fiyatlar kisi basi 30 dolardan baslayip yuzlerce dolara kadar cikiyor. bu alacaginiz turun ne kadar luks bir teknede olduguna ve yemekli olup olmadigina gore degisiyor. gun ortasindan ziyade aksamustu olan turlari tavsiye ederim cunku okyanusta gunesin batisini izlemek tek kelimeyle muhtesem.

    5. legoland. danimarka'dan sonra bence dunyadaki en iyi legoland san diego'da bulunuyor. lego hastalari mutlaka ziyaret etmeli zira bu mekan sadece cocuklara hitap etmiyor. bu mekanda ayni zamanda bir otel de mevcut ve lego hastalari burada kalabilirler ama fiyatlar oldukca tuzlu sayilir.

    6. san diego air & space museum (san diego havacilik ve uzay muzesi). uzay ve havacilik konularinda san diego bir "houston" degil ama bu muze yine de ziyaret edilmesi gereken yerler arasinda yer aliyor.

    7. birch akvaryumu. binlerce su canlisina ev sahipligi yapan bir akvaryum san diego hayvanat bahcesi ile ayni gunde ziyaret edilebilir.

    8. denizcilik muzesi (maritime museum). yanlis saymadiysam 11 tane gemiye ev sahipligi yapan bu muzede korsan gemisinden rus denizaltisina, 1700'lerden kalma savas gemisinden modern gemilere kadar bir cok cesit gemiyi tek biletle gezebiliyorsunuz. bu muzeyi hakkini vererek gezmek en az 5-6 saat suruyor.

    9. seaworld. burasi sehrin en populer mekanlarindan biri ama birkac sene once hayvanlara cok iyi davranmadiklari ortaya cikmisti ve insanlar boykot etmeye baslamisti. su anda hayvanlarin durumunda bir duzeltme olup olmadigini bilmiyorum ama biz ziyaret etmedik. zaten tekneyle okyanusa acilan turlara katilinca yeterince yunus baligi, balina ve deniz canlisi goruyorsunuz.
  • yedi yil boyunca new york city'de yasadigim icin beni kendimden nefret ettiren sehir.
    harika bir iklimi var. temiz. guvenli. kizlari fistik, erkekleri filinta gibi. plajlari baywatch'ta gordugumuz cinsten. is bulmak kolay. fiyatlar makul. mesafeler yakin. meksika yarim saat, los angeles 2 saat uzaklikta. sehrin bir cok yerine tramvay ve otobus var. e daha ne olsun?
    turist olarak gidecekseniz illa araba kullanmaniza gerek yok. gaslamp quarter civarinda bir otel buldugunuz takdirde hem alisveris ve gece hayatina yakin olursunuz, hem de trolley sayesinde gormeniz gereken bir cok yere rahatlikla ulasabilirsiniz. sehrin ulasim haritasi icin: http://www.sdcommute.com/…ransit_maps/gsd/index.asp
    gaslamp quarter, seaport village, old town, balboa park, la jolla, pacific beachgorulmesi gereken yerlerden.
    evinde kaldigim arkadasim bu sehre silicon valley dendigini soylediginde jeton dusmemisti... taa ki plaja gidene kadar!
  • türkiye'de bir çok insanın emekli olunca akdeniz ve ya ege kıyısında bir sehre yerleşmek istemesi gibi bir çok amerikali da emekli olunca san diego'ya yerleşmenin hayaliyle yasar.san diego'ya girdiğiniz an bunun nedenini anlarsınız:
    new york ve türevlerinin telaşının aksine kimsenin acelesi yoktur san diego'da...
    bu nedenle sorduğunuz her soruyu samimiyetle ve en ince detaylariyla cevaplar sıcakkanli san diego insanı...
    egitim düzeyi ve ekonomik düzey yüksektir;bunun sonucu olarak onlarca muze ve sanatsal etkinlik sizi beklemektedir.
    ocak ayında bile zaman zaman 29 dereceyi gören bol güneşli havası size muhteşem plajları ve doğal güzellikleri gezmek için ayrı bir enerji verir.
    sıkıldım derseniz los angeles ve diğer california sehirleri hafta sonu gidip görebileceğiniz mesafededir.
    san diego 'da karşılaşacağınız en büyük sorun bir daha ülkenize dönmek istememek olacaktır.
  • yaklasik dokuz aydir yasadigim sehir. los angeles'a methiye duzenleri ocak disi birakiyoruz burada. orayi cok sevdiyseniz, bi zahmet uc saat araba kullanip buraya gelmeyin. illa gelecegim diyorsaniz alin size amme hizmeti:

    downtown san diego, gokdelenlerin golgesinde yurumek icin guzel bir yer ama ortalama amerikan sehir merkezi, yapacak hicbir sey yok. gaslamp quarter 3'e 3 bloktan ibaret, turist tuzagi. gelip kalacaksaniz burada kal-ma-yin. arabaniz varsa park yeri bulamazsiniz, sonra "iii sin diigu cik ibirtilmis yhaa" dersiniz. yaptim oradan biliyorum

    buraya yakin gorulmesi gereken tek bir sey var: uss midway aircraft carrier! donanma hede hodolerinden pek hoslanmam ama bu gemi, o ucaklar, denizin uzerindeki ulke bambaska. bu arada giderken aklinizda tom cruise'un top gun'daki toy halleri bulunsun, zira filmin gectigi yer burasi. yeri gelmisken, san diego'daki en buyuk isveren amerikan deniz kuvvetleri, yer yer downtown'dan coronado island'a bakarken, yer yer de uzerinizden gecen jetler kulaginizi sagir ederken bu yazdigimi hatirlayip kendilerine iki kuple kufur ya da hayir duasi yollayabilirsiniz, gonlunuzden ne koparsa.

    downtown'a yakin en gorulesi yer coronado island. tam bir sayfiye yeri. ada diye gecer ama aslinda karaya baglidir. burada donanma ussu bulundugundan genelde ordu mensuplari oturur. asiri pahali evlere bakip ic gecirebilirsiniz. ayrica sayisiz kumsali olan san diego'da denize girilecek en guzel kumsal buradadir.

    kumsal demisken. biliyorsunuz okyanusa bir adim uzakliginizda. kisisel tercihim coronado ama tek cumleyle cogunu ozetleyecegim:
    pacific beach: american pie'daki cocuklari burada gorebilirsiniz.
    mission beach: piknikcilerin yeri
    ocean beach: assiri ruzgarli. sorf icin ideal.
    imperial beach: cok uzak. buyuk ihtimalle gitmezsiniz
    la jolla shores: trophy wife ve gun yuzu gormemis ucsd ogrencilerin ugrak mekani.
    sorf yapicam ben diyorsaniz eger, la jolla shores bunun icin en uygun yer. sadece temmuz-agustos gibi asiri kalabalik oluyor bunu unutmayin.

    kumsallar yuzunden downtown'dan uzaklastik ama geri donelim. balboa park gorulmesi gereken yerlerden biri. akliniza central park gibi bisey gelmesin cunku icinden otoban geciyor ve parkin buyuk bir bolumunu hayvanat bahcesi olusturmakta. hayvanat bahcesi dedigime bakmayin, burasi elinizde biranizla zurafalarla kafa tokusturabileceginiz bi yer. evet cocuk dolu ama alan o kadar buyuk ve yurumesi o kadar zevkli ki. evime cok yakin olmasina ragmen buraya o kadar uzun sure kayitsiz kaldim ama pismanim. giris ucreti 2016 itibariyle 50 papel. pisman olmazsiniz.

    downtown'da kalmayin dedim, bi bildigim var. north park, hillcrest, banker's hill, south park bolgeleri (hepsi parki cevreliyor) san diego'nun yerlilerinin ugrak yerleri, bi nevi kalbinin attigi yerler. ozetle gececek olursam:
    north park: hipster mekani
    hillcrest: lgbt
    banker's hill (west washington street): "genc profesyonellerin" ugrak yerleri.
    south park: burasi da bir nevi san diego'nun karakoy'u olma yolunda.
    bunlarin disinda park ave. ve adams ave. gayet normal kalibrede insanlarin takildigi yerler.
    soyledigim bolgelerin herhangi bir yerinde kalabilirsiniz (hepsi birbirine cok yakin), hepsi cok guvenli. soylemeden gecmek olmaz, san diego'da cok evsiz goreceksiniz, uzulmeyin - en azindan sogukta uyumuyorlar- ve sasirmayin.

    san diego ve la jolla arasindaki bolgeler genelde ailelerin ya da ucsd ogrencilerinin yasadigi yerler. ilginc bisey yok.

    gelelim la jolla'ya (la hoya diye okunuyor). benim gibi kalburustu evlere ve malikanelere bakmak gibi bir hobiniz varsa gidin sokaklarinda turlayin, kendinizi o evlerin icerisinde hissedin :) la jolla ayni zamanda ucsd, scripps research institute, salk institute'e ve yuzlerce biyoteknoloji firmalarina ev sahipligi yapan bir yer. san diego downtown'a yaklasik 20 km uzaklikta. farkli bir deneyim, san diego'ya gelmisken gormemek olmaz, sahiline gidip deniz ayilarina selam cakmadan donmeyin.

    eksisozluk turist rehberi sundu. esenlikle kalin
  • californiada los angelesin hemen guneyinde yeralan super iklimi ve ortamiyla insani buyuleyen rahatlik sehri
    okyanusuna doyum olmayan,insanlarin yil boyunca sort t-shirt gezdikleri beachy american
    ozellikle sahil kesiminde super zenginlerin super evleri vardir ama guneye gidip mexica sinirina yaklastikca fakir kasabalar gorulur
  • halkı samimi değil resmen sulu buranın. bir sürü insanın içinde yanınıza gelip "hiç amerikalı biriyle beraber oldun mu? olmadıysan denemek ister misin? bence denemeden ülkene dönme bak" falan diyolar sakin sakin. downtownda kızlar ortalıkta gani gani bulunan pedicablerin (genelde türk olan) şöförlerini elleyip taciz ediyorlar.(gerçi pedicabciler bundan pek şikayetçi değil ama neyse). work and travella gelen ruslar ve turist olarak gelmiş bütün japonlar hariç herkes sürekli birbirine selam veriyor, gülümsüyor. lan amerikaya geldik ama sanki bizim mahallede oturuyoruz herkesle hoşbeş bu ne diye düşünmeden edemiyorsunuz. hatta gözünüze kestirdiğiniz bir pedicab şöförüne (ki büyük ihtimalle türk çıkacak) "abi bir tur versene" diyerek iyice mahalle havası estirebilirsiniz. güneşten oluyor galiba bu kadar sululuk.
  • dunyanin en guzel sehri diyebilirim.insanlarin yolda yururken birbirlerine selap verip:"how you doin" demeyi birbirlerinden esirgemedikleri, herkesin gayet sicak kanli oldugu bi sehir.pacific beach, ocean beach, la jolla' siyla inanilmaz bir tatil mekani. utc de oturup kahve icebilirsiniz,pasific beach'de hafta ici geceleri bar and grill'e gidebilirsiniz, yemek ve eglenmek icin.persembe aksamlari rich's,cuma aksamlari old town'da montage, cumartesi aksami downtown'da forth&b veya on broadway 'clubber'lar icin ideal mekanlardandir.(bkz: how you doin)
hesabın var mı? giriş yap