• times'ın listesine göre dünya harikaları arasında birinci sırada.

    bizim tuz gölü'nün yakla$ık 7 katı büyüklüğünde bir yüzölçümüne sahiptir.
    yerden yakla$ık 3650 metre yükskeliktedir. 10 milyar (!) tonluk tuz kapasitesinin yakla$ık 25 bin'lik kısmı her yıl çıkarılır.

    http://www.exodus.co.uk/pictures/a01hp91a.jpg
  • kesinlikle ıslak sezonda gitmek lazım olan doğa harikası. bizim güney amerika turumuz kuru sezona denk geldiği için kuru sezonda ziyaret etme fırsatı bulabildik. yine de iyiydi ama o ıslak halinden eser yok diyebilirim. özellikle ıslaklık olsun diye bir bölümü ıslatmışlar-iş makineleri ile kaza kaza o ıslak hali yapmaya çalışıyorlar ama bana net çocuk kandırıyorlarmış gibi hissettirdi. ortam yine de güzeldi ama "yine de güzel" vs "hayatımda gördüğüm en iyi şeydi" kıyaslamasında herkes ikinciyi tercih eder sanırım. normalde kasım sonunda aslında biraz da olsa yağışlı olması gerekekirken, küresel ısınma sağ olsun yetişememiş olduk.

    buraya giderken kullandığımız yataklı otobüsler, turumuz boyunca sahip olduğumuz en konforlu ulaşım araçlarıydı sanırım. la paz'dan 9-10 saat süren yolculuğumuz nasıl geçti anlamadık. bu araçlar neden dünyada daha sık kullanılmıyor dedirtti, mükemmeldi.

    cielo & sal isimli bir tuz oteli konseptinde kaldık ama beklentiniz çok yüksek olmasın standart otel tarzında, tuz olmasının ek bir olayı yoktu.

    tipleri lama ve alpaca kırmasına benzeyen vicuna'lar heryerde. çok şirinler.

    hiçliğin ortasından bir anda uyuniye giriş başlıyor. her yer bir anda bembeyaz oluyor. yağışlı sezon olmasa bile ortam çok fantastik. hafif garip bir koku var tuzdan gelen. tuzlar arabaları kaydırıyor. 4x4 olmasına rağmen hissediyorsunuz.

    uyuni'nin büyüklüğü marmara denizinin 1.5 katıymış. aynı zamanda çok büyük bir lityum madeniymiş ve çinliler işletiyormuş. evo morales'in amerika tarafından devrilmesini desteklenmesinin en büyük sebeplerinden birisi diyorlar.

    turlar öğle arasında tam orta noktaya jiplerle gidip çadır kurup yemek hazırlıyorlar, restoran vs tabi ki yok.

    genel görüntü bal peteği gibi, beşgen ve altıgenlerden oluşuyor.

    turistik atraksiyon olarak dinazor vs canavarlarla fotoğraf çekilme kısmı var. salakça olsa da eğlenceli.

    gölün ortasında isla incahuasi isimli koca bir ada bulunuyor, içerisi tamamen kaktüslerle dolu. bu kadar tuz olan bir ortam nasıl böyle bir ortam kalmış insan gerçekten şaşırıyor. içerisinde tesis bile var. giderseniz uyuni biralarından içmeyi ihmal etmeyin, gerçekten hafif tuzlu. * kaktüslerin tohumları flamingolar aracılığı ile gelmiş, sonrasında ise çılgınca büyümüş.

    eğer ki buradan şili sınırına doğru devam edeceksiniz, maceralı bir yol ve güzel manzaralar sizi bekliyor. ilk başta asfalt başlayan yol sonrasında 1-2 saat kadar full karayolu devam ediyor. zaten 4x4 jeepler harici ulaşım mümkün değil gibi. çok fazla yol çalışması var, bazı yerlerde yol yok. parque del desierto de piedra denilen kısımda bir yandan çöl bir yandan volkanik kayalar olan bir ortam var. yollarda lama tarzı hayvan bol. özellikle volcán ollagüe isimli dağ baya bir aktif volkana benziyordu.

    manzaralar çok güzel, ama kesinlikle ıslak sezonda ziyaret edin :)

    aynı gezi içerisinde gezdiğimiz diğer yerlere dair notlarım:
    bolivya: (bkz: #162554682)
  • gezim boyunca en merak ettigim yerdi salar de uyuni.

    sucre'den uyuni'ye varisim 8 saat surdu. aksam 5 bucuk civari vardigimda biraz sorusturduktan sonra 40 bolivianosa yatacak bir yer buldum. acik olan tur firmalarini dolasip fiyat aldim ve sonunda el desierto firmasindan 700 bolivianosa 3 gun 2 gecelik tur biletimi aldim.
    ertesi sabah 10:30 da tur ofisinin onunden 6 kisi+rehber/soforle yola ciktik. ılk gun dolu dolu gecerken ikinci ve ucuncu gunler cogunlukla yolda gecti. aslinda gunluk tur almak istemistim ama san pedro de atacama'ya gecmem gerekiyordu. 3 gunluk tur chile sinirina cok yakin bittigi icin tur firmasi istiyorsaniz size bir minibus ayarliyor, bu munibusle san pedro de atacama'ya geciyorsunuz.
    birkac yer icin giris ucretleri tura dahil degil. bunlar toplamda 200 bolivianos, ilk gece dus almak isterseniz 10 bolivianos ve hostel disinda her tuvalet kullaniminizda 5 bolivianos oduyorsunuz.

    gidin, gorun burayı! gercekten muhtesem bir yer.
  • havada asili kalmis daglar,onlari uzaklara goturmeye calisan kuslar, nokta olmak, ama belirgin bir nokta, simsicak gunesin altinda, buz gibi tuzu yatak etmek, gozlerim, yazik size, yazik bana, kapanmadan duramazsiniz. canim insanlar, aglamak istiyorum lafini lutfen yerinde kullaniniz, dedirtmis zat-i sahanedir kendileri.
  • bolivya'nın güneyinde 3650m yüksekliğinde bulunan doğa cenneti bir tuz gölüdür.

    en çok görmek istediğim yerler arasında burası da var. fotoğraf çekmeyi sevenler için fantastik bir çekiciliği bulunuyor.
  • uyuni tuz düzlükleri (salar de uyuni) hayata karşı en büyük meydan okumalardan birisi. yükseklik ve soğuk, tuz ve kurak ile birleşerek hayatı durdurmaya çalışıyor fakat hayat yolunu daima bulur. burada da hayat, bazen mahçup bir şekilde ama yer yer gayet arsızca kendine bir düzen kurmuş. tuzun bizatihi kendisi bazı yaşam formlarına ev sahipliği yapıyor. fotoğraflarda, tuzlu zeminde dikkatli gözlerden kaçmayan çoğu zaman altıgen fakat zaman zaman beşgen yapılar buraya has bakterilerin oluşturduğu şekiller ve tuz sayesinde hayat buluyorlar. dahası tuzun varoluşu da bir ülkeye dolaylı yollarla da olsa cansuyu olmuş. gerek turizm yoluyla, gerekse de bir ihracat ürünü olarak bolivya ekonomisi için vazgeçilmez bir unsur.

    3650 metrede bulunan bu tuz düzlüğü, jeolojik olarak bir gölmüş en başta. bahsettiğim zaman dilimi milyonlarla ölçülebilen seneler öncesine dayanıyor. daha sonra hem kıta plakalarının baskısı sonucu yükselen and dağları hem de volkanik aktiviteler sonucu, yaklaşık 40 bin yıl önce, su daha azalıyor ve bölge çoraklaşarak bugünkü halini alıyor. dağların yüksekliği okyanustan gelebilecek yağmuru da engellediği için bir çeşit çöle dönüşmüş buralar ama nadir de olsa yağan yağmurdan sonraki görüntüler sizi bir anda dünyanın en büyük aynasının tam ortasında bırakabilir ve küçücüklüğünüz ile başbaşa kalıverirsiniz. bir anda sizi sarmalayan iki gökyüzü aklınızı başınızdan alacak ve dünyada cenneti yaşayacaksınız. tanrınız bir el uzunluğu ötede olabilir; kim bilir? kurak zamanlarda ise bir ufuk görmüyorsunuz. uçsuz bucaksız ve bembeyaz düzlükler, dürbünle ufku tararken gördüğünüz her şeyi havada süzülüyormuş gibi görmenize sebep oluyor ama bile isteye bu yanılgıya düşüyorsunuz. mekan algınız değiştiği için uzaklığını kestiremediğiniz arabaların uçtuklarını varsayıyorsunuz. size arabanın uçmadığını, bunun bir göz yanılgısı bir ilüzyon olduğunu söyleyen yol arkadaşlarınızı gönül rahatlığıyla hayal gücü eksikliği çekmekle suçlayabilirsiniz

    buraların önceleri bir göl olduğunu zaten söyledim. bizim tuz gölü'nden yaklaşık yedi kat daha büyük bir alana sahip uyuni tuz düzlükleri, yani kabaca sakarya ilinin yüzölçümünün iki katı,bursa ile hemen hemen eşdeğer. içerisinde bulunan ada ve adacıklar ayrı bir güzelliğe sahipler, tabiri caizse hayat adacıkları çünkü bu küçük adacıklarda kendine has bir hayat hüküm sürüyor. incahuasi adası dev kaktüslerle kaplı, inka yerleşiminden dolayı tarihi açıdan da öneme sahip, insana cennetin bambaşka tasvirlerinin de olabileceğini hatırlatan bir yer. ismini ispanyol sömürgeciler koymuşlar (''wasi'' inca/quechua dilinde ev demek. incawasi >inkahuasi >incaevi). volkanik bir oluşum olan adada, oldukça ilginç, algler ve fosillerden oluşan bir çeşitmercan kayalıklarını görebilirsiniz.

    uyuni tuz düzlükleri'ne gitmek üzere konaklamak için vardığımız hostelimiz ortama uygun olarak, banyoları hariç tamamen tuzdan yapılma idi ve dünyaca da meşhur olmuş artık. bir yükseltiye kurulu olduğu için, akşam güneşin batışını ve sabah doğuşunu izlemek müthiş bir deneyim. güneş ne akşam ne de sabah aynı güneş değil. herhangi bir insan yapımı yolun olmadığı buralarda, aracınızla son sürat yol aldığınızda bile, bir uçtan ötekisine ulaşabilmek için saatlerinizi güneşin altında kavrularak ve yükseklikten ötürü nefes almanız zorlaştığı için ağzınıza koka yaprakları atıp geviş getirerek geçireceksiniz ama her an doğaya olan hayranlığınız katlanacak.

    yol üzerinde durduğumuz bir köyden hallice kasabada inca medeniyeti'nin soluk bir kalıntısını gözlemleme fırsatı bulmuştum. kerpiç evler tanıdık bir atmosfer sunuyorlardı. evlerin bittiği yerden az ileride çaputlarla süslenmiş haçların dikildiği mezarlar size hristiyan kültürün burada bir yama gibi hiç de doğal olmayan varlığını hatırlatıyor. çamurların üstünde yuvarlanan ve oradan oraya koşuşturan domuzlar da evden uzakta olduğunuzu... mezarlığın arkasından, renk renk süslü mezarların arasından şehre doğru bakmak enikonu hüzne garkediyor bakanı. evlerin yanında birer tezgah bulunuyor, el işi ürünler satıyor yerliler ve yanlarında her daim tilkiden bozma bir köpek bulunuyor.

    tuz müzesi'nde tuzdan yapılma heykeller var. tuz buranın yadsınamaz bir gerçeği; söylemeye bile gerek yok aslında. her gelen yolcunun yanında getirdiği bayrakları astığı direklerde üç tane türk bayrağı da var, bir tanesi en tepeye asılmış. sizden önce gelenlerin ayak izlerini takip ettiğiniz duygusu içinizi kaplıyor. kötü bir şey değil hatta öncülerinizi tanımak bile istiyorsunuz. dakar rallisi'nin bir ayağı da bolivya'da gerçekleştiriliyor (moritanya'daki güvenlik endişelerinden ötürü 2009'dan bu yana afrika yerine güney amerika'da gerçekleştiriliyor). rotada uyuni de var, ralli zamanı gelirseniz fiyatlar artabilir ama çok daha başka bir deneyime de kapı açacağı muhakkak. ralli haricinde kendi arabanızla gelip gezebilir misiniz bilemiyorum ama tekrar gelirsem şahsen kendi arabamı kiralayıp kendi rotamı belirleyip gezmek isterim.

    burayı gördükten sonra tanrı'ya bolivya'yı yarattığı için minnet duyacak, bir tanrıya inanmıyorsanız bile sırf teşekkürlerinizi sunabilmek için bir tanrının varolamasını dileyeceksiniz. gidiniz geziniz efenim!.. iyi yolculuklar...
  • güney amerika gezi rotalarının en gözde ziyaret noktalarından biri olan bolivya'daki ünlü tuz gölü.

    ıslak sezon sonunda gölde bir kaç cm su varken gökyüzünün ufka kadar suda yansıması nedeniyle yer ve göğün ayırt edilemediği, hem gündüzü hem gecesi görülmeye değer muazzam güzellikte bir yer burası(fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla).

    gördüğüm kadarıyla, özellikle gece fotoğraflarında -manüplasyon yoksa eğer- kuzey ışıklarını bile geride bırakacak kadar güzel bir manzara sunuyor. tabi bunun en önemli sebeplerinden biri güney yarım küreden samanyolu galaksisinin daha güzel izlenebilmesi.

    buranın en büyük sorunu, dünya'nın öbür ucunda ve tam olarak hiçbir şeyin ortasında, ulaşması son derece güç bir yerde olması.

    bir kaç fotoğraf:
    gündüz
    gün batımı
    gece
  • gündüz güneş gözlüksüz dolaşamayacağınız gece ise ayazda 30 sanıye duramayacağınız ama tam karsınızda bulunan kırmızı renktekı gole ay ısıgı vurunca ortaya cıkan manzarası ile mutlaka hafızada yer eden bir yer.
  • bolivya'nın güneybatısında ve 3.653 metre yükseklikte bulunan bu göl, esasen salt flats adı verilen doğa harikasının en büyük ve güzel örneğidir.
    ayrıca ingiliz müzisyen naughty boy'un sam smith ile birlikte seslendirdiği 2013 çıkışlı "la la la" adlı parça için yönetmen ian pons jewell tarafından çekilen klibe ev sahipliği yapmış yerlerden biridir.
  • tam millet bahcesi yapilacak yer.
hesabın var mı? giriş yap