• dikenli bi çeşit çöl bitkisi.
  • kirpinin bitki versiyonu.
  • beyoglu'nun gorece eski cafelerinden biri
  • ne yapsam ne etsem, nerde kahve içsem derken hop kendinizi bulduğunuz hoş, güzide bir beyoğlu mekanı. istiklal'in ilk fransız cafe'sidir bildiğim kadarıyla.
  • (bkz: babutsa)
  • bazı cinsleri *tekila yapımında kullanılan bir bitki.
  • kaktüs'ün masaları, milletin kalkarken masada allah ne verdiyse devirmesi içün özel olarak dizayn edilmiştir.. "hadi bir devirin de, şu sıkıcı ama entel yaşamımız bir renklensin, içelim ama güzelliğimizden bir gıdım kaybetmeyelim" amaçlıdır yani..

    zaten, "biz bir aileyiz" türünden güdük benzerlikler klanı söylemine derinden bağlı olduklarından ötürü, masalar da, diğer masalarda ne konuşulduğunu, hangi filmin, kitabın, vs.nin dedikodusunun döndüğünü duymaya elverir bir konuma kondurulmuştur..

    tabii ki, ben her gün gidiyorum efendim: sahteden kristal kesmeli avize olarak yaşamımı idame ettiriyorum orada, üstünüze afiyet..
  • bitki sınıfının diken ile beraber tezatlarda en çok kullanılan karakteridir; kadınlar çiçektir denildiğinde siktir yerine kullanılır, sevgililer gününde hangi çiçeği aldın sorusunun saplar için default cevabıdır.
  • diğer populer beyoglu mekanlarinin aksine senelerdir degismeyen ic dekorasyonu ve cok az degisen servis elemanlariyla bir istikrar abidesi mekanda oradan oraya kosturan kucaktan kucaga gezen ayni isimli kedileri de pek bir sevimlidir. tenar hanımın kokteyl karistirici ve kagit mendil posetiyle yaptigi oyunlar boyun eysede cok zeki oldugu soylene gelmistir dilden dile.
  • lale müldür'ün yazmaya başladığı romanına konu olacak cafe mekanı ve bu mekanın adıyla adlandırılan insanları. leyla müldür bu romanını "en iyi eserim olacak" diye nitelendirirken, kaktüs insanları kendilerine yöneltilen ironik eleştirilerden dolayı leyla müldür'e içten içe kızmaktadır. kaktüs entelijansiyanın bir özeleştirisidir bu, "entellektüel adam barda rakı içer peynir geveleyerek kıpkırmızı bir suratla kahkaha atar" modasının "yaşanılan ülkenin istiklal caddesi ve civarından ibaret olduğunun sanılması" sanrısıyla bütünleşik bir histeri yaratarak şehri kuşatması ve bir nefret zinciri oluşturmasıdır. garip bir çelişkidir ki, kaktüs entelijansiyasının genelde üretmeyen ama laf kalabalığı yapan bireylerden oluşması gerçeği işlenerek birşeyler üretilebilmektedir ve belki de birgün hepsinin buzlu rakılarına uyku ilacı karıştırılmalı, uykuya dalan bedenler kamyon kasasına atılmalı sonra da bir ebru atölyesinde uyandırılarak suyun üzerinde danseden renklerin önünde bir parça olsun düşünmeleri istenmelidir. sonrasında buzlu rakılarına geri dönerek ülke, yaşam, sanat üzerine konuşmaya devam edebilirler.
hesabın var mı? giriş yap