• 1925'ten itibaren adolf hitlerin özel sekreteri ve başta gelen yardımcısı. adolf hitler "mein kampf" kitabını yazarken ona yardım etti. 1941'de kaçırdığı bir alman uçağıyla iskoçyaya indi. amacı ingiliz hükümetiyle barış görüşmeleri yapmaktı ama ingilizler ona pek itibar etmeyerek savaş sonuna kadar ellerinde tutsak tuttular. nuremberg mahkemeleri esnasında yargılanarak ömür boyu hapse mahkum edildi. seksenli yıllarda çok yaşlanmış olduğu için batılı devletler onu serbest bırakmak istedilerse de sovyetlere bunu kabul ettiremediler. bunun üzerine 17 ağustos 1987'de 93 yaşında hapishanede intihar etti.
  • bir tüccarın oğlu olarak dünyaya geldi, birinci dünya savaşında önce piyade olarak daha sonra da pilot olarak savaştı. milliyetçi ve anti-semitik ideoloji ile tanışması, birinci dünya savaşından sonra öğrenimini sürdürdüğü münih üniversitesindeyken olmuştur. almanyada birinci dünya savaşından sonra doğal olarak büyük popülerite kazanan aşırı milliyetçi, faşist ve anti-semitik propaganda etkisiyle daha kurulum aşamasındaki nazi partisine 1920 yılında katılmış, ve kısa sürede hitler'in en çok güvendiği dostu olmuştur. hitler'in 1923 yılında beer hall'daki başarısız girişiminden sonra hess avusturya'ya kaçmış fakat sonra tekrar almanya'ya dönerek hitler'in yanında (landsberg hapishanesinde) yerini almıştır. hapishanede geçen yıllarında hitler'in yazmakta olduğu mein kampf (kavgam) isimli kitabının editörlüğünü de hess yapmıştır. hapisten çıktıktan sonra hitler, hess'i partide şahsi sekreteri konumuna yükseltmiş ve daha sonra partiyi merkezileştirme çalışmalarını yürütmekle görevlendirmiştir. hitler 1933 yılında yönetime geldikten sonra hess "stellvertreter des führers" (deputy of the fuehrer-führer vekili) sıfatıyla yönetimdeki partide yerini almış daha sonra da kabine de görev yapmıştır. 1941 yılında ise, yani savaş başladıktan sonra, yukarıda yazılanlardan da bilineceği üzere, meşhur me110 uçuşu gerçekleşmiş ve hess almanya ve ingiltere arasındaki savaşı bitirmek üzere barış görüşmelerini yapmak için tek başına ingilitereye uçmuştur. her ne kadar hess daha sonraki açıklamalarında bu kararını tamamiyle şahsi bir haraket olarak göstermeye çalışmışsa da, sonraki ifadelerde ve belgelerde hess'in bu kararını tek başına vermediğini, kararın arkasında ingiltere ile fransa zaferinden beri barışçıl bir biçimde uzlaşmaya çalışan hitler'in kendisinin olduğunu görüyoruz. hess ise, kararının arkasındaki motivin, "anglo-saxon ingiltere'nin aryan ırkının kardeş ırkı olduğuna olan inancı ve bu ırkın her gün almanya tarafından bombalanmasını -ki diğer tarafta komünist sovyetler dururken- daha fazla göze alamadığı" olduğunu söylese de, nazi partisi gibi bir yapılanmaya sahip bir partide, hele ki hess gibi başından beri sönük ve hitler olmadan böyle önemli bir kararı tek başına alamayacak yapıda birisinden, bu olayda tek başına olmadığını anlamak zor olmasa gerek. tabi ki führer'in ingiltereyi ezerek yenmeyi istediğine inanması gereken savaştaki alman halkı ve wehrmacht, hess'in bu hareketini şahsi bir olaymış gibi görmek zorundadır, dolayısıyla hitler hiçbir zaman bu kararı kendisinin verdiğini söylemeyecek hatta hess'i vatan haini ilan edecektir. (ki hess olayın bu şekilde sonlanacağını başından beri biliyordur) olaylar hitler'in planladığı gibi gitmez ve ingilizler, churchill'in karaı ile barış görüşmesini reddedip almanya ile savaşa devam ederler, ki bu karar hess'in kaderini belirler. hess, ikinci dünya savaşı boyunca ingilterede hapis tutulur, savaştan sonra ise, eski karşıtı goering ile birlikte yan yana, nurembergde ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. hess, cezasını çekmek üzere berlinde spandau hapishanesine gönderilir ve 1987 yılında öldürülene dek -son yapılan iki bağımsız otopsi raporu ölüm sebebinin intihar değil cinayet olduğunu doğrulamıştır- orada kalır.
  • hitler'in 1920'lerden beri sırda$ıydı. ne var ki, partide hitler'in yardımcısı olmasına rağmen nsdap iktidara gelip güce kavu$tuğu zaman kendine devlet kademesinde önemli bir yer bulamadı. mayıs 1941'de kendi kullandığı messerschmidt bf-110 uçağıyla ingiltere'ye gitti. amacı iskoçya'ya inip 1936 berlin olimpiyatları sırasında tanı$tığı ve ileride hamilton dük'ü olacak clydesdale markisi'ni görmekti. gerçi marki daha sonra berlin olimpiyatlarında bulunmu$ olduğunu kabul etmekle birlikte hess'i tanımadığını açıklamı$tır. marki'nin ona churchill ile bir görüşme ayarlayabileceğini ve böylece ingiltere ile almanya arasında süregelen sava$a bir son verebileceğini düşünüyordu. bu görevi çok gizlice planlamı$tı, birkaç yakınından başka kimsenin, hitler'in bile, bu olaydan haberi yoktu. zaten hitler böyle bir $imi asla onaylamazdı. churchill, hess'le görüşmeyi reddetti. sava$ın bitmesini ingiltere'de hapiste bekleyen hess, nüremberg mahkemelerinde yargılandı ve suçlu bulundu. batı almanya'daki spandau hapishanesi'ne kondu. 1987 yılında hücresinde kendini asarak intihar etti. bu davada galip devletleri eleştirmek haklı olur. hess, nazi hiyerar$isinde hiçbir zaman etkin bir konumda bulunmamı$, olayların gidişatına tesir eden hiç bir kararda, ne yahudi politikasında ne toplama kampları konusunda ne de sava$ sırasında "kar$ilikli" işlenen suçlarda onun rolü yer almamı$tır. nazi döneminde halkın gözünde popüler olması tamamen hitler'in taa 1920'lerden beri dostu olmasından ve hitler'in onu halkın gözünde önemliymi$ gibi göstermi$ olmasındandır. hess'in serbest bırakılması için 1950'lerden ölümüne kadar birçok gösteri düzenlenmiştir. ama ingilizler, hess'i nazi hükümetinin tüm politikalarından sorumluymu$çasına 80 ya$ına kadar hapiste tutmuşlardır. hess 1966'tan itibaren spandau'daki "tek" mahkumdu, onun ölümünden sonra bu hapishane kapatıldı. bir barı$ elçisi olarak çıktığı görevi büyük bir hayalkırıklığıyla sonuçlanmı$, lanetlenmi$ gibi hayatının kararmasına neden olmu$tu.
  • nsdap'ın bülent arınç'ıdır.
  • adolf hitler, reich başkanı von hindenburg'un 1934'deki ölümünü takiben devlet yönetimine dair reich almanyasında ne kadar yetki varsa tamamını bireysel olarak bünyesinde toplamıştır.

    rudolf hess kardeş de, von hindenburg'un ölümü sonrası nazi kongre salonunda düzenlenen 6. parti toplantısının açılışında öyle bi konuşma yapar ki 'göt nedir ve nasıl yalanır' mevzusunda akıllarda en ufak bir soru işareti dahi bırakmaz. öyle ki açılışta bir takım hoş geldiniz beş gittiniz kısmı ve merhum von hindenburg'a bir iki övgüden sonra sözlerine şöyle devam eder: 'liderim! bu nasyonel sosyalizmin bayraklarını ve sancaklarını diktin. yıpradıkları zaman insanlar anlayabilecekler, sonradan anlayacaklar; zamanımızın büyüklüğünü çünkü sen; liderim almanyaya çok şey ifade ediyorsun. siz almanyasınız! sen harekete geçince halk harekete geçiyor. sen yargıladığında insanlar yargılıyor. şükranlarımız senin yanında olma yeminidir. iyi günde kötü günde, ne olursa olsun! liderliğine teşekkürler, almanya anayurt olarak ulaşılabilir olacak. dünyadaki bütün almanlar için anavatan! bizim için zaferin garantörüydün. bizim için barışın garantörüsün. adolf hitler! yaşasın zafer! yaşasın zafer! yaşasın zafer!'

    bu konuşma, aralarında josef goebbels, viktor lutz, baldur von schirach gibi üst düzey nazi yetkilerinin de bulunduğu büyük bir kalabalık tarafından sık sık yoğun alkışlarla kesilir.

    rudolf hess konuşmasını bitirdikten sonra hitlerin tavırları çok nettir. adeta bir 'attention whore' tavırları, böyle bir götü yalanmış olmanın verdiği huzur ve keyif yüzünden okunmaktadır. hitlerin etrafındakiler her zaman hitlere övgü dolu sözler söyleyip hayranlıkla yaklaşmışlardır, bunun sebebi lider olarak büyük bir karizması olmasının yanında, avusturya ile almanyayı tekrar birleştiren bir insana almanyada ancak böyle davranılabilecek olunmasıdır. fakat hitlerin götünü yalama konusunda rudolf hess bayrağı çok başka noktalara taşımaktadır.

    adını hitlerle beraber hapse düştüğü yıllarda duyurmuş olmasına rağmen, ki o dönem hitlerin almanyada hatırı sayılır bir gücü yoktur, geri planda kaldı. hitler yanından hızla yükselirken ona tutunmaya çalıştı, ne yaptıysa hitlerin gözüne girebilmek için yaptı. fakat hitlerin desteğini hiç bir zaman istediği gibi alamadı. uçağıyla tek başına iskoçyaya gidip ingiltere ile ateşkes görüşmesi yapmayı denemesi fakat ingilizlerin onu derhal tutsak olarak almaları ve bu duruma hitlerin hiç bir tepki vermeyişi 2. dünya savaşının en baba sırt dönüşlerinden biridir. yamulmuyorsam rudolf hess iskoçyaya hitlerin bilgisi dahilinde gitmiştir. hitlerin kafasında ingiltere ile ateşkes yapma fikri savaşın ilk günlerinden beri vardır fakat hitlerin sonunu yine ingilizlerin savaştan bir türlü geri durmamaları getirmiştir.

    2. dünya savaşında ve nazi almanyasında, günümüz türkiyesine çok benzer özellikler olmakla beraber, büyük farklılıklar olduğunu düşünüyorum. türkiyede taban olarak genel eğilimin bir eski osmanlıcılık kafasında olması ve bunun yanı sıra bu iş için belirlenmiş ve mutlak itaat edilecek bir liderin olması, kabinesinin de 'yaptıklarını yapmak ibadettir', 'o mehdidir' gibi açıklamaları, övgü yarışında olmaları insanı bir nebze olsun düşündürmeli. ss'lerin ilk dönemi, üst düzey parti yöneticilierinin tutum ve tavırları, mutlak lidere olan itaatkarlıkları ve almanların yaşam alanının genişletilmesi beklentileri gibi durum ve fikirler açısından günümüz türkiyesine çok benzeyen almanya çok güçlü olmasına ve akıllıca yönletilmesine rağmen mağlup olmuştur. günümüz türkiyesinin 3. reich almanyasından farkı ise güç dengesi olarak çok daha güçsüz olması ve yanlış yönetilmesidir.

    bir takım şeylerden korkan insanlar bunları biraz düşünmeli.
  • 1933 senesinde nazilerin almanya'da iktidari ele gecirmesinin ardindan devlet bakani ve hitler'in vekili olan ancak ilerleyen yillarda politik etkisi giderek azalan ve arkaplana itilen hess'in en cok tartisilan tavri, 1941'de bir savas ucagiyla tek basina ingiltere'ye ucarak, sözde kendi inisiyatifiyle, ingiltere ile baris görüsmelerinde bulunmak istemesidir. hess'in, etkisi azalmis olsa da, nazi almanyasinin hala sözü gecen ikinci adamiyken bunu niye yaptigi konusunda muhtelif rivayet mevcut olsa da, akla en yakin geleni, hess'in bu girisimi, almanya'nin rusya cephesi'ni acmadan önce, bati cephesini saglama almak amaciyla, ingiltere'yle baris imzalamasi icin kendi basina tasarladigi ve böylelikle giderek azalan politik etkisine de ivme kazandirma istegidir. kimileri ise hitler'in de bu iste parmagi oldugunu, ikilinin bu plani birlikte tasarladigini ve baris görüsmelerinin basarisizliga ugramasi halinde ise, gizlice planlandigi üzere, sorumlulugun hess'in üstüne kalmasini kararlastirdigini savlarlar, ki öyle de olmustur: ingiltere'nin hess'i tutuklamasi, yani baris görüsmelerini reddetmesi üzerine hess nazi rejimince aklini kacirmis bir hain ilan edilmistir. savas bitiminde nürnberg mahkemelerinde insanliga karsi suc ve savas sucu isledigi iddialarindan beraat eden, ancak saldiri savasi hazirlamak ve dünya barisini tehdit etmek suclarindan ömür boyu hapse mahkum edilen hess'in durusmalardaki son sözü "hic bir seyden pismanlik duymuyorum" olur.
    kirk yildan fazla askeri cezaevinde yatan hess, 1987 yilinda hücresinde bir kablo ile kendini asarak intihar etmistir. otopsisinde varolan kimi celiskili verilerden ötürü bazi cevreler hess'in intihar etmedigini, aksine o siralar cezaevi idaresinin sorumlusu olan ingilizlerin gizli servisince öldürüldügünü savlarlar. ölümü göze alarak bir savas ucagiyla tek basina gerceklestirdigi ingiltere ucusu, böylelikle kendini nazi almanyasi icin "feda etmesi", nürnberg mahkemelerinde hic bir seyden pismanlik duymadigini söylemesi, ingiltere hapisligi de sayilacak olursa 46 yila ulasan bir tutuklulukla en uzun süre cezaevinde kalan nazi yönetici olmasi ve kimi iddialara göre ingiliz gizli servisince öldürülmüs olmasi hess'i neonazilerin hitler'den sonraki ikinci kült figürü yapmistir. ölüm yildönümü olan 17 agustos günü hess'in mezarinin bulundugu ve bir cok kel kafali adamin fink attigi wunsiedel kenti civarinda bir yabanci olarak dolasmamaniz sagliginiz yararinadir.
  • hitler tarafından hain ilan edildi, hitlerin yakın bi arkadaşıydı halbuki.
    41 yıl tek başına bi hücrede tutuldu.
  • albert speer gibi " köle işgücü " olayına karışan; milyonların ölümüne, ailelerin parçalanmasına neden olan bir herif 20 yıl ceza ile yırtarken.
    rudolf hess'in ömür boyu hapis yatmasının tek mantıklı izahı olabilir o da;

    mahkeme sonunda hitler'e bağlılığını bildirmesidir.
  • sovyetler'in parçalanacağı ve iki almanya nın birleşeceği ihtimali iyice güçlenmeye başlayınca bulunduğu doğu almanya daki hapishanede , ingiliz sovyet ortak operasyonu ile ebediyen susturulmuş ve olaya intihar süsü verilmiştir.
  • psikiyatrik rahatsızlıkları bulunan nsdap üyesi almandır.

    yukarıdaki entry'ye cevaben; sadece hess özelinde değil hitler için de tipe bakarak "bunlar nasıl alman amk" tepkisi veriyor bazı insanlar. bence siyah-beyaz fotolar bu algının oluşmasında son derece etkili. hess'in saçları kahverengi gözleri ise mavidir. tipik bir alman değilse bile kesinlikle bir türke, italyana ya da ispanyola benzememektedir.

    onun dışında tanım olarak girdiğimiz gibi, hess psikolojik-psikayatrik olarak sorunlu bir tip idi. ingiltere'ye barış yapacağını umarak paraşütle atlaması her ne kadar gittikçe zayıflayan pozisyonunu düzeltme amaçlı bir hamle olarak değerlendirilmeye çalışılsa bile, kesinlikle ve kesinlikle aklı başında bir insanın yapmayacağı bir şeydir.

    nuremberg mahkemelerinde de saçmasapan ifadeler vermiş ve tam bir weirdo gibi davranmıştır. goering sürekli olarak bu zavallı tipin yanından kaldırılmasını talep etmiş fakat talebi kabul görmemiştir.

    sonuç olarak hess nazi rejiminin içinde sadakatla bir yere gelmiş fakat herhangi bir niteliği olmayan boş beleş birisidir. benzer bir diğer örnek ise joachim von ribbentrop'tur.
hesabın var mı? giriş yap