• ilerlemeci, özgürlükçü, çok ponçik olduğu iddaları genelde amerikan tarih yazımından bize geçmiş birer şehir efsanesidir
    1400-1500 lerde ronesansın merkezi italyadır, yine bu dönemde yunan tanrılarının pek çok heykeli yapılmıştır italyada. pek çok büyük rönesans sanatçısı ya doğrudan kiliseden destek almış yahut işlerine karışılmamıştır.
    kilise uzun süredir çeşitli sebeplerden dolayı yıpranmaktaydı. rönesansta katoliklerin bu sanat ve bilim hareketlerine destek vermesi yeni bir başlangıç , avrupaya yeni bir soluk getireceği düşünülüyordu.
    kapitalizmi desteklediği palavradır. kapitalizmin öncüsü olan merkantalizm daha ortada protestanlık bile yokken kuzey italya, alçak ülkeler ve ingilterede ortaya çıkmıştır.
    protestanlık bir püritanist hareket olarak başlamış ve tüm bu ilerlemeyi yozlaşma ve dezenformasyon olarak yorumlamıştır. selefiliğin hristiyanlık versiyonudur.
    marthin luther tüm bu sanat hareketlerinin hristiyanlığın özünü bozduğunu, katolik kilisesinin dünyevi işlere fazla sardığını söyleyerek eleştirir. "bir hristiyanın tüm hayatı boyunca incil dışı bir kitap okumasına gerek yoktur" diyen marthin luther ı özgürlükçü ve ilerlemeci sanan arkadaşların hiç oturup luther ın manifestosunu baştan sona okuduklarını sanmıyorum. . bugün bakınca imrendiğimiz kiliselerdeki heykel ikona ve resimlerin incilde yazmıyor diye yok edilmeleri çağrısında bulunan bir adamdan bahsediyoruz. direkt tüm müslüman yahudi eşcinsel hatta engellilerin itlaf edilmesi gerektiğini söyleyen fetvaları vardır bu çok seküler progresif arkadaşımızın.
    protestanlık avrupaya ne özgürlük ne barış getirdi.
    avrupa protestan hareketiyle birlikte tarihinde görülmedik bir dini çılgınlığa sürüklendi. katolik ve protestanların kilisenin kadrosunu sidik yarışı için eksponansiyonel olarak artırması, farklı kıtalara kendi mezhebini yaymak için misyoner gönderme faaliyetleri bu dönemde başlamıştır. yine ünlü cadı mahkemelerinin kurulması doğrudan bu mezhep çatışmasıyla alakalıdır. yine burada en abartılan ve katoliklere bok atılmak için kullanılan olaylardan biri engizisyondur. katolik engizisyonunda toplamda sadece 12 kişi idam edilmişken binlerce başkası protestanlar tarafından doğrudan bir mahkeme bile görmeden idam edilmiştir.
    protestan katolik çekişmesi avrupa tarihinin en kanlı din savaşlarına sebebp oldu. 30 yıl savaşları yüzünden alman nüfusunun %50 si yok oldu. ingilterede iç savaş çıkmasına sebep olan ve kralcıları kovduktan sonra başa geçen oliver cromwell ingiltereye cehennemi yaşattı. bu ruh hastası püritanist protestan arkadaşımız tam bir diktatörlük kurdu ve sırf protestan değiller diye irlanda ve iskoçyaya uyguladığı ambargolar yüzünden binlerce insanın kıtlıktan ölmesine sebep oldu. sadece 9 yıllık iktidarı bile ingilizler ibezdirmeye yetmişti ki adam öldükten hemen sonra aristokratları ve kralı ülkeye davet edip monarşiyi restore ettiler.
  • protestan reformunun tarihi, martin luther'in katoliklerin endüljans uygulamasını protesto etmek için doksan beş tezi bir kilisenin kapısına asmasıyla başlayarak, genellikle birkaç önemli ana bölünür. bu, avrupa'yı yeniden şekillendiren bir dizi dini çatışmaya yol açan avrupa din savaşları'nı ateşlemiştir. bu çatışmalarda ölenlerin sayısı yaklaşık 7-8 milyona yakındır ve protestan sorunu bolca kanla çözülmüştür.

    bu özet genel olarak doğru olmakla birlikte, protestanlığın devam eden gelişimine ve protestan ideolojilerinin düzinelerce farklı mezhebe bölünmesine dair tartışmalar da dahil olmak üzere bilinmesi arzulanan pek çok şey bırakır. yerleşik bir mesele olmaktan çok, protestan hareketi sürekli değişen, sürekli gelişen rakip dallar grubudur ve protestan mezhepleri arasındaki farklılıklar arkaik ve kafa karıştırıcı olabilir. tam olarak hristiyan mezhepleri arasındaki farklılıklar nedeniyle, inancın gelişimini incelemek çok faydalı olacaktır.

    incil'in bireysel anlayışlarına yaptığı vurgu ve otoritenin ademi merkeziyetçiliği (vatikan'ın demir otoritesine kıyasla) nedeniyle, protestanlık özellikle güçlü ve karizmatik figürler tarafından yeniden yorumlanmaya meyillidir. john calvin ve john wesley gibi adamlar, bugüne kadar derin etkileri olan protestanlık dalları yaratmışlardır. başlıca birkaçına ufaktan değinelim:

    pentikostal kilisesi
    başlangıcı: pentikostalizm 1901'de ortaya çıkmıştı ancak 1906'da los angeles'taki azusa sokağı uyanışı'na kadar geniş bir takipçi kitlesi kazanamadı.

    öncü figür: pentikostalizm uzun bir süre boyunca gelişti ve sayısız vaiz buna katkıda bulundu. ancak birçok kişi charles f. parham ve öğrencisi william joseph seymour'un liderliğini takdir eder.

    inançların tanımlanması: hareket içinde pentikostalist inancın birçok ifadesi ve birçok farklı kilise vardır. tipik olarak, ana akım hristiyanlığın ilkelerinin çoğunu takip ederler. protestan ibadetinin belirgin bir özelliği, geleneksel su vaftizini izleyen "ruhta vaftiz"dir. bu süreç sırasında, tanrı'nın ruhu konuya dahil olur ve onları ele geçirir, bu da dillerde konuşarak kanıtlanır.

    eşsiz uygulamaları: pentikostalizm, dualar ve sözlerle konuşma pratiği etrafında kurulmuştur. protestan ibadetleri gayri resmi olmakla birlikte yoğun olma eğilimindedir ve genellikle tanrı'nın varlığının neredeyse çılgınca bir deneyimini yaşatmaya adanmıştır.

    önemli üyeler: denzel washington, marvin gaye, megan fox, jerry lee lewis

    baptist kilisesi
    başlangıcı: baptist kilisesi'nin kökleri protestan reformunun ilk günlerine kadar uzanır. en eski baptistler, 1607'de ingiltere'deki dini zulümden kaçmışlardı ancak kilise en büyük gelişmesini 19. yüzyılda gördü.

    öncü figür: kilise, john smyth adında bir rahip tarafından aktif hale getirildi. smyth, anglikan kilisesi'ndeki katolikliğin kalan izlerini reddetti ve radikal bir şekilde vaftiz etme eylemini gerçekleştirdi. kilise tarafından aforoz edildi ve hollanda'ya kaçtı.

    inançların tanımlanması: baptistlerin hiyerarşisi yoktur. bazı vaizler varken dahi kimse kimseden "üstün" sayılmaz. herkesin tanrı ile olan bireysel ilişkilerinden sorumlu olduğuna inanırlar.

    eşsiz uygulamaları: beklendiği gibi, baptistlerin temel uygulamaları yetişkinlerin vaftiz sürecine tamamen suya daldırılması etrafında döner. çocukların kendilerini isa'ya adamayı tam olarak kabul edemeyeceklerine ve bu nedenle yetişkin olarak vaftiz edilmeleri gerektiğine inanıyorlar. buna ek olarak, suya tam olarak dalmanın, vaftizci yahya tarafından isa'nın orijinal vaftizine sadık olduğuna inanıyorlar.

    önemli üyeler: jimmy carter, bill clinton, brad pitt, britney spears

    luteryen kilisesi
    başlangıcı: luteryenler, protestanlığın en eski koludur ve 1517'de doksan beş tezi kilisenin kapısına çivileyen martin luther'in orijinal öğretilerine kadar uzanır.

    öncü figür: bu dal, başlangıçta katolik kilisesi'nin hegemonyasına isyan eden ilahiyatçı martin luther'i takip eder. luther'in temel fikri, bireylerin yozlaşmış rahiplere güvenmek yerine incil'de kendi kurtuluşlarını bulmalarına güvenilmesi gerektiğiydi.

    inançların tanımlanması: kiliseye isyan etmesine rağmen, luther katı ve muhafazakar bir ilahiyatçıydı. kitab-ı mukaddes'in katı, harfi harfine ve yanılmaz bir görüşüne bağlı kaldı, bu da onu isa'nın bedeninin ve kanının kutsal komünyon sırasında kelimenin tam anlamıyla mevcut olduğunu öğretmeye yöneltti. ayrıca vaftizin kurtuluş için kesinlikle gerekli olduğuna inanıyordu.

    eşsiz uygulamaları: diğer protestan mezheplerinin çoğundan farklı olarak luteryenler, sunaklar ve giysiler de dahil olmak üzere katoliklik uygulamalarının çoğunu sürdürür. cemaat ve vaftiz ayinlerine odaklanmaları da onları diğerlerinden ayırır.

    önemli üyeler: johann sebastian bach, david letterman, bruce willis

    metodist kilisesi
    başlangıcı: baptistler gibi, metodist kilisesi de anglikan kilisesi'nden ayrılmıştı. 1738'de, anglikan kilisesi başrahibi john wesley'nin inancını değiştiren bir vizyona sahip olduğu zaman, düzgün bir şekilde başladı.

    öncü figür: kilise, incil'i metodik olarak incelemesi kiliseye adını veren bir anglikan rahibi olan john wesley tarafından başlatıldı.

    inançların tanımlanması: metodistler, başlangıcından beri iyi işlerin ve kişisel sorumluluğun önemine inanmışlardır. sonuç olarak, metodistler tarihsel olarak hayır projelerine katıldılar ve alkolden kaçındılar. diğer bazı mezheplerin aksine, hem orijinal günaha hem de evrensel kurtuluşa inanırlar.

    eşsiz uygulamaları: metodistler, hayırseverlik, siyaset ve iş sektöründe aktif olan, güçlü bir şekilde evanjelik bir daldır. hizmetleri, wesley'nin en sevdiği ibadet biçimlerinden biri olan ilahilere ve şarkı söylemeye odaklanmasıyla ayırt edilir.

    önemli üyeler: george w. bush, beyonce knowles, christopher walken, hillary clinton, rosa parks

    kalvinist kilisesi
    başlangıcı: kalvinizm, 1564'te yaşamının sonuna kadar çalışan john calvin'in yazılarıyla başladı. kalvinizm, alimin ölümünden sonra büyüdü ve sonunda en büyük hristiyan mezheplerinden biri haline geldi.

    öncü figür: bu mezhep, hayatının çoğunu inancın ilkelerini araştırarak ve tanımlayarak geçiren john calvin'in adını almıştır.

    inançların tanımlanması: kalvinizm'in en tartışmalı inancı kaderdir. bu inanç, tanrı'nın kurtulacak olanları dünyanın yaratılmasından çok önce seçtiğini belirtir. teknik olarak konuşursak bu inanç o zamanlar yaygındı, ancak calvin bunu yazılarının merkezi haline getirdi ve diğer mezhepler onu terk ederken kalvinistler yüzyıllar boyunca ona sarıldılar.

    eşsiz uygulamaları: tapınma açısından, calvin geleneksel ayinlerin dağınıklığını azaltmaya ve tapınmayı tanrı'nın basit bir yüceltilmesine geri getirmeye inanıyordu.

    evanjelist kilisesi
    başlangıcı: evanjelizm, belirli bir bölge grubundan ziyade geniş bir harekettir. modern evanjelizme dönüşecek olan ana hatlar 17. yüzyılda gelişmeye başlamıştır.

    öncü figür: evanjelist hareketin kurucuları, çeşitli ruhsal krizleri olan, kendi başlarına saldırmalarına neden olan ve sonunda şimdi evanjelizm olarak kabul edilen şeyde birleşen bir dizi adamdı. bu adamlar arasında john ve charles wesley, george whitefield ve jonathan edwards vardı.

    inançların tanımlanması: evanjelistlerin dört temel inancı vardır: din değiştirme (kişi yeniden doğmalı), aktivizm (tanrı'nın sözü'nü yaymalıdır), incilcilik (incil yanılmazdır) ve çarmıha germe (çarmıha germe inancın merkezi anıdır).

    eşsiz uygulamaları: evanjelist kiliseler, son derece köktenciden liberale uzanan geniş bir yelpazeyi yönetir. bu itibarla, hepsinde ortak olan tek uygulama, esasen inancı yaymak anlamına gelen havariciliktir.

    bağımsız afrika kiliseleri
    başlangıcı: evanjelist kiliseler gibi, bağımsız afrika kiliseleri de birbiriyle ilişkili kiliselerin gevşek bir koalisyonudur ve sabit bir kökeni yoktur. bazı kaynaklar oluşum tarihini 1870 civarına verir.

    inançların tanımlanması: bu kiliselerin çoğu bağdaştırıcıdır, yani yerli afrika inançlarını hristiyan kilisesi'ne katarlar. bak* kiliselerini bir arada tutan en güçlü bağlardan biri, afrika'nin en temel dini sorunlarından olan büyücülüğü reddetmeleri ve onlara zulmetmeleridir; bu, bazı tarihçilerin onları "büyücülüğü ortadan kaldırma hareketi" olarak adlandırdıkları kadar radikal bir ölçüdedir.

    eşsiz uygulamaları: büyücülüğe yapılan bu vurgu nedeniyle, şeytan çıkarma bak kilise yaşamında diğer protestan mezheplerinden çok daha büyük bir rol oynamaktadır. isa mesih'in tanrılığına inanırken ve ona taparken, ibadet hizmetleri daha çok kutsal ruh'a odaklanma eğilimindedir.

    presbiteryen kilisesi
    başlangıcı: iskoçya'daki kökenleri daha eski olsa da, john knox 1560'ta iskoç parlamentosu'na inanç beyanını sunduğunda kilise düzgün bir şekilde faaliyete geçti.

    öncü figür: kilise, john calvin'den büyük ölçüde etkilenmiş olsa da, onun asıl kurucusu, ilkelerini iskoç itirafı bildirisinde açıklayan iskoç ilahiyatçı john knox'tur.

    inançların tanımlanması: kilise, kader ve kutsal komünyon sırasında mesih'in gerçek varlığı da dahil olmak üzere birçok ana hristiyan inancını kabul eder. presbiteryenler ayrıca, yeni anlayışlar ve zorluklar karşısında reform fikrine özellikle bağlıdırlar ve bu da onları protestan mezheplerinin en modernlerinden biri yapar.

    eşsiz uygulamaları: çoğu kilisenin aksine, presbiteryenler demokratik bir şekilde çalışırlar, yani hem yöneten yaşlılarına hem de büyük ölçekli politika konularına genel anlamda söz verirler. 2014 yılında, cemaat kilisede eşcinsel evliliklere izin vermek için oy kullandı.

    önemli üyeler: abraham lincoln, jimmy stewart, john wayne, ronald reagan

    anabaptist kilisesi
    başlangıcı: anabaptistler, günümüzdeki isviçre'nin kalbinde ortaya çıktı ve protestanlığın en eski dallarından biriydi. 1522 civarında, birkaç güçlü dini düşünürün bir dizi önemli teolojik noktada martin luther'den ayrılmasıyla ortaya çıkmıştır.

    öncü figür: conrad grebel, ilk başta martin luther'i destekleyen, ancak protestan inancının gelişmesiyle hayal kırıklığına uğrayan bir ilahiyatçıydı. ikinci vaftizi ilk gerçekleştirenlerden biriydi ve böylece gruba "yeniden vaftiz edilmiş" anlamına gelen anabaptistler adını verdi.

    inançların tanımlanması: başlangıçta anabaptistler, bebek vaftizinin kutsal yazılara aykırı olduğu inancıyla tanımlandılar. ayrıca, tüm teolojiyi yalnızca yeni ahit'e dayandırmak isteyerek, eski ahit'i tamamen reddetmeleri ile benzersizdiler.

    eşsiz uygulamaları: ikinci vaftiz, anabaptist'in orijinal benzersiz uygulamasıydı, ancak inancın farklı dalları arasında yaygın hale geldi. ilk anabaptistler, çilecilikleri ve komünizmleriyle de biliniyorlardı.

    önemli üyeler: jan van leiden ve felix manz gibi önceki çağların birçok ünlü anabaptisti varken, artık kendilerini açıkça anabaptist olarak tanımlayan pek çok tanınmış kişi yoktur.

    yedinci gün adventist kilisesi
    başlangıcı: adventizm'in kökleri 1860'larda new york'un dışındadır. yedinci gün adventistleri, isa'nın gelişinin yakın olduğuna inanan bir dizi adventist grubunun en büyüğü oldular.

    öncü figür: ilk büyük adventist lider william miller'dı ve onu ellen g. white izledi. white'ın eserleri, yedinci gün adventistlerini diğer protestan mezheplerinden ayıran teolojinin büyük kısmını oluşturur.

    inançların tanımlanması: çoğu ana akım hristiyan inancıyla aynı fikirde olsalar da, adventistlerin çoğu ellen g. white'ın çalışmasından türetilen birkaç ekstra ilkesi vardır. bu inançlar arasında, yaşamın sona ermesi üzerine, ruhların mesih'in son gelişine kadar arafta tutulduğu fikri vardır.

    eşsiz uygulamaları: yedinci gün adventistleri, şabat'ı cuma gün batımından cumartesi gün batımına kadar uygular. bu, onların altı günlük yaratılış döngüsünü anlamalarının önemli bir parçasıdır ve ayinlerinin doğasını değiştirir.

    önemli üyeler: prince, malcolm x, ben carson, magic johnson

    apostolik kilisesi
    başlangıcı: 1909'da, apostolik kiliselerin ilki pentikostal köklerinden kopmaya başladı. ilk başta, ağırlıklı olarak ingiltere'de bulunan bu kiliseler, sadece bir pentikostal grup gibi görünüyordu ancak sonraki on yılda, ayrı bir mezhep haline geldiler.

    öncü figür: ilk apostolik kilise, galli din adamı daniel powell williams'ın hemen takip ettiği william oliver hutchinson tarafından kuruldu.

    inançların tanımlanması: apostolik ve pentikostal kiliseler birçok inancı paylaşır ve farklılıkları dışarıdan bakanlara önemsiz görünebilir. örneğin, apostolik kiliseler, teslis'in farklı olmadığına, bir varlığın üç ismi olduğuna inanırlar.

    eşsiz uygulamaları: apostolik kiliseler, üyelerini baba, oğul ve kutsal ruh adına değil, yalnızca isa adına vaftiz eder.

    anglikan kilisesi
    başlangıcı: özetle; viii. henry, karısını boşamak için papalık muafiyeti alamadı ve bu nedenle ingiltere'yi vatikan'ın etkisinden ayırdı. anglikanizmin gerçek ilkeleri, bu ayrılıktan yıllar sonra, din adamlarının sabırlı çabaları ile geliştirildi.

    öncü figür: teknik olarak, kral viii. henry kilisenin kurucusudur, ancak din adamı thomas cranmer asıl geliştirmeyi sağlayandı. henry'nin oğlu vi. edward'ı bazı protestan ilkelerini anglikan kilisesine bağlamaya zorlamakla kalmadı, anglikan kilisesi'nin temel bir belgesi olan ortak dua kitabı'nın oluşumunda da yoğun bir şekilde yer aldı.

    inançların tanımlanması: anglikan kilisesi'nin tanımlayıcı özelliklerinden biri, ingiltere hükümetiyle olan yakın bağlarıdır. mevcut hükümdar, çok az güç kullanmasına rağmen, hala kilisenin en yüksek ismi ve inancın savunucusu'dur.

    eşsiz uygulamaları: thomas cranmer, benediktin rahiplerinden büyük ölçüde etkilendi ve anglikanlar arasında kamusal ve özel duaya büyük bir vurgu ekledi.

    önemli üyeler: humphrey bogart, kate winslet, theodore roosevelt, robin williams

    quaker kilisesi
    başlangıcı: quaker'lar quaker olmadan çok önce, onlara dini dostlar cemiyeti deniyordu. cemiyet, ingiltere'de büyük bir kargaşanın yaşandığı 1600'lerin ortalarında, daha doğrudan ve ortak bir tanrı deneyimi arayan insanlar tarafından kuruldu.

    öncü figür: george fox, quakerizm'in kurucusu olarak kabul edilir. genç bir adam olarak ingiltere'yi gezdi ve farklı türden bir dini deneyim isteyen birçok insanla tanıştı. fox, inançları nedeniyle zulüm gördü, ancak quaker inancını kurmayı ve yaymayı başardı.

    inançların tanımlanması: quaker inancının temel taşı, tanrı'nın her insanda var olduğu inancıdır. bu nedenle, pasifizme, toplu ibadete ve basit bir yaşam sürmeye inanırlar.

    eşsiz uygulamaları: quaker'lar geniş ve çeşitli bir tapınma grubudur, ancak bazı farklı uygulamalar vardır. örneğin, paskalya ve noel gibi yaygın hristiyan bayramları quaker topluluğu içinde kutlanmaz. din adamları veya ayinleri yoktur ve toplantıları genellikle sessizdir.

    önemli üyeler: richard nixon, james dean, edward murrow, annie oakley

    restorasyon kilisesi
    başlangıcı: "restorasyon hareketi" 1800'lerin başında, altı farklı kilisenin birbirinden tamamen bağımsız olarak aynı fikirlere varmasıyla zirveye ulaşmıştır.

    öncü figür: restorasyon hareketi'nin kurucuları genellikle altı orijinal restorasyon kilisesinin liderleri olarak kabul edilir: james o'kelly, abner jones, elias smith, barton w. stone, alexander ve thomas campbell ve iskoç baptist hareketi kilisesi'nin çeşitli liderleri.

    inançların tanımlanması: restorasyon kiliselerinin üyeleri kendilerini orijinal yeni ahit inancına geri dönüyor olarak görüyorlar. yeni ahit kilisesine olan bu inanç onları tanımlar.

    eşsiz uygulamaları: restorasyon hareketi, bir hristiyan olarak kalmak için gerekli olan dört şeyi öne sürer: dua, incil okuması, ibadet ve sonsuz sadakat.
  • 1370 ile 1520 yılları arasında -yani uzun on beşinci yüzyıl boyunca- batı ve orta avrupa'nın dînî, siyâsî, sosyal ve kültür hayatında ne olup bittiğine dair yeterli bir altyapıya sahip olmadan; o dönemi yaşamış aristokrat, din adamı ve ayaktakımının gözünden her gün deneyimlenen dünyayı görebilecek denli kaynak okumadan hakkında fikir yürütmenin uzmanları için bile (bkz: william cavanaugh - barbara diefendorf çekişmesi) epey güç olacağı reform mezhebidir. öyle ki bu çelişkiler ve çekişmelerle dolu yüzyıl ve sosyal hayat göz önüne alındığında luther bile dikkatleri üzerinde toplamakta zorluk çekebilir.

    sözlükle saatler sürecek başka bir teşrîk-i mesâi yapmak istemediğim için meraklılarına okullardan ya da okunulanlardan yarım yamalak öğrenilmiş "protestanlık" ve aslında tüm reform hareketinin daha iyi anlaşılabilmesi adına luther'in 95 tezinden önce hakkında okuma yapılması gereken belli başlı kişi ve olayları mümkün olduğunca kısa tutarak sıralayabilirim.

    (bkz: magnum schisma occidentale), (great occidental schism of 1378)
    (bkz: price revolution)
    (bkz: john wycliffe)
    (bkz: lollardcılık)
    (bkz: geert grote)
    (bkz: devotio moderna)
    (bkz: john hus)
    (bkz: birgittines)
    (bkz: confessionalization)
    (bkz: catherine of siena'nın papalara yazdığı mektuplar)
    (bkz: revelations of divine love)*
    (bkz: visio willelmi de petro ploughman)
    (bkz: konstanz konsili)
    (bkz: floransa konsili)
    (bkz: hussitler)
    (bkz: hussit savaşları)
    (bkz: thomas müntzer)
    (bkz: zwickau prophets)
    (bkz: alman köylü savaşı)

    ve tabii luther'den sonra da olsa ulus devletler için protestan özgürlüğünün gerçekte nerede başlayıp nerede bittiğini görebilmek için:

    (bkz: cuius regio, eius religio)
  • martin luther'i osmanlının direkt veya dolaylı yoldan kontrol etmiş edebileceği düşüncesi elbette boş bir komplo teorisi. ancak;

    osmanlı devletinin katolik-protestan iç savaşlarında (30 yıl savaşı) protestan ligini desteklediği doğrudur. bunun da temel nedeni osmanlının başdüşmanının katolik avusturya olmasıdır. osmanlı devleti bu mezhep çatışmasını habsburg'ların avrupa'daki egemenliğini zayıflatmak için bir fırsat olarak görmüştür. aynı fırsatı gören bir diğer güç ise uzun süreli osmanlı müttefiği olan fransa'dır. fransa bizatihi kendisi katolik olmasına rağmen habsburg'ların güç kaybetmesi için protestan ligini desteklemiştir.

    özetle, osmanlı devleti protestanlığı ne başlatmış ne de yayılmasını sağlamıştır. sadece ortaya çıkan fırsatı lehine çevirmek için bir politika gütmüştür.
  • papa'nın avukatlığı ya da protestanlık ve sekülarizm ilişkisi üzerine

    temel bir perspektif

    insanların kayda değer bir şeyler üretmeleri, neredeyse hep, ancak birlikte çalışmaları ile mümkündür. birlikte çalışmak ve buna içkin birlikte bulunmak ise zorunlu olarak kural koyucu bir mekanizmayı gerekli kılar. bu mekanizma, yani erk odağı, diğerlerinin erklerinin/haklarının temerküz ettiği gövdedir. insanlık tarihinin temel çatışkısı her zaman bu gövdede bulunanlar, yani yönetenler, ve dışarıda bulunanlar yani yönetilenler arasında olmuştur. bu durumun retrospektif hukuki temellendirmesi sosyal sözleşme kuramları olarak ele alınır ancak burası konumuzum dışındadır.

    bu iki gruptaki insanlar artık birbirinden farklıdırlar. bu fark anlaşılmadan yapılan her tarih, felsefese, siyaset veya inter-disipliner okuma anlamsız olacaktır. özellikle machiavelli bunu bilmeden okunursa pek bir anlam ifade etmeyecek ancak bunun bilinciyle okunursa yönetenlerin, yönetilenlerden farklı normlara tâbi oldukları daha iyi anlaşılacaktır. yönetme konumunda yeterince bulunmak yönetme nosyonunu da, kural olarak, beraberinde getirir. bu nosyon'un konumuza yansımasına dönülecektir.

    luther'in derdi neydi

    martin luther fırtınalı bir gecede yanına düşen yıldırımdan korkup "azize anna beni buradan kurtarırsan rahip olacağım!" diyene veya pek de sevmediği hukuk eğitiminden daha çok ilgisini çeken teolojiye geçmek için babasını ikna etmek için bunu söyleyene kadar aslında hukuk okuyordu, daha sonra teoliji eğitimi alıp rahip oldu.

    peki bu rahibin kilise ile ne derdi vardı? luther'in argümanları neredeyse hep iki temele dayanıyordu a) kilise incil'i tam olarak uygulamıyor veya buna yanlış ilaveler yapıyor örn; endüljanslar b) kilise yozlaşıyor, dini sallamıyor.

    luther'in en temel aksiyonu ise incil'in almanca'ya çevrilmesi olur. luther'e göre elinde ayet olan sıradan bir adam, olmayan bir papa'dan iyidir. kutsal kitapları sıradan insanlar anlar mı sorusuna hic girmesek dahi bu hareket, eleştiriler ile birlikte bize luther'in temel mesajını verir: incil'e dönün. öze dönün. bu halde luther'in hareketi radikal-fundamentalist/köktenci bir harekettir.

    tac giyen baş akıllanır, mı

    protestan hareket güç kazanıp, bir yerleri yönetir veya yönetime dair bir seyler söyleyebilir hale geldiğinde ne oldu?

    öncelikle festivalleri yasakladılar. tembellik ve oburluk günahsa ve derdiniz bundan ibaretse evet yasaklanmalıdırlar. peki koca papalık'ta bunu bilen adam yok muydu? papalık en başta söylediğimiz nosyona sahip olduğundan insanlarin eğlenmeye ihtiyacı olduğunu da biliyordu. herkes 7/24 incil'e uyamazdı. protestanlar çoğu zaman bunu anlamadılar. bunun en güzel örneğine kral james i'in kitaplarından birinde rastlanır.

    entelektüel kral james, ki guy fawkes'u karşısına alıp onu haksız olduğuna ikna etmeye çalışacak kadar entelektüelitesine düşkündür, yazdığı kitaplardan birinde pazar ayininden sonra spor yapın der. bu "spor incil'de yok o zaman yapmayın" diyen püritenler'e eleştiridir. "kral" james, püriten olmamasına ek olarak, bir kral olarak 3-5 kaçık rahipten daha iyi bir "yöneticidir".

    püritenlerin koydurttuğu yasaklardan bir diğeri de amerika'daki içki yasağıdır. püritenler daha çalışkan/disiplinli bir toplum için bunu savunabilirler. ancak gerçek "yöneticiler", yönetme nosyonuna sahip kimseler, bunun böyle olmadığını bilirler. amerika'daki içki yasağının en temel sonucu bu "gayri-meşru" ticaret sayesinde mafyanın zenginlik ve güç kazanmasıdır. içki yasağının amerkan toplumunu daha üretken yaptığına dair ikna edici bir veri yoktur.

    protestanlık, sekülarizm ve ironi

    bu aşamada herhalde anlaşılmış olmalıdır ki sekülarizm ve protestanlık birbirlerinin taban tabana zır görüşlerdir. peki protestan ülkelerin daha seküler olmaları ne ile açıklanabilir?

    protestanlığın kapitalizme daha uygun sosyal koşullar yarattığı söylenebilir. günah çıkartmanın olmaması ve katolisizmin aksine her işin kutsal olması insanlari kapitalizme daha yatkın hale getiriyor olabilir.

    kapitalizm ve bilhassa neo-liberal ekonomi yaygın yanlış kabulün aksine fakiri de daha zengin eder. thatchet döneminde birleşik krallıkta, reagan döneminde amerika'da en düşük gelir grubunun da geliri artmıştır. refahın, özellikle 20. yy ikinci yarısında kitlelere daha da yayılan refahın bu kitleleri sekülarize etmesi düşünülebilir. daha müreffeh toplumlar daha kolay aydınlanır da denebilir dünyevi nimetler tanrı'yi unuttup yozlaştırır da denebilir. inançsızlar daha çok ilk, inançlılar daha çok ikinci açıklamaya meyl edecektir.

    dünyada inanç oranlarının tarihi olarak hristiyan veya müslüman ülkelerde, diğer coğrafyalarda din kavramı farklı olduğu için ayrıca incelenmelidir, kişibaşı gelir arttıkça düştüğü gözlemlenir. bu halde, protestanlık kapitalizme uygun bir sosyal doku, kapitalizm kitlelere yayılan refah, refah da sekülarizm üretiyor denebilir. yani batı dünyasını hıristiyanlıktan uzaklaştıran şey temelde, coğrafi keşiflere ek olarak, radikal köktendinci bir hareketin güç kazanmasıdır, tarih bazen fazlasıyla ironiktir.
  • kapitalizmin önünü açmış, burjuva'ya yaramış hristiyanlık mezhebidir. inananlarına protestan denir.
  • ön bilgi: yorumdan ziyade hap bilgilerin olduğu protestanlık 101 temalı bir yazıdır.

    hepimiz malum avrupa'daki mezhep savaşlarını biliyoruzdur. kısaca değinmek gerekirse; avrupa, roma imparatorluğu tarih sahnesinden çekildikten sonra bir otorite boşluğuna girmişti. roma, her şeyden öte hüküm sürdüğü topraklarda doğal olarak bir karar mercii idi. bu karar mercii yok olmadan hemen öncesinde roma, hristiyanlığı kabul etmiş ve bazı düzenlemelere gitmişti. aziz pavlus'un etkisiyle yayılmayan başlayan hristiyanlık artık bir süper gücün resmi diniydi fakat bu gücün ömrü uzun olmayacaktı. süper gücün kendisi roma imparatorluğu'ndan sonra hristiyanlık daha doğrusu katoliklik ve papalık olacaktı. onun tahtını ise asırlar sonra aydınlanmanın başlangıcı diyebileceğimiz ''protest'' isimlerin öncülüğünde farklı bir mezhep yıkacaktı. aşamalarına geçelim o zaman.

    papalık ise bu otorite boşluğundan ortaya çıkmıştı. elbette tarihsel gelişimi olarak aziz petrus referans alınsa da buradaki konumuz roma başkentli avrupa'yı asırlarca yönetecek bir güç odağı olan papalıktır. roma'nın ı. constantinus dönemi ile artık hristiyanlığa geçişiyle birlikte roma'daki pontifex maximus papalık kurumunun öncüsü niteliğinde olacaktı. bu vakitten sonra roma çökmüş olsa dahi artık papalık roma'yı başkent kılıp avrupa kıtası'nda din menşeili bir otorite oluyordu. 1054 yılındaki schisma(doğu ve batı kiliselerinin birbirlerini aforoz etmeleri, nam-ı diğer büyük ayrılık) ile de katolik kilisesi doğuda kaybettiği hükmünü batıda iyice pekiştirmiş ve arttırmış oldu.

    katolik kilisesi roma'dan kalan dini sakramentleri, gelenekleri, ibadet kurallarını değiştirmişti. konumuzdaki en önemli unsur ise bu uygulamalardan biri olan endüljanstı. aslında din reformunu tetikleyen elbette tonlarca unsur vardı fakat endüljans deyim yerindeyse zurnanın zırt dediği yere tekabül ediyordu. ahiretten toprak satma(ağam senin partin boku yemiştir) olayı desek kabaca yanılıyor olmayız sanırım. işte bu ve benzeri uygulamalar aslında reform hareketinin çok öncesinde bazı isimlerce gün yüzüne çıktı. bunlardan biri lyonlu pierre valdo idi. . valdo, 1175 senesinde tüm mal varlığından vazgeçerek onları ihtiyaç sahiplerine bağışlamış ve kendini dine adamıştır. fakirliği ve mütevazı bir yaşamı amaç edinen bir öğreti ortaya koymuş, ruhban sınıfının ve ona bağlı görevlilerin, papanın mevcut yetkilere sahip olmaması gerektiğini ifade etmiştir. araf'ın olmadığını söylemiş, ekmek-şarap ayinindeki ekmeğin isa'nın eti, şarabın da kanı olmadığını ileri sürmüştür. tüm söylemlerinden sonra kendisi ve öğretisi heretik ilan edilmiştir.

    yine bu geleneği öncülerinden biri john wycliffe'dir. tüm bu şartlarda oxfordlu teoloji hocası john wycliffe (1320-1384), düşünce ve hareketleriyle büyük bir sesmeydana getirmiştir. wycliffe, kilise'nin mevcudunu sadece papalık ve din görevlilerinin oluşturmadığını, aslında kilise'nin tanrı tarafından yüceltilmişlerden müteşekkil olan bir topluluk olduğunu bundan dolayı da mevcut kilise unsurlarının deccal'e biat eden kilise karşıtı bir öğreti olduğunu savunmuştur. wycliffe'e göre tanrı'yı anlayabilmek ve onunla karşılaşabilmenin tek doğrudan yolu kutsal kitaplar'dır. bu yüzden kitab-ı mukaddes'i latince'den ingilizce'ye çevirmiştir. bu olay luther'in başlatacağı reform hareketine önemli bir aşama olarak tarihe geçmiştir.

    yine diğer bir reform hareketi jan hus tarafından gerçekleştirilmiştir. çek bir ilahiyatçı olan hus, wycliffe'in görüşlerin etkilenmiştir. din adamlarının ahlaksızlıklarından ve yozlaşmışlıklarından yakınan hus, şiddetli bir biçimde bunlara karşı durmuş ve sonunda kilise tarafından aforoz edilmiştir. constance konsili'nde yapılan yargılamalarda düşüncelerinde inat edince suçlu bulunmuş, sapkınlık ve heretiklik suçlamalarından hüküm giyerek öldürülmüştür. bu örneklerden de anlaşıldığı üzere reform hareketi bir günde çıkmamış, bunun altyapısını oluşturan birçok isim ve olay cereyan etmiştir. jan hus ise aslında bu olaydaki en önemli isimdir diyebiliriz. çünkü çekya'da bıraktığı izler ve gelenek ile ilerleyen asırdaki thomas münzer'in hareketinin de bir asır önceden destekçisi ve köylüler savaşı'nda toplanan büyük köylü güruhunu ateşleyen düşünce adamı olacaktı. münzer konusunun devamını imkanım olursa başka bir başlıkta coğrafyamızdan bir isim olan şeyh maşuki ile thomas münzer'in karşılaştırmasında devam edeceğim.

    xvı. yüzyılda verdiği mücadele ile protestan ayaklanmasını başlatan papaz luther, tarihteki roma katolik kilisesi'ne karşı çıkan en büyük ve başlattığı devrimsel hareketle de en tanındık isim ve simadır. yayınladığı doksan beş tez ile protestanlık hareketinin doktrinini yazmış, papa'ya, katoliklik mezhebi'ne ve dahi ruhban sınıfına bağlı bulunan tüm şahısları bu tez ile amansız bir sorguya çekmiştir. bu eleştirilerinden sonra luther yaptığı bu vaazı halka da indirgemek ister ve deyim yerindeyse çarşıda pazarda bu söylevlerini anlatır, halka ilan eder. o dönemin adetlerine göre münakaşa isteyen birisi yaptığı eleştiriyi bir metin halinde önemli bir yere asar, böylece herkesin görmesini sağlardı. luther bu kurala uyarak 31 ekim 1517'de metnini wittenberg sarayı kilisesi'nin kapısına asmıştı. endüljanslara eleştiri ve doksan beş tez başlıklı bu metinin muhtevası ruhban ve yönetici sınıfına ağır eleştiriler içeriyordu. luther'i halkın önüne getiren ve popüler yapan da aslında bu metindi elbette.

    15 haziran 1520'de papa x. leo, martin luther'i aforoz etti. bunun üzerine görev
    yaptığı erfurt üniversitesi'ne bu aforoz bildirisi gelmesiyle luther'in öğrencileri bu bildiriyi yırtıp suya attılar. üniversite yönetimi de bu olaya müdahale etmeyince artık bir devrimin ayak seslerini cılız değil güçlü atmaya başladığı bir sürece girildi. papalık bu durumdan oldukça rahatsız olmuştu fakat verdikleri her tepki luther'in lehine sonuçlanıyordu. tüm bunlar yaşanırken luther yeni kitabını yayınlamıştı. von der freiheit des christenmenschen yani hristiyan kişinin özgürlüğü üzerine isimli bu kitap özgürlük tohumlarını da avrupa'ya saçmaya başlamıştı. artık yeni bir kelime girmiştir avrupa halklarının lügatına: özgürlük.

    işte bu kavramın ortaya çıkması ile özgür düşünce de gelişmeye başlamıştı. luther ateşi yakmış ve avrupa'yı avrupa yapacak, skolastik ve gerici düşünceden kurtaracak, aydınlanma çağı'nın ve modern dünya dinamiklerinin(komünizm, kapitalizm, liberalizm, ulusçuluk , seküler düşünce, laiklik vs.) öncüsü olacaktı. bir gün bu topraklar da kendi reform ve rönesansını(umarım kansız bir şekilde bir nevi beyaz devrim) yapabilir...
  • kılıcı görünce hristiyan olanların atadan dededen hristiyan olanlara hristiyanlık satması durumu.
  • hristiyanlığın bir mezhebidir. ülkemizdede protestanlar mevcuttur. türkiye" dekiler dualarını tamamen türkçe yapmaktadırlar. arapça dua edip hiçbir şey anlamamaktan mantıklıdır.
hesabın var mı? giriş yap