• elinde bidonla gezen inquisitor'ların elinden ne hikmetse yakılmadan kurtulabilmiş dinbilimci (kilise özel mahkemesi'nde yargılanıp, resmen yasak edilen bir öğretiyi savunduktan sonra da nefes almaya devam eden oldukça az. ayrıca wycliffe öğretisinin yargılanması esnasında deprem olması neticesinde "earthquake council" ismi de takılır mahkemeye, wycliffe eğer katolik olsaydı tesadüften mucize çıkarımıyla aziz bile ilan edilebilirdi.) wycliffe'in fincancı katırlarını ürkütme sebebinin temeli, siyasal iktidarın, piskoposların elinden alınmasını istemesidir. aslında bunun için ilk olarak önerdiği, kutsal kitabın, latince tekelinden kurtarılarak ingilizce'ye çevrilmesi bile afaroz edilmesine sebep olur, hatta bununla da kalınmayıp "anti-christ" bile ilan edilir (kilisenin kutsal kitap çevirileri için şimdilerde ayrı ayrı kurumlar oluşturduğu düşünülürse, sinod büyüklerinin tükürdüklerini yalamaktan dillerinin sürüngen derisine döndüğü söylenebilir.) wycliffe'in belki de en büyük etkisi, toplumsal etkilerinin çok uzun süreceği büyük bir isyan dalgasına (bkz: wat tyler) yol açmış olmasıdır. bu isyanların "john wycliffe tekerrürden ibarettir"e dönüşüp (iktidarı da etkileyerek) neticede britanya'nın katolik egemenliğinden kurtulmasını sağlaması, belki de alman örneğinden bile daha etkilidir...
  • ölümünden sonra mezarından çıkarılıp yakılarak küllerinin avon nehrine atılması halk şiirlerine bile konu olmuştur (bir nevi izmir'in kavakları, bu seferki çakırcalı mehmet efe'ye değil, wycliffe'e...)

    the avon to the seven runs.
    the severn to the sea,
    and wycliffe's dust shall spread abroad
    wide as the waters be.
  • avrupanın ilk protestanı.
  • lutherden ayriştiği ilk nokta sadece inancin yeterli olmadiğina ve beraberinde insanin yaptiklarinin da önemli olduğuna inanmasidir.
  • kıta ve ada avrupa'sı illerinde ne vakit biri çıkıp da martin luther'in kilise'ye karşı açtığı savaşı övmeye başlasa, tam o anda bir anglosakson peydah olur ve şöyle der;

    «wycliffe had fought against the church, before it was cool
  • kiliseyi deccal'e tapan bir anti kliseye benzetmis. gunah cikarma, insan ve tanri arasindaki aracilar düzenine karşı çıkmış. tanrıyla karşılaşma aracılarla değil kutsal kitap araciligi ile olur demiştir. incili latinceden ingilizceye çevirmiştir. luther de bu metodu daha sonra uygulayacaktır.

    1377'de bu öğretileri sapkın ilan edilmiş ve papa tutuklanmasını emretmiş. ancak ingiliz asaleti ve ingiliz parlementosunda dostlarının yardımıyla yargılamaktan kurtulmuştur.
  • ingiliz filozof, ilahiyatçı.

    protestanlık mezhebinin hazırlayıcılarından. martin luther'e ilham vermiştir.

    incili tercüme etmenin yasak olduğu dönemde latinceden ingilizceye çevirme cesaretini gösterip ardına papalık tarafından sapkın ilan edilmiştir.

    (bkz: heretic)
    (bkz: lollards)
  • ingilteredeki lollardlar diye bilinen papalık muhalifi din grubuna da akıl önderliği etmiştir.

    kara avrupasında jan hus da bu arkadaşın çalışmalarını prag üniversitesinde ders olarak vermeye başlayınca khk ile görevden uzaklaştırılmıştır.
  • ilk büyük ingiliz protestanı ve anglikancılığın öncüsü. 1320'de hipowell'de doğdu, 1384'te luterworth'da öldü.

    xıv. yüzyılda avrupa'da katolik rahiplerden bir kısmının tutumunu tenkit etmek, bazı piskoposların servet sahibi olmalarına karşı çıkmak ve bazı papazların ziyafetlerde tıka basa yiyip içmelerine takılmak amacıyla konuşmalar yapan birçok din adamı vardı. john wycliffe de onlardan biriydi. rahipler bu cesur din adamının iddialarını çürütmek için çok çalıştılar fakat parlak bir hatip olan wycliffe'in etrafında kendisine inanan kişiler vardı. o, ayrıca herkesin tanrı kelamını, kutsal metinlerin naklettiği şekilde okuyup anlaması için kutsal kitabı ingilizce olarak bastırdı. 1415 yılında bu ilahiyat bilgininin ölümü üzerinden tam otuz bir yıl geçtikten sonra bir kilise mahkemesi onu yakılmaya mahkum etti. bu hükmün infaz edilebilmesi için kemikleri mezardan çıkarıldı.
hesabın var mı? giriş yap