• niçenin yorumunu vermeden geçemiycem; niçe umut en büyük kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır der...
  • "pandora kötülük dolu kabı getirip açtı. tanrıların insanlara bir hediyesiydi bu; dıştan bakıldığında güzel ,baştan çıkarıcı bir hediyeydi ve "mutluluk kabı" denmişti ona. sonra tüm kötülükler, canlı kanatlı varlıklar uçtular dışarıya: o gün bu gündür uçuşup dururlar ortalıkta ve gece gündüz zarar verirler insanlara. tek bir kötülük daha çıkamamıştı kaptan dışarıya: o sırada pandora, zeus'un isteğiyle kapatınca kapağı,kalmıştı o kötülük kabın içinde.şimdi mutluluk kabını her zaman evinde tutar insan ve bir hazinenin bulunduğunu zanneder bu kabın içinde; onun emrindedir hazine, uzatır elini canı istedikçe; çünkü bilemez. pandoranın getirdiği kabın kötülük kabı olduğunu ve geride kalan kötülüğün mutluluk veren en büyük şey olduğunu zanneder, umuttur o. zeus öteki kötülüklerden de fazlasıyla eziyet çeken insanın yaşamı kestirip atmamasını hep yeni eziyetler çekmeye devam etmesini istemişti. bunun için insanlara umudu verdi: aslında kötülüklerin en kötüsüdür umut, çünkü insanın çektiği eziyeti uzatır"

    friedrich nietzsche
  • orjinal olarak kutu pandoranın değil hermesin taşıdığı bir kutu ve içinde bütün kötülükler var, hermes kutuyu pandoranın evine bırakıyo ve pandora meraklı bir kadın olduğu için kutuyu açarak bütün kötülükleri dünyaya salıyorlar, en sonunda ise kutunun içinden tek bir iyilik çıkar der efsane o da en dibe hapsedilmiş olan umuttur...
  • --- spoiler ---

    halı etrafında dönen bir film.

    nesrin, halı sahibi: evi, arabası ve de ailesi var, kontrolü biliyor dokunmayı unutmuş.
    kızkardeş, halı heveslisi: cip sahibi bir sevgilisi var gibi, işi var.
    oğul, halıya işemek isteyen: zincirleri var.
    erkek kardeş, halıya sıçmak isteyen: edison'a kızgın, işi yok, saçı sakalı var.
    büyük anne, halıya işeyen: aklın hegemonyasından büyük oranda kurtulmuş, özgürlüğü var.

    hisse: boktan bi kutunun içinden boktan başka bişey çıkmaz.

    (bkz: mülkiyet) (bkz: kapitalizm) (bkz: insan ilişkileri)

    --- spoiler ---
  • yakalanan görüntülerden, oyunculara, oyunculuklara, diyaloglardan, müziğe kadar 112 dakika boyunca hiçbir şekilde fire vermeyen bir hikaye. aslında herkesin bir şekilde kendine yer bulabileceği güzel bir anlatı.

    alzheimer hastası nusret teyzenin az ama öz olarak nitelendirilebilecek sözleri filmin belki de en etkili diyaloglarını oluşturuyor. özellikle asansörde kaldığı sahnede "çıkarın beni buradan" diye bağırarak insanlığı ait olmadığı her yerde atması gereken o çığlığı alabildiğince doğal bir şekilde seslendiriyor.

    zincirleriyle hem kendi hayatını hem de çevresindekileri boğan ve nefes almalarına bile izin vermeyen büyük kızı nesrin'e "herkesin sana bağlı kalmasını istiyorsun" dediği sahnede, çevresindekilere hastalıklı bir şekilde bağlı olan ve herkesin aslında kendi hayatını yaşadığını bir türlü fark edemeyen topluluk kendiyle yüzleşecek.

    ortanca kızı güzin'e "sakın benim gibi olma, aç kendini" dediği sahnede, anne ya da babalarını ya da sadece bir insan evladığını çok sevdiği halde sırf bir zamanlar kendisine istemediği şekilde davrandığı için yüz çevirenler durup bir kez daha düşünebilir.

    insanın ait olduğu yere gitmesine aslında kimsenin engel olamayacağını ise torunu murat'a "bırak beni dağa gideyim, yoksa onu da unutacağım" dediği akşamın sabahında dağa doru yol alışıyla oldukça açık bir şekile gösteriyıor.

    küçük oğul mehmet, damat faruk ve hırsız....belki karakterleri kendimle özleştirdim, ya da köyümü özledim bilemiyorum ama ben bu filmi çok sevdim be sözlük.
  • balık-ekmek sahnesinde, anneanne'nin doğaçlamasına, torunun mükemmel karşılık verdiğini ve senaryoda olmayan şekilde çekilen bu sahneye kıyamayıp sessizce devam ettirdiklerini söylüyor yeşim hanım. oğlan iyi toparlamış hakaten.
  • sinema nedir sorusuna verilebilecek en güzel cevaplardan biridir. milyon dolarlık değildir, 3.5 milyon gişe de yapmayacaktır. vizyonda 2 bilemedin 3 hafta kalacaktır. çoğunluğun varlığından haberi bile olmayacaktır.

    --- spoiler ---

    elde
    - alzheimerli yaşlı bir anne/kadın
    - kontrol delisi, dokunmayı bilmeyen, mutsuzluğunun dahi farkında olmayan bir kız çocuğu/anne/kadın
    - sevgiye muhtaç, kendine acıyan, içindeki boşluk ve yoksulluk yüzüne vurmuş bir kız çocuğu/kadın
    - terk edilmiş ama terk edildiğini bilmeyen, babası gibi bildiğini yaşayan, özgürlüğü seçmiş ama aslında sadece her şeyi terk etmiş bir oğlan çocuğu/kardeş/dayı/adam
    - sıkılmış, kapana kısılmış, kurtulmak isteyen, çıkışı bulamayan, ne olmak istediğinden çok ne olmak istemediğini bilen, değeri fark edilemeyen oğul/yeğen/torun/genç adam
    gibi, başrolünde gözyaşının olduğu, ağlamaktan neredeyse seyredilemeyecek bir film yapmaya fazlasıyla uygun karakterler ve o karakterlere biçilmiş kaftan oyuncular varken, hiç de bu yollara sapmayandır.

    filmde metafor yok mudur, vardır elbette ama içinizi ferah tutunuz, alzheimerli anne üzerinden metafor filan yapmamaktadır, alzheimerli annenin mesaj kaygısı da yoktur. ne o düzenin temsilcisi (!) evdeki halının üstüne işemesi, ne de filozofça (!) söylediği cümleler… bu kadar basit değildir.. hepsi gerçektir, yaşanmıştır, tecrübe ile sabittir. annenizin üstünde kendine üç beden büyük gelen pijaması ile ayaklarını sürüyerek odanıza gelmesi, boş bakan karanlık gözleri yarım bir gülümsemeyle karışmış size bakması ve ayakta öylesine dururken nefes alırcasına doğal, halıya çişini yapması kadar gerçektir. ya da siz bir arkadaşınız ile mutfakta otururken yattığı odadan kalkıp zorlanarak yanınıza gelmesi, ne adınızı ne kim olduğunuzu çok uzun zamandır bilmediği halde, artık anlamlı iki sözcüğü dahi yan yana getirmesi mümkün değilken, bir hışım ve bir nefeste “sevgi emek vermektir efendim” diyip odasına geri dönmesi ve sizin koca bir duvara çarpmanız kadar gerçektir.

    belki en güzel tarafı da hala tanıdığı, hala sevdiği, hala tek bildiği, tek kalanı olan o “dağ”da ölmektir.

    --- spoiler ---
  • yunan mitolojisinde kadinin kotulugunu simgeleyen obje. bildigin kadin dusmanligi.
  • beklediğimden çok daha güzel bi filmmiş efendim bu.
    --- spoiler ---

    son sahnede murat, anneannesi giderken arkasından bakar. nedense o sahnede gözümün önüne kocası giderken onun arkasından bakan ananeanne geldi. muratın yerinde anneanne vardı sanki, bi duygulandım evet. ayrıca en aklımda kalan ve garip bi şekilde filmi özetledğini düşündüğüm cümle:
    giderim gitmesine lakin, oyuncaklarım kimin olacak 5 vakit tuttuğum anneciğimin elleri, kolları kimin olacak...

    --- spoiler ---
    mutlaka gidin lan!
hesabın var mı? giriş yap