noodle

• işyerinden arkadaşların "yaa noodle yesek mi?" teklifiyle öğrendiğim çin yemeği. başta dışarıya yansıtmasam da içimden "ne ki lan bu noodle" dedik ama çaktırmadık tabi. neyse gittik bir çin lokantasına, herkes aldı eline çıbıklarını, öyle bir iştahla yiyorlar ki anlatamam. anadolu genciyiz tabi dayanamadım lan en sonunda :
  
  + bunu benim babannem yapardı ama daha küçük küçük olurdu böyle uzun değil. peynirle çok güzel olur bu. sebzeler özellikle soğan tadını bozmuş gibi. (burada gençlere; lan bu bildiğin erişte göndermesi yapılıyor.)
  -(1) aaa babannen noodle mı yapıyor?
  -(2) peynirli nasıl oluyor ya olur mu öyle şey?
  + yav bu sebzeli erişte işte ne bu tavırlar ya
  -(1) ya olur mu; bu bilmem ne çinin özel makarnalarından yapılan, baharat kıvamı ayarlanması gereken, sosunun kıvamı bile çok önemli olan çin yemeği ya.
  + kaç lira bu?
  -(3) 13 lira.
  + fikriyatınızı sikeyim.
  
  babannemi özledim :(
• staj yaptığım dönemde ofisteki bayanlardan bir tanesinin "bugün noodle yiyelim yahu" diye ortaya bir fikir atmasıyla başlamıştı her şey. sonrasında bana dönüp "sen de yer misin? biliyor musun noodle'ı, çin makarnası" diyerek hafifçe ezmeye çalışmıştı beni. biliyorum dedim, yerim tabiki. bildiğimiz falan yok tabi, hep filmlerde falan görüp imrenirdik bunlara, "kutu içinde çubuklarla yenilen makarna, vay arkadaş!!" şeklinde. ama beni ezmeye çalıştı ya, gurur yaptım, siz yemezseniz bile ben yerim, noodle zaten bizim ana yemeğimiz, heheeyyt diye gaza geldim. menüler bulundu internetten, ben dana bonfileli ve teriyaki soslu istedim. siparişler verildi; ama beni ezmeye çalışan hatun, "çubukla yeniyo bu yiyebilecek misin ki?" diyerek üstlendiği misyondan vazgeçmemekte kararlı olduğunu göstermişti. artık az önce yaptığım gururun yanına biraz da hırs ekledim bu yüzden. ama içten içten düşünüyorum tabi yiyebilecek miyim lan harbi diye.
  
  ...
  
  neyse, noodlelarımız geldi. paketi açtım, soya sosunu döktüm, çubuklarımı aldım ve yemeye başladım. bu kadar basit olmuştu her şey. ne bir zorlanma, ne bir kafa karışıklığı. sanki yıllarımı çubukla yemek yemeye harcamış gibi, bu günü beklermiş gibi yiyordum. beni ezmeye çalışan hatun "aaa" dedi "sen biliyosuuuunn, nasıl da güzel yiyosun. daha önceden yemiş miydin?" yüzümde ince ve alaycı bir gülümseme belirdi haliyle ve ofis tarihinin efsanesi haline gelen cevabımı verdim: "biliyorum tabi, çin muacırıyız biz."
  
  not: bir de bunların tatlı-ekşi sosluları oluyor, nasıl iğrenç bir şey.
• yeni baslayanlar icin sebzeli noodle;
  avantajlari: bes dakkada besiktas, "aaaa ne marifetlisin"
  dezavantajlari: "ya o yaptigin makarnadan bi daha yapsana, bi daha yap, bi daha..."
  noodle'i 5-7 dak. et veya tavuk bulyon katilmis suda hasliyoruz. haslamanin sonuna dogru minicik saplara ayirdigimiz brokolileri de suya atip biraz olduruyoruz. sonra bunlarin hepsini birden suzuyoruz.
  wokta veya yoksa tercihen teflon bir tavada kizdirdigimiz zeytinyaginin icine bir buyuk dis sarimsak rendeliyoruz. uzerine kalin dogradigimiz kirmizi ve yesil carliston biberleri, ince kiyim mantari, rendelenmis havucu ekleyip, sebzelerin cok yumusamasina izin vermeden yuksek ateste ceviriyoruz. bir cay kasiginin ucuyla karabiber atiyoruz, sonra istedigimiz kadar soya sosu ekleyip bir- iki dakika boyle pisirdikten sonra suzdugumuz noodle ve brokoli karisimini bunun uzerine bosaltiyoruz. soya sosu yeteri kadar tuzlu oldugu icin asla tuz atmiyoruz. birkac sap ince kiyilmis taze sogan ve soya filizini ekliyoruz. son olarak karistirip, yuksek ateste tekrar cevirip, servis ediyoruz.
• amerikan filmlerinde polislerin falan bir şeyleri beklerken prizmatik kutu içinde alıp çubukla yedikleri "ne aldın? çin yemeği aldım" diye bahsettikleri şey var ya. o işte.
• stir fry noodle soyle yapilir:
  - tercihen bugdaydan yapilmis bir paket noodle 3 dakika kaynar suda bekletilir.
  - es zamanli olarak cok kizdirilmis bir tavaya orta ebatta dogranmis sebzeler atilir. ne olabilir bunlar, su kestanesi, bambu, soya filizi, yesil biber, sogan, darda kalinirsa havuc ve kabak.
  - sebzeler olmeden, hatta diriliklerini bile yitirmeden, suyu iyice suzulmus noodle eklenir, uzerine biraz galeta unu serpilir. bolca soya sosu eklenir.
  - en onemli noktalardan biri bunlari yaparken woku surekli ileri geri, dairesel hareketlerle cevirmektir, tipki omlet cevirir gibi... bu malzemelerin harmanlanmasini saglar.
  - diger puf noktasi ise altini kapatmadan hemen once woka biraz susam yagi serpmektir.
• marketten 14 cent'e alinip harika bir aksam yemegine cevrilebilecek sey:
  
  - bir paket noodle'u ufak bir kaba koyup, ustune (seviyesini gecmeyecek kadar) su ekleyin.
  - suya goz karari salca ekleyip hafifce karistirin. (ben yarim yemek kasigi kullaniyorum)
  - su kaynamaya basladiginda ustune bir dilim kasar peyniri koyun. (rendelenmis kasar da kullanilabilir)
  - noodle'lar yumusadikca azar azar karistirin ki eriyen kasar ve salcalarla iyice butunlessin. bu arada ustune biraz bezelye, havuc, misir gibi sebzelerden ekleyebilirsiniz.
  - bu isleme noodle'lar tavadaki suyu neredeyse tamamen cekene kadar devam edin. sonra cok bekletmeden servis yapin.
• japonlar kullandıkları bugdayın cesidine gore farklı isimlerle anarlar bu guzel yemegi; karabugdaydan yapılanı soba, bildigimiz bugdaydan yapılanı udon, cinden transfer edileni ramen.
• alternatif noodle tarifi;
  öncelikle yarım kabak kibrit çöpü şeklinde güzelce kesilir ardında da 1 adet orta boy soğan önce ortadan kesilir sonra yarım daireler oluşturacak şekilde doğranır. malzemeler az zeytinyağı bulunan wok içerisinde kendilerinden geçene kadar bir güzel kavrulur, kavurma esnasında içine tuz, acı kırmızıbiber, karabiber, köri ve soya sosu eklenir. ilgili kıvamda pişen malzemeler ateşten alınır ve ayrı bir tencerede ben yazmasam da sizin pişirmeyi akıl ettiğiniz noodle karışımın içine atılır ve şöyle bir karıştırılır. illa chopstick ile yenir olmadı yenmeye çabalanır.
  afiyet olsun
• dün öglen 2 kap yiyip tadina doyamadigim gavur yemegi. ayrica sadece tadina degil bildiginiz doyamadim. memleketim insani nasil alismis ekmek yemeye.
• triticum durum bugdayindan yapilma besin (severim)