• pertev naili boratav'ın müthiş folklor kitabı. herkes okumalı ve saflaştırılmamış nasreddin hoca'yı görmeli.

    kitaba göre nasreddin hoca pek de öyle ilkokul kitaplarında gördüğümüz gibi değil. dönemin belden aşağı mizahını da, dinle ince alayı da, cinsellik ve muzurluğu da bir araya getirmiş bir nasreddin hoca ortaya çıkıyor. fakat bu nasreddin hoca tek bir kişi midir? orası tartışılır. nasreddin hoca gibi balkanlar'dan orta asya'ya kadar yayılmış bir efsanevi halk kahramanının sınırları belli olmayan bir anlatı dünyasına sahip olması oldukça doğal. herkes bir şeyler katmış, her bölge kendinden izler koymuş içine. nasreddin hoca ismi öyle bir isim olmuş ki birisi başına gelen arip ve gülünç olayı utanmadan anlatabilmek için ''bir gün hoca nasreddin'' diye başlamış anlatmaya. öyle öyle genişlemiş nasreddin hoca şemşiyesi. işte bu kitap, tek bir nasreddin hoca kişiliği yerine bu kapsayıcı nasreddin hoca'yı anlatmakta. eski yazmaların o zamanki türkçesiyle (ortaçağ anadolu türkçesi) dünya kütüphanelerindeki tüm yazmaları önünüze sunmakta.

    bir de nasreddin hoca'nın tasavvuf boyutu var ki o hali çok daha komik. bununla ilgili kitapta yer alan bir fıkrayı da belirteyim hemen:

    bir gün üst düzey bir devlet yetkilisi hoca'nın evine misafirliğe gelir. hoca yemeğe davet eder yetkili abimizi. adam bakar ki altın tabaklar, gümüş bardaklar filan, şaşırır, kendi kendine ''yahu bu adam nasıl bu kadar zengin olur, babadan kalma mı yoksa kendi mi kazanmış'' diye düşünmeye başlar. nasreddin hoca adamın ne düşündüğünü hemen anlar. ve der ki ''ne düşündüğünü bilirim, ama unutma ki ben göçünce yanımda ne bu altınları ne bu malları götüreceğim, sadece 3 şey yanımda olacak''. adam o üç şeyin ne olduğunu sorar. hoca utanmaz bir tavırla ''bir sikim, iki de daşşağım'' der. yetkili abimiz çok şaşırır, bu adam bilgin bir kişidir, nasıl böyle konuşur, acaba ne demek istedi, altından ne çıkacak'' diye düşünmeye başlar. hoca yine aklından geçenleri sezer ve ''boşuna düşünme ben söyleyeyim, bu üç şeyden kastım, birincisi ''iman'', ikincisi '''amel'', üçüncüsü de ''ihlas''tır.

    alın okuyun efendim. bu arada gerçekten ''nasrettin hoca'' başlığında incelenmesi saçma olmuş. nasreddin çünkü o. ''nas'ır ed-din'den gelmekte.
  • niye "nasrettin hoca" başlığında incelendiği anlaşılamamış halk düşünürü. nasreddin işte. daha ötesi yok!
  • pertev naili boratav'ın nasreddin hoca kitabındaki bazı fıkraları, özellikle de cinsel içerikli olanları, bugünün ahlak anlayışına uymayan kişilik. altta kitaptan eski anadolu türkçesinde birkaç örnek bırakıyorum, dil eski olsa da genel çerçeve anlaşılıyor bence. ama uyarayım biraz rahatsız ediciler.

    --- spoiler ---
    bir gün hoca mescidde eşek sikerken üstine bir herif gelmiş. hoca'ya: "tû yüzüne!" demiş. hoca ayıtmış: "elümde işüm var; yoksa sana mescide tükürmeği öğredeyidüm." demiş.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    nasraddin hoca'nun 'avratı hammâma gider. "hoca! ben gelince oğlanı avut." demiş. 'avrat hammâma gitdükleyin oğlan ağlar.
    ittifâk bir çanakda yoğurt varımış. kalkup sikini bulaşdurup oğlanun ağzına koyup yedirmiş. oğlan ittifâkı rahat olup uyumış. ittifâk
    'avrat hammâmdan çıka gelür. 'âferin, hey koca! âferin hey koca!"
    demiş. nasraddin hoca ayıtmış: "emcüğin sikdüğüm! ben ana sen
    gelince dokuz sik yağurt yedürüp dururın, demiş. eğer sen dahi yesen sen de uyurdun." demiş.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    kâdi iken bir herif geldi. "kedi sikdi" deyü kâdiya getürdiler. bir nice şâhidler şahâdet eylediler; inkâra mecâl olmadı. hoca aydur: "nice başardun?" demiş. ol herif aydur: "bir kepenek içine belinedek koydum. ağzın yumdum. dahı iki kıç ayağından elüme alup yerleşdürdüm." demiş. hoca etrâfına bakup aydur: "san'at çöp altında dedikleri gerçek imiş". (nasraddin hoca aydur) "ben belki otuz kerre taşağum tırmalatdum ola, başarımadum." demiş.
    --- spoiler ---
  • bildiğim kadarıyla, el yazması olan ilk nüshalarında tamamen cinsel içerikli hikayelerin anlatıldığı kahraman. bugünkü gibi, ''yok efendim parayı veren düdüğü çalar, yok efendim kazan doğurdu'' gibi şeyler değildir. o kadar cinsel içerikli şeylerdir ki, okuyunca anlaşılır. eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, elmadağ kütüphanesi'nde vardı bu ilk el yazması nüsha.

    sonradan bu hale evrildi nasreddin hoca. karagöz hacivat da öyleydi yanılmıyorsam. osmanlı'da cinsel yaşam hakkında bilgi sahibi olan herkes bilir bunları ucundan kıyısından.
  • hollanda groningen üniversitesi kitaplığı'nda bulunan, xvi. yüzyıla ait, hoca'nın çeşitli öykülerini içeren elyazması bir eserde bulunan öykülerden biri. bu eser hocanın müstehcen içerikli pek çok öyküsünü muhteva ediyor:

    nasreddin hoca bir gün yolda giderken, bir alay don yıkayan avrata rastlamış. avratlar hocayı görünce amlarını açmışlar. "hoca, buna ne derler?" demişler. hoca da "am!" demiş. avratlar, "hey hoca, bilemedin! buna, garipler meşhedi (mezarı) derler" demişler. hoca gidip sikini bir eski bez parçasına sarmış, bir yonkucuk (çamaşır yıkama taşı) üstüne koyup gelmiş. avratlar "hay hoca, bu nedir?" demişler. hoca "garipler ölüsüdür. yerine koyalım" demiş. birisi razı olmuş. hoca tam yerleştirirken avrat hoca'nın taşaklarını tutmuş, "ya bunlar demiş. hoca da demiş ki: "o garibin oğlancıklarıdır. makbere (mezara) beraber gelmişlerdir”…
  • gezi direnişi'nden sonra varlığına inanmaya başladığım mizah insanı.
  • dmitri şostakoviç'in şostakoviç senfoni no. 13'un ikinci bolumunde adini andigi halk kahramani.

    (bkz: #61254293)
  • nasreddin hoca'ya demişler; hocam bir softa suda boğuluyor nasıl çıkaralım?
    hoca demiş; birinizde akçe kesesi yok mu, onu sallasın, paranın sesini duyunca kendi çıkar gelir.

    bu tayfa ezelden beri aynı imiş, hoca'nın yalancısıyım.
  • (bkz: #52711858)
hesabın var mı? giriş yap