• gittiğimde, içinde "montmartre kilisesi onarım için bağışlarınızı beklemektedir" yazısınının tam 12 dilde yazılı olduğu, fakat geri kalan tüm tanıtım yazılarının fransızca olduğu kilise.
  • her tur illa ki turistlerini lafayette ve printemps'a götürür... siz biraz değişik olun, aykırı takılın, girmeyin bu dükkanlara, onun yerine st. lazare garının yanındaki sokaktan yukarıya doğru çıkın, monmartre'a ve elbette pigalle'e varacaksınız... ve de sacre coeur'ü görmeden parisi gördüm demeyin, sacre coeur çarpar çünkü adamı...
  • bir zamanlar buralar hep lautrec, valadon, van gogh, renoir ve picasso'ydu.
  • uzun sure boyunca paris'in un ihtiyacini karsilayan degirmenlerin oldugu bir kasabaymis. 1860 yilinda paris'e dahil edilmesiyle cazibesi ve ucuzlugu ile bircok ressam ve yazarin buraya yerlesmesine sebep olmus. buradaki tura 2 numarali metro hatti uzerinde bulunan blanche istasyonundan baslayabilirsiniz. istasyondan cikar cikmaz sizi kocaman kirmizi bir degirmen karsiliyor. kendisi efsanevi moulin rouge. moulin rouge'u solunuza alip ilerlerken solda rue lepic'e girin. bu yol uzerinde sagda 54 numarali binanin ucuncu kati theo van gogh'a aitmis ve vincent van gogh 1886 - 1888 yillari arasinda burada yasamis. bu bolgedeki mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir digeri yer basilique du sacre coeur. sokaklarda yuruyerek tepeye tirmanmanin tadina varmak lazim. eger ben tembelim o guzellige ulasmak icin yuruyemem derseniz yine 2 numarali metronun anvers istasyonunda inip funikiler ile buraya cikabilirsiniz. kilisenin merdivenlerinde oturup paris'i seyrederek dinlenebilirsiniz. asagiya inerken place du tertre'ye ugrayabilirsiniz. bol miktarda turist olan bir bolgedir. tepeden inmeye devam ederken rue poulbot uzerinde salvador dali'nin ucyuzden fazla eserinin sergilendigi muzeyi ziyaret edebilirsiniz. ilginc heykeller ve kendi tasarladigi dudak seklinde koltugunda bulundugu mobilyalari gorebilirsiniz.
  • paris'in cicegi, en guzel yeri.. sokaklarda ressamlar tablolarini satar, etrafindaki evlerde yasayanlar ya yazardir, ya sair, ya ressamdir, ya aktor. boyle bir yerde de ancak sanatci olarak yasanabilir zaten.
    kokusu bile bahar gibidir, boyle bir semt daha yoktur. dolasirken kaldirimlarinda siz de kendinizi sair hissedersiniz, insana siir yazdiran bir guzelliktedir. satafati gorkemi champs elysees'ninkine benzemez, ya da montparnasse gibi zarif ve suslu de degildir. onun kendine ozgu bir havasi vardir. sanki hic makyaj yapmamis, askili elbisesi icinde tiril tiril bir genc kiz gibidir. ama bu genc kiz bohemdir, evinde tablolar vardir, o da bir tablodur, utanmaz ciplak poz vermekten. hayati sallantili bir tutku icindedir.
    burada paris'in incisi bulunur, sacre coeur katedrali.. derler ki, onun basamaklarina oturanlar asik olurlarmis bu sehre, gidemezlermis bir daha hic bir yere. sonunda buraya donmek isterlermis.
    buyuler sizi, o basamaklarda oturup butun sehrin gozalici guzelligine bakmak. gercekten guzeldir ve ciplaktir paris. montmartre paris'in sanatci semtidir. kendisi de bir sanat eseri gibidir. narin, zarif ve sade..
  • ressamların tepesi de denir. sebebi de bellidir. gidince görülür ki çevrede bir sürü ressam bişilerle uğraşmaktadırlar. bir restorana girip soğan çorbası ısmarlarsınız. ilk başta pek sıcak bakmadığınız soğan çorbası, denenince favorileriniz arasındaki yerini alır.
  • paris komünü'nün patlak vermesine sebep olan toplara el konulması ve paris halkının direnç göstermesi hadisesinin cereyan ettiği tepedir.

    esas itibari ile tepe eskiden alçı taşı çıkartılan, paris'teki az sayıdaki yükseltiden biridir. bugün sacre coeur'e çıkan merdivenlerin olduğu parkta estetik nedenlerle yapılmış gibi duran oyuklar alçı taşı çıkartılan madenin giriş tünelleri imiş. yine tepenin alameti farikası olan ve hatta moulin rouge'a da ismini veren yel değirmenleri de bu madenden çıkan alçı taşlarını öğütüp alçı tozuna dönüştürmek üzere kullanılırmış, ki bu yel değirmenlerinin orjinallerinden tepenin arka kısmında yalnızca bir adet görülebiliyor.

    tepe'ye turistlerin tercih ettiği ön merdivenlerden değil de arka sokaklardan çıkılırsa komünün kadın önderlerinden louise michel'in öğretmeni olduğu ilkokul görülebilir. yine devamında zamanın entelijansiyasının uğrak yeri, picasso ve utrillo gibi isimlerin müdavimi olduğu le lapin agile bir köşebaşında tüm mütevaziliği ile sizi karşılamakta.

    bu arada tepeye çıkmak için kullanılan arka yola yakın bir noktada, komünün son barikatlarının kurulu olduğu sokaklardan birinde eugene pottier'nin, o günlerde henüz o çok tanıdık bestesine sahip değilken önceleri la marseillaise üzerine döşenen güfteyi, yani enternasyonal'i yazdığı ev de görülebilir.

    dahası halka ateş emri verdiği için askerleri tarafından atından alaşağı edilen ve komünarların kurşuna dizdiği general claude martin lecomte'un kurşuna dizildiği nokta da bir plaka ile mimlenmiş. yalnız atlanılan mevzuu şu ki komünün meşhur liderlerinden birinci enternasyonal üyesi eugene varlin de, komün'ün ezilmesine müteakip aynı noktada kurşuna dizilmek üzere zincirlenerek götürülmüş ancak götürülünceye dek taşlanmış ve linç edilerek katledilmiştir. onun adına bir plaka çakmak da komün'ün anısına ve mirasına sahip çıkanların boynunun borcudur.
  • ana caddeden buraya, ön taraftan sapan yola girdiğinizde, sağlı sollu bi dolu hediyelikçi dükkan vardır. bu dükkanların çoğunu arap ya da müslümanlar çalıştırdığından, arap şivesini duydugunuz anda içeriye "selamün aleyküm" diyerek girip, araya "elhamdülillah" sıkıştırıp, olayı müslümanlar kardeştir, bizi bizden başka kimse anlamaz noktasına getirirseniz, sağlam indirim ve ekstradan beleşe bol bol eyfel kulesi anahtarlığı edinebilirsiniz.

    an itibariyle 25 civarı eyfel kulesi anahtarlığım var. denedim %100 çalışıyor
  • paris'in kuzeyinde yer alan tepe ve bu tepenin adını verdiği bölge. bir çok ünlü ressam bu bölgede eser üretmiştir.

    - ünlü derken?
    + salvador dali, amedeo modigliani, claude monet, piet mondrian, pablo picasso, vincent van gogh
    - uuu beybi!
    + yaa.

    ayrıca pardayan şehre genelde buradan girermiş.

    (bkz: les pardaillan)
  • montmartre ismi bir rivayete göre mount of martyrs veya mount of mars'tan geliyormuş. yaklaşık 6 ay burada yaşadım. ve sıkça gittiğim paris'in her yerini adım adım gezmiş biri olarak şunu söyleyeyim, bu bölgenin çok ayrı bir lezzeti, dokusu ve atmosferi vardır. yine gitsem burada kalırım.
hesabın var mı? giriş yap