• merak ettik, fenerbahçe şubesine gidelim dedik. ilk ve son oldu. nedeni ne lezzeti ne de fiyatı. adamların menüsü yok, menüsü! yemeklerin fiyatını göremiyorsunuz. sadece içki menüsü veriyorlar. hesap gelene kadar fiyatları size göstermiyorlar. böyle bir saçmalığı yapabilen bir işletmeye bir daha adımımı atmam. mezeleri ne kadar lezzetli olursa olsun, ya da ortam ne kadar hoş olursa olsun, adamlar fiyatlarını göstermiyorsa oraya gidilmez, çok net. avrupa'da boyle bir işletmeye kimse adımını atmaz. ama işte millet olarak her türlü yolunmaya müsaitiz.
  • anadolu yakasında, ulaşımı basit, boktan müzikleri ile kafa ütülemeyen, 15 dkda bir masadaki su şişesini, rakıyı, buz kovasını elleyip “hadi ara sıcak söyleyin” mesajı vermek için başınıza garson dikmeyen, mezelerinin çoğu yöresel(bu herkes için iyi değil, bazıları sevmeyebiliyor), rezervasyon yapmak istediğinizde telefonu “x hanım merhaba, gelmiyorsunuz kaç haftadır” diye açan(haliyle mekana aidiyet duygusunu kabartan), karşınızdaki ile bağırmadan konuştuklarınızı duyabileceğiniz sessizlikte, bahçesi ağaçlar arasında, şahane bir mekan.

    her şeyi geçtim adamlar levrek marin'i* limonda asidite edip öyle servis ediyor. çoğu adı sanı duyulmuş balık restoranında ya çiğ ya da haşlanmış(belki de bir önceki günden kalmış*) artık balıklardan yapıyorlar. sırf levrek marin yemek için bile gidilir.

    valla reklam falan değil tecrübe.
  • merkezi olan eskişehir adalar'daki dükkan, oldukça başarılıdır. her gittiğimde uğramaya çalışıyorum, genelde başarırım.

    personeli ilgili ve nazik; müşteri takipleri başarılı. fiyatları da çok yüksek sayılmaz.

    mezeler hep balık/deniz ürünü; insan güzel bir salata (gavurdağı mesela) yemek istiyor deniz mahsulü olmadan bazen*.

    normalde, burası için değil de; tereyağlı karides benim favorimdir. ama tadında bir şey eksik geldi. belki donuk karides kullanıyor olabilirler.

    balıkları güzel seçilmiş ve pişirme şekilleri de başarılı idi. yanmadan ve güzel pişmiş.

    not: avcı böreğine bayıldım. tabii içinde yine balık vardı.
  • eskişehir kızılcıklı şubeleri -ki sanırım ana yerleri burası- cıvıtmadan samimi olmayı başarmış bir mekan. özgün mezeleri var. 60'a yakın meze vardı. çeşit tatmaktan tıkandık artık, kalamar harici yediğimiz tüm mezeler iyiydi. kalamar maalesef dondurulmuş kalamar olduğundan tırt. en son garson "abi ondan yarım şundan yarım yaptırayım" falan dedi. bir yerden sonra yarım yarım tattık, yoksa patlamaya doğru gidiyorduk. avokadolu vişneli yoğurtlu bir meze yapmışlar, işte o fazla iyiydi. hafta sonu için 1 hafta önceden rezervasyon yaptırılmalı.
  • eskişehir 'de, oralı bir arkadaşımın tavsiyesi ile görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    ikikule şubesine gidip deneyimlediğim, meze kalitesi ve çeşitliliği bakımından ankara 'daki afitap 'a benzettiğim, servis kalitesi ve çalışanlarının ilgisi ortalamanın çok üstünde olan, arka planda çalan hafif müzik eşliğinde yaptığınız sohbeti anlayıp keyifle yeyip içebildiğiniz, yediğim her şeyin tadına bayıldığım ve tüm bunlara ek olarak fiyatlarını çok makul bulduğum eskişehir'de çoğu mekana taş çıkaracak kalitede bir akdeniz restoranı.
    ve asıl ilgimi çeken, sergide yarım kalmış üzerinde isim ve tarih yazan etiketli bir sürü rakı şişesi oldu. içkisi yarım kalan burada içkisini ayırtıp bir dahaki gelişinde aynı içkisine devam edebiliyormuş. çok hoş bir ayrıntıydı gerçekten.
  • ilk iki şubesi eskişehir'de olan mezze'nin fenerbahçe'deki şubesi. şuan bir köşkün bahçesinde hizmet veriyor ama yakın zamanda köşkün içine de girilecekmiş galiba. mekan gerçekten harika. garsonların tamamı alternatif, hatta çoğu marjinal tipler ki bence bu da çok hoş. meze çeşidi evet, çok fazla. fakat mekanı överken bahsettikleri o muhteşem lezzeti bulamadım ben. hele fiyatla karşılaştıracak olursak o fiyata göre oldukça düşüktü lezzet. mesela bostancı'daki çakıl meyhane, mezeleri belki o kadar çeşitli değil ama çok daha lezzetli ve ucuz. ufacık bir ahtapot bacağına yada 5 tane jumbo karidese 30 lira vermek, ki heryerde yenebilecek lezzetler bunlar, bence saçma. yani ayda yılda bir gidersin de müdavimi olunacak bir tarafı yok. bunların dışında humus yok mesela, benim ana mezem humus, 40 çeşit meze içinde yok. hatta nohut yada tahinli hiçbişey yok. ama porsiyonu küçük bir çay tabağı kadar olan cheddarlı patlıcan (cheddarı özel, güzeldir belki diye aldık ama içindeki resmen hamburger peyniriydi!?) var. hem de 18 lira. yani aslında mezeleri de oldukça uydurma. bu fiyatlar gerçekten eskişehir fiyatları mı merak ediyorum aslında. çünkü bunlar hep istanbul'a gelince herşeyin pahalılaşması ve bozması bence.
  • bizim evin köşesinde kayınvalidenin akrabalarının köşkünde köşebaşı yerine açıldı.
    henüz bakmadım ama eskişehir kökenliymiş. tüm saygıma rağmen eskişehir kökenli mezeciyle işim olmaz.
    sübjektif mi evet.
    bu yaştan sonra güvendiğim yerlere devam.
  • "bu devirde böyle işletme mi mi kalmış?" dedirtecek kadar kaliteli işveren ve çalışanlara sahip, fiyatları da muadili ambiansa sahip mekanlara göre uygun kabul edilebilecek, mahalle arasında güzel bir tesistir.
  • merve boluğur'un eski sevgilisinin sahibi olduğu, mezelerinin de çoğunlukla afiyetle yendiği bu şık villanın bahçesinde dostlarla içilen göbek rakı diyorum, bir cumartesi için epey ideal plan olur.
  • eskişehir'de, mezze house iki kule, iç anadolu ikliminde, size ege'de bir restauranttaymış hissiyatını kuvvetle muhtemel tattıran ve adına yakışır mezeleri olan kaliteli bir mekandır. ana yemek tercihiniz olsun tabi fakat mezelerden yemeye fırsatınız kalır mı bilemiyorum. çalışanları kibar ve siz iştahla mezeleri seçerken sabırla yardımcı oluyorlar. keyifle rakınızı içip, sohbet edebileceğiniz, nezih bir mekan.
    gidiniz efendim.

    edit: imla.
hesabın var mı? giriş yap