• baba pünhan'ın hz. hüseyin için yazdığı şöyle bir mersiye var, etkileyicidir:

    göz yaşım sağnak olmuş, sahrada bir deryadır bu,
    gel gidek burdan hüseyn’im kanlı bir sahradır bu.

    hatem’in evladına yas tutmaya adem gelmiş,
    adem’in feryadına peygamber-i hatem gelmiş,
    kerbela toprağına gökten bütün alem gelmiş,
    haykır ki, başsız hüseyn’e baş çeken* zehra’dır bu,
    gel gidek burdan hüseyn’im kanlı bir sahradır bu.

    geçti bin dört yüz yılım, dur, şümr*’e bir meydan oku,
    yettti son aşura zulmün katline ferman oku,
    bitti hakkın intizarı, döndü bu devran oku,
    sureler sur oldu, hatm-i kıybet-i kübradır bu,
    gel gidek burdan hüseyn’im, kanlı bir sahradır bu.

    bad-u kube şehrine bir gun ali ekber gelir,
    hazreti abbas ile hazreti ali asker gelir,
    zülfükarıyla emir el muminin hayder gelir,
    sahib-i asr-ı zamandan önceki peydadır bu,
    gel gidek burdan hüseyn’im kanlı bir sahradır bu.

    bir sabah ben at sırtında gökte gördüm hüccet’i,
    indi göklerden yere sildim bin yıllık hasreti,
    inşaallah gün gelir kube’mde görrüz hazret’i,
    bir hakikattır yazmış pünhan, deme hülyadır bu,
    gel gidek burdan hüseyn’im kanlı bir sahradır bu.
  • (bkz: teşekküriye)
  • fars, türk ve arap edebiyatlarındaki matem, yas şiirleridir.

    mersiyeleri; şahsi, dini ve resmi olmak üzere üç türde inceleyebiliriz. şahsi mersiyeler, şairlerin bir yakınının ölümü üzerine yazdığı şiirlerdir. abdülhak hamit tarhan'ın eşinin ölümü üzerine yazdığı makber şiiri bu türün en iyi örneklerindendir. dini mersiyeler, daha çok şiiliikte yaygındır. kerbela olayı vb. gibi ali bin ebu talib ve ailesinin başından geçen olayların anıldığı şiirlerdir. resmi mersiyeler ise şairlerin, sevdiği yöneticilerin, bilhassa da kendilerine hamilik yapan yöneticilerin ölümü üzerine yazdığı şiirlerdir. ferruhi-i sistani'nin gazneli mahmut'un ölümü üzerine kaleme aldığı 69 beyitli farsça kasidesi, pek çok kişi tarafından bu türün şaheseri olarak kabul edilmektedir. (okumak isteyenler için şu makalede türkçe çevirisi mevcuttur: link) ayrıca mu'izzi'nin büyük selçukluların yönetimindeki vezir nizamülmülk ile sultan melikşah'ın peşi sıra ölümü üzerine farsça kaleme aldığı iki ayrı mersiye de bu türün önde gelen eserlerindendir. (türkçe çevirilerini okumak isteyenler için: link) osmanlı devri için ise baki'nin kaleme aldığı kanuni mersiyesi ilk akla gelen örneklerdendir.

    ayrıca:
    - islam öncesi türklerdeki mersiye geleneği için (bkz: sagu)
    - islam öncesi türklerdeki en meşhur sagu için (bkz: alp er tunga sagusu)
    - mersiyenin halk/aşık edebiyatındaki karşılığı için ise (bkz: ağıt)
  • en çok şehzade mustafa'ya yazılmıştır
    minik bir bilgi
  • (bkz: marziye)
  • ortadoğu ve islam kültüründe ölen birisine adanmış ve onu anan ve öven edebi eser.

    aslında yazılı bir tür olmasına rağmen geçen zaman içerisinde yazılanların bestelenmesi ile hristiyan dini ve batı kültüründeki requiem'e benzeyen müslüman ve doğuya özgü versiyonu haline de gelmiştir. özellikle iran şiileri hz hüseyin ve hz ali için yazılan mersiyeleri bestelemişler tarih içerisinde.

    bugüne kadar dinlediğim en güzel mersiye:

    https://www.youtube.com/watch?v=tithp1a0ufm

    dine ve allaha inanmayan fakat dinlerle kavga etmeyen bir ateist olarak sözlerini de çok beğendim. pers kültürünün derin şiirsel yetkinliği sözlere de yansımış.
  • caferi meshebince kerbela vakasında öldürülen hz. ali'nin çocukları hasan ve hüseyin için düzenlenen ağıt töreni.

    (bkz: kerbela mersiyesi)
  • bir genç kıza mersiye

    ne maun bir beşikte geldi benim yuvama,
    ne ceviz bir tabutla bizi bıraktı, gitti.
    bir gölge vurur gibi bir camdan öbür cama,
    nasıl geldiyse öyle, sessizce aktı, gitti.

    kuştur desem, ne kanat çırpışı var ne sesi,
    çiçek desem, kokusuz, renksiz gülümsemesi...
    rüzgara çevrilince yazın ılık nefesi
    o bir tüydü, savruldu, o bir yapraktı, gitti!

    bir hayaletti sanki zulmetlerin sildiği;
    duyulmadı bir evden bir sesin eksildiği.
    yaşarken yoktu zaten hiç kimsenin bildiği,
    gitmesi gönüllere dağ olacaktı, gitti.

    faruk nafiz çamlıbel
hesabın var mı? giriş yap