• peri pressyne ve kral elynas'ın kızıdır. fransada poitou bölgesinde bir ormanın koruyuculuğunu yaparken, raymond ile tanışır. bütün gece birbirleriyle konuşan çift, şafakta evlenmeye karar verirler. fakat melusine, raymond'a kendisini cumartesi günleri görmemesi için söz verdirir. bunun üzerine melusine ve raymond evlenirler. melusine, kocasına şöhret ve zenginlik getirir. kocası için lusignan kalesini diker, o kadar çabuk dikilmiştir ki bu yapı, sanki büyüyle yapılmıştır. melusine bununla kalmaz, ülke çapında binalar, kiliseler, şatolar diker. hepsi neredeyse bir gece içerisinde dikilmektedir.

    melusine ve raymond'un on tane çocuğu olur, ama hepsinin bir vücut deformasyonu bulunmaktadır. bir çocuklarının tek gözü maviyken öteki gözü kırmızıdır, bir diğerinin kocaman bir dişi vardır. başka birinin bir kulağı diğerine oranla çok daha büyüktür vs. vücutlarında barındırdıkları deformasyonlara rağmen, oldukça güçlü ve sağlıklıdır çocukları.

    bir gün raymond'un abisi, ziyarete geldiğinde, neden cumartesileri karısını göremediği üzerine bir konuşma başlatır. ve raymond sonunda kardeşinden aldığı gaz ile merakına yenilir. ve melusine hakkındaki korkunç gerçeği öğrenir, melusine'in belinden aşağısı yılanımsıdır. her ne kadar çok korkmuş olsa da, raymond melusine'e verdiği söz nedeniyle bu konuyu asla açmaz. fakat bir gün büyük dişli oğlu, bir kiliseye saldırıp 100 kadar rahibi öldürünce, öğrendiği sırrı daha fazla içinde tutamaz ve melusine'i oğullarının yaptığı şeylerden dolayı suçlar. der ki, oğullarının deformasyonu ve koca dişli oğlunun yaptığı katliam onun yılan soyundan gelmesinden kaynaklanmaktadır.

    melusine, raymond'un kendine verdiği sözü bozmasından dolayı adeta yıkılır, ve pressyne'nin yaptığı büyü nedeniyle büyük bir ejderhaya* dönüşüp, uçarak oradan uzaklaşır. raymond ise bu tarihten sonra asla bir daha mutlu olmamıştır. melusine her gece çocuklarını görmek için sessiz sedasız, kimsenin haberi olmadan kaleye geri döner ve çocuklarını gecenin karanlığında izler.

    derler ki, melusine hala her lusignan kontunun ölümünde veya yenisinin doğuşunda şatoda çığlık çığlığa gezer.
  • bir fransiz mitine göre, babasını intikam amacıyla bir dağa hapsettiği için (babasının zamanında annesine verip bozduğu bir söz yüzünden anavatanından olmuştur) cumartesi günleri belden aşağısı serpente dönüşmek suretiyle cezalandirilmiş su perisi. sonra bir adamla evlenir ve cumartesileri kendisini asla görmemesi icin söz verdirtir. fakat kocası bir gün sözünü bozup mélusine'in odasına dalınca bir daha gözükmemek üzere ortadan kaybolur. derler ki lusignan şatosunda birilerinin ölümü yakınsa veya kötü bir şeyler olacaksa mélusine'in çığlıkları duyulur..

    melusina diye de adlandırılır.
  • 23 subat 2009 tarihinde kendimce bir tanim yapmisim ve sectikleriyle beni uzuyor demisim, ne dostlugumuzdan, ne de sabirla cozdugu kimya sorularimdan bahsetmisim. gezilerimize, ogle tenefuslerinde ictigimiz johnnie walkerlara falan hic girmeden sevdigine giydirip kacarak uzaklasmisim.

    cocukca tartismalarin yasandigi bir gezi otobusunde canakkale yakinlarinda ' olm bu kizlarin alayi gerizekali benim yerim bu taraf lan' diyerek tarafini belli edeli sekiz sene olmus, 'olmak istedigim seyi gayet iyi biliyorum hocam, yonetici/yonetmek' diyeli de alti sene, su anda yaptigi is tam da bu oldugundan dolayi benim gibi universiteyi bitirdikten sonra okudugu bolumle alakali bir seyler yapmak istemeyenlerden alti sene falan onde gider.

    hayatimin en kotu iki ay'ini yasadigim, ilk ve son yaz okulu donusumde beni hayata donduren iki kisiden biridir ki onlarda sonradan tek kisi falan oldular. e tabi yillar sonra geyik yaparsin ama o an hic de gulemiyorduk eve goturdugun limonlarin ustunde yazan 'nusret manavi/ordu' limonlara ve gotumuze girebilirliligini tartisiyorduk sen gittikten sonra, altimizda efsane reno kale'de icerken, ordan mendirege yatay gecis yaparken yarin nasil bir cilginliga imza atiyoruz diye konusuyorduk ki basimizda en tatli, en zeki, en akilli, en huysuz tehlike varken yapiyorduk bunlari ustelik. ve reno'da hic de egreti durmayan cd'li muzik sistemimizde calan sarki harbe giden sari sacli cocuk.

    serin bir istanbul aksami, aylardan agustos falan olmali balik yemeye geldik evine 'baligi hic sevmiyorum 'mel' hatta nefret ederim lakin masada sevdigim baska turlu bir sey olmali bana somon baligi yediren ahhaha aclik degil lan ne alakasi var biri var diyorum masada hatta sonradan hep olcak/olmayacak dur lan bu baska bir entry asuhddskjlhsjfjlfkas

    mel: olum bak iciyoruz nevizade hobaa su var bak bu da var hadi gel sende deli eglence var gel kesin ( oha mnakoim sanki levent'den cagiriyo samsun'dayim nasil gelim)

    13 saat sonra

    ram: acsaniza lan kapiyi uyuyo musunuz? samsun simidi aldim size ( oha mnakoim gelmi$ gercekten)

    anfiq: ben o zaman $ok portakalli meyva suyu alim bir adet simitle iyi gider ( cay da koymuyo pis herif ulan hadi onu gectim cappy bari al $ok ne lan, ne cheap bi adammissin sen)

    tum bunlarin yaninda pis insanlar gercekten, efendim bunlar- anfiq&mel- cikmis geziyorlar hava inanilmaz sicak istanbul yaniyor resmen, evde kalmayi tercih etmisim bende dogal olarak, hem hazir evde kimse yokken giremedigim sitelere girerim asuhsuha neyse cikmadan da aksam evde yeriz falan diye eklemis cimri insanlar bunun uzerine insanlik yapip bunlar gelmeden guzelce tavuk soteleri, patates kizartmalarini, soslu makarnalari hazirladim masayi donattim susledim ve beklemeye basladim. gelmediler:(( evet kocasi tarafindan aldatilan bayanlar gibi kaldim masada, evet kocasi kumar masasindayken uc kere yemegi isitip masada uyuyan o sucsuz ev hanimlari gibi mahsun kaldim masada, tipki en sevdigim yemekleri yapan anneme ben disarda yedim anne dedigimde annemin yuzunde olusan tarifi imkansiz aci gibi sekil aldi yuzum, annemi anladim, uzuldum. evet cevahir'de yemisler. ulan o koftelere o kadar para verilir mi be, hem ev yemegi gibisi mi var, uzun sure konusmamayi dusundum once sonra aklima samsun'da karar verip otobuse binmemin yarim saat gibi bir sure almasindan mutevellit unuttugum $arj aletim geldi evet telefonlarina ihtiyacim vardi arti soz vermislerdi donus biletimi alacaklardi, ustelik bar masraflarimin yarisina sponsor olmustu anfiq bu noktada trip yapmak cok anlamsizdi, yavsakca eski moda donmeliydim evet ayni kanali kullanmaliydim buna dayanamazlar hep ise yaramistir

    ramos: aldim valencia'yi takimini al tek birasina
    mel: askim az sonra sahile cikariz degil mi
    anfiq:kumpir bile yeriz hayatim
    ramos:hasktr, alo gokhan zeytinburnu'nda misin kanka, gelsene valencia'yi aldim tek birasina( kadim dostum, en buyuk destegim, hayatta beni yalniz birakmaz hem hep benim gibi sap her donem yalniz)
    gokhan: mudur esinlerdeyim ok.
    ramos:gotune girsin o ok.

    bir kac yil sonra

    mel: bizim askimiz adalarda baslamisti o gunden sonra ilk kez yarin gidiyoruz biliyomusun hihihi
    ram: sap gelen cift cikiyo diyosun yani
    mel: aynen
    ram: o zaman yarin gidiyoruz ya adalara hani madem oyle belki sey 'o' nu cagirsan belki hani diyorum sizin gibi bizde
    mel: cagirdik ya gokhan geliyor yarin korkma yalniz kalmazsin
    ram:---sap gelen cift cikiyo, gokhan,adanin kuytu koselerinde gokhanla basbasa kalma, tek bisiklet kiralama one oturmaca, salincakta gokhan sallama-gokhan tarafindan sallanma, adayi gokhanla tavaf etme, donuste yorgunluktan vapurda gokha'nin omuzunda uyuma---

    $imdi aramizda ki bunca mesafe de engel olamiyor hic bir seye demissin ama goruldugu gibi engel olmakta cok seye.
  • sevdiceğiniz için; gelecek planlarını üzerine kurduğunuz, onsuz zaman geçmediğini gördüğünüz, her eve bıraktığınız anda boğazınızda bir düğüm hissettiğinizde, bilin ki artık diğer yarınızı bulmuşsunuzdur.

    kariyerinizi, hayatınızı, yaşayacağınız şehri, almak istediğiniz evi seçtiğiniz kişidir, paylaşmayı anlamlı kılan.

    sevdiğinizi defalarca söylediğiniz halde hala yeterince sevginizi ifade edemediğinizi düşünüyorsanız, o kişiyle aşkın tanımını tam olarak doldurursunuz.

    her sarılmanızda ilk günkü heyecanınızı yitirmediğinizi gördüğünüz kişi sizi de heyecanlandırıyorsa, tutkudur sizi böyle yapan.

    yanında olmak uğruna her şeyinizi riske atabileceğiniz insanın, sizin yanınızda olmak için her yere gözünü kırpmadan gelebileceğini size söylediğinde gözündeki ışıkta inanmayı görürsünüz.

    hayatınızda aileniz hariç kimseye karşı duymadığınız koruma duygunuz; o söz konusu olduğunda bunu da aşıp "sen hasta olma! senin yerine ben olurum" cümlelerine dönüştüğünde, gözünde dolan yaşları gördüğünüz, sesinin titrediğini duyduğunuz anda hissedersiniz işte anlatmaya çalıştığım şeyleri.

    benim diğer yarım da, herşeyimi paylaşacağım insan da, aşkın tanımı sorulduğunda aklıma gelen de, tutkumun sebebi de, inancımın kaynağı da, anlatmaya çalıştığım şeyde aklıma gelen de melusinedir işte.
  • avrupa mitolojisinden yarı insan yarı yılan/balık olan bir karakter. dünyanın bütün mitolojilerinde görünür ama yarı kadın yarı hayvan karakterler ve bu "belli zamanlarda beni göremezsin" olayı da neredeyse bu hikayelerin tamamında görülür. bu hikayelerin temelinde kadın psikolojisinin sembolikleştirilmesi var gibi geliyor bana. çünkü neredeyse bütün kadınlar hayatının belli dönemlerinde gider, ortadan kaybolur. filmlerde de çok işlenir mesele, durduk yerde çekip giden kadınlar. cismiyle çekip gitmez belki hepsi ama baktığınızda ruhu orada değildir bunu hissedersiniz. dönemsel olarak mutlaka yaşanır bu, melusine gibi her cumartesi değil ama belki her regl döneminde, belki yılda bir kere, belki 5 yılda bir kere, ama mutlaka bir dönem kaybolur o kadın. neden böyleyiz bilmiyorum, neden bazen dipsiz sularda kaybediyoruz böyle kendimizi? keşke bilebilseydim, keşke çözebilseydim.
  • evriminin şimdi ki aşamasında peynirli poğaça yapıyor, kabak oyup dolma yapıyor, ev gezmesine giden kız kısmısı oluyor. bir üst sınıfa ne zaman geçeceğini ancak ülkemizi teğet geçen kriz belirliyor.
  • bu güzel bayanı logosu olarak kullananlara kuşkuyla yaklaşılmalı, kendisi cadıların, sirenlerin ve `denizkızlarının bir örneğidir çünkü.

    (bkz: cmas)
    (bkz: starbucks)

    starbucks da önce bu güzel hanımefendiyi logosu yapmış, ardından ayrık bacak/kuyruklarını çerçeve dışı bırakmış ve saçlarıyla göğüslerini örtmüş, sonunda pörtlek ve dişi göbeğinden de kurtulmuştur. şimdilerde bazı şubelerinde anı kupalarına basıyormuş eski logosunu ama içenlerin adabını bozabilir, yoldan çıkarabilir benden söylemesi.
  • chateau de lusignan in koruyucusu, cumartesi gunleri kanatli bir dragona donen peri. melusine raimondin'e onu yuksek bir mevkiye getirecegini soyler,ama tek sarti onla evlendiginde cumartesi gunleri onu gormemesidir.ama tabi bir gun raimondin bir cumartesi merakina dayanamayip onu gormeye gider ve melusine satodan kanatli dragon olarak ayrilir.
  • bir de güzel introlu harika bir dying tears şarkısı olur, mélusine "or the well of thursty gladness".
  • nişanlısı ve ailesiyle otururken bile beni kıskanıyor. neymiş telefonla rahatsız etmişim, sanki hep birlikte sanatsal bir takım aktiviteler yapıyorsunuz, ulan oturup hamsi yiyorsunuz işte niye salmıyosun çocuğu. bir de benim neyimi kıskanıyosa artık, bafra seyahatte muavinlik yapıyorum lan. yarın gel esenler'e.
hesabın var mı? giriş yap