• oluşumu 3. yüzyıldaki pers imparatorluğuna denk gelmekle birlikte, resmi din olarak kabulü 8. yüzyılda ilk türk boylarından olan uygurlular zamanında gerçekleşmiştir. mani kelimesinin eski türkçe'de karşılığı tanrı manasına gelen mengü'dür.

    meniheizmin temelinde savaş halinde olan 2 güç vardır. bunlardan biri tanrı, diğeri de şeytandır. ikisi de birbirine yakın güçtedirler. tanrıyı simgelen ışığın bir bölümü dünya üzerinde hapsolmuşltur. herhangi bir canlıya zarar verildiğinde, hırzılık yapıldığında, bir çiçek bile koparıldığında bu kutsal ışığın dünya üzerindeki tutsaklığı uzamakta ve şeytanla olan savaşında güçsüz konuma düşmektedir.

    bu dine göre, insanlar seçkinler ve dinleyiciler olarak ikiye ayrılmaktadır. bunların içinden sadece seçkinlerin tamamen bir kurtuluşa erişebileceğine inanılır. dinleyiciler ise seçkinlerin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. bu ihtiyaçlarını karşılamaları sayesinde seçkinler içlerindeki kutsal ışığı serbest bırakabileceklerdir. dinleyicilerin bundan kazancı ise, hizmet ettikten sonra tekrar dünyaya geldiklerinde kutsal ışık bahşedilmiş birer seçkin olarak doğma inancıdır. (bu yönüyle budizm etkisinden söz edilebilir)

    konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak isteyenlere şu
    kaynağı önerebilirim.

    bir alıntı da düşer, kaçarım:
    ...........
    "ömrünü dinini yaymaya adayan ve bunun için meşakkatli bir hayata katlanıp erken sayılabilecek bir yaşta vefat eden mani’nin öğretisinin hayli karmaşık olduğunu söylemek mümkünüdür. maniheizm temelde iyi-kötü, ışık-karanlık, gibi karşıt unsurları temel alan düalist bir anlayışa sahiptir (zeren, 2015, s. 98). maniheizm’e göre ışık zihni, bedeni oluşturan parçalara bağlanmış beş ilahi öğeyi (ilahî akıl, ilahî düşünce, ilahî sezgi, ilahî anlayış, ilahî mantık) özgürleştirerek yerine bedene hükmeden beş günahkâr öğeyi (şeytanî akıl, şeytanî düşünce, şeytanî sezgi, şeytanî anlayış, şeytanî mantık) hapseder. şeytani güçlerin beden üzerindeki hâkimiyetinin sona ermesiyle beş erdem ortaya çıkar. bunlar sevgi, iman, kanaat, sabır ve bilgeliktir. bu beş erdem ilahi ruha, bedenin saldırılarına karşı direnme gücü verir ve günahın isyankâr eğilimlerine karşı savaşır. ışık zihni’nin mücadelesiyle birlikte insan bedeni içerisinde gerçekleşen bu değişimin sonunda tamamıyla kontrol altına alınmış ve mükemmelleşmiş bir beden
    ortaya çıkar. bu, varoluşun yeni bir halidir ve maniheist öğretide “yeni insan” kavramıyla ifade edilir (tekin, 2014, s. 72)."
    ........
  • tanım: uygur türklerinin resmi din ilan ettikleri (türklerin ilk resmi dini budur), iran'da gelişmiş ve anadolu'ya kadar uzanmış din.

    maniheizme göre tanrı mutlak güç değildir; iyilik ve kötülük bir savaş içersindedir. günün sonunda iyilik kazanır (selena dizisine benzettim).

    filozof augistunus da gençken maniheizme ilgi duymuştur zira "tanrı mutlak güç ise neden kötülüğe engel olmuyor?" sorusunun cevabını, maniheizmdeki "tanrı en büyük güç değildir; ortada yalnızca iyilik ve kötülüğün savaşı vardır ve bu durumda tanrı buna müdahale edemez çünkü tanrı buna yetkin değildir." felsefesinde bulmuştur. ya da bulduğunu sanmıştır. çünkü kendisi sonradan maniheizmi reddetmiş, hristiyanlığa yönelmiştir. kafasındaki sorunun cevabını da "tanrı kötülüklere engel olsaydı, insan özgür bir seçim yapamazdı ve ona verilen aklı kullanamazdı." olarak bulur.
  • 3. yüzyılda pers imparatorluğu içinde, mani tarafından kurulan ve kısa sürede hızla büyük bir coğrafyaya yayılan bir din. kutsal kitapları arzhang'dır. mani dini en parlak dönemini 8. yüzyılda uygur devleti'nin millî dini olarak ilan edilmesi ile yaşamıştır. hatta uygur devleti bu dini kabul edince yerleşik hayata geçmiştir ve savaşçı özelliklerini kaybetmeye başlamışlardır.
  • (bkz: manicilik)
  • uygur türklerinin yerleşik yaşama geçmesinde etkili olan bir inanıştır.
  • popülizm literatüründe politik düalizm ve kutuplaştırma anlamına gelen kavramdır.

    mani dininin dünya görüşünde tanrısal aydınlık ile karanlık, iki rakip olarak karşı karşıya durur. popülist retoriğin iyiliğin temsilcisi olarak 'biz' ve kötü olayların nedeni olarak gördükleri 'onlar/öteki' ayrımı da bu inanıştan referans alınarak kullanılır.

    maniheizm aynı zamanda tanımı gereği anti-elitizm anlamında kullanılsa da, reel siyasette popülist stratejiyi benimseyen her hareket nihayetinde elitizmin siyasal aracı konumuna düşer.
  • iranlı bir filozof olan mani, 216 – 277 yılları arasında yaşamıştır. babil yakınlarında doğmuş olan mani, gnostik bir aileden gelmektedir. mani, yazdığı eserlerde kendini ve peygamberliğini anlatmış ve kendisine verilen bu ilahi görevin ailesinden başladığını ifade etmiştir. kaynaklara göre doğaüstü olaylar ilk olarak babasında görülmeye başlanmıştır. mani’ye ilk vahiy 12 yaşında gelmiştir; taum adlı bir melek ona baptist topluluğu terk etmesini ve hikmetleri söz önüne sermesini söylemiştir.
    mani’nin eleştirel yaklaşması ve tartışma yaşaması nedeniyle baptistçiler arasında kendisine karşı ciddi bir muhalefet başlamıştır, bazıları mani’yi isa karşıtı ve sahte peygamber olmakla suçlamıştır. mani, iki öğrencisiyle birlikte topluluktan ayılmış ve yeni dini yaymak üzere yolculuğa çıkmıştır. 36 yıl boyunca dinini anlatmak için uğraşan mani 60 yaşında behram tarafından ölüm cezasına çarptırılmış ve 277 yılında hapishanede tutuklu halde ölmüştür.

    maniheizm temelde iyi-kötü, ışık-karanlık gibi karşıt olguları ele alan bir anlayışa sahiptir. maniheizm’e göre ışık, zihni ve bedeni oluşturan parçalara bağlanmış beş ilahi öğeyi (ilahî akıl, ilahî düşünce, ilahî sezgi, ilahî anlayış, ilahî mantık) özgürleştirerek yerine bedene hükmeden beş günahkâr öğeyi (şeytanî akıl, şeytanî düşünce, şeytanî sezgi, şeytanî anlayış, şeytanî mantık) hapseder. şeytanî güçlerin beden üzerindeki hâkimiyetinin sona ermesiyle beş erdem ortaya çıkar. bunlar sevgi, iman, kanaat, sabır ve bilgeliktir. bu beş erdem ilahi ruha, bedenin saldırılarına karşı direnme gücü verir ve günahın isyankâr eğilimlerine karşı savaşır. bu, varoluşun yeni bir halidir ve maniheist öğretide “yeni insan” kavramıyla ifade edilir.

    mani, kurtuluşu sadece belli ertebelere ulaşan inanırlar için mümkün kılan bir düzenleme yapmıştır; oluşturduğu topluluğu seçkinler ve dinleyiciler olmak üzere iki temel gruba ayırmış ve bunlardan sadece seçkinlerin doğrudan kurtuluşa erebileceğini söylemiştir. dinleyicilerin en önemli görevleri seçkinlere hizmet etmektir, bu hizmet hem maddi hem de manevi anlamda yapılır ancak maddi yönünün daha ağır bastığını söylemek mümkündür çünkü dinleyicilerin kurtuluşa erişebilmesi için seçkinlere ihtiyaçları vardır. onlara hizmet ederek tekrar dünyaya geldiklerinde seçkin olma ihtimalleri olabilir.

    maniheist öğretide üç mühür kuralı çok önemlidir. seçkinlerin uymak zorunda olduğu üç mühür ağza, ele ve düşünceye hâkim olmadır. ağzın mührü bir taraftan yalan söylemeyi, her türlü kötü sözü, diğer taraftan da et yemeyi ve süt ürünleri tüketmeyi yasaklar. elin mührü madde içerisinde tutsak olan ışık parçacıklarına zarar verecek her türlü davranışı yasaklar. bu nedenle maniheist seçkinler toprağı ekip biçmek, otlara basarak yürümek, yıkanmak gibi ışık unsurlarına zarar verebilecek davranışlardan kaçınmak zorundadır. kalbin (düşüncenin) mührü ise cinselliği ve üremeyi yasaklar.
  • senkretik bir dinin baslica örnegidir.

    kurucu mani, zamaninin bilinen dinlerinin yazi eksikligi nedeniyle tahrif edildigine iknadir. budizm *, hristiyanlık ve yahudilikten hatta en önemlisi zerdüstlükten kimi unsurlari birlestirir, yeni bir ögreti meydana getirir.

    maniheizmin dualist dünya görüsünde, zerdüst yaratici tanri ahura mazda, rakibi ahriman ve ayni zamanda nasirali isa gibi temsil edilir. bununla birlikte, ikincisi tamamen farkli bir role sahiptir ve bir kurtulus figürü olarak degil, daha cok ahura mazda'nin adem ve havva'yi isik parcaciklari hakkinda aydinlatan (ruhun yerel kavramiyla) yardimcisi olarak görünür. bu isik parcaciklarini ölen insanlardan günese geri getirmekten de sorumludur. mani'nin kendisi, siddhartha gautama buddha'nin halefi hatta reenkarnasyonu olarak görülür.

    umbanda ve candomblegüclü senkretizm ile karakterize edilen afro-brezilya dinleridir. bireysel inanclar, afrika ve brezilya unsurlarinin bir karisimini olusturur, inananlarinin cogu kendini hristiyan bir baglamda konumlandirir. her yil 31 aralik'ta rio de janeiro' da denize cicekler ve hediyeler veren bir deniz tanricasi olan yemaya'ya tapilir. bu ayni zamanda dini bir gruba ait olmayan ve hristiyan katolik baglaminda yasayan insanlar tarafindan da uygulanir.
  • hem maniheist hem de farklı inanışlardan tanıklar, mani'yi bir şifacı olarak temsil ederler. anonim bir kral tarafından kendisini tanıtması için baskı yapıldığında mani güya şu yanıtı vermiş: "ben bab[ylon] ülkesinden bir doktorum ..." ve sonra bu aynı metin parçasının arka tarafında yeteneklerinin bir gösterimini vermiştir.

    sasani hükümdarı ı. bahram ile son karşılaşması sırasında mani, sayısız başarılı şifa ve iblis kovulmalarına başvurarak kendisini eleştirenlere karşı savunur. nasturi piskopos theodore bar konai bile mani'nin tedavilerini büyücülük yoluyla başardığı suçlamasıyla bu dikkate değer kabulü hemen nitelese bile, mani'nin "şifa sanatına aşina" olduğunu isteksizce kabul etmiştir. the acta onun sözde tıbbi yeteneklerini daha sert bir şekilde eleştirir; onlar tamamen sahtekarlık ve alışılmış aldatma taktikleridir, oportünizmin başka bir örneğidir mani . bu kaynaklardan bazılarına göre mani, pers hükümdarının beğenisini kazanmak için bir kraliyet ailesi üyesinin ağır hastalığından yararlanır; fakat bir tedavi bulamaması onu kraliyet zindanına sokar.

    hikayelerin farklı versiyonları mevcut.

    kaynak kitabım: prolegomena to a history of ıslamicate manichaeism
  • islam dininin de temellerinde var olan bir cok unsur ile olusmus bir din.
    islam olmasaydi buyuk ihtimalle dunyayin diger buyuk kutubu bu dine inaniyor olacakti
hesabın var mı? giriş yap