• bir mantar değildir, acetobacter xylinum bakterisi ve saccharomyces cerevisiae mayasının simbiyontudur. şekerli yeşil çay karışımını fermente ederek kombucha çayının üretilmesini sağlar ki burada önce s. cerevisiae şekeri alkole dönüştürür, sonra da alkol a. xylinum tarafından çayın içindeki terapötik etkili kimyasallara dönüştürülür. bu kimyasalların arasında usnik asit, glukonik ve glukuronik asit ile vitamin b ve c, antibiyotik etkili bazı maddeler bulunur.

    kombucha çayı 1%'den az alkol içerir. mucize değildir, kanseri iyi etmez, körü gördürmez, topalı yürütmez. ancak genel bağışıklık stimüle edici ve terapötik etkisi kanıtlanmış kimi kimyasallar içerir. güzel bir tedavi destekleyicidir.
  • memur gibi çayla beslenen bir canlı. zaten hali hazırda yaşıyor. uzaylı içmek isteyenlere öneriyorum, tadı hafiften ice tea gibi. du bakalım daha neler içicez bizzat memur da içtik bu hayatta.
  • ben bugün buraya* kombuça güzellemesi yapmaya gelmedim. ben bugün buraya ne kadar da doğaya saygılı, çevreci, ev ekonomisini düşünen, sağlığa dikkat eden, gençliğine ve güzelliğine düşkün, hayvandostu bir birey olduğumu anlatmaya geldim.
    ben bugün buraya kendimi övmeye geldim.

    bulaşık parlatıcısına, çamaşır yumusatıcısına, çiçek besinine, cilt tonigine, sirkeye, detoks suyuna, böceksavarlara, bir çok temizlik malzemesine, saç ve yüz maskesine para vermiyorum.
    harikalığımın farkında mısınız?
    peki bunların hepsini 50 gr siyah çay ve bi bardak şekerle yaptığımı söylesem?
    minimalistliğimi görüyor musunuz?

    tek ihtyacmz olan ilk mayalanma için gerekli olan bi şişe kombuça. bu işin sahipleri vay kesin mantara da para vermelisiniz, kendiniz yapamazsınız, çok pis küflenir, ağzınız köpüre köpüre ölürsünüz deseler de hijyenden emin olduktan sonra o kadar zor değil. ama onları da anlamak lazım, napsınlar ekmek parası için bizi kendilerine muhtaç etmek istiyorlar. ama yemezler.

    içmek için yapacağımız çayı 7-10 gün (ben zengin olduğum için bunu yeşil ve beyaz çayla yapıyorum. fakirler siyah çay kullanabilir), sirke olarak kullanacağımızı ise 2-2.5 ay arası mayalayıp amaca uygun şişeleyip "her yere ve her şeye" kullanıyoruz. yeri geliyor paslanmış demire, yeri geliyor salataya döküyoruz. kimi zaman böceklerin suratına (sonuçta kendi yüzüme de sıktığım için hayvanseverliğime bi zeval geldiğini düşünmüyorum.) kimi zaman da banyodan sonra saçımıza sıkıyoruz. sabah aç karnına içip bağırsak sağlığımızı korurken lavobaya dökerek kireç sökücü olarak kullanabiliriz.

    işte sırrımı açıkladım.bulduğum bu ölümsüzlük formülünü 96 yaşımda bana röportaj yapmaya gelenlere söylemicem ama. onlara "günde 1.5 kilo tereyaanı, yarım kilo tayinpekmeznen yiyiyodum, bi de buz dolu göle giriyodum gençkene. ondan böyleyim" diyerek geçiştiririm bence. niye anlatayım canım? kombuça ateşesi miyim ben alla alla
  • evcil bakteri. çay ve şeker sever. temizliğe önem verir. metallerden nefret eder.
  • doksanların başında salgın halinde yayılan, kiminin gerçek amacına yönelik nedenlerle, kiminin idiotik hurafeler modası nedeniyle evinde beslediği arkadaş. bu fazla sevimsiz -evlat olsa sevilmez cinsinden- arkadaşın en büyük talihsizliği, "alien"la aynı dönemde patlamış olmalarıdır. dönemin okul çağına ulaşmamış nice bebesinin "annem tencerede alien besliyooooo! hem de çayla!" şeklinde travması olmuştur ayrıca.
  • yıllar önce babamın kanserine iyi gelmesi için sürekli yapılan ve dolayısıyla bana da içirilen ilginç bir çayı olan garip bir şey. ne olduğunu bilemedim mantar olduğu söylenirdi o zamanlar.

    işin ilginç yanı ise içerisinde %1'den az olmak koşuluyla alkol bulunuyormuş. küçükken az kalsın keş oluyormuşuz da haberimiz yokmuş. ancak kokusu hariç tadı gayet güzel gelirdi bana. asitli falan hoş bir şeydi.

    birde evcil hayvanım gibi olmuştu. sürekli kontrol ederdim büyümüş mü diye. sonra attık gitti heralde.
  • kombu çayı ya da kombucha diye de adlandırılan, içimi gayet lezzetli olan bu çayın yararları saymakla bitmez. günde 2-3 bardak içilebilir. aç karnına kahveden başka bir şey içemeyen benim bile sabah rahat içebildiğim, elma suyunu andıran bir tadı vardır. yararları ;

    * ömrü uzatır.
    * tüm salgı bezlerini ve hormon savunmasını uyarır.
    * vücutta sağlıklı bir ph dengesi sağlar.
    * vücuttaki atık madde ve zehirli maddelerin suda çözülebilir hale gelerek atılmasını
    sağlar
    * kan dolaşımını hızlandırır.
    * metabolizmayı uyarır.
    * kalp atış ritmini düzenler.
    * kanı temizler.
    * sinir sistemini düzenler.
    * yüksek tansiyonu düşürür, huzursuzluğu yatıştırır.
    * sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar ve mide düzensizliklerini giderir.
    * astımı tedavi eder, astım krizlerini giderir.
    * kan şekeri seviyesini sabitleyerek, şeker hastalığını tedavi eder.
    * alerjileri hafifletir ve zamanla giderir.
    * sertleşmiş karaciğeri yumuşatır ve yeniler.
    * böbrek faliyetlerini geliştirir.
    * kanseri önler ve tedavi eder.
    * antioksidan nedeniyle oluşan radyasyona karşı koruyup serbest radikallerle
    savaşır.
    * hücre duvarının yeniden oluşumunu sağlar.
    * doku sertleşmesini (multiple scloris; ms) tedavi eder.
    * damar sertliğini (arterioscloresis) tedavi eder.
    * elastikiyet sağlar ve gevşek eklemleri kuvvetlendirir.
    * mafsal iltihabı (arthritis) ve romatizmaya iyi gelir.
    * gut hastalığına iyi gelir.
    * böbrekteki ve idrardaki kumu döker, safra kesesi taşlarını düşürür.
    * vücuttaki ürik asit ve kolesterolü suda erir hale getirerek vücuttan atılmasına
    yardımcı olur.
    * peklik (kabızlık) problemini giderir.
    * hemoroidi tedavi eder.
    * yorgunluk bitkinlik ve sinirliliği giderir.
    * herpes virüsünün soğuk algınlığı ağrılarını ve uçuk oluşturmasını engeller.
    * siğil ve dysplastik lekeleri yok eder.
    * anjine çare olur.
    * epstein-barr virüsüne dayanan kronik yorgunluk hissini tedavi eder, öpüşme
    hastalığı (mononucleosis) iltihaplanmasını iyileştirir.
    * kan sayımını normalize eder.
    * akciğerlerdeki bronşiti, öksürük ve balgamı gideririr.
    * bademcikleri tedavi eder (sirkeleşmiş çay, gargara şeklinde kullanılabilir).
    * kan damarlarını genişleterek ve kardiak kasını uyararak kalp problemlerini giderir.
    * adale ağrılarını giderir.
    * baş ağrılarını yok eder.
    * uykusuzluğu giderir.
    * mikrobik ishali durdurur.
    * koliti tedavi eder.
    * koruyucu bağırsak mikroplarını sağlayan sağlıklı bakteriler ve kolon oluşturur.
    * saç uzamasına yardım eder, kelliği engeller, gri saçın rengini koyulaştırır.
    * görüşü kuvvetlendirir.
    * korneada oluşan formasyonları ve kataraktı giderir.
    * vücut ağırlığını düzenler, yağları yok eder.
    * susuzluğu giderir ve egzersiz sırasındaki performansı artırır.
    * mantar türü enfeksiyonlara (candida gibi) karşı savaşır.
    * kapsamındaki antivirütik ve antibiyotik özellikler sayesinde iltihabi durumları yok
    eder.
    * cinsel potansiyeli canlandırır.
    * menapoz rahatsızlıklarını düzene sokar.
    * deri üzerindeki yaraları tedavi eder.
    * ciltteki kırışıklıkları, çilleri ve kahverengi lekeleri yok eder.
    * deri nemlendiricisi görevi görür, (kombu çayı içilerek kullanırken cilde faydalı ise
    de, deri dışından tatbik edildiğinde de çok etkilidir. fazla mantarlar blenderdan
    geçirilerek harika bir cilt bakım kremi elde edilmiş olur.)
    * deriye spreyle ya da sürülerek uygulandığında antibakteriyel asit tabakası görevi
    görür.
    * sirke formundaki çay, sivrisinek ve pire ısırıklarından, egzamadan ve zehirli bitki dikenlerinden dolayı oluşan kabartıları yumuşatıp rahatlatır. sirke formundaki çay, saçlar şampuanladıktan sonra durulama suyu ile kullanılırsa çok güzel parlak saçlar oluşur ve saç telleri kalınlaşır. çay sirke sertliğine geldiği zaman içmek için kuvvetli gelebilir, o zaman bir kavanoza biberiye (rosermary), sarımsak, adaçayı ve acıbiber gibi baharatla birlikte hoş bir salata sirkesi hazırlanır. sirkeleşmiş çayı cam porselen ve plastik yüzeylerin temizliğinde de oldukça etkilidir. kombucha t-hücreleri seviyesini yükselttiği ve vücudun bağışıklık sistemine destek olduğu için son zamanlarda hiv virüsü ve aids ‘liler arasında da çok popüler olmuştur.

    yapılması gereken tek şey, elinde bu mantardan bulunan kişilerden bir küçük parça istemektir. japonya'da insanlar çoğalınca büyük bir mutlulukla ellerindeki fazla mantarları hediye ederler. evrenin karşılıklar yasasına inananlarca da böyle yapılmaktadır.
  • tıp doktorları ve özel hastanelerin ölümcül zararlarını anlatmak için kendini paraladığı fermante içecek. şimdi faydaları diye sayılanların onda biri gerçek olsa sağlık mafyası çöker, dolayısıyla bir çok bilimsel makale diye yayımlanan ve kombuçayı yerden yere vuran yazılarda kaynak götüm. ha yere göğe sığdıramayan makalelerde de kaynak götüm yani orda bir şüphe yok. madem herkesin kaynağı götü ben kendi götüme bakarım arkadaş. bu içecek sayesinde kendisi randımanlı çalışıyor, iyi fermante edilirse şekeri dengede tuttuğunu bizzat deneyimledim. efendim antioksidan diyorlar, toksinleri atıyor diyorlar yıllardır akmayacısa burnum yüzünden sinüzitimden bezmişim. bu kombu keratası sayesinde burnum horhor çeşmesine döndü. sigarayı köpek gibi içen insanız haliyle balgam çıkarmak mekanizmamızı o sigaralarla felç ettiydik lakin bu lavuk nasıl becerdiyse çat çut balgam atıyoruz. hani yani galiba ciğerler kendini temizliyor. ulan daha ne etsin bu kombuça! bu kadarı bile kral olmasına yetiyor zaten fazladan yarar ekleştirmeye luzum yok. mis gibi temiz temiz için işte. la havle
  • hamile ya da emziren kadınlar ile 4 yaşından küçük çocukların içmesi sakıncalı içecek.
  • yaklasik 2 aydir bir dongu halinde demliyorum, siseledigim kombuchalarimi ve yeni olusan scoby’leri arkadaslarima hediye ediyorum. beni asiri mutlu ediyor.
    farkli farkli aromalarla deniyorum, epey hosuma giden birisi oldu bu probiyotik icecek.
    nasil hazirlanir videosu da cektim youtube hesabim icin, merak eden olursa;

    https://youtu.be/fjv6fubzr38

    kombucha basligina yazmistim burada da bulunsun niyeyse artik.
hesabın var mı? giriş yap