• aslinda bu tas, bir heykelin kaidesidir belirtildigi üzere. fakat o heykelin "afrodit" heykeli mi yoksa "nazmiye demirel" heykeli mi oldugu tam olarak tayin edilememistir.. tarihciler bu yolda cok kavga etmisler, kalpler kirilmistir.. sirf bu yüzden saygin tarihcilerden "vakanuvis avidius cassius" diger bir meslektasina "puşt" demistir.. ki yakisik degil..

    bizans zamaninda bu tasin yanindan gecen kizlarin suratinda her hangi bir ifade degisikligi, bir kiritma belirirse bekaretinin gittigi anlamina geldigini düsünürmüs insanlar.. o yüzden özel seyir yerleri varmis yasli kadinlar ve delikanlilar icin.. bu heykelin gücüne o kadar itimat ederlermis ki imparator justinyanus'un baldizi da heykel yanindan gecerken kahkaha atmis, "demek ona buna veriyorsun ha" diyen justinyanus da baldizinin kellesini almistir..

    kitabedeki yazitin ne oldugunu cözemeyenler icin tercüme etmek gerekirse, "bu sutun tatiyanos destos tarafindan, imparator marsiyen icin kazinmistir" yazar.. yani bir nevi reklam yazisi "tüm kazima işleriniz icin bize gelin.. jupiter kartina 6 ay pesin fiyatina taksti" yazsa ayni bok..
  • fatih belediyesi nin pankart asmak için direk olarak kullandığı tarihi eser.
  • hayatımın adı altında geçtiği, harap edici restorasyon çalışmalarından sonra dahi üzerindeki eski kabartmaların, yazıların durduğu tarihi eser.

    elinde büyüdüğümüz, yaklaşık 1 sene önce kaybettiğimiz bir abimiz hakkında şöyle birşey anlatmıştı:

    60'lı tarihlerde kıztaşı'nda şimdikinden daha büyük bir tadilat çalışması yapılmış. bu tadilat çalışmalarının bir parçası "temel kuvvetlendirme çalışması"ymış. anladığınız üzre kıztaşı'nın etrafı 360 derece kazılmaya başlanmış. taştan şu an medical park'ın, ibb'nin olduğu tarafa akan caddeye doğru bir tünel bulunmuş. anlattığına göre 4 arkadaşın yan yana yürüyebildiği genişlikteymiş. ekipler belediyeyle irtibata geçmişler, bir yetkili grubu gelip incelemelerde bulunmuş, hatta o hafta için taşın etrafı brandayla kapatılmış, branda açıldığında temelin etrafı doluymuş.

    neymiş? kıztaşı asla sadece kıztaşı değilmiş :)

    bu çevrede oturanlar için de, kıztaşı "oturulan semttir". açık adresler verilirken kıztaşı-fatih/istanbul şeklinde verilir. "taşınmak" söz konusu olduğunda her yer "allahın dağı"dır. çünkü bisikletçiler çarşısından beşiktaş 15 dk, eminönü 5 dk, taksim 10 dk.dır.

    güzel yerdir kıztaşı. fatih'in dar sokaklarından sonra nefes alınılabilen yerdir, candır.
  • restoresi baya bir uzun süren hali hazırda bitmiş olan fakat üzerindeki marcianus'a ait bronz heykelin vakti zamanında yurt dışına çıkması sebebiyle tekrar dışardan getirtileceği ve tekrar üstüne konulacağı rivayet edilen istanbul fatih semtindeki bizansdan kalma anıt.
  • süleyman faruk göncüoğlunun istanbulun ilkleri ve enleri adlı kitabında belirttiğine göre; saraçhane’de imparator büyük pozantin’in kızının mezarı üzerine dikilen bu tılsımlı sütunun, imparatorun kızını yılanlardan, çıyanlardan ve karıncalardan koruduğuna inanılırmış. bir nevi büyükçe muska yani.
  • fatih - saraçhane'de imparator marcianus için dikilen estetik abidesi.

    evliya çelebi'ye göre, fatih'teki kız taşı'nın üzerindeki sandukada istanbul krallarından birisinin vakitsiz ölen kızının yattığına inanılırmış. rivayete göre, bu sütunu kucaklayan kızlar bakire ölmezmiş. kaidesinin bir yüzündeki zafer tanrıçası nike kabartmaları nedeniyle kız taşı denildiği düşünülüyor. bir diğer adının da 'kızlık taşı' olduğu söyleniyor. göya bu anıt, bekaretini kaybeden kızların önünde eğilirmiş.
  • https://eksiup.com/p/2o154309tavu

    https://imgur.com/a/kche6jy

    kiz midir kadin midir bilemem ama 90'li yillarda istanbul'un gizemlerine kafayi taktigim donemde ne zaman karsiya gecsem (biz kadikoy'luler icin o taraf karsi oluyor haliyle) gidip gezdigim tarihi sutun. marcian sutunu olarak da bilinen ve imparator marcianus adina dikildigi yazan bu tasla ilgili en enteresan bilgilerden bazilari 1800'lu yillarin basinda istanbul'a gelip hakkinda iki kitap yazan julia pardoe'nun the beauties of the bosphorus kitabinda gecer.

    mesela rum ve yunanlarin kiztasi'nin gercekte imparator marcianus icin degil tanri/gezegen mars icin dikildigine inanmasindan ve o sekilde saygi gostermesinden bahsediyor. aslinda orijinal romali dininden hristiyanliga gecisin hem halkta hem de cesitli devlet kademelerinde uzun sure kabul gormedigini ve gizlice roma tanrilarina tapindiklarini dusunursek pek de yabana atilacak bir iddia degil. daha da onemlisi ne 1800'lu yillarda pardoe'nun anlatiminda, ne de 1900'lerin basindaki fotograflarda sutunun kaidesindeki yazilara dair bir isaret var. 1960'larda yapilan cok tuhaf bir "restorasyon" sonrasi bir anda peydah oluyor.

    bu restorasyonun tuhafligindan bir yazar bahsetmis zaten, ama ben de tekrar edeyim. 90'larda bizzat 60'lardaki o restorasyon gunlerinde orada yasayan tanidigim saygin biri de ayni sekilde kazi sirasinda ortaya cikan devasa tunellerden bahsetmisti. bu tunellerin once etrafi cevrilip bir seyler aranmis, sonra da "yokedilmis". ben o zamanlar istanbul dehlizleri (bkz: #13095196) konusuna fazlasiyla merakli oldugum icin cok tuhaf bulmustum bu tutumu. ama sonra farkettim ki istanbul'un pek cok yerinde (kadikoy de dahil) benzeri olaylar yasanmis zaten. yeraltinda enteresan tuneller ortaya cikmis, kazilip birseyler bulunmus, sonra halka hicbir aciklama yapilmadan kapatilmis. tuhaf.

    onun disinda evliya celebi'nin ucuk palavralarinin aksine ne tasin bakirelere egilmesi, ne yilan ciyan icin tilsim olmasina dair hic bir anlati yok. zaten evliya celebi'nin kendi varligi ve gercekten boyle birinin yasayip yasamadigi bile bayagi supheli oldugu icin pek ciddiye alinacak bir durum yok. ama dogu roma imparatorlugu zamanlarinda bu sutuna tanri/gezegen mars yuzunden fazla saygi gosterilmesi ve bunu yapanlarin -halki o davranistan vazgecirmek icin- ibret olsun diye orada infaz edilmesi cok olasi bir yaklasim.

    bir de pardoe'nun the beauties of the bosphorus kitabinda kiztasinin o zamanlar (1800'lerin basi) yasli akif diye birine ait evin bahcesinde durdugundan bahsediyor. yaninda da cok degerli bir zeytin agaci varmis, agac bugun yok tabi. burada pardoe'nun anlatimi bu akif amcanin hic olmedigini ve onmilyonlarcasinin arasinda yasadigimizi belli ediyor, bakin nasil bahsediyor akif amcanin tavirlarindan;

    "modern zamanin yenilikleri akif amcanin dusunce ve davranislarina hic ugramamis, klasik bir asyali (ortadogulu) turk gibi yasadigi altin sehirin sonsuz guzelliklerinden habersiz ve umrunda degil, kafasini cevirip bir kez bile bakmamis. dunyanin merkezine kendisini koymanin gururunu tasiyor. akif amcada bir antikaci bilinci de yok; onun icin tas sadece tastir ve kuran'da yazmayan seyler icin vakit harcamaya degmez. yalnizca bahcesinde tasi ziyaret etmesine izin verdigi sanatci ve turistleri ugurlarken kesinlikle hakettigini dusundugu ucreti almak uzere elini uzatir."

    ulan ben bu akif amcayi taniyorum? akif amcalar olmezmis hagaten. herif binlerce yillik sutunun oldugu yere ev yapip tasi da sahiplenmis, bir de gormek isteyenlerden ucret aliyormus. bunun torunlari bugun onmilyonlarca.

    neyse iste, yogun ve kalabalik meydanlarda olan diger tarihi sutunlarin aksine fatih'te gorece tenha bir mahallede oldugu icin o eski zaman atmosferini daha yogun hissettirir. gidin gorun, akif'in torunu oldugunu iddia edip para isteyen birlleri olursa uc bes birsey atin maraza cikmasin.

    ayrica kiz tasi diyince orada bir duracaksin aga, kizin tasi krystal boyd gibi olur, tas gibi kiz sonucta. gerci o da kiz midir kadin midir bilemem.
  • bu taşın çevresi de bu isimle anılmakta,civarda oturanlar kıztaşında oturuyorum demektedirler. adı geçen tarihi eser ise bir süredir restore edilmektedir.
  • 150 metre ilerisinde 6 aya yakın bir süre oturup bohem günler geçirdiğim,
    gereksiz birçok şey bilmeme rağmen hakkında hiçbirşey bilmediğim sütun
  • kaidenin üzerindeki heykel hep tartışma konusu olmuştur ancak ülkemize gelen turistlerden bir tanesi sorduğunda üzerinde barletta vardı denir genelde. aha bu da barletta; http://en.wikipedia.org/…le:colosso_di_barletta.jpg
hesabın var mı? giriş yap