• gerçekten tuhaf hayvanlar. sadece avustralya'da yaşıyorlar. kıtanın keşfi ile insanlığın gündemine girebildikleri için insan icadı kitaplarda karşılaşabiliriz sadece.

    arka ayakları hareket etmek için, önleri de adam dövmek için kullanırlar. zıplayarak sağlam ilerlerler. hep ileri gider bunlar, geriye gitmek nedir bilmezler. bizim beşiktaşlı necip bunlar kadar olamamıştır.

    bunların tiplerine, hareketlerine bakınca aklıma hep dinozorlar gelir. gülme olm düşün bak, hak vereceksin.

    bir de bunlar neden iki ayakla ilerliyor, diğer ayaklar neden devre dışı kalmış? neden arka ayaklar eşşek kadar da ön ayaklar küçücük?

    avustralya'da hava çok sıcak malum. her yer çöl aq. bondi beach'ten ibaret değil koca kıta. hal böyle olunca toprak çok sıcak oluyor. hayvancik da ne yapsın, toprağa daha az basmak için iki ayağı devre dışı bırakıyor. peki neden yürümüyor da zıplayarak gidiyor? yürüyünce zeminle temas artıyor. bu da zıplayarak daha az zemin teması ve daha uzun menzil taktiğiyle çözüyor işi.

    işte bunlar hep evrim. hep o ibnetor darwin'in başının altından çıkıyor bunlar.

    sonuçta tuhaf bir hayvan işte. ama kafa çalışıyor bariz.
  • inanılmaz bir yaratık. geçen belgeselde gördüm, kangurunun biri büyük biri yeni doğmuş iki yavrusu var ise; iki yavru için iki memeden ayrı süt geliyormuş. yeni doğanlar organlarının bir kısmının gelişimini annenin kesesinde tamamladığı için onun vücut gelişimi ve bağışıklığını detekleyen kıvamlı yoğun bir süt, gelişmiş yavru için enerji içeriği daha yüksek olan daha az yoğun bir süt. tek kelime ile muhteşemmmm.
  • aborijincede "ne diyorsun" veya "anlamiyorum" degil de "bilmiyorum" anlamina geldigini gereksiz bilgiler ansiklopedisinden okudugum kelime. avusturalya kökenli seylerin cogu aborijinceden geliyor ingilizceye. soruyor gezginler aborijinlere:
    -bu ne?
    -koala
    -şu ne?
    -dingo*
    -o ne?
    -kanguru (bilmiyorum anlamında)
    -hah kanguru demek..
  • bir yerlinin, dogup, buyuyup olecegi topraklarda, her gun etrafinda gordugu zip zip hoplayan kangurularin ne oldugunu bilmemesi, nasil bir olgu olabilir? bu, istanbul'da yasayip sokak kedilerini agac sanmamiz gibi birsey degil midir? medeniyet gormemis olan bir yerli, en azindan cevresindeki nesnelere isim koyacak, onlari siniflandiracak kadar beyin kapasitesine sahip degil midir? medeniyet gormedikleri icin ille de gerizekali mi olmalari lazim? nasil bilmezsin sen kanguru'yu ya?

    bu nedenle kanguru kelimesi, insana bir aptalligi cagristirir, bir umursamazlik sembolu haline gelmistir.

    herhalde koala'nin anlami da "efendim?", dingo'nun anlami da "buyur?" olsa gerek aborjin dilinde...
  • "semavi" dinlerin kitaplarında hiç geçmemesiyle inanılırlıklarını baltalayan hayvan. fil var, ebabil var, domuz var, karınca var, kanguru yok. niye ki?
  • avustralya'da yaşayan bir hayvandır.. rivayete göre "bir köprüde karşılaşmış iki inatçı keçi" şarkısının ilk halinde adı geçen hayvan kangurudur.. bu güzide şarkının güfte ve beste sahibi bir gün avustralya'da dolanırken dar bir köprüde karşılaşan iki kanguruya rastlamış.. kangurular inatlaşıyor, diğerinin geçmesine izin vermiyor ve kendileri önce geçmek istiyormuş.. elemanımız profesyonel boks maçında üç yahut dört raunda denk düşecek kıyasıya bir müsabaka sonrasında kanguruların aynı anda çıkardıkları sağ kroşelerle hep birlikte köprüden aşağıya yuvarlandığına tanıklık etmiş.. bu vaka neticesinde de "bir köprüde karşılaşmış iki inatçı kanguru" şarkısını yazıp bestelemiş.. gelin görün ki kanguruların bu davranışları inatçılıktan değil geri geri yürüme özellikleri olmamasından kaynaklanmaktaymış.. bu durum ortaya çıktıktan sonra şarkıda yapılan hata anlaşılmış ve çocuklara yanlış kaynaktan doğru mesaj verilmeye çalışıldığı saptanmış tabii.. yetkili merciler duruma el koyarak kangurunun yerine keçiyi adapte ederek bu vahim yanlışlığı düzeltmeyi bir görev bilmişler.. masal da burada bitmiş.. gökten üç şukela düşmüş.. biri bu entriyi yazana, biri okuyana, biri de ssg'ye.. afiyet olsun..
  • buldukları her keseye atlarlar.
  • dişi kanguruların üç tane vajinası varmış. haydi abazanlar kanguru sikmeye! asdfgdfsd

    misal erkek köpek balıklarının da penisi yokmuş. işte böyle acayiplikleri var hayvanların tabii. ama ne anlatacaktım, kanguru heh.

    amı olanın allahı olmaz sözünden yola çıkarsak bu kanguru hayvanı allah kitap bilmez diyebiliriz asdfgfsda ayrıca çok ilginç bir şey daha da öğrendim:

    kanguruların yavruları rahimde bir süre geliştikten sonra keseye düşüp gelişiminin çok önemli bir kısmını kesede tamamlıyorlar. bunu biliyordum. yeni öğrendiğim şey, ilk yavru keseye düştükten sonra, dişi kanguru hemen sikişip ikinci bir embriyo oluşturup yavrunun yedeğini alıyormuş. bunun gelişmesini durduran bir de hormon salgılıyor. sözgelimi kesedeki yavruya bişi oldu süt emmeyi kesti ne bileyim öldü geberdi, anne kanguru hemen bu yedek yavruyu devreye sokuyormuş.

    hayvana bak be. bugün ben bilgisayarımdaki dosyaları bile yedeklemeye üşenirken kalkıp yavrusunu yedekliyor. amı olanın allahı olmaz işte bak üç tane am olunca böyle oluyo demek ki asdfgfdfsd

    ayrıca erkek kanguruların taşakları penisin üstünde olurmuş. penisleri de s şeklindeymiş.
  • b yayınlarndan çıkan örümcek adamların geyik bilgi hanelerinden öğrendiğim kadarıyla "ne diyorsun yabancı ?" değil "anlamıyorum" manasına geliyomuş isimleri avustralyalı yerlilerin dilinde.
    hatta bizim sydneydeki koçumuz mr.brooks softball turnuvasında, saha kenarında kendisine 10 dakika cezası veren melbornelu hakeme(ki herkes melbornelularuın ne kadar dangalak olduğunu bilir) "kanguru kanguru" demiş bizi ve seyircileri kahkahalara boğmuştur.hatta öyle ki ben 3. yardadan 6 metre atışım sırasında bu espriyi hatırlayıp olası bir sayıdan takımımı etmiştim.
  • sylwester'ın sıkça dev bir fare zannettiği hayvan
hesabın var mı? giriş yap