• terry pratchett'in çok sağlam bir kitabıdır. bizim kardak adası fiyaskomuza benzeyen bir diplomatik sorundan dolayı ankh morpork ve klatch'in birbirine girmesi üzerine kuruludur. kitapta klatch, oryanalist bir yaklaşımla herhangi bir arap ülkesine işaret etmektedir. bu bağlamda pratchett aslında kendi bilgisizliğinin bile bilincinde olup arapları aynı kefeye koyduğunu bizimle açık açık paylaşmaktadır. seventy-one-hour-ahmed gibi karakterler zaten ancak pratchett'in elinden çıkabilir.
  • eserin yarısından sonra özellikle climaxin başladığı sayfalardan itibaren gerek kelime esprileri gerek olağanüstü komik durum komedisi ve üstadın* kendisine has british humor soslu parodileri ile okuyanı yaran, hatta insan içinde sesli güldüren* kitap. rikomendıd.

    (bkz: discworld)
  • ingilizce savaş çığırtkanı. enfes bir cümle içinde kullanım örneği verelim, george orwell, homage to catalonia'dan:

    "the people who write that kind of stuff never fight; possibly they believe that to write it is a substitute for fighting. it is the same in all wars; the soldiers do the fighting, the journalists do the shouting, and no true patriot ever gets near a front-line trench, except on the briefest of propaganda-tours. sometimes it is a comfort to me to think that the aeroplane is altering the conditions of war. perhaps when the next great war comes we may see that sight unprecedented in all history, a jingo with a bullet-hole in him."
  • savaş yanlısı muhafazakar, ileri derece şovenist anlamına gelen bir hüsnütabir(tabiri güzelleştirme). ingilizcede 18. yüzyılda çıkmış, fetihle motive olan ilkel vatanseverliğe atıf yapmıştır. 93 harbi sırasında popüler olmuştur. imparatorluk vatandaşları genelde jingodur.
    osmanlı jingo olabilir. mesela devletin çökmeye yüz tuttuğu 19. yüzyılda hala müslüman tutuculuğu yapılmıştır. halk müslüman üstünlüğünü yok edip tüm osmanlıları eşit hale getiren mehmet emin ali paşa'ya düşman olmuş, cenazesinde helallik vermemiştir.
    bu sırada osmanlı bir valisi tarafında mağlup edilmiş, denge politikasıyla rica minnet ayakta durmaktadır. jingo bunu sorgulamaz, sadece fetih fikri ile motive olur. sonunda bu jingolar avrupa'daki milliyetçiliğe özenmiş, türk milliyetçisi olmaya çalışmış, bu çabalar devleti çökertmiştir.
  • jingo-lo-ba'dan farklı olmasına rağmen hep karıştırılan şarkıdır.
    nitekim (bkz: #5697906)

    jingo, santana'ya ait slow ve de enstrumantal bir şarkıdır.
    jingo-lo-ba ise samba ritminde sözlü bir santana şarkısıdır.
    böyle yani.
  • fikrimce discworld'ün en güzel kitabıdır. pratchett'ın rüyalarını vidyoya çekme isteği uyandırır.
  • ing . aşırı milltiyetçi anlamına gelir .
  • santana'nın en hareketli sarkilarindan. cok hos bir klip hazirlamislar, kim yaptiysa cok guzel olmus.

    youtube
  • terry pratchett’in, türkçe’ye haklı olarak “savaş naraları” olarak çevrilen, 1997 tarihli, 21. diskdünya romanı.

    öncelikle kelimenin özüne inelim:
    jingo kelimesinin kökeni, 1877-78 tarihleri arasındaki osmanlı-rus savaşı sırasında, ingiltere’de ünlü olan bir şarkıya dayanıyor - ki ingilizler osmanlıların tarafında. şarkının sözleri şöyle:

    “savaş istemiyoruz ama (we don't want to fight but)
    isa adına mecbur kalırsak (by jingo if we do)
    gemilerimiz de, adamımız da, paramız da var (we've got the ships, we've got the men, we've got the money too)
    daha önce de “ayı”yla (rusya) savaştık ve biz britonlar olduğu sürece (we’ve fought the bear before, and while we're britons true)
    ruslar konstantinopolis’i alamaz (the russians shall not have constantinople)”

    isa’nın adını ağızlarına almak hristiyanlar için bir küfür (aynı bizim cin yerine üç harfliler dememiz gibi). o nedenle jesus yerine jingo diyorlar.
    bu şarkı, jingoism terimini bizlere bağışlıyor: jingoism savaş çığırtkanlığı demek.

    diskdünya aleminde klatch imparatorluğu, dünyamızdaki arabistan’ın karşılığıdır. ankh-morpork ise roma gibi akla gelecek tüm metropolitan şehirlerin bir örneğidir. bu iki ulus tarihte devamlı savaşmışlardır. romanın geçtiği dönemde sarsak bir barış halinde olsalar da; iki toprak arasındaki ‘halka deniz’de aniden beliren bir ada, iki ülke arasındaki gerilimi artırır.

    görsel

    bin yıldır sular altındayken aniden su yüzüne çıkan efsanevi “leshp” adasına; o sırada halka denizde “meraklı kalamar” avlayan iki tekne; bir klatchlı bir morporklu balıkçı rastlar. ikisi de ada üzerinde hak sahibi olduğunu ileri sürer.

    o esnada ankh-morpork’ta diplomatik bir seremoni için bulunan klatchlı prens suikasta uğrar ve ağır yaralanır. artık savaş kaçınılmazdır. her iki şehirde yayılan savaş çığırtkanlığı sonucu ordular toparlanır. bu fırsattan fazlasıyla yararlanan lord rust yönetimi ele geçirir.

    ankh şehir bekçilerinin komutanı vimes, bu gizemli suikastin kimin ekmeğine bal sürdüğünü ortaya çıkarırken; tesadüfler sonucu havuç ve kadın-kurt angua ile klatch’a doğru yola çıkar.

    diğer yandan, koltuğundan edilen ataerk, tamamen işlevsiz colon ve nobby ikilisini yanına alarak, sponsor olduğu quirmli leonard’ın (leonardo da vinci’nin diskdünya versiyonu) tasarladığı denizaltı vasıtasıyla efsanevi adaya yol alır.

    quirmli leonard:görsel

    klatchlı kılığında gizli görevdeki ataerk, colon ve nobby:görsel

    tabii ki ortada, görevi belirsiz bir klatch suikastçisi; 71-saat ahmed vardır:görsel

    hakiki bir savaş karşıtı olan terry pratchett, savaşın anlamsızlığı, savaştan nemalanan insanların ahlaksızlığı, ırkçılık ve zenofobi üzerine, ironiyle karışık acımasız eleştirilerini bir bir sıralıyor kitapta. temas ettiği her konu okuyucuda bir farkındalık bir aşinalık uyandırıyor.

    yazar bu romanda bekçilerin karakterlerini daha fazla belirginleştirmeye önem vermiş. doğruculuğuyla göz dolduran havuç, burada neredeyse bir robot gibi hareket ediyor. o kadar ki vimes bir çok durumda havuç’un gerçekliğini sorguluyor.
    pratchett’in göz bebeği, vahşi bir zarafet taşıyan angua ise neredeyse bir super hero. ayrıca sevgilisi havuç’u fazlasıyla sahipleniyor.
    vimes yine emir adamı olmakla halkın adamı olmak arasında sarkaç gibi sallanırken varoluş sancılarıyla boğuşuyor.
    colon ve nobby’nin asker geçmişleri belirginleşiyor.
    ataerk’in sınır tanımayan diplomatik zekası bir kez daha kanıtlanıyor.
    yeni karakterler; 71-saat ahmed acımasız ama iş ahlakına sahip bir suikastçi. ressam ve mucit quirmli leonard, bir kedi yavrusu gibi havai, masum ve odaklanmaktan yoksun.

    kitabın olay örgüsü ank-morpork’ta kusursuz bir siyasi polisiye gibi işlerken, klatch topraklarında geçen son bölümlerde sıkıcılıktan kurtulamıyor. yine de verdiği mesajlarla akıllarda uzun süre kalacak bir roman jingo.

    ………vimes ve havuç konuşuyorlar………

    “….iki ülke savaşmayı bırakalı yalnızca on yıl oldu. bazı dini anlaşmazlıklar yüzünden savaşıyorlarmış.”
    “silahları bittiği için mi bitmiş savaş?” dedi vimes.
    “taşları bittiği için efendim. silahları geçen yüzyıl bitmiş”
    vimes başını iki yana salladı “işte bunu hiç anlamıyorum” dedi. “insanların, sırf tanrıları didişiyor diye birbirlerini öldürmesi…”
    “ah, tanrıları aynı efendim. görünüşe göre, kutsal kitaplarındaki tek bir sözcük yüzünden savaşıyorlarmış. elharibliler, sözcüğün ‘tanrı’ anlamına geldiğini söylüyor, smaleliler ise ‘insan’ anlamına geldiğini.”
    “bu iki anlamı nasıl karıştırabilirsin ki?”
    “şöyle ki efendim, bir harfin bir noktası varmış; fakat diğerleri o noktanın yalnızca sinek pisliği olduğunu öne sürüyor.”
    “bir sinek yanlış yere pislediği için yüzyıllarca savaştılar, öyle mi?”
    “daha kötü de olabilirdi” dedi havuç. “sözcüğün soluna pislese, sözcük ‘meyankökü’ anlamına gelirdi.”
  • sylvia plath'ın ted hughes'tan önceki büyük aşkı richard (dick) sassoon siegfried sassoon'un fransız torunudur. siegfried sassoon asker olarak, şair olarak en azından önceleri bir jingoistmiş****.

    carlos santana - jingo, jin-go-la-ba
    (bkz: ginkgo biloba/@ibisile)*
hesabın var mı? giriş yap