• yaptığı güzel müziklerin yanında, pek çok şarkısı da sample lar üzerine kurulmuştur jens abinin. ilk başlarda albümlerinde de yazmayan pek çok net sample icrası fark edince "vay jens vay" "oh you're so arakçı jens" gibi yakıştırmalar yaptık, ama sonrası kendisi çıkıp aşağı yukarı şöyle bir açıklama yaptı: "evet, pek çok şarkım sample lardan oluşuyor, samplelar da zaten aşikar, ama albüme yazamıyorum çünkü bunu yazmak için telif ödemek zorundayım. ve eğer bunları ödemek zorunda kalırsam, daha albüm çıkmadan büyük borca girerdim ve sittin bin tane albüm satsam da bu borç kapanmazdı. telifler çok pahalı:'( "

    bazı sample larını da hatır gönül ile izinli olarak alıp kullanan şahsın bu açıklamasından sonra ben şahsen "adam napsın abi" moduna girsem de, bir çok telif savunucusu adamın hala yakasındadır, sessiz çığlıkları hala jens'in içini ürpertir. işin etik yanı tartışılır tamam ama, kanımca tartışılmayacak nokta lekman'ın bu sample ları kullanışındaki inceliktir, müzik ruhudur. şimdi bizzat duyduğum ancak çoğu "resmi" olmayan sample larından bir demet yazayım buraya alfabetik olarak:

    a higher power - 90'larda müzik yapmış az bilinen ingiliz indie grubu blueboy'un so catch him'in 1 dakikalık yaylı introsunu sample alıyor burda jens. ve introyu azıcık yavaşlatıp, biraz davul ekleyip, sesi de resmen açıyor. orijinal şarkı introdan sonra bambaşka bir şarkyıa dönüşse de, jens lekman yaylıları koruyor ve fikrimca parça orijinalinden iyi sample çalışmaları arasına adını yazdırıyor.

    a sweet summer's night on hammer hill - burda iki sample söz konusu. ama nasıl ince, nasıl incitmeden almış şaşarsınız. intro motown'ın esaslı ablalarından martha and the vandellas grubunun zıplatan şarkısı (love is like a) heatwave'in "horn" introsu. bu şarkıda aralara bir kaç nota eklenmesiyle daha nefis bir hal almış. bir de yine bir "kız grubu" olan shangri-las'ın remember'ından alınmış "oh no no no" sample ı var ki anlatılmaz dinlenir, epey keyifli, cin.

    black cab - duyanları hayrete düşürecek, çok net bir sample daha. yeryüzünün en az bilinen kral gruplarından the left banke'nin düşünceli şarkısı i've got something on my mind'ın üzerine kuruluyor burda parça. ama çok güzel olsa da orijinalini geçmeyi beceremiyor gözümde.

    f-word - bu da arab strap'ın sonlarına doğru mikrofonu açık unuttuğu acayip şarkısı kate moss'tan sample lı. açıkçası ne kate moss'u çok sevebildim, ne de f-word'ü, ama ikisi de arşivimde durur, yani ikisi de dinlemeye değerdir gözümde.

    happy birthday, dear friend lisa - buradaki baştan sonra sürüp giden "maldiv adaları sabahı" klavyeler ise brian wilson'ın kankası van dyke parks'ın steelband'inden alınma. bu sefer hızlandırmış, tef eklemiş ve güzelleştirmiş melodiyi. orijinalinden iyi derim.

    i saw her in the anti war demonstration - burda ilk girişte mamas and the papas ve onların bir dans şarkısıyken alıp hüzne boğduğu do you wanna dance'in kemanları var, ama hemen ardından bomba geliyor ve hemen her detayıyla (davula dikkat) paul mccartney'nin nefis bestesi what you're doing'in introsunu anıyoruz. ama buradaki asıl sample ın patron bruce springsteen imzalı jackson cage olduğu da söylenebilir.

    i'm leaving you because i don't love you - burda süre giden piyano da laura nyro'nun - ki kendisinden bir sample da kanye west'in almışlığı var- wedding bell blues parçasından, onun az hızlandırılmış hali. ayrıca davul kısımları the tough alliance'tan izin alınarak take no heroes şarkısından alınmıştır.

    maple leaves - mamas and the papas'ın nefis cover'ı do you wanna dance burda kendisini bir kez daha gösterirken, şarkı boyunca devam eden ve adeta geriye doğru adım atan keman melodileri the left banke'nin olağanüstü işi walk away renee'dendir. bu iki şarkı da fevkalade olduğu için fazla bir şey katamamış jens.

    pocketful of money - yine bir izinli sample olayı yanlış bilmiyorsam, beat happening'in gravedigger blues şarkısından ritmini ve şarkı sözlerinin bir kısmını alıyor ama oraya o piyanoyu koymak da yine jens'in güzelliği.

    sipping on the sweet nectar - jimmy webb bestesi by the time i got the phoenix'ten alınan yaylı orijinalini aratıyor desem yalan söylemiş olurum.

    the opposite of hallelujah - bu şahane şarkı da sample'ını 1970lerin başından alıyor. görece geri planda kalmış motown grubu chairmen of the board'ın, daha sonra kylie minogue tarafından da coverlanan "bırrrrr" lı şarkısı give me just a little more time'ı üzerine kuruluyor. ama yaylılar yine jens'in farkını belli ediyor. burda orijinaline de toz konduramadığım için ikisini de ayrı seviyorum diyeyim.

    şimdilik aklıma gelenler bu kadar, aslında müzik kültürüm jens kadar geniş olsa muhtemelen diğer pek çok şarkısında da sample lar bulunabilir ama başta da dediğim gibi, benim için önemli olan ortaya müzik adına yeni ve güzel işler çıkması. bu listeyi de sırf manyaklığımdan -bi de belki biri okuyup your arms around me'deki yaylıların nerden geldiğini söyler umuduyla- yazdım.
  • geçenlerde kenarda kalmış entrylerime göz atıyorum. kimi not almak için başlıktan alakasızca yazılmış yazılar kimi göndermeye cesaret edemediğim hassaslıklar falan derken bir baktım neredeyse bir albüm oluşturacak kadar jens lekman şarkısı için gönderilmemiş entrym var. hepsi yarım ama. çoğu, şarkıyı ne kadar sevdiğimi betimlemeye çalışan zavallılıktaki yarım cümleler; duyguları bir türlü toparlayamamış bir de kendimi aynılayıp durmuşum. hepsi yarım ama acayip samimi. belli yani ne kadar sevip de sevgisinden duygu kekemeleşmesi yaşadığım.

    dedim hadi bu gece pocketful of moneyi dinlerken tamamlayayım entrysini. yine olmadı be. duygularımı ifade edemeyecek kadar bağlıyor bu yüce insanın sesi beni. kifayetsiz bırakıldık şarkılarında. illa bir şey diyeceğiz ya işte sonunda minnetimi bu başlıkta dillendireyim dedim.

    bazı hisler hiç aktarılamıyor sözlük. öylece kulaklardan giriyor, mideye kramp oluyor.
  • çok seviyorum..farkettiğime seviniyorum..loş ışıklı gecelerimde ve bol güneşli gündüzlerimde bana eşlik etmesine bayılıyorum..iskandinavya'nın bana çoktan bozulmayacak bir büyü yaptığını görüyorum..şarkı sözlerinin ve müziğinin güzelliği tarkovski'nin ayna'sındaki yerden yükselmiş,huzurla uyuyan kadın yapıyor beni,çok sepia..onu tam şimdi dinlerken çıplak ayağımı duvara yasladığımı farkediyorum,ekranın üzerinden kafamı kaldırıp camdan yansıyan yüzüme bakmak aklıma geliyor,sevdiğim insanları hatırlıyorum..hayır,müziği bana eşlik etmiyor bu gece,bir kapı açıyor,içine alıyor,dönmek istemiyorum,evet,etraf sepia.......
  • secretly canadian etiketiyle yayimlanan maple news ve rock dennis ep'lerinin ardindan mayis 2004'te ilk albumu when i said i wanted to be your dog* albumunu yayinlayan isvecli muzisyen.
  • kulağa jay jay johansson'un antitezi gibi gelen. pek naif.
    'when shirin cuts my hair, it's like a love affair'
  • sozunu dinleyin, kim ki o dinlemis de olursunuz:

    "what’s currently taking up space on your itunes library? any recomendations for our readers to check out?

    i’ve gone over to cd at the moment, remember cd? the little shiny plastic discs? they’re great, such clean perfect sound… my favourite cd at the moment is by a turkish band called kim ki o, they have a homemade cd which is amazing. a bit post-punk but with some kind of eastern touch to it, the harmonies are weird but very familiar at the same time."

    http://thelineofbestfit.com/…view-with-jens-lekman/
  • reset magazin in istanbul konseri öncesi röportaj yaptığı şeker insan.

    http://www.resetmagazine.net/…yi4/insan/insan1.html
  • sadece noeli ve taptaze aşkları anlatan hollywood filmleri tadında şarkılar yapan adam. o şarkı söylerken sokak lambasının altında yürüyen aşık çiftler kartopu oynamaya filan başlarlar, kara iyice bulandıktan sonra yere uzanıp gökyüzünü seyretmeye başlarlar... şarkı, geyikler yeryüzüne inerken biter.
  • türkiye'de işler boka sardıkça kendisini dinleme oranım artıyor.

    rastlantı olamaz.
  • kendisiyle "the end of the world is bigger than love" şarkısı ile tanışmış oldum. pek tabii ki bir isveçliden beklenecek kadar hoş bir müzik icra etmesi de cabası, diğer örnekler için (bkz: the cardigans), (bkz: detektivbyrån), (bkz: mando diao), (bkz: peter bjorn and john), vs.

    şarkıları dizilerin fon müziği, filmlerin fon müziği olacak sevimlilikte, kırlarda koşturan genç insanlar, jane austen kitabından fırlamış karakterler, ağaç yaprakları arasından süzülen güneş ışığı huzmeleri, vs...

    yalnız kendisinde çok fena kanye west havası seziyorum, "alakaya ne limon suyu sıkıyorsun?" diye sorarsanız, jens arkadaşımız da kanye west vari hareketlerle, müziğin mutfağından booool kepçe faydalanıp o sample senin bu sample benim, birçok şarkısını sample'lar üstünden kurmuş. o sebepten, kendisini yargılamıyorum.
hesabın var mı? giriş yap