• --- spoiler ---
    filmin bir yerinde, gırgır ali ve rehinesi evde iki genci öpüşürken basarlar:

    gırgır ali: sen kimsin
    oğlan: ben inşaaat mühendisi bilmemkimin oğluyum
    gırgır ali: ya sen
    kız: ben de mühendis hedehödü nün kızıyım
    gırgı ali: inşaat yapıyordunuz galiba...

    --- spoiler ---
  • - "bugün cuma yarın gelecekti."

    cüneyt arkın, hiçbir şeyi önemsemeyen, ipe sapa gelmez bir karakteri çok güzel oynamıştır. kuşkusuz karizmasını bu farklı ve hoş karakterle de korumayı bilen arkın, gırgır ali tiplemesiyle izleyicinin hayranlığını da kazanmayı bilmiştir. hüzün ve mutluluğun bir filmde böylesine uyumlu işlenmesi çok güzel bir keyif veriyor insana. burda filmin yönetmeni şerif gören, alkışı hakediyor. ayrıca filmde çarşaf'ın öldürüldüğü sahne, bence sinema tarihinin en hüzünlü sahnelerindendir.

    efsane filmde cüneyt arkın tarafından atılan unutulmaz bir tirat;

    + yasemin*: ne düşünüyorsun?

    - gırgır ali: çocukluğumu.
    beş yaşında simit çaldığım günü...
    sübyan koğuşunu; çocukları düşünüyorum;
    itilen kakılan, kötü yola itilen çocukları...
    ilkokula başladığım günü.
    dokuz yamalı pantolonumu, çamaşırcı zehra hanımı düşünüyorum.
    gazoz sattığım, mahmutpaşa'da çığırtkanlık yaptığım günleri;
    (gırgır ali şivesini değiştirerek) evet çaçalar, trapezler, tokyolar, twistler, koskocaman parçalar bir lira, yüz kuruş, hanım içerde.
    tezgah yeri yüzünden yaralama ve diğer suçlar.
    sonra mapushaneler mektebim oldu. belalı oldum.
    bir gün bir kız çıktı karşıma, gülen bir kız; hep gülen. sevdim onu; evlendik. bir çocuk erkek, bir de kız ve sonra ölüm aldı onları.
    o günden sonra amaçsız yaşadım.
    gırgırla
    yıllar, yıllar; kederli ve neşeli yıllar .
    ve seni kaçırdım. senin yüzünde gülüşünde beni rahatlatan bir şey vardı. sonra buramda bir burukluk, gözlerimde ıslaklık...

    - ..."bir istasyon var yakında."
  • cüneyt arkın'ın gırgır ali karakterini canlandırdığı bu filmi her izlediğimde evdeki bakır sahana iki yumurta kırıp pul biberi basıp bir somun ekmekle(ama eskinin somunuyla) yiyesim gelir. gırgır, çarşaf ve fırt döneminin şahane bir romantik komedisidir.
  • cüneyt arkın'ın eğlenceli ve yer yer hüzünlü filmi. aklımda yer eden bir sahne vardır:

    --- spoiler ---
    gırgır ali gırgırına balık tutarken,oltanın ucuna silahı takmış ve bu şekilde kendisi arayan polis ekibinden kurtulmuştur.yaklaşık 5 dakika sonra polisler silahım olta ucunda olabileceğini düşünerek geri gelir.ama geri gelirken geri geri gelirler,geri viteste yani.5 dakika kadar yol adıklarını düşünürsek, acaba ne kadar mesafeden beri araba geri viteste geliyor hep merak etmişimdir..
    --- spoiler ---
  • 1977 yapımı şerif gören filmi. senaryo ulu senarist bülent oran'a aittir. filmin çarpan tema müziğini ozanlar grubu yapmıştır.

    bana kalırsa türk sinema tarihinin yüz akıdır. günümüz romantik komedilerinin fersah fersah ilersindedir.

    tüm bunların dışında gırgır ali de bir cingöz recai havası vardır. gırgır ali'nin geçmişi farklı da olsa, fakir de olsa; kaçırma planında, insanlarla olan ilişkilerinde, hayata bakışında bir cingöz havası vardır.

    final sahnesinde cüneyt arkın'ın kendisini linç etmeye gelen insanları bi torba dolusu parayı havaya saçarak durdurması da tarihteki en güzel ve en dramatik materyalizm eleştirilerinden biridir. imho
  • 1977 yapımı şerif gören adak'ın yönettiği bülent oran'ın senaryosu yazdığı başrollerinde cüneyt arkın, hülya koçyiğit ve erol taş'ın oynadığı yeşilçamın yüzakı filmlerinden biridir. bu filme yüzakı dememin ilk sebebi bu filmle birşeyler anlatılmak istendiğini düşünmemdir. ama bir diğer sebebi de yeşilçamda absürdlükle dram ve komedinin beraber ne kadar da ustaca kullanıldığının en güzel örneklerinden birini sunmasıdır bu filmin.

    ayrıca erol taş'ın da bu filmdeki hakkını yememek lazım. bir kötü adam karakteri ancak bu kadar güzel canlandırılabilirmiş. bu satırları yazarken yine fonda filmin jeneriğini dinliyorum ve yine duygusallaşıyorum.

    gırgır ali'nin köpeği çarşafın öldüğü sahneyi de ne zaman izlesem gözlerim dolar. birazdan dayanamayıp yine izleyeceğim galiba.
    filmde gırgır ali içerken radyoda zülfü livaneli'nin eşkiya dünyaya hükümdar olmaz şarkısı çalar ve ali o anda şapkasının içindeki ölen karısının resmine bakar ve birden of be of diyerek şapkasını fırlatır.
    başka bir sahnede de yasemin ve ali birbirlerine yakınlaşmaya başladıklarında fonda zülfü livaneli'nden leylim ley çalar ve ali ile yasemin oynamaya başlarlar. işte hep rakı içerken fona bu iki şarkıyı verir ve bir kadeh de gırgır ali için içerim. bu denli etkileyen bir filmdir beni.

    filmin son sahnesi hem gırgırına yaşayan gırgır ali'yi özetler. hem de insanoğlunun para hırsının önüne hiç bir şeyin geçemeyeceğini:
    http://youtu.be/od-niljkyxi

    --- spoiler ---

    gırgır ali:güle güle
    yasemin:sen?
    gırgır ali:güle güle
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    gırgır ali'nin kaçırdığı hülya koçyiğit için fidye olarak santimine bin lira istediği film.

    --- spoiler ---

    (bkz: #20163671)
  • --- spoiler ---

    filmin finalinde görülen istasyon gebze tren istasyonudur. istasyonda nasıl otuz yıldır en ufak bir değişiklik olmadığını gözlerinizle görebilirsiniz filmi izlerken.

    cüneyt abi, bu filmde de toplumsal göndermeleri ihmal etmez, güzel kızların yanındaki çirkin erkekler olayına el atar:

    - bırak beni! eşkıyalık bu yaptığın!
    + asıl eşkıya ben miyim yoksa etrafındaki o zengin züppeler mi?! maymun gibi adamların yanında gencecik, güzel kızlar görüyorum!
    - sana ne?! alan razı satan razı!
    + işte bu modern köleliktir!

    ayrıca zülfü livaneli yorumuyla eşkıya dünyaya hükümdar olmaz'la beraber filmin ana tema müziği de güzeldir.

    ali'nin hesabına göre; santimine bir lira fidye istenen hülya koçyiğit'in boyu da topuklarıyla 1,72'dir bu arada. 172 bin lira fidye alır.

    bir de gizli reklam var filmde. cüneyt abimiz birasını açarken ''bira bu kapağın altındadır!'' demeyi ihmal etmiyor.

    cann measurer kulaklıktan uyardı; gizli reklamdan ziyade reklamlar tiye alınıyormuş..

    big in umuttepe der ki; topuklar dahil değilmiş ali'nin fidye hesabına.

    ek: o kısmı tekrar izledim; ''mantar topuk giyseydin dahil etmezdim.'' diyor cücü reis. benim söylediğim doğru yani.

    edit: interstellar star sağolsun topuk muhabbetinin geçtiği yeri de bulmuş, şuradan izleyebilirsiniz.
    --- spoiler ---
  • cüneyt arkin'in en güzel filmlerinden.
    elbet bok atilacak yönü bulunur ama cok güzel, seyri hoş bir film.
    en cok etkileyen sahnesi ise, bence,
    "hainlere ve kalleşlere acımayacaksın" derken cüneyt arkın'ın gözlerindeki şiddet, öteki adamın gözlerindeki acziyet...
  • bu filmin bir sahnesinde cüneyt arkın ı ayağında kırmızı mavi converse lerle futbol oynarken görürüz.

    http://www.youtube.com/…0rkoba&mode=related&search=

    edit: sırf futbol oynarken değil tüm film boyunca ayaklarında o ayakkabılar var hatta bi yerden sonra hülya koçyiğit de giyiyor..
hesabın var mı? giriş yap