• kabalık konusunda bir marka haline gelmiş alman hans'ından geldiği söylenir etimolojik olarak, ki doğrudur muhtemelen.
    dilimize almanca'dan geçmiş olduğu çok iyi bilinmeyen böyle bir başka kelime de daniska’dır: baltık kıyısındaki güzel liman kenti danzig’dir kökeni. lehlerin gdansk dedikleri bu şehir osmanlı zamanında mallarının (zannederim bilhassa da ipeklerinin) birinci sınıf oluşuyla nam salmıştır, ki daniska da “bir şeyin en iyisi, en kalitelisi” anlamında kullanılan bir kelimedir bugün. keza lepiska da aynı dönemden kalmadır; leipzig’ten gelmiş şahane ipeği andıran saçlar için günümüzde kullanılan bir metafordur.
    peki, bugün doğan çocuklara isim olarak kızlara lepiska, erkeklere daniska çok hoş olmaz mı?
  • 1975 yapımı bu film; yüreklerimizin kahramanı, insanı gülerken ağlatan ağlarken gülümsetebilen bir değer olan (bkz: kemal sunal), kalbimizi her daim yumuşacık yapan, neşe dolu annemiz (bkz: adile naşit), (bkz: meral zeren), (bkz: ayşen gruda) daha nice nice oyuncuların enerjisiyle hayat buluyor. bazı filmler toplumsal mesajlar dışında karakterlerin bize hissettirdikleriyle daha da anlamlı. bu filmi toroslara bakarken oturup yeniden izledim.
    gülümsedim...

    hanzo, toroslar'da ayılar tarafından kaçırılıp büyütülen bir insan. o tatlı profesörün her defasında davranışları hayvan gibi de olsa "o yine de bir insandır" deyişi içimi sıcacık yaptı. sahi bu dünyadaki herkes bilindik insan kalıplarında mı olmak zorundaydı? her şeyi ve herkesi kendimize benzetmek zorunda mıydık sahiden?...

    ya da komik diyalogları ayıptır çoluk çocuk izliyor diye kesmek mi zorundaydık 2024 senesinde bile?
    - hanzo, doktor hülya'nın (bkz: meral zeren) burnunu yanağını tutup bu ne bu ne dediğinde burun yanak demesini normal bulup, memesini tuttuğunda "memme" deyişi çok ayıptı da bunca kötülük etrafımızda kol gezerken hiç mi insanlığımızdan utanmıyorduk mesela, 2024 senesinde bile?

    bu film, toplumun farklı olanları rehabilite adı altında sıradanlaştırıp, kendimize benzetmeye çalışmamıza ve farklı olanı kabul edemeyişimize de hem komik hem hüzünle mercek tutuyor aslında. kemal sunal'ın içinde yer aldığı bütün filmlerdeki gibi kimlik, toplum baskısı, iktidar iki yüzlülüğü, iyilik kötülük problemleri bir filmle içimize işliyor. kemal sunal bunu üstüne üstlük gülümseterek yapıyor.

    toplum içinde yaşarken toplumun içerdiği tüm dinamiklere uyum sağlarız. kim olduğumuz, ne olduğumuz, nasıl bir gelecek içinde olabildiğimiz tamamen bu dinamiklere bağlıdır. davranış kalıplarımız, duygularımızı ifade etme şeklimiz bizi ya toplumun içine alır ya da çemberin dışına atar. işte hanzo aslında toplumdaki ötekini imgeler. (bkz: zeki ökten) yönetmenliğindeki bu film, "ötekinin" topluma uyum sağlamaktan başka hiçbir şansı olmadığını anlatır.

    "profesör: şimdiye kadar hiç insanca davranışta bulundu mu?
    asistan : hayır
    profesör: olabilir ama o yine de bir insan.
    profesör: korkunca ne yapıyor?
    asistan: korkuyor
    profesör: insan gibi mi?
    asistan: hayır hayvan gibi.
    profesör: olabilir ama o yine de bir insan."

    hanzo, ötekinin toplum tarafından rehabilite edilemeyişinin arada kalmışlığıdır. her canlının kendi yaşam dünyası, kendi gerçekliği ve dinamikleri vardır ama toplum sadece kendine benzeyene saygı duyar. benzemeyeni de kendine benzetir...

    hanzo, güldüren bir komedi filmidir ama bolca da düşündürür.

    kemal sunal, adile naşit, mümtaz ener, ayşen gruda ve nicesinin anısına saygıyla...
  • kemal sunal'in bu filminde gecen bir diyalog hakikaten akillara zarardir.
    once sahneyi tasvir edelim:
    hanzo vahsi dogada(?) yakalanmis ve inceleme amaci ile hastaneye getirilmistir. inceleme ekibinin basindaki profesor ile asistani, hanzo'ya bakarak konusmaktadirlar:

    prof: korkunca ne yapiyor?
    ast: korkuyor(?) *
    prof: insan gibi mi, hayvan gibi mi?
    ast: hayvan gibi!
    prof: olsun, o yine de bir insandir...
  • ayı oynatan adamın yanına gidip, ayısına "baba" diye sarıldığı sahne için bile 10 kere izlenebilecek bir film bence... inanılmaz komik... (bkz: kemal sunal filmleri)
  • kanal 7 versiyonunda hanzo, doktor meral zerenin memelerini hiç tutamamıştır hatta hanzo meme, mama, aymut üçlemesini bile söyleyememiştir. eee ben böyle olunca zevk alamadım... tuzlanmamış salatalık tadı bıraktı ağzımda...
  • adile nasit'in isterik e$ rolu de unutlmazlar arasindadir da, hanzo isimli karateci world heroes oyununda bulunmaktadir. mavi ku$agi, siyah pazubandin getirdigi ryu karizmasina hanzo ismi de hic gitmiyor be bilader.
  • bu hanzoyu daha bebekkene annesiyle beraber dağa kaçırır ayılar. bikaç gün sonra anasının ölüsünü bulurlar ama çocuk ortada yoktur. ayılar yemiştir derler. fakat yanılırlar. hanzo bulunduğunda köyün ihtiyarları farkerderler ki bu daha bebekken anasıyla beraber dağa kaçırılan çocuktur. meğer onu ayılar yetiştirmiştir. neden yememişlerdir ayılar çocuğu? çünkü ayılar insan eti yemezler.
  • kanal7'de izlemekte olduğum film. zuhahah çok egleniyorum lan her izledigimde.
  • mükemmel bir filmdir, kendilerini her gün izlemekteyim.
    oyuncu kadrosuda baya geniştir, 74 milyon civarındadır.
    -yere tükürenler.
    -yaya geçidinde yol vermeyenler.
    -sokaklara çöp atanlar.
    -sürekli küfürlü konuşanlar.
    -yiyip içerken hayvana benzeyenler.
    -başkalarını rahatsız etmekten rahatsız olmayanlar.

    bu kadro böyle uzuyup gidiyor.
  • suresi 56 dakikadir.
hesabın var mı? giriş yap