• keiji nakazawanın çizdiği ve yönettiği önemli bir anime. bu anime, ikinci dünya savaşı sonlarında japonya'da hiroşima'da geçmekte, o zamanın sosyal ve politik durumunu açıkça anlatmaktadır. ayrıca 1945'de şehre atılan atom bombasının verdiği hasarı, gen isimli bir japon çocuğunun gözü ile aktarmaktadır. kesinlikle yanlı bir film değildir, zamanın japon imparatorunu nefret ile anmaktadır. bu film batıda pek başarı kazanmamıştır.
  • on adet kitaptan oluşan bir seri. ilk yedi kitabı tudem yayınları (desen yayınları) tarafından türkçeye çevrilmiştir.

    yalınayak gen #1: hiroşima'nın hikayesi *
    yalınayak gen #2: ertesi gün *
    yalınayak gen #3: bombadan sonra *
    yalınayak gen #4: küllerin içinden *
    yalınayak gen #5: bitmeyen savaş *
    yalınayak gen #6: gerçeği yazmak *
    yalınayak gen #7: kemikler toza dönüşürken *
    yalınayak gen #8: ölüm tacirleri *
    yalınayak gen #9: sınırları aşmak *
    yalınayak gen #10: asla pes etme *
  • nagazawa tarafından yazılıp çizilen,dört ciltten oluşan, şu ana kadar yayınlanmış üç cildiyle insanı ağlatıp savaşa lanetler ettiren,japon imparatorlarının hiç te delikanlı olmadığını gözler önüne seren, türkiye' de yayınlanan ilk manga .

    ikinci cildin bir yerlerinde hasta annesi için pirinç arayan gen'i takip ederken resmen film izlerken dramatik bir sahne geçene kadar gözleri kapamak gibi gen pirinci bulana kadar olan sayfaları atladım.bir kaç pirinç tanesi için insanın bu kadar küçülmesini,savaşın bu kadar kötü bir şey olmasını yüreğim kaldırmadı.

    çizgi roman ın bir anlatım sanatı olduğunu kabul etmeyip alay edenler bir daha düşünsün deyip kenara çekiliyorum...
  • 2. japon animasyon gunlerinin uc arkadas beraber gidip izledigimiz acilis filmi.

    biraz gec kaldigimizdan bastaki panelin buyuk bir bolumunu kacirmis, kalabalik salonda ancak arkalarda oturacak bir yer bulabilmistik kendimize. panelin bitiminde barefoot gen'e, onur alparslan'in bir uyarisiyla gecildi: 'aramizda bazi kucukler de goruyorum, eger cocugunuzla birlikte geldiyseniz lutfen bu filmi ona izletmeyin, hem konu hem de icerdigi gercekci sahneler yuzunden cocuklar icin uygun bir film degil bu.' onumuzde boyle babasiyla oturan bir kucuk vardi ve baba bu uyariyi pek ciddiye almamisti ta ki filmdeki atom bombasi sahnesine kadar, sonra apar topar birlikte kaciyorlardi salondan. savasin en igrenc, en acimasiz yuzunu masum, kucuk bir cocugun gozunden ama bir o kadar da inandirici bir bicimde oyle basarili anlatmisti ki film, bittiginde herkes o salona girdiginden cok farkli bir ruh haliyle ayrildi oradan. uc arkadas (ki birisi kardesimdi) gitmistik demistim ya, cikista kizilay'a donus icin japon kultur merkezi'nin onunden gecen oran dolmuslarini bekledik, bekledik diyorum cunku bir 10-20 dak. surdu bir dolmusun gelmesi. ama tum bu gecen surede ne birbirimizin yuzune bakabildik ne de tek bir kelime cikti agzimizdan, onlar adina konusamam ama hepimiz insanligimizdan utanmistik galiba...
  • atom bombasi sivil halkin ortasina dustugunde saftorik saftorik elinde balonla gezen cocugun eriyisini gordukten sonra abd'ye ilgili zaten sallantida olan duygularim iyice dibe vurdu. filmde mukemmel gorsellestirmisler. cok uzak olmayan bu olaydan sonra abd'yi bu kadar kolay affeden ve inanilmaz bir hayranlik gosteren japon halkini da anlamak guc zaten.
  • aslinda 2000 sayfadan uzun bir cizgi romandir. ilk kitapta gen'in ailesi ve savasa karsi cikislari, bu yuzden gorduklari baskilar anlatilmaktadir. bu kitabin sonunda hirosima yerle bir olur (sonunu anlatsam da fark etmeyecek nasil olsa), ikinci kitapta ise sehirde felaketten sonra ayakta kalmaya calisan insanlarin hikayesi vardir (bkz: radyasyon zehirlenmesi).

    keiji nakazawa'nin kendisi de cocukken bu felaketi yasamis, ancak rahat edemeyerek insanlara orada olanlari anlatmaya calismistir. ingilizce cevirisinin onsozu art spiegelman'indir.
  • savaşın bölge ve insanlar üzerindeki yıkıcı etkisi acımasızca işlense de karakterlerin üzerine eğildiğimizde hem tepkilerini yansıtan çizimler başarılı değil hem de karakter tepkileri anlık ve oldu bitti havasında işlenmiş.

    japonların özgürce ve çekinmeden kullandığı dehşete tanık olma durumunun türevleri gibi başarıyla kullanıldığı bu animede ortada. ama yine animelerde pek başarılı olan drama konusunda eksiklik bir eksiklik mevcut.

    atom bombasını denemek için hiroşima halkını kobay olarak kullanan amerikan acımasızlığına üstün körü dahi değinilmemiş. 'eğer japonlar savaştan erkenden çekilseydi hiç bir şey olmazdı' gibi sabit bir fikir inşası söz konusu.

    evet savaşta toplumun yaşadığı dehşeti ve sonuçları gerçekçi bir biçimde sergileniyor. atom bombasının hemen akabinde hiroşima'da gerçekleşen yıkım içinizi zedeliyor ancak bilmiyorum, hotaru no haka gibi insanı kahreden bir drama daha derin etkiler bırakabiliyor.
  • animesi için konuşmak gerekirse başından sonuna kadar politiktir. çocukları cezbedecek bir üslupta çizilmiştir fakat dehşet verici bir çok sahnesi vardır. gözleri yerinden çıkan, kömürleşen, etleri kemiklerinden ayrılan, yanarak ölen insanlar, üst üste yığılıp yakılan cesetler ve birçok ağır sahne animede yer bulmuştur.

    bu anime çocuklar için yapılmıştır. japonya'yı savaştan sonra ayağa kaldıran barefoot gen eration'ın ruhunu gen karakteriyle yansıtmıştır. anime yanlıdır. grave of the fireflies saf bir savaş ağıtıdır fakat hadashi no gen saf bir savaş ağıtı olmaktan çok uzaktır. hadashi no gen japon çocuklarına bir öğüttür. buğday gibi olun, unutmayın, vazgeçmeyin, çok çalışın, yoksa sizide böyle yok ederlerdir.

    gen'in babası gen'e anneyi ve geleceğini emanet ettiğinde aslında japonya'yı emanet etmiştir. babasının mensup olduğu grup ise japonya'nın ta koreden beri politikalarını gizliden gizliye protesto eden aklı başında japonlar. bu japonlar aynı zamanda yeni japonya'nın mimarlarının babaları. filmin sonunda savaşın yarım bıraktığı hayal gerçek olur. gen'in yaptığı gemi suyla buluşur ve yol alır. gen ısrarla gemi yol almadan önce hazır mısınız diye sorar, yeni kardeşi yetim ryuda ve annesine. gemi barefoot generation hayalidir, bu jenerasyonun bir kısmı pek tabii olarak savaşta kaybedilmiştir. bu hayali yaşatmak kalan kısmına kalmıştır. hayal ise basittir açlığın olmadığı, güçlü bir japonya.

    ben filmi beğenmedim. abartılı değildi,. yoğundu, propagandaydı. her şeye rağmen çocuklara yönelik nasıl propaganda yapılırın güzel bir örneğiydi.

    tüm bunların dışında hadashi no gen'in örgütlediği kötü bir şey yok. savaş karşıtı ve japon gençliğine yılmayın ve unutmayın diyor. hepsi bu. etkili çünkü savaşın dehşetini çizme cesareti gösterilmiş. yinede sik kafalı japon asker kavramına hayat vermiş bir ülkede bu film ne derece sağlıklı bireyler yetiştirir tartışılır.
  • yalınayak gen ismiyle türkçeye çevrilmiş bir manga. tudem yayınları tarafından basılmıştır.
    savaşın ve propogandanın neler yapabileceğini en çarpıcı şekilde gösterebilen bir mangadır. ayrıca ikinci dünya savaşı sırasında japon halkının hayatını da güzel bir şekilde anlatır. herkesin okuması gerektiğine inandığım bir eser...
  • animesi güzel, mangasına hiç bakmadığım eser.

    bir mangayı animeye çevirmek zor bu eserde bu bariz biçimde görülmüş. özellikle atom bombası sonrasında gen ile annesinin düştüğü dram, biraz çabuk geçilmek zorunda kalmış. bunu da mevcut film süresine bağlamak lazım.

    gerçek bir hikayeden alındığı açık hatta keiji nakazawa'nın kendi hayatı desek tam yeridir. gen'in saçının döküldüğü sonrasında ağlama sahnesi, finalinde saçlarının çıkması tekrar tutunması hayata, güzel ayrıntılar. keiji nakazawa'nın da geçtiğimiz aylarda kanserden hayatını kaybetmesi de, gen'in sonu bir yerde.
hesabın var mı? giriş yap