• thorstein veblen'ın ortaya koyduğu iktisadî bir kavramdır. veblen aslında bunu ikinci sanayi devriminin yarattığı yeni zenginlerin tüketim kalıplarını tanımlamak için kullanmıştır. ama günümüzde her kesimin statü göstermek için mal ve hizmet satın alımlarını karşılamak için kullanılmaktadır.

    (bkz: snob mal)
    (bkz: veblen malı)

    örnek vermek gerekirse; maaşı 1.000 tl olan adamın, ona buna caka satmak için 1.500 tl'lik telefon alması modern anlamda bir gösteriş tüketimidir.
  • kapitalizmin iyice kızıştırıp maymun ettiği insanlıklardandır...
    -kimileri angutça anlayacak ama- hippilik bu gediğe konmuş en iyi taşlardan biridir.
  • thorstein veblen tarafından ortaya atılan ve statü kaygısıyla tüketim yapmanın karşılığı olarak çıkan terim. weblen bunu eski kabile toplumlarındaki statü biçimlenmelerinin bir benzeri olarak görür. tüketilen malların seçiminin kullanım yararı bazlı değil, ilkel toplumlardaki gibi statü bazlı olduğunu iddia eder. bu bağlamda statü sahibi bir insanın hiçbir ekonomik değeri olmamasına karşın felsefe ve güzel sanatlar bilme gereksinimini, ya da tenekeden yapılma olanlarının işlevli olmasına karşın gümüş çatal bıçak takımı kullanma gereksinimini conspicious consumption olarak adlandırır. özellikle sanat tüketimi açısından bakıldığında, sanırım elle, cosmopolitan, ya da 100 soruda sanat, edebiyat, felsefe gibi dergiler ve kitaplar okuyarak (sözde) entellektüel birikim yapıp, konser sonrası "konser nasıldı?" sorusuna her daim "çok şahaneydi" yanıtını veren kitleyi, yani "leisure class"ı işaret etmektedir. veblen'in normatif sonuçlar ima eden satirik teorisini değerlendirdiğimizde herhangi bir şeyin faydası işleviyle özdeştir gibi bir yargıyla karşılaşırız ki, sorgulanması gereken bir konudur. örneğin anarşist bir toplumun dile geldiği mülksüzlerde bile mülk tanımlanmamasına karşın battaniyesini yanında taşıyan ve özel değer atfeden insan örneği gösterilir. bununla eşyaya bağımlılığın, eşyaya tarih atfetmenin insan doğasının gereği olduğu vurgulanır. özetle, değer yalnızca kullanım yararı ile açıklanamaz; tüketim seçimleri, ve dolayısıyla kişisel fayda, birçok etkenin yanında toplumsal etkenlerle şekillenir.
  • guy debord'un gösteri toplumu'nda ''hayatla malın iç içe geçişi'' olarak tanımladığı süreç. o ön görmüş, tanımlamış, ölmüştür; biz hala içinde çırpınmaktayız.
  • ihtiyaç dışı alınan ve tutarı ederinden fazla olan tüm meta, iş ve oluşları kapsar.
  • sırf marka çanta alabilmek için hayat kadınlığı yapan kadınların da içine girdiği grup.
  • tam da şöyle bir şeydir.
  • bazı çinlileri çocuklarını satacak dereceye getiren çılgınlığın adı. önceden de bir genç aynı sebepten böbreğini satmıştı. no'oluyo size lan?

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25473382
  • adından da anlaşılabileceği üzere tamamen gösterişe dayalı mal veya hizmetler bütünü. bu tüketim çeşidinde ürünün ya da hizmetin fiyatı ederinden çok daha fazladır ve talep görmesinin sebebi tamamen budur. temelinde kimsenin yapamadığını yapabilme, kimsenin sahip olamadığı bir şeyi edinme isteğinin olduğunu düşünüyorum.
  • oldukça eski bir olgudur.

    insanlar geçmiş dönemlerde sahip oldukları gücü ve statüyü çevreye göstermek amacı ile alışveriş yapar ve bunu şatafatlı partilerle, yemeklerle sergilerlerdi. günümüzde de pek değişen bir şey yok. sadece gösterişi yaptıkları mecralar ve şekiller farklılaştı.

    insanlar ürünleri çevrelerine bazı mesajlar vermek için alıyorlar. gösterişçi tüketimi yönlendiren bir başka boyut ise çevrenin ürüne verdiği tepkidir. kişinin çevresi ürünü prestij ürün olarak değerlendiriyor ise tüketicinin tatmin düzeyi artmaktadır. bu nedenle gösterişçi tüketimde kişilik özellikleri ve çevreden etkilenme düzeyi oldukça yönlendiricidir.

    tabii ki desteklediğimiz bir şey olmakla beraber (bkz: kapitalizmin çöküşü)
hesabın var mı? giriş yap