• gösteri toplumu adlı kiatbıyla günümüz medya-şiddet haikmiyetini gayet erken safhada yorumlamış, anarşist, situationist internationalin kurucusu ve feshedeni, 68 olaylarının arkasındaki esrarengiz siması, kendini kalbinden vurarak intihar eden felsefeci, sartreın bir alteregosu.
  • (bkz: memoires)
  • nanterre'de dolaşırken "alkol yavaş yavaş öldürür" diye bir duvar yazısı görünce "olsun, benim vaktim var" diye yazının altına not düşer. sitüasyonist bir sabır ustasıdır.
  • *tek kitabı olan gösteri toplumu'nda uzunca yıllar referans gösterilecek/gösterilen aforizmalarıyla, ağır bir kapitalizm eleştirisi getirmiştir. (kitabını yayınlandıktan yıllar sonra editlemiştir.) "gerçek anlamda altüst edilmiş dünyada doğru, bir yanlışlık anıdır" lafıyla adorno'nun "yanlış hayatlar doğru yaşanmaz" aforizmasını hatırlatır. isviçre'de yapılan bir araştırmaya göre insanın debord'un kitabını okuduktan sonra uzunca süre tv izlemeyediğini biliyor muydunuz piki? (bkz: gosteri toplumu/@laylaylom)
  • gerçekliğin ve temsilin iç içe girdiği ve ondan kaçmanın artık neredeyse olanaksızlaştığı gösteri toplumu. durumcuların üstadı olan, ve şiir için de önemli bir konumu olan debord, yaşamı boyunca bir eylem adamı oldu. baudrillard' ın simulacrumu ve foucault' un bu kavramı kullanımı ters yollardan da olsa çeşitli şekillerde ilişkiye girer debord düşünsel yolu ile. debord, marcuse' nin ya da lukacs' ın özelliğini paylaşır hegelci mirası kullanmakla, kapitalizmin kanımca adorno ve frankfurt okulu ile birlikte en sağlam eleştirilerinden birisini yapmıştır. modern toplum eleştirisi göz önüne alındığında adorno ve gene benjamin ile sanat ve yansıtımı konusunda farklı düşüncelere sahip olduğu hemen anlaşılacaktır debord' un. debord avangard akımlara daha fazla konu olmuş, oraları etkilemiş bir sanatçı kimliğini de, düşünür kimliğine ek olarak, duruşunda ön plana çıkarmasını bilmiştir. debord minvalinden hareketle biz de bir şeyler söyleyebiliz, ruhunu anarak:

    "anlamı ve içeriği çalmak olan sistemin kendisinden bir şeyler çalmak: işte bu müzik aleti çalmak kadar sanatsaldır."
  • henuz 21 yasinda iken, 1952'de cektigi hurlements en faveur de sade adli ilk filmi ve akabinde letristlerden gelen agir elestiriler sonrasinda letrizm akimindan kopmus fransiz sinemaci ve yazar.
  • 1952' de paris e gelen charlie chaplin in yaptığı basın toplantısını basıp onu faşistlikle suçlayan dört kişiden biri.
  • biriyle alışveriş yaparken beğendiğim bir şeyi tavsiye etme amacıyla "giy de bak" demek yerine kullandığım isim.

    (bkz: mezarında ters dönmek)
  • kültürel devrim üzerine tezler'de "sanat, duyumlar üzerine bir bildiri olmayı bırakabilir ve daha yüksek duyumların doğrudan bir düzenlemesi olabilir. bu, kendimizi üretme meselesidir, bizi esir eden şeyleri değil." diyor.
  • sinemanın önce bu beyaz ekrana, sonra şu siyah ekrana indirgenebileceğini gösterdim.
    g. debord
hesabın var mı? giriş yap