• bisiklet hırsızları, pather panchali, umut'un çekildiği topraklarda yaptığı sansasyonel etkiyi iran'da yapan muhteşem film. öteki suser'ların da daha önce belirttiği üzere çağdaş iran sineması bu filmle doğmuştur.

    --- spoiler ---

    ilk sahnede köyün delisinin şaklaban niyetine kullanılışı esasen ilkel bir tiyatro gösterisidir. bu sahnede köydeki herkes birer seyircidir. sözde komedi oynamaktadır ve çocuklar da yaşlılar da katıla katıla gülerler, ama özünde zavallı bir deliye işkence edilmektedir.

    ve bu tutum kaçınılmaz biçimde finaldeki kamçılama sahnesini öncelemektedir.
    --- spoiler ---

    film değildir bu. insanın içini parçalayan sosyolojik bir vakadır.
  • şinel rus edebiyatı için neyse işbu başlıktaki film de iran sineması için odur. (bu söze internette denk gelmediğime şaşırdım ama herhalde herkes de böyle düşündüğünden kimse yazmak istememiş.)

    iran'daki şah rejiminin ilk başta filmi sansürlemesinin nedeni o zamanlarda resmi propaganda modernlik, yenilik üzerineyken bu filmin tüm gerçekliğiyle iran'ın "utandığı" yüzünü göstermesiymiş. (yönetmenin yalancısıyım.)

    islam devrimi'nden sonra iran sinemasının tümden yasaklanmamasının bir nedeni hümeyni'nin bu filme hayranlığıymış. (wikipedia'nın yalancısıyım.)

    ben iki sahneyi ayrı bir sevdim. ikisi de çok etkileyiciydi.

    --- spoiler ---

    1) tabii ki masht hassan'ın kendisine hassan'ın ineği dediği ve sonunda hassan'dan yardım istediği / hassan'a yardım çığlığı attığı sahne.

    2) tabii ki islam'ın yokuş çıkmayı reddeden inek hassan'ı kamçıladığı sahne.

    --- spoiler ---

    buradaki yorumların aksine ben oyunculukları beğendim. ana karakter masht hassan'ı canlandıran ezzatolah entezami'nin ilk sinema performansıymış bu. yer yer levent kırca'nın gençliğine benzettiğimi de söylemeden geçemeyeceğim ne yazık ki. bence asıl muhtar olması gereken islam, köyün delisi, gaffar'ın gıcık oğlu falan, hepsinin aktörleri iyiydi de hassan'ın ahırdaki ağzında otlarla diğerlerine verdiği bakışlar çok güzeldi.
  • baştan sonra bir sinema başyapıtı; senaryo, mekan kullanımı ve başrol hariç oyunculuklar muhteşem. başrol biraz fazla zorlama gibi gelse de sonuçta filmin başında izlediğimiz sahnede zaten normal bir insan ile karşı karşıya olmadığımız belliydi. iran sinemasının temel taşlarından kırsal insanının hayata bakışını duygu sömürüsü yapmadan anlatmış çok başarılı film.
  • "hayatta sahip olduğunuz tek şey bir inek olsa ve onu da kaybetseniz hâliniz nice olurdu?" sorusunu soran filmdir. filmi, izlemeye değer kılan ise bu soruya verdiği cevaptır.
  • filmde eşkıya gibi yabancı/komşu köyden hayvan hırsızları vardır, ingilizcesi bolouris* oluyor, hayvan/inek sürekli onlardan korunmaya çalışılıyor, öldüreceklerinden çalacaklarından korkuluyor. ineğin sahibi delirdiğinde bir ara 'beni çalacaklar, kesecekler!' diye korkuyor, bağırıyor. yalnız hayvan boyunlarına asılan uğur boncukları, askıları ona da asılır, çok yakışır.

    simgesel, hem toplum hem düzen eleştirisi yapılan filmdir. bolouris belki de şahlık düzenidir. filmin en aklı başında ve anlayışlı kişisi eslam (islam) bir yerden sonra hassan'a sinirlenir, vurmaya, bağırmaya, hayvan muamelesi çekmeye başlar. gene de filmin asıl temposu başlarda sahip-inek aşkı sahnelerindedir.

    film hakkında bir tanıtım/eleştiri yazısı:

    özel ilgi alanım olan dil ile fonetikle ilgili: acaba iran'da öyle mi söyleniyor, bizim hayvan gütme ve iletişim sözlerimize göre bir terslik, farklılık var. hassan ineğine bizim ineklere hitap sözümüzde olduğu gibi dbürş demiyor, koyunlara söylediğimiz gibi dbrü diyor, hem de git anlamında değil daha çok 'gel güzelim' der şekilde. arada bir hoha diyor, o paralel denebilir. hoha, git demeye uygun bir sözdür.

    (ilk giri tarihi: 30.3.2014)

    (bkz: gav/@ibisile), cow
    (bkz: beyel'in yas tutanları), bayel ağıtçıları
  • iran islam devriminden önce şah pehlevi döneminde dariush mehrjui tarafından yapılmış yoksulluk konulu pastoral metaforik film. uluslararası dikkat çeken hatta ilk iran filmlerinden. iran’ın yoksul bir köyünde yaşayan kahramanımız hasan’ın tek sermayesi sahip olduğu inektir. hassan ineğini çocuğu gibi sever. köylüler de hassanın ineğini muhtaçtır zira köydeki tek inek hassanın ineğidir. bir gün hassan evden çıktıktan sonra ineği nedeni belli olmayan bir şekilde ölür. yoksul köylü halkı bu durumun hassanı çok üzeceğini düşündüğünden ineği gömüp hassan’a ineğin kaçtığını söyler. hassan köylünün yalanına inanmaz ve ahırında olmayan ineğinin gerçekliğini kabul etmez. gerçekliği kabul etmeyen hasan çaresizlik içinde kalır ve kendisine göre yeni bir gerçeklik yaratarak ölen ineğinin yerine geçer. tek sermayesi olan ineğini kaybeden hassan aklını da kaybeder. köylüler hassan’ı iyileştirmek için durumuna el atar ve hasanı şehre götürmek isterler. şehir yolunda iyice zor çıkaran hasan köylüler tarafından hayvan muamelesi görür en son hassan’da ineğinin kaderini yaşar çamurluyu suya düşerek ölür. bu filmin gördüğümüz tarafı bir de filmin üstünü kazıdığımızda, metaforları irdelediğimizde karşımıza çıkan dönemin iran’ına eleştirel bir bakıştır. yönetmen mehrjui’nin politik eleştirisini filme metaforlarla gömer; hasan iran şahını, kıymetli inek ise iran devletini-halkını ve bolouri üçlü çetesi ise dış güçleri (başka ülkeleri) temsil eder. böylece iran şahının dış güçler karşısında çaresiz kaldığını ve tek sahip olduğu ineğini de kaybedeceği mesajı filmin alt metninde gizlidir.
  • neredeyse aşk ile bağlı olduğu ineğinin kaybını kabullenemeyen bir adamın hikayesi. hikaye anlatımı, oyunculuklar müthiş. tek sorun başrol oyuncusunun levent kırca’ya olan dikkat dağıtıcı benzerliği*.
  • iran adina uluslararasi festivallerde gosterimi yapilan ilk filmdir. ayni zamanda modern iran sinemasinin da onculerindendir. filmde "italyan yeni gercekcilik" akiminin etkileri bariz bir sekilde hissedilmektedir.

    iran yeni dalgasınin da baslangici olarak kabul edilen bu film; cekildigi yil ulkesinde yasaklanmis. yonetmen, tanidiklari vasitasi ile filmi 71 yili venedik film festivaline gondermis ve altyazisiz olarak gosterilen film fipresci odulu kazanmis. sonraki yil film berlin film festivalinden de odul almis.
  • ferruh gaffari'nin toplumsal hareketini tetikleyen, muazzam film. köye, tabana, iran'ın köklerine inen dariush mehrjui'nin gaav'ı, modern dönemin mihenk taşı olan filmlerinden birisidir. köklere (öze) dönüş, köylülere odaklanma, yaşamın dürüst bir hâl içinde tasvir edilmesi gaav'ın kendi yönünü ortaya koyar. gaav ile benim ilginç bulduğum bir detaysa, filmin sponsorunun kültür ve sanat bakanlığının olması ve yine bu kurum tarafından 1 yıl boyunca sansürlenmesidir, evet. tabi, bu dönemde behram beyzai ve davud movlapur'un filmlerine de bakmak gerekir.
  • --- belki spoilerdır, bilemem ilgilenmem de. ---

    ineğini kaybetmenin acısı, hassan'ın tüm varlığını öylesine işgal eder ki; artık hassan da o acının bir parçasından ziyade bizzat acının kendisi oluverir..

    ön yargıları delip geçen, hiç umulmayacak derecede adamın içine işleyen eski bir iran filmi. iran sinemasının dönüm noktası sayılır.

    köylünün, ineğin ölmesinden sonra hassan'ın kahrolmaması için gösterdiği seferberlik ise bence filmin en güzel konusuydu.
    iran'da, ineğini çok seven bir adama bu denli saygı.. beklemezdim ulan dostlar.
    örneğin bizde, köpeğini çok sevdiği bilinen birinin köpeğine zarar vermek, onu korkutmak için mahalleli sıraya girer be.

    --- belki spoilerdır, bilemem ilgilenmem de. ---
hesabın var mı? giriş yap