• annem ile babanım yıllar önce evlendikleri zaman gittikleri ilk film buymuş. babam neden böyle bir film seçmiş bilinmez ama annemin hafızasına kazınan ve yıllar sonra filmi anlatmaya kalktığında beni kopartan filmin ilk sahnesinin özeti annemin ağzından şöyledir. "ekran şimdi kocaman. bu böyle bir anda bir çıktı böyle bize doğru yürüyor ekranda, sırtında çantası var teskeresini almış askerden dönüyör."
  • kitap ve film hakkında spoiler içerir.

    -kitap 1972, film 1982 tarihlidir. kitap piyasaya çıktığında abd, hala vietnam'dadır. film çekildiğinde ise vietnam savaşı çoktan bitmiştir.

    -kitapta rambo'nun adı kid, filmde john j.'dir.

    -kitaptaki rambo tam anlamıyla deliliğin sınırlarında gezer. teasle ise filmdeki gibi şerefsiz şerif değildir. rambo'yla ilk iletişiminde hatalar yapar ama yine de filmdeki şerif kadar sağduyusuz bir adam değildir.

    -hemen herkesin bildiği gibi kitabın sonunda rambo ölür. teasle da ölür. filmde ise ikisi de yaşar.

    -filmin en önemli cümlesi "where is everybody"dir. rambo'nun ruh halinin üç kelimelik mükemmel bir özetidir. rambo, 6 yıl önce vietnam'dan kurtulmuştur ama ruhu hala orada yaşar.

    -ted kotcheff ve senaristler (stallone de dahil) savaş karşıtlığı ya da savaş yanlılığı yerine üçüncü bir yol tutturur. kitapta olmayan, filmin başında rambo'nun ziyaret ettiği arkadaş sahnesinden de anlaşılacağı gibi savaşın abd'ye yıkımdan başka bir şey getirmediğini de vurgular. rambo'nun tiradındaki "beni havaalanında bebek katili diye karşıladılar" sözleriyle amerika'nın askerlerine bireysel suçlamalarda bulunmanın gereksizliğini de vurgular.

    -hem kitap hem de film savaş sonrası stres bozukluğu olgusunu mükemmelen işler. kitap, sendromu daha ileri noktalara taşır.

    -kitap, filmden farklı olarak alegoriktir. rambo ile teasle'ın çatışması abd ile kuzey vietnam çatışmasının bir alegorisidir. bu alegoride rambo abd'dir. ilk yarı boyunca üstünlük ondadır ama giderek üstünlüğü teasle'a kaptıracaktır. bu bölümde bombalarla, dinamitlerle etrafı yakıp yıkacak ve geri çekilirken bile birçok zarar verecektir. kitapta teasle'ı öldüren son kurşunu rambo atar, rambo'nun ölümü ise uçurumdan atlarken kırdığı kaburgasının etkisiyle bütün kitaba yayılır ama yine de son kurşunu komutanından yer. her iki ölüm de savaşın sonunun tezahürüdür.

    -filmde rambo, hapishaneden kaçarken bir lokantanın tabelasında şık bir biçimde "the godfather" yazısı görülür. first blood, içinden godfather geçen filmlerdendir.

    -son olarak hem filme hem de kitaba kişisel puanım 9'dur. serinin geri kalan filmlerinin ise bende bir kıymeti yoktur. tabii 4. filmi izlemediğim için bir şey diyemiyorum ama tahminen o da 3. filmden farksızdır.
  • en başarılı bulduğum vietnam öykülerinden biridir. david morrell tarafından yazılmış aynı zamanda michael kozoll william sackheim ve sylvester stallone üçlüsü tarafından senaryolaştırılmıştır. sonradan suyu çıksa da oldukça başarılı bir filmdir. bilmeyen vardır belki diye konusuna kısaca değinmek gerekirse: john rambo yeşil bereliler birliğine dahil bir vietnam askeridir. ülkesine dönünce birliğinden bir asker arkadaşını ziyarete gider ama ölmüş olduğunu öğrenir. bu kasabada pek hoş karşılanmayan rambo* gördüğü kötü muamelenin üzerine bir de şerifle tartışması eklenince zaten yarı deli durumda olduğundan karakolu birbirine katıp ormana kaçar. peşindeki birlikler bu savaş konusunda uzman olan askeri hele ki ormanlık bir arazide yakalamaya kalkışınca ortalık savaş alanına döner.
    sylvester stallone'un oyunculuğunun bile sırıtmadığı hoş bir filmdir ilk kan. yine de ilk planlananlar yaşama geçse daha da güzel olacakmış. yani rambo'yu steve mcqueen oynasa eminim sonuç çok daha başarılı olurdu. bununla birlikte ilk filmdeki savaş karşıtı tutum, aslan asker rambo çatır çatır savaşır yeri geldiğindeye de dönüşmeyecekmiş. çünkü film planlandığı gibi bitse rambo ilk filmin sonunda ölecek ve diğer iki film çekilmemiş olacakmış. ayrıca albay rolünde de 17 ocakta kaybettiğimiz richard crenna yerine kirk douglas'ı izleyecekmişiz. (kirk douglas başta kendisine gelen teklifi kabul etmiş ama romanın sonunun değiştiğini görünce projeden çekilmiştir)
  • azerbaycandaki adi kaçıyir yakalanmıyir olan film
  • çekimleri kanada'nın hope kasabasında yapılmış, 1982 yapımı filmdir. filmin çekildiği kasabaya 1982 tarihinden bu yana hemen hemen çivi çakılmamış, doğal bir film platosu gibi durmakta. filmin çekildiği dağ ve ormanlar, adeta tarihi ören yeri gibi muhafaza edilmiş. filminde görünen harika doğa manzaralarının, ormanın , rambo'nun sığındığı madenin hatta bir sahnede görülen hurda kamyonun bile hala ayni şekilde korunmuş olması takdire şayan bir vakadır. first blood filminin çekildiği lokasyonun, bugünkü halini görmek amacıyla dolaşan arkadaş fransız aksanlı ingilizcesiyle anlatıyor ;

    https://www.youtube.com/watch?v=lc7pmuaku1o
  • her büyük eser gibi birden fazla katmanı olan seyrederken nefes tutulup, bittiğinde nefesin bırakıldığı film.

    rambo'nun kaçtığı ormanların güzelliği, savaşın öğütücülüğü, yok ediciliği, vietnam savaşının anlamsızlığı (ya da anlamı), filmse, gerilimse, gerilimin en üst düzeyde nefes nefese anlatıldığı, insanın hayat karşısında kendini sorgulaması, insanlar arası iyi, kötü etkileşimlerin hikayesi, felsefesi. fareler bile var. katman, katman. bir film standardına göre kısacık bir sürede insanı borbardımana uğratıp finalde donduran bir film.
    daha ne olsun... klasik.
  • vietnamda geçmese bile vietnam savaşını iyi yansıtan bir filmdir. gerek rambonun flashbackleri gerek paranoyası ordaki askerlerin durumunu iyi bir şekilde özetler. özellikle rambo'nun filmin sonunda yaptığı konuşma gözleri nemlendirecek derecede acıklıdır. diğer filmlere zemin hazırlamak için rambo canlı tutulmayıp öldürülseydi imdb top 250'de üst sıralardan bir yer çoktan bu filme bahşedilmiş olurdu.
  • serinin en güzel filmidir. öyle bir sürü adam öldürmeli, aksiyon dolu bir film değildir ve rambo, film boyunca kimseyi isteyerek öldürmez. film, sağlam bir savaş eleştirisi barındırır ki bunda romandan uyarlanması büyük etkendir. eğer romanına sadık kalınarak çekilmiş olsaydı ve filmin sonunda rambo, albay tarafından öldürülseydi çok daha iyi bir film olabilirdi. ve fakat serinin devamı uğruna kitaptaki sona sadık kalınmamıştır ki bu yüzden albay rolünde düşünülen kirk douglas, filmde oynamaktan vazgeçmiştir.

    --- spoiler ---

    film boyunca rambo'nun karakter değişimini gözlemleriz. filmin başında kendisini rehabilite edilmiş ve savaş psikolojisinden çıkmış olarak görürüz. gayet sakin şekilde bir arkadaşını aramak için kasabaya gitmiştir. oradaki kadınla kurduğu diyalogdaki naifliği ve filmin sonunda dönüştüğü cani adam göz önüne alındığında ne büyük bir değişim geçirdiği gözlemlenebilir.

    değişimin nedeni kasabadaki şeriftir. rambo, arkadaşının öldüğünü öğrenince kasabadan dönmeye karar verir ancak acıkmıştır. yolda denk geldiği şeriften tek istediği karnını nerede doyurabileceği konusunda yardım almaktır, bu kadar basit. adamın tek derdi bir şeyler yemek. ancak şerif, askerlerin kasabada huzuru kaçırdığı ve rambo'nun üzerinde taşıdığı bıçağı bahane ederek onu alıkoyar. karakola götürür, hortumla yıkatır, ustura ile tıraş ettirmeye çalışır ve tam o anlarda rambo'nun vietnam günlerinde geçirdiği işkenceler bilinçaltından dışarı fırlar. böylece o naif adam canavarlaşma konusunda ilk adımlarını atar.

    filmin tepe noktası ise sonunda albayla yaptığı konuşmadır. vietnam'da tank, helikopter, her türlü aracı ve silahı kullanan yetenekli ve değer gören bir asker iken, sivil hayatta otoparkta bile iş bulamadığından bahseder. film boyunca gördüğümüz canavar adam gitmiş ve filmin başındaki o naif, zavallı, tek derdi arkadaşını bulmak ve bir şeyler yemek olan adam geri dönmüştür. biz film boyunca "sylvester stallone ne odun bir adam, bu filmde ben de oynasam sırıtmam." diye düşünürken albayla yaptığı konuşmada öyle bir oyunculuk sergiler ki gözünden dökülen her damla yaş, her yakarışı ve alttan alta savaşa getirdiği sitem ile aslında ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu anlarız. sahnenin etkili olmasındaki en önemli nedenlerden biri de sezai aydın'ın mükemmel dublajıdır. lakin sly'ın sesi oyunculuk için yeterli düzeyde görülmeyen bir sestir. öyle ki rocky filminin senaryosunu yapımcılara kabul ettirmeye çalışırken yapımcılar tarafından reddedilmesinin en önemli nedenlerinden biri, sesinin oyunculuk için güçlü olmamasıdır. belki de bu yüzden rambo'nun son sahnesini sezai aydın dublajı ile izlediğimde orijinal dilindeki halinden çok daha fazla etkileniyorum.

    --- spoiler ---

    planlanan ilk son: https://www.youtube.com/watch?v=jp1mdsq4bfi
    çıkartılmış sahneler: http://www.youtube.com/watch?v=tnjuujipd-q
  • albay trautman ile john j.rambo arasında;
    ''-company leader to identify baker team - rambo, messner, ortega, coletta, jurgensen, barry, krakauer confirm! this is colonel trautman.
    -they're all gone sir'' şeklinde geçen konuşmada rambo'nun yaşadığı yalnızlığı, işe yaramazlık duygusunu, hayatın kendisine anlamsız gelişi hissini çok iyi yansıtmış hüzünlü film.
    hele bir de filmin son sahnelerinde önce öfkeyle sonra ağlayarak anlattıkları vardır ki hayat boyu travma sonrası stres sendromu ile yaşayacağını anlar insan rambo'nun.
    serinin en güzelidir.
  • rambo serisinin ilk filmi. bu filmde yemek almak icin sehire inen rambo'ya karakoldaki polisler kotu muammele yapar ve rambo da dehset sacar. mazeret olarak da "ilk kani onlar doktu" der.
hesabın var mı? giriş yap