8 entry daha
  • iulianus 322 yılında istanbul'da o zamanki adıyla byzation'da doğdu. daha bir kaç aylıkken annesini 6 yaşındayken babasını kaybetti. kendisi bitinya'da bir hıristiyan olan eusebius tarafından büyütüldü daha sonra iulianus kalkhedon'da bir çiftliğe yerleşti. burada eski yunan ve roma klasiklerini okudu. homeros ve hesidos'dan çokça etkilendi. iulianus bu çiftlikte doğa ile çok iç içeydi ve doğaya hayran biri olarak yetişti. imparator constantius'un zoruyla tekrardan bitinya'ya gitti ve burada dönemin pagan hatiplerinden libanius'un etkisinde kaldı. iulianus 19 yaşında byzantion'a döndü ve eğitim almak için bergama'ya gitmeyi talep etti. bergama'da neoplatonizm başta olmak üzere bir çok pagan felsefesi hakkında eğitim aldı daha sonra efes'e dönerek artık paganlığını saklamadan yaşamaya başladı kendini edebiyata ve felsefeye verdi daha sonra tekrardan eğitim almak için atina'ya döndü. atina'da ki hayatı tam istediği gibi geçti bolca pagan mekanlarını ziyaret etti eğitimler aldı ama bu mutlu hayatı çok uzun sürmedi. imparatorun bir sezara ihtiyaç duyması üzerine saraya çağrılan iulianus isteksiz bir şekilde geri döndü 6 kasım 355 tarihinde 23 yaşındayken sezar ilan edildi. bundan sonra iulianus'un hayatı tamamen değişti. imparator onu kabilelerin isyanını bastırması için galya'ya gönderdi. burada kitap okudu yazılar yazdı hemde galyalıları bozguna uğrattı. askeri başarıları onu orduda çok sevdirdi.

    360 yılında ordu imparator constantius'a karşı ayaklanır ve filozof olmak için çırpınan iulianus hiç istemese de imparator ilan edilir. iulianus byzation'a imparator olarak döner. constantius'u havariyyum kilisesi'ne gömdürür. iulianus ilk iş halkın isteğini ve refahını üstün tutan bir anlayışla sarayda ve hukuk da bir çok reform yapar. eski pagan tapınaklarını onararak yeniden kullanılır hale getirir. bütün bu reformları anca tamamlamışken ufukta pers tehlikesi görülür iulianus ordusuyla birlikte sefere çıkar lakin iulianus'un trajik sonu yaklaşmaktadır. bu sonu iulianus ile birlikte sefere çıkan dönemin tarihçisi ammianus'tan aynen alıntı yapalım. '' 26 haziranda persler her yönden saldırıya geçtiler. iulianus sıcak sebebiyle zırhını giymemişti yalnızca kalkanla korunuyordu ve her yöne koşup yetişerek ordusundaki dağılmaları engelliyor, birlikleri yeniden düzene koyuyordu. pers ordusu kaçmaya başlamıştı, romalılar onlara arkadan saldırıyorlardı. iulianus hiç düşünmeden kendini bu kargaşanın ortasına attı muhafızlarının düşman karşısında dikkatli olması için kendisini uyarıp seslendikleri sırada nereden geldiği belli olmayan bir mızrak kolunu sıyırıp kaburgalarını delerek karaciğerine saplandı. iulianus sağ eliyle mızrağı çıkartmaya çalışırken attan düştü. çevresindekiler yetişerek imparatoru bir kalkan üzerinde karargaha taşıdı.'' artık imparator için yapılacak bir şey kalmamıştı. askerlerinin yanına dönmek ister lakin başaramaz bunun üzerine iulianus maximus ve priscus ile ruhun yüceliği üzerine derin bir konuşma yapar ancak kanama başlayınca konuşamaz su ister ve içtikten sonra 32 yaşında ölür. onu öldüren mızrağın kimi tarihçiler hıristiyan bir roma askeri tarafından kimileri ise savaş sırasında bir pers askeri tarafından atıldığını söyler.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap